Bir Engelli genç, Bir işsizlik ve çaresizlik hikayesi...

archimonde87

Üye
Üye
Katılım
Tem 18, 2011
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba,

Ben Lise Tıp Elektroniği, Üniversite 2 yıllık Mekatronik olarak okudum. 24 yaşındayım. İşsizlikten dolayı 2 yıllık tecil hakkımı kullanmadım 'Ben asker olmalıyım, benden iyi bir asker olur' diyerek bu hakkımı kullanmadım. Acemi birliğini Sivas/Temeltepe çavuş eğt. bölüğü 1.takımı en iyi derece ile bitirdim, bu bana daha da gaz vermişti askerliğe de iyice ısınmıştım. Yalnız gizlediğim bir hastalığım vardı, bedbahtlı birisiyimdir. 17 aylıkken su yerine yanlışlıkla bana kezzap içirilmiş bu yüzden yemek borumun yanmasıyla 10 yaşına kadar 12 operasoyon geçirdim. Bunu anlatmıştım ama 2007 yılında başlayan epilepsi nöbetlerini gizlemiştim. Çünkü direkt çürük raporuyla gönderileceğimi biliyordum.

Usta birliğini Şanlıurfa/20. Zırhlı Tugayda yapmaya başlamıştım. Ama usta birliği acemi gibi değildi. ilk dakkasından sert tutumlar komutanlar olsun üst devrelerin olsun. Bir an önce çavuş eğitimden gönderilecek diplomanın bizim komutanların eline geçmesini istiyordum. En azından bana karşı biraz tutumları değişir diye. Bu dosyaların 45 günden önce ulaşmadığını öğrendim+sıkıntı+baskı+sıcak+uykusuzluk derken askeriyede olan ilk nöbetimi geçirdim. Bunun ardından revirden sonra ilk DAH burdanda ileri tetkikler için GATA nörolojiye sevkedildim.

GATA'da kan testinde hepatit b olduğum ortaya çıktı. Nörolojiden JTK örnekte epilepsi nöbetiyle 'epilepsi' tanısını almıştım postalanacağımı biliyordum. Ama ne hikmetse hepatit b den dolayı 4 kez GATAya git gel yaptım hava değişimi verilerek. Son yatışımda sonunda biopsi yapıldı ve 'Kronik hepatit b' olduğum tescillendi ve çürük damgasıyla postalandım. Bu benim için yıkımdı. Değil asker polis bile olamayacaktım artık.

GATA'da tanıştığım sürüyle arkadaş oldu, hepsi çürük alma derdindeydi, ama tabi birisi ağaoğlu, diğeri dükkan sahibi, haklılardı, iş sorunları yoktu. Bir kaç kas hastasıda gördüm nörolojide yatarken. Adamlar en ufak bir eforda aşırı yorulduklarından şikayetçilerdi. Bende de aynı şey vardı ama ben bunu küçükken geçirdiğim en büyük operasyon(yanan yemek borusunun dar kısmı kesilecek, gerekirse kalın bağırsaktan ek parça alınacaktı) sırasında kaza sonucu akciğerlerimin su kaplamasına ve iltihaplanmasına bağlıyordum. Meğerse 'kronik hepatit b' denmiş. Keşke bilmeseydim bu hastalığımı. İnsan bilmeyince kendini daha sağlıklı hissediyor. Hastalık psikolojikmen beni bitirdi biraz da çelimsiz olmam nedeniydi tabiki.

Askerlik işi bitince bir an önce bir yere atılmak istedim ama bu 'beden işçisi' olamazdı. Ara ara ara yok yok yok. KPSS ye girerim dedim azıcık araştırdım ve bunaltı geldi. Ülkemiz gelişmemiş bir ülke olduğundan elektronik-bilgisayar alanlarında memur alımları çok komik rakamlarda seyrediyordu. eem-em atamaları bile maks 100 kişiydi. Bölümümün de zaten ataması yoktu. Lanet olsun okuduğum o 2 yıla. Ankara'da bir dayın olmadıktan sonra 90-100 alsan bile yine bir yere yerleşememe riskin var. Zaten Tercih işi inanın sınavdan daha zor.

Sorular;

1-) İşkurdan sevkle gittiğim hastanede bana verecekleri %40 veya üzeri raporla 'beden işçisi' dışında bir yere yerleşme şansım nedir?

2-) KPSS önlisans yerine KPSS ortaöğretimden sınava girmek istiyorum. Tıp elektroniğinin ataması varmış. böyle bir hakkım varmı?

3-) Hayatda yalnız olan, şu işmi bu işmi diyerek ve bir babası, dayısı tarafından yönlendirilmeyen, şaşkın, hasta, çelimsiz, dişlek, optik, asosyal, korkak bu genç şu dakikadan sonra ne yapmalı? 1. veya 2. şıkdanmı yoluna devam etmeli yoksa kaymakamlık binası önünde sansasyonel bir eylem mi yapmalı?

Bu hayatda hiç yüzüm gülmedi. Ben nasıl olurda asgari ücretle evlenecem? bir aile sahibi olacam? şimdiki kızları biliyorsunuz. bir koltuk takımı istiyor 7000tl. benim ise yaş 24 elde 2. giyecek bir elbisem bile yok, ah bir işim olsa ahh. ne yapayım harakiri?

Yardımlarınızı, görüş ve önerilerinizi bekliyorum saygıdeğer abilerim ablalarım...

b072736647@sakarya.edu.tr
 

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,021
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Hayatın romanmış be güzel kardeşim. :)
Bu arada sırf kişisel merakımdan soruyorum (cevap verip vermemekte özgürsünüz) hastalığınıza rağmen askerlik yapmak için bu kadar can atmanızın nedeni tam olarak nedir?
Sorularınıza dilim döndüğünce cevaplar vereyim:

1) İş-kur sevkiyse alınan %40 ve üzeri bir raporda "çalıştırılacağınız" ve "çalıştırılamayacağız" iş alanları yazar zaten. Örneğin "ayakta uzun süre iş yapamaz" v.s. DR seni daha doğrusu hastalığını inceler, raporuna ona göre not düşer. büyük ihtimalle beden işcisi dışında başka bir yere yerleştirilirsin. Tabi oda iş-kur dan iş çıkarsa. (buda ilginç bir cümle oldu ya oda neyse. :) )

2) Net bilgim yok. Kitapcığı incelemek lazım.

3) Bu satırları yazacak kadar parlak zekaya sahip bir insan şu hayatta şöyle yada böyle kendine bir yol bulur. Yeterki ümidini kaybetmesin.
sevgiler.
 

archimonde87

Üye
Üye
Katılım
Tem 18, 2011
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim, diğer okuyuculardan da yorum bekliyorum. sorunuza cevap vereyim. Tamamen sebebi işsizlik. Bir insanın onu yönlendiren kollayan bir büyüğü yoksa o insan hep kararsız şaşkın yaşar hayatı. yaşayarak öğrenir, bazı şeyleri kavrar herşeyi anlar çözer ama bu sefer arkasında geçmiş yıllar bırakmıştır. Bakar ki artık çok geç, artık 18 yaşında değildir. Bana yeni bir şans verilse liseyi düz lise olarak okur, üniversite Uluslararası ilişkiler bölümü ardından bir yurtdışı stajı ardından da siyasal bilgiler fakültesinde yüksek lisans yapar kpss sonrası kaymakamlık sınavına girerdim.

Şunu okursan şu olursun, bunu okursan şu olamazsın diye bir büyüğümüz beni yönlendirmediğinden hep kararsız temeli çürük hedefler koydum önüme. Yaş 22 ye geldiğinde baktım artık şu olamıyorum bu olamıyorum, en iyisi asker olayım dedim. Yani bir yere kapak atma meselesi. Son kapı devlet kapısı hesabı. Yoksa askerliğe aşktan değil tamamen çaresizlikten. Zaten millet geçim derdinde çalışanların hangileri işlerini aşkla yapar ki?(hayat kurtaran yada kurtardığını zannedenler hariç) Yine de şikayetçilerdir. ama bilir ki mecburen yaptığı işi sevmek zorundadır.

Ve malesef halen aynı hastalık içersindeyim yine ne yapmalıyım? bilmiyorum. Bir 5-6 yıl öncesine dönme şansım olsa ne yapacağımı bilirim. Yaşadıklarımdan ders alıyorum ama bu bana birşey kazandırmıyor.
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
24 yaşında biri olarak hayata çok karamsar bakıyorsun yahu. :) (bunu 40 yaşına merdiven dayamış biri olarak söylüyorum.) Önünde up uzun bir yaşam var. Hayatın ne getirip ne götüreceği hiç belli olmaz.
Sorularına gelince. Ben olsam en yakın hastaneye giderek bir sağlık raporu çıkartırdım. Çıkacak rapor %40'ın üzerinde olursa iş-kur a kayıt yaptırır, özürlüler için bu yıl yapılacak "merkezi sınav" için harıl harıl çalışırdım.
Biri olmazsa diğeri olur. Oda olmazsa önümüzdeki yıla bakardım. Hayat denilen şey mücadeleden ibaret değilmi zaten.
 
S

SON_OSMANLI

Guest
Hayat mücadeleden ibarettir kime ne geritip götürüceği hiç bir zaman belli degildir..hayattan kopmamak lazım yinede rızık bittiginde hayatta biter..
 

archimonde87

Üye
Üye
Katılım
Tem 18, 2011
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Öncelikle cevaplarınız için teşekkürler özellikle 'merkezi sınav' ilk defa gördüm bilgilendirmeniz için ayrıca teşekkürler.
Allah insana kaldıramayacağı bir yük hiçbir zaman vermez. Herkesin bir sınırı vardır. Herkes kendine göre haklıdır. 'Tek doğru kendisidir' zannettiği zamanlar olur hatta o kadar aşırıya kaçanlar var ki 'yemin ederim sen benim yaşadıklarımı yaşasan çoktan intihar ederdin' diyecek kadar kendinden emindir. Başkalarına göre komik 'sen ne yaşamışsın ki bide bana sor' dercesine bir kişinin yaşadığı ona saçma gelebilir. O kişinin 'sınırlarda' olduğunu asla anlayamaz. Ben şahsen çok 'sınırlarda' hali geçirdim. Gecekondu değilde apartmanda yaşasam belki 10 kez kendimi aşağı atmış olacaktım. Ayrıca insan sabırsız ve hırslı olarak yaratılmış. İnancımız gereği her gelene eyvallah demeli sabretmeliyiz. Bunu bilmeme rağmen nefsimin önüne geçemiyorum. Benimde tatmadığım duygular var yaşayamadığım şeyler var. Mesela bir arkadaş grubum hiç olmadı. Bende beraber toplanıp gezmek, muhabbet etmek istiyorum. Beraber dayak yemek beraber adam dövmek istiyorum. Benimde güzel gözlü güzel kaşlı bir sevgilim olsun onunla el ele dolaşayım. oturup sadece onun güzel yüzünü izleyeyim istiyorum. Ama burası cennet değil malesef dünya. Önemli bir çok değer tamamen yitirilmiş, güven dürüstlük yerine çıkarcılık zübüklük gelmiş. Malesef belli standartların altında yaşayanlar yalnızlığa mahkum edilmiş. Peki neden? bu insanlarda hiçmi inanç yok hesap günü yok? Hayata karamsar bakmamın sebebi bunları düşünmek.
yaşadığımız hergün zaten bir mücadele içindeyiz. insanlarla mücadele edemiyorum, kalbi kapalı tek kendini doğru zanneden yada karşısındakinin ona üstünlük yaptığını zannedip ne derse desin ona karşı muhalif olan insanlarla neyin mücadelesini yapacağım? Benim istediğim mücadele çok başka;sorun iki kardeşi ilgilendirince iki küs kardeş birleşir tek yürek olur, sorun mahalle sorunuysa bütün mahalle, sorun bir kocaeli sorunuysa tüm kocaelililer bir olur, çünkü sadece mücadele içindeyken ortada yalan, hile, fesat olmaz. Benim aradığım yalansız, hilesiz fesatsız toplum.
 

archimonde87

Üye
Üye
Katılım
Tem 18, 2011
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
ilginiz için tekrar teşekkürler. merkezi sınav başvuru tarihleri, soruları, soru dağılımı, yerleştirmeyle ilgili bir site yada pdf dökümanı varmı?
 

archimonde87

Üye
Üye
Katılım
Tem 18, 2011
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bugün Metin'le iş bakmaya gittik yine. İlanda 'Buro Memuru, fatura kesimi yapacak ve bilgisayara veri girecek elemanlar' yazıyordu. İki kişi alınacaktı. Sevinmiştik, parasıda fena değildi. Bu bir kargo şirketiydi ve 850 tl + yılda bir ikramiye yazıyordu ilanda. Telefon açıp randevu alıp yola çıkmıştık.
Yolda;
'Ulan Metin iş rahattır da maaşı az be' dedim ona.
o bana:
'Olsun be 6 ay çalışsak da yeter, en azından elimize para geçer' dedi.
'Fenamı sabah beraber yola çıkar yan yana bilgisayarlarda gelen müşterilerle ilgileniriz' dedim. Yüzünde bir gülümseme oldu.

İki araba değiştik, ikinci araç adresi söylediğimiz halde bizi yanlış yerde indirdi. Ordaki esnafa sorduk adresi ama kimse nerde yaşadığını bilmiyordu. Sonra bir taksi durağı bulduk ama paramız yoktu adres tarifi isteyecektik. Tabanway olarak adrese doğru yol aldık. Tepemizde güneş fena yakıyordu bizi. Metin hazırlıklı gelmişti. Üzerinde kollu elbise ve şapka da vardı. Bende bir penye vardı sadece. Şapkam yoktu. Sıcak tepeden bastırıyordu. Kızarmıştım piliç gibi. Ama bunda da hayır vardır diyorduk birbirimize yolda.Sonunda adrese varmıştık, TOSB(1) güvenlik görevlisi arkadaş saolsun bize su ikram etti şimdiki yolu tarif etmesinin ardından. 7.cadde 2numaralı binaydı aradığımız.

(1):Tuzla Organize Sanayi Bölgesi.

Ve final ;
Adresi bulduk, görüşmek için üst kata çıktık. Yetkili kişi bize demesinmi 'Sabah 8.30 akşam 10.30, Cumartesi akşam saat 5.00e kadar, yapacağınız iş fatura kesimi+bilgisayara yapılan işlerin girdisi+sevkiyat, maaşlar tam zamanında elinize geçer, sigortanız tam yatar, sizin oraya servis ayarlarız'
Adamı dövesim gelmişti, bu adam büro memuru değil resmen sevkiyat görevlisi yani hamal arıyordu. İri yarı olmasından dolayı tırsarak kibar bir dille 'biz üniversite işletme okuyoruz, işin çalışma saati çok fazla dedim.' Sadece asgari ücretle bir fabrika üretimhaneye girip 8+4 saat çalışıp zaten 900-950 aylık para kazanabilirken ne diye 'hiçbir iş tecrübesi kazandırmayacak' bir yerde ömrümü harcıyayım ki birde yol çok uzun. Nihayetin de çıktık gittik bir iş umudu daha hüsranla sonuçlandı.. Boynumun, kollarımın yanması kararmasıda cabası..

Geçen günkü Tyotetsu(Toyoto'ya araba parçası üreten firma)'dan da cevap gelmemişti. Şartları fena değildi ama press makinesi tecrübemiz yoktu,gidip forum doldurduk, hatta forumda meslek lisesi çıkışlı olduğumuzu okuyan görevli telefona sarılmış,telefon görüşmesinin ardından iki mülakatın ilkine buyur etmişti bizi, ilk mülakat fena değildi, benim askerlikte tamam olduğu halde yapılan işin süper zeka gerektirmediği halde meslek lisesi çıkışlıları çalıştıracağından devletten ek ayrıcalık kazanacakları halde ne diye halen aramıyorlar?? Yine orda güneşte yandığımızla kalmıştık.

Bundan önce de Mert Group (ismi hoş geliyor, bir holding diyorsun, kalite zannediyorsun)'a kalite kontrolcü ve depo sorumlusu alınacak ilanıyla yola çıkmıştık, zor zar plazayı bulmuştuk ve görüşme için servisiyle yola çıkmıştık, Şofor bize yolda 'tüm sosyal hakları, kömür yardımı falan var, sendikası var' demişti,sevinmiştik. Görüşmeye vardığımızda günde 10 saat çalışma, asgari ücret, sendika yok diyordu yetkili. Şirketin servis şoförü ayrı, insan kaynakları müdürü ayrı tellerden çalıyorlardı. Yanmamıştık ama burda, sonra tabanwaylık durumda yoktu...

Metin bir bölümden bahsetmişti bana 'Tıbbi labaratuar' dan. Bir A.Ö.F programıydı 2 yıllık. Mezun olunca Laborant olarak her türlü hastanede rahatlıkla çalışabileceğimi, olmazsa sağlıkçı olarak KPSS ardından rahatlıkla bir yere atanabileceğimi söylemişti. Uzaktan Eğitim programı olması işime geliyordu. Ama bu yıl YGS ye girmemiştim, askerlik işini yeni bitirmiştim, aklımda okumakta yoktu. Acaba lise diplomasıyla direk kayıt olabilir miyim heyecanıyla merkezburo@anadolu.edu.tr adresine mail atmıştım. Çünkü bir Açık Öğretim programıydı. Cevap geldi netice sıfır. Bu hafta böyle hep hüsranla geçti bitti....

Kayıp 1 sene. Bu eylül değil gelecek sene eylül kayıt yaptıracamda....,2 yıl okuyacamda......,tam donanımlı özel bir hastane bulup stajyerliği sorunsuz yapacamda....,özel yapamazsam kampüsde stajyerlik yapıp bir yere yerleşecemde, yerleşemezsem KPss deneyecem, belki tutarsa atanacam, yaş olacak 30, elde birikim sıfır, nasıl aile kuracam? yanmışım ben yanmışım, almanca öğrenip Almanya'yamı kaçsam, yoksa kendimi üstgeçitten aşagımı atsam, nedir bu dünyanın çilesi???vuran vurana çakan çakana, yoksa bir sigara yakıp kafamı yapsam...

İşsiz gençler için dua edelim lütfen...
 

archimonde87

Üye
Üye
Katılım
Tem 18, 2011
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Translogic lojistik depo elemanı iş başvurusu için tekrar çıktık yola. Sevkiyat-yükleme yapacaktık,benim şahsen zorlanacağım bir iş olsada çıkmıştık yola Metin ile. İşyeri güzel ve temizdi dışa göre. İlk forum doldurduk ardından grüşmek için yetkilinin içeri davetini bekledik ve oturduk koltuklara.
Aramızda geçen görüşmeler:

+: Aynı ilkokul aynı lise aynı üniversite hehe aynı sınıftamı okudunuz :)
-: Hayır efendim sınıflar ayrıydı
+: İyi iyi MYO hangi bölüm okudunuz.
-: Mekatronik efendim.
+:peki nedemek bu?
-: Elektromekaniğin bilgisayarla birleşimi geneliyle robotik efendim.
+:Gidin robot üretin burda işiniz ne :)

gibi saçma sapan şeyler bize soruyor ardından herhangi bir iş tecrübemiz yok diye 'tamam bir değerlendirme yapacağız biz sizi ararız' diyordu. Kesin lise mezunuydu ki bu kadar saçma ve küçümsercesine tavırlarla görüşme yapmıştı bizimle. Depo elemanı nedir yahu? ne tecrübe gerektirir kutu taşı götür yapacağız bu kadar basit değil mi?
Tabi üniversite mezunu bunlar 2-3 ay çalışır gider hem tecrübeleride yok bana asgari ücretle çalışacak ilkokul mezunu tecrübeli eleman lazım diyemiyordu ve kibarcası olan biz sizi ararızı diyordu bize. Kimse imkan vermez ise biz bu iş tecrübesini nasıl kazanacaz?

Başka bir firmanında net sitesinden forum doldurdum bişey dikkatimi çekti. Normal bildiğimiz pres makinesinde çalışacaktık. Kariyer hedefiniz? yazıyordu.
Üretimhanedeki gereksiz işlevleri ve göze küçük görünen yalnız pratik zekayla verime dönüştürülebilecek şeyleri tespit ederek üretimi minimum düzeyde ucuza malettirmek, kar payını arttırarak yeni istihdam yerlerini açmanıza yardımcı olmak yani kısacası az maliyetle çok kaliteli ürün üretim yapmanızı sağlayarak üretim alt kadrodan yönetim üst kuruluna yükselmek.

saçma soruya saçma cevap yazdım bende. İkinci hafta 3. günde böyle eridi gitti. Bakalım yarınki plastik organize sanayi bölgesindeki iş başvurusu sonucu ne olacak.
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Çok ilginç estantaneler olmuş. Devamını merakla bekliyorum. :)
 
F

Fırtına

Guest
archimonde87,

açmış olduğun bu konuyu, ilgi ile takip ediyorum.. yaşadıklarına; daha doğrusu, biri!lerinin sana yaşattıklarına; ağlasam mı/gülsem mi (!) bilemiyorum.?! bakalım yarın ki plastik organize sanayi bölgesindeki iş baş-vurusu sonucu ne olacak.?! bende merak ediyorum.?! inşaallah, hayırlı haberlerle gelmeni bekliyorum.?!

engelli + işsizlik + çaresizlik = devletin acil/en çare bulması gerek.!!!
 
Tekerlekli Sandalye
Üst