Benim Adım Umut

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
***
**

** Hızlı ve sakin adımlarla yürüyordu. Onlarca insan geçiyordu yanından. Onlara çarpmak istemiyor ; fakat her defasında “Özür dilerim,pardon,affedersiniz.”sözlerini söylüyordu.Fırsat buldukça da elindeki kağıt parçasına bakıyordu.En sonunda* kırmızı kapılı ,on dört numaralı *apartmanı bulmuştu.Derin bir “Oh” çekip,karşıdan karşıya geçti.Tam bu sırada yanından hızla geçen bir adama çarptı. Az önce elinde olan kağıt parçasını arıyordu.Ama* bulamıyordu.Ceplerine baktı, fakat yoktu. O anda elindeki kağıdı yere düşürdüğünü fark etti.
Gireceği stüdyonun bu binada olduğundan emindi.Kaçıncı katta olduğunu ise hatırlamıyordu.”Galiba ilk daireydi.” diyerek içeriye girdi. Birkaç oyunculuk denemesinden sonra ilk profesyonel rolüydü.Bu çekimler onun için çok önemliydi.Binada önemli bir sahnenin tamamlanması için onu çağırmışlardı.Adresi not ettiği kağıt parçasını kaybedince karşısına ilk çıkan dairenin zilini çaldı.Kapının üstünde hiçbir şey yazmıyordu.Kapıyı açan orta yaşlı bir kadındı.”Hoş geldiniz.” dedikten sonra *adamın soru sormasını beklemeden işinin başına döndü.İçeride birkaç kişi vardı.Hepsi de kendi alemindeydi.Hemen pencerenin önünde oturan gence sordu:
-Burası neresi?
-…….
Bir daha,bir daha sordu.Fakat cevap alamadı.Biraz sinirlenmişti.Tam o sırada duvarda yazılı olan afişi gördü. “… ENGELLİLER DERNEĞİ”
Burası engellilere ait bir daireydi ve tam bu afişin altında oturan bir çocuk, resim çiziyordu.Kapının hemen ilerisindeki küçük masada*, kağıda bir şeyler karalıyor,siliyor ve en sonunda eline aldığı boyaları kağıda sürüyordu.Delikanlı,kapıya doğru yürürken çocuğun, bu hali onun dikkatini çekti.Bir güç onu bu küçük çocuğa doğru çekiyordu.Yanına gitti.Çizdiği resmi inceledi.Gerçekten düşündüren bir resimdi.Gözlerini kıstı, bir an için resmin içine girdiğini sandı.Çocuğun meraklı bakışlarıyla da* bu rüyadan sıyrıldı.
** Stüdyoya* gitmekten vazgeçmişti.Çocuğun yanına bir tabure çekerek oturdu.Onu izlemeye başladı.Çocuk ,elindeki boyaları bırakmış;bir kağıda bir şeyler yazdıktan sonra gence uzatmıştı.Delikanlı, şaşırarak, cebinden çıkardığı bir kalemle ,*yöneltilen soruyu cevaplıyordu.
Soru şuydu:
*-Dikkatinizi çeken şey nedir?
-Dikkatimi çeken şey bu yaptığın olacak ki,*buradayım. Sanıyorum ,dünyayı engelli birine benzettin.
* Çocuk, bu cevabı beğenmemiş olacak ki başını sallayıp,kaşlarını kaldırıyor..Kağıdı ve kalemi tekrar alıp* yazmaya devam ediyor:
-Resimde asıl dikkatinizi çekmesi gereken* şey,engelli bir insanın* koskoca kainatta ve en mühimi kendi içinde yaşadığı yalnızlıktır.
* Delikanlı, resmi kendine doğru çevirdi.Çok düşündüğü *her halinden belli oluyordu.Resimdeki dünyanın içinde küçük bir karartı vardı; insana benzeyen bir karartı.Ayakları ve bir sol kolu olmayan… Delikanlı,çocuğu incelemeye başladı.Ayakları ve kolu vardı.Peki bu karartı kimdi?Kağıdın arkasına:
-Peki bu karartı* kim, sen misin? sorusunu yazdı.
Ç ocuk sol kolunu ve ayaklarını göstererek söylediğinin doğru ama eksik olduğunu yazdı ve şunları ekledi:
-O çocuk yalnız ben değil,benim gibi* olan* ve benden daha kötü halde olan bütün engelli kardeşlerim.O karartı sadece bir sembol.
** Delikanlı,eline masanın üzerindeki kurşun kalemi aldı.Tamamen boyanmamış olan resimde karartıya uzatılan bir el çizdi ve çocuktan onu da boyamasını istedi.Kağıdı *son kez eline alıp şu sözleri yazdı:
*Engelliler, dünyada yalnız olan kimseler değildir.Uzatılan* bu el ,her gün bir engelliyle* aralarında hiçbir engelin* olmadığını* ve olamayacağını gösteren çok güzel bir semboldür.Unutma,engeller aşılmak için vardır.
** Delikanlı, yerinden kalktığında çocuğun gözlerini dolduğunu gördü. Çocuk *bugünün tek doğru cevabının* bu söz olduğunu yazdı ve gence sarıldı.Delikanlı, kapıdan dışarı çıkacakken çantasından çıkardığı *fotoğraf makinesiyle çocuk ve çizdiği resmi fotoğraf *karelerine sığdırdı.
O resimde *çizilenler ise şunlardı:
- Dünya bir tekerlekli sandalyeye oturmuş,kulaklarına kulaklık takmıştı.Arkasında onu iten bir insan vardı ve de en küçük ayrıntı o karartı…
** Belki de bir tesadüftü bu karşılaşma.Hayatın bilmediği önemli bir sahnesini dizi setinde değil,bir dernek ofisinde yaşamıştı.Bugün ki dizi setine geç kalmıştı fakat para karşılığında kazanamadığı hayat dersini birkaç dakika içinde öğrenmişti.
Artık gitme vaktiydi.Küçük bir çocuğun kalbindeki sevgiyle,yaşama tutkusuyla bağlanmıştı birkaç dakikalığına hayata.Merdivenleri hızlı adımlarla çıkıyordu ki,yere sert basan bir çift ayak sesi duydu.Arkasını döndüğünde,çocuğun,kendisine duyurabilmek için yaptığı hareketi anladı.Genci çağırıyordu telaşla.
Koşar adımlarla merdivenden indi.Çocuğun uzattığı kağıtta yazan soruyu okudu ve sevinçten gözleri parlayarak cevabı büyük harflerle yazdı. “BENİM ADIM UMUT”.


Adı Soyadı: SEFANUR KOCAGÖZ


ÖZGEÇMİŞ

14.01.1998 Ordu-Fatsa doğumluyum.İstanbul Şişli Handan Ziya Öniş İlköğretim Okulu 2012 mezunuyum.Devlet memuru bir baba ve ev hanımı bir annenin üç çocuğundan en küçüğüyüm.Başarılı bir eğitim hayatının ardından okulumu birincilikle bitirdim.SBS sonuçlarına göre Anadolu Lisesi’ne yerleşmeyi ve doktor olmayı istiyorum.Katıldığım çeşitli resim ve yazı yarışmalarından il ve ilçe derecelerim bulunmaktadır.Kitap okumayı ve resim çizmeyi,müzik dinlemeyi severim.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst