- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
Senin hiç, yakının kanser oldu mu?
Bu öyle bir dert ki Allah düşmanıma bile vermesin.. hani hep derler ya ''Allah dermansız dert vermesin'' diye işte bu hastalığın çaresi yok! Dermanı yok! Kelimeler kifayetsiz kalıyor duyulan hisleri anlatmaya..hastanın ve hasta yakınlarının duyduğu korkuya, hissettiği çaresizliğe karşı elden hiç bir şey gelmiyor. Hep düşünüyorum nasıl olur da insanlar bu kadar çok acı çekerken tıp dünyası hala seyirci kalabiliyor??? Her geçen gün yeni gelişmeler yaşanmakla birlikte bu illetin tedavisi bulunamıyor...
Çok sevdiğim bir arkadaşım kanserle mücadele ederken benim ruhumda fırtınalar kopuyor. Hayat anlamını yitirmiş sanki..hiç bir şeyden eskisi gibi zevk alamıyorum. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide her gün, her saniye gidip gelen insanları gördükçe kahroluyorum duyduğum üzüntüden...
Umudu oldukça yaşarmış insan. İşte şimdi diyorum ki her hasta için umut olmalı yoksa nasıl dayanır insan?
Yazmak hafifletirdi beni eskiden acaba yine öyle olur mu diye yazmak istedim. Tüm hastalara acil şifalar diliyorum ve sadece hasta yakınlarının duygularını yazıya dökmek istiyorum ...
Belirsizlik aslında duyulan korkunun kaynağı..Tedavinin nereye doğru gideceğini bilememek? Belki de kaybetme korkusu? Belki de geçmişe duyulan özlem? Evet biliyorum her canlı bir gün ölümü tadacaktır ve yeryüzündeki bütün insanlar fanidir ama işte bu hastalık bir başka..bambaşka...gözlerinizin önünde eriyip gitmekte olan bir nefes ve her geçen gün tükenmekte olan soluk alıp verişler...Çaresizliğin böylesi başka, bambaşka acı veriyor. Sanki arkadaşımın bedeni kanserle boğuşurken benim ruhumda kanser oluyor...
Yaşamadan bilemezsiniz ama zor gerçekten çok zor hastanın karşısında güçlü olabilmek, soğukkanlılığınızı koruyabilmek, teselli etmek bir yana gözlerinin içine gülümseyerek bakarken bile kalbinizin derinden sızladığını bile bile Polyannacılık oynayabilmek...
Acımı anlatmaya çalışırken ne kadar da yetersiz kaldığımı farkettim...Oysa ki acılar paylaşıldıkça azalırdı ama ben içimdekileri yazıya bile dökemiyorum ki ne paylaşması? Bazı acıların hiçbir dilde tarifi yok, hiç bir kelime yetmiyor ifade edebilmeye, bildiğim alfabenin tüm harflerini kullansam bile doğru sözcükleri bulamıyorum...olmuyor...anlatamıyorum...
Allah, tüm hastalara ve yakınlarına şifa versin, güç versin, sabır versin dileklerimle...
Bu öyle bir dert ki Allah düşmanıma bile vermesin.. hani hep derler ya ''Allah dermansız dert vermesin'' diye işte bu hastalığın çaresi yok! Dermanı yok! Kelimeler kifayetsiz kalıyor duyulan hisleri anlatmaya..hastanın ve hasta yakınlarının duyduğu korkuya, hissettiği çaresizliğe karşı elden hiç bir şey gelmiyor. Hep düşünüyorum nasıl olur da insanlar bu kadar çok acı çekerken tıp dünyası hala seyirci kalabiliyor??? Her geçen gün yeni gelişmeler yaşanmakla birlikte bu illetin tedavisi bulunamıyor...
Çok sevdiğim bir arkadaşım kanserle mücadele ederken benim ruhumda fırtınalar kopuyor. Hayat anlamını yitirmiş sanki..hiç bir şeyden eskisi gibi zevk alamıyorum. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide her gün, her saniye gidip gelen insanları gördükçe kahroluyorum duyduğum üzüntüden...
Umudu oldukça yaşarmış insan. İşte şimdi diyorum ki her hasta için umut olmalı yoksa nasıl dayanır insan?
Yazmak hafifletirdi beni eskiden acaba yine öyle olur mu diye yazmak istedim. Tüm hastalara acil şifalar diliyorum ve sadece hasta yakınlarının duygularını yazıya dökmek istiyorum ...
Belirsizlik aslında duyulan korkunun kaynağı..Tedavinin nereye doğru gideceğini bilememek? Belki de kaybetme korkusu? Belki de geçmişe duyulan özlem? Evet biliyorum her canlı bir gün ölümü tadacaktır ve yeryüzündeki bütün insanlar fanidir ama işte bu hastalık bir başka..bambaşka...gözlerinizin önünde eriyip gitmekte olan bir nefes ve her geçen gün tükenmekte olan soluk alıp verişler...Çaresizliğin böylesi başka, bambaşka acı veriyor. Sanki arkadaşımın bedeni kanserle boğuşurken benim ruhumda kanser oluyor...
Yaşamadan bilemezsiniz ama zor gerçekten çok zor hastanın karşısında güçlü olabilmek, soğukkanlılığınızı koruyabilmek, teselli etmek bir yana gözlerinin içine gülümseyerek bakarken bile kalbinizin derinden sızladığını bile bile Polyannacılık oynayabilmek...
Acımı anlatmaya çalışırken ne kadar da yetersiz kaldığımı farkettim...Oysa ki acılar paylaşıldıkça azalırdı ama ben içimdekileri yazıya bile dökemiyorum ki ne paylaşması? Bazı acıların hiçbir dilde tarifi yok, hiç bir kelime yetmiyor ifade edebilmeye, bildiğim alfabenin tüm harflerini kullansam bile doğru sözcükleri bulamıyorum...olmuyor...anlatamıyorum...
Allah, tüm hastalara ve yakınlarına şifa versin, güç versin, sabır versin dileklerimle...