Biraz Empati.!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
390859_1.jpg



Yolda yürürken köşe başlarında oturan dilencilere hiç dikkat ettiniz mi.? Neden bütün uzvunu kaybetmiş insanlar dilenir ya da kolu, bacağı yokmuş gibi davranarak dilenirler.. Felçli olup çakmak veya inci boncuk satan insanlar, gözleri görmeyip mahalle aralarında müzik çalıp para kazanmaya çalışan diğer insanlar..

Çevremizdeki bütün bu manzaraların oluşmasındaki neden kim biliyorsunuz.?

BİZ..

Yani toplum olarak bizim bakış açımız ve engelli insanlara yüklediğimiz önyargılar..

Birey olarak, kendimizin dışında eksikliğini gördüğümüz insanlara acıyoruz ve ancak acıdığımız zaman yardım etme gereğini hissediyoruz. Örneğin, engellileri eksik gördüğümüz için iş vermiyoruz, bir takım eğitim gibi imkanlar sunmuyoruz. Böylece onların bir çoğunu dilenmeye itiyoruz..

Peki bunun suçlusu engelli insanlar mı.?

Elimizi vicdanımıza koyup bir düşünelim lütfen.. Ya bir gün diyelim dünya tersine döndü ve siz engelli oldunuz. Yine aynı bakış açısıyla görür müydünüz bütün bu olup bitenleri.. Ayağınız ya da eliniz yok diye birilerinin sadece size acıyarak bakması içinizi acıtır mıydı.?

Toplumda normalde insanların karşılaştığı bazı olaylara insanca tepkiler vermesi doğal karşılanır ama engelli birinin aynı olayları yaşadığında tepki vermesi anormal karşılanır.. Arkasından ne de olsa kompleksli adam diye geçiştirilir..

Halbuki hepimiz insan olarak yaşadığımız bazı olaylarda isyan ediyoruz, duygusal davranıyoruz. Kısaca bunlar insanca duygular.. Bu duyguların engellisi ya da engelsizi var mıdır ki.? Engelli ya da engelsiz herkesin beyni aynı yerden çalışıyor, herkesin kalbi aynı yerden atıyor, hepimiz aynı olaylar karşısında heyecanlanıp, sinirleniyoruz. Niye birilerini ille de kendimizden çok farklı ya da eksik görmeye çalışıyoruz. Aslında bu engelsiz bireyin kendini güçlü görmesi ve biraz da egosu olsa gerek..

Biz toplum olarak henüz ayrımcılık kelimesini düzgün telaffuz edemiyoruz. Lafta hepimiz çok eşitliği savunuyoruz ama henüz beyin olarak bunu kendimize işleyebilmiş değiliz. Bu yüzden ki çoğu engelli insanın yaşam hakkını kısıtlıyoruz. Halbuki engelli olup meslek sahibi olan, doktorasını yapan ve çok başarılı işlere imza atan insanlar var çevremizde.. Demek ki fırsat ve imkanlar sunulduğunda engelli insanlarında kendini ortaya koyabilecekleri aşikar.. Onları dilendirmek ya da buna mecbur bırakmak öyleyse bizim ayıbımız, onların değil.. Bana biraz şu düşünce iki yüzlülük gibi geliyor. Hem acımak, üzülmek, yardım etmeye çalışmak hem de bir yandan onları ötekileştirmek..

Bununla ilgili kısa bir anımı paylaşmak istiyorum sizinle;

Üniversitede çalıştığım dönemde genç bir çocukla tanışmıştım. Kendisi felçliydi, tekerlekli sandalyesiyle akşamları yüksek lisans öğrencisi olarak derslere geliyordu. Dikkatimi çekti ve yanına gittim, biraz sohbet ettik. İki üniversite bitirmişti ve yüksek lisansını tamamlamak üzereydi. Onunla konuşurken ayaklarını, sandalyesini herşeyini unuttum diyebilirim. Çünkü o kadar akıcı, düzgün ve aklı başında sohbet ediyordu ki.. Kendisini çok iyi yetiştirmiş, bilgili bir gençti.. İleriye dönük projelerinden bahsetti bana, kendisini takdir ettim. Çevremde bir sürü parayla okuyan ama okuluna gitmeye gerek bile duymayan genç varken, bu gencin o kadar zor şartlarda okula gelip gitmesi ve bu kadar işi başarması beni çok gururlandırdı..

Üretken olmak, yaratıcı çalışma, insanca ve onurlu bir yaşamın ön koşullarından birisidir. Bu yüzdendir ki engelli bireyinde toplumla bütünleşebilmesinde işe sahip olabilmesi önemlidir. İşe sahip olamayan engelli bireyler kendini ortaya koyamamaktadır. Bu yüzden ailesine ve topluma yükmüş gibi yanlış bir gözle bakılmasına sebep olunmaktadır. Toplumumuzda bir yandan engellileri dışlayan bir süreç devam ederken, bir yandan da onları topluma bütünleştirmeye çalışan bir süreç işlenmektedir ki bu da çok çelişkili bir durum bana göre.. İşte bu nedenle ülke olarak bu konuda başarı ve tam istihdam sağlayamıyoruz.

Sonuç olarak; yaşanan bu gerçeklerin hepsini maalesef engelli bireyler adına talihsizlik olarak görüyorum. Daha sağduyulu bir toplum olmamız gerektiğini düşünüyorum. Acımak, üzülmek engellilerin hayatını kolaylaştırmak anlamına gelmiyor. Engellilere eğitim ve iş imkanı sağlayarak onları hem tüketici durumda olmaktan kurtarırız hem de üretici yaparak mutlu ve yararlı insan durumuna getirmiş oluruz.


Gülten Yörük
 
Tekerlekli Sandalye
Üst