Cinsellik ve Kadın

frida

Üye
Üye
Katılım
Ara 27, 2016
Mesajlar
9
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Kadın Cinselliği var mıdır? Kadın var mıdır?

Sakat Cinselliği var mıdır? Sana Kadın var mıdır diyorum? Sen bana Sakat Kadın’ın cinselliği , Mümkün müdür? Müdür Müdür Müdür ?

20bfdd4440b09ad81a00301eff482713.jpg

Kadın yüzyıllardır süregelen maşist algıların kurbanıdır . Dolayısıyla Kadının Cinselliği hem bu eril zihniyetlerin hormonal esiri, hem de cinselliği üzerinden tüm aşağılık unvanların sahibi rolleri biçilmiştir.

Dünya sistemi varlığını bizim yokluğumuzda gerçekleştirir. Varoluşumuzu baskılar, farkındalığımızı ortadan kaldırır. Bu durumun en fazla gerçekleşme alanlarından biri cinselliktir. Cinsellik; Kişinin kendini bulma sürecinde, özgürleşme algısını geliştiren, ona bir benlik kazandıran, onu kişi yapan bir olasılığa dayanır. Cinselliğin ortadan kaldırılması, dışarının tahakkümüne açılması, müdahale ortamında eritilmesi kişiyi yoksunlaştırır, varlığına yabancılaştırır.

İşte egemenler bunu çok iyi bildiklerinden önce cinselliğe savaş açmaktadırlar . Kişinin kendini keşfetmesine, cinselliğiyle buluşmasına engel olurlar.

Bu tahakküm önce ebeveynlerle başlayan bir süreç olup, okul, fabrika ve her alanda kendini dayatır .İnsan cinselliğiyle buluştuğunda, kendinide kazanmaya başlamaktadır. Tektip tekdüze bir cinsellik dayatması, kurumsal bir cinsellik algısı, normalleştirici bir cinsellik anlayışı kişiyi bu nedenle esir alacaktır.

Toplum: Kişinin daha ilk yaşam sürecinde bedeniyle temasını, kendisiyle karşılaşmasını önlemek adına ayıp ve günah kategorilerini bireye işler. Bu işleme çabaları kişiyi kendinden utanmaya, cinsellikten korkmaya, varlığından ve arzudan kaçmaya yönlendirir. Bu egemen tektip cinsellik; kişiye kendisine dair bir nefreti öğretir. Ayıp ve günah kavramları ile bu nefret sürekli büyümektedir . Kendi bedeninden utanıp korkan insan, başka bedenlere karşıda duyarsız ve silik hale gelecektir.

Yokmuş gibi davranılan bu cinsellik, erkek egemenliğinin kurucu iktidar yapılarında da farklı bir stratejisi vardır.

Kadın cinselliğinin erkelerden farklı bir yapısı olduğu ve bu yüzden erkekler kadar zorlayıcı koşullarda karşılaşmadıkları iddiasıdır. Bu açıdan erkekler "hata" yaparlarsa bu gemlenemez tabiatları yüzündendir. Fıtratlarına böyle yazılmıştır ya! Oysa kadınların öyle bir sorunları yoktur.

Onlar cinselliği düşünemezler. He kuzum biz dünya ötesi bir kozmolojik Evren'den geldik zaten.

Kadınların bastırılmış cinsel istekleri daha fazladır . Erkekler dışa vurmakta kadınlardan daha rahattır.
Kadının ilişki sırasında daha fazla ve daha fazla uyarıldığı göz önünde bulundurulursa burada şaşılacak bir durum da yoktur. Bu erkek için olumlu bir durumken isteği fazla olan kadın veya sevgili görünce direk orospu etiketi vurduğunuz için kadınlar bunu bastırmak zorunda kalmaktadır.

Kadınlar tabiatı gereği ilişki sırasında doğru şartlar ve doğru ellerle tabi daha fazla uyarılır. Bu fiziksel bir durumdur. Daha fazla tahrik ve uyarılma noktası vardır. Klitoris, göğüs ucu, boyun kısmı gibi bölgeler uyarıcı noktalarıdır.

Sakat kadınlarda cinsel hayat hep yok sayılmış bir okadar da merak uyandırmıştır. Kol ve Bacaklarını hareket ettiremeyen bir kadın nasıl olurda sevişebilir. Orgazm oluyor mu? zevk veriyor mu? çocuğu olur mu? gibi düşüncelerin hedefi haline gelmiştir.
Örneğin: Engelli bir kadın tacize uğramaz düşüncesi; Bize empoze edilene göre cinsel açıdan çekici değilsiniz cinsel tacizede uğramazsınız değil mi? Ama bilmiyorlar ki sakat kadınlar taciz ve tecavüze daha fazla maruz kalmaktadır.

Bu tacizler medikal ya da rehabilitasyon merkezleri çalışanları tarafından psikolojik tacizden tutun fiziksel tacize kadar geniş bir yelpazesi vardır. Sakat olmak demek farklı olmak demek değildir. Sakat kadınlarında çok renkli ve oldukça aktif cinsel hayatları vardır. Her türün çiftleşme biçimi vardır. Peygamber böceklerinin çiftleştikten sonra dişisinin erkeği yediğini biliyor muydunuz?

Öncelikle bedenini, hazlarını, arzunun kaynaklarını, fantastik ve düşsel oluşun önemini algılamak şart. Kişiler çocuklaştırılırken, benliklerinden ve bedenlerinden uzak kılınırken oluşlarında baltalanma dönemleri bütün bir yaşama hâkim olur. Cinsellik bir üreme faaliyetinin gerekçesi haline gelir.
Yalnızca birebir cinsellik tarzı emrederek, bedenlerimizin belirli bölgeleri cinsel kabul edilir. Bedenlerimizin bütünlüğüne, bedenin arzu mikrolarına yasaklar konur. Sakatlar sevişemezler düşüncesi de bunlardan biridir.

Cinselliği baskılanmış, hisleri baltalanmış silik ve duyarsız kişinin yerini, her alan da özgüvenli, benliğinin farkında, iktidara boyun eğmeyen kişiler olacaktır. Yani alışkanlıkların, normların dışında, ötekilerle aramızdaki duvarların yıkıldığı, olduğumuz gibi olmaya başladığımız cinsellik, pratikleri önemlidir. Aslında her şeyde cinsellik vardır. Herşey bir tür cinselliğe gönderme yapar.
Sözler, izler, gizler, yüzler ve her şey.

Önemli olan bastırılmış ve donuklaşmamış bir alemde, bu cinsel fantastik durumların olguların farkına varabilmektedir.

Bizi arzularımızdan, hislerimizden koparıp kepaze bir konuma sürükleyen topluma, ideoloji ve dinlere karşı koyabilmekte kudretinin kendimizde olduğunun önemini kavramaktır.

Vajinal orgazm ya da klitoral orgazm yoktur. Orgazm bir tanedir. Fizyolojik bir tepkiler bütünü olmasına rağmen tetikleyicisi vajinadır ya da klitorist değil, Kadının yaşadığı cinsel deneyimi "zihinde " tasarlama biçimidir.

Sevdiği, sevildiğini bildiği bir partnerle, cinsel tutumlarına ve zihinsel şemalarına uygun koşullarda gireceği bir cinsel ilişkide orgazma ulaşması ihtimali çok yüksektir.

Kadın orgazmı, tetikleyicileri itibariyle fizyolojik olmaktan çok bilişsel bir yaşantıdır.
Yani buna göre coşku'nun "bal köpüğü " sakallarıyla sarf ettiği "oynaşma yavrum, birazdan sen de zevk almaya başlayacaksın " lafı tamamen yanlıştır ve palavradır.

iPhone cihazımdan Engelliler.Gen.Tr mobil uygulama ile gönderildi
 

okatur

Üye
Üye
Katılım
Şub 23, 2012
Mesajlar
517
Tepkime Puanı
33
Puanları
28
Türkiye'de bunlar boş laf yerine geçer, kim düşünür.

SM-G900FQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Kalemine sağlık [MENTION=17039]frida[/MENTION] . Yazın kadın cinselliğinin manifestosu niteliğinde. :)

Özelde engelli kadınların cinselliğine üzerine doğru bilenen yanlışları, okurun yüzüne tokat gibi çarpan bir yazı olsa da satır aralarında cinsiyet farkı gözetmeksizin, doğuştan yada sonradan vücut yetilerinin bir kısmını kaybetmiş biz engellilerin cinselliğinin toplum tarafından algılanış biçimini görmekte mümkün.

Tüm insanı ilişkiler, buna yönelik algılar, “sağlam beden üzerine” kurgulanınca engelli cinselliği denilince buna yönelik sakat bakış açısının olması da kaçınılmaz oluyor. Sözde sağlamcı beden anlayışına göre cinsellik iki kas kütlesinin devinmesinden ibaret ritmik hareket bütünlüğünün anlayışının ötesine geçemiyor. İçerisinde ruhun, duygunun senin deyiminle bilişsel farkındalığın olmadı bir cinselliğin, yaptık oldu’nun ötesine geçmeyen bir birleşme olduğunu söylememe gerek yok herhalde.

Cinsellik gibi fiziksek bir aktiviteden çok, duygusal aktivitenin ön plana çıkması gereken bir konuda insanların, “engellilerin cinselliği mi? O da ne?” demeleri ezberci anlayışın ete kemiğe bürünmüş halidir.

Mitolojiye ilginiz var mı bilemem ama yunan mitolojisinde Erkek aşk tanrısı Eros ve Kadın aşk tanrısı Afrodit resmedilirken, aşk ve seks tanrısı Eros geniş omuzlu, güçlü kol ve bacaklara sahip, erkek olarak resmedildiğini görürsünüz. Bir anlamda bu resmediliş sağlam bedeni kutsayan, alttan alta cinselliğin, geniş omuz, güçlü kol ve bacaklarla yapılacak bir eylem olduğunu bilinç altımıza yerleştirmektedir. Aynı durum Afrodit içinde geçerlidir. Tırnak içinde (argo deyimle) Afrodit “at gibi hatun” şeklinde resmedilmiştir.

Niyetim yunan mitolojisinden uzun uzadıya bahsederek, özelde engelli kadın, genelde ise tüm engelli bireylerin cinsellik gibi kanayan yaralarını başka alanlara çekerek dağıtmak değil. Burada mitolojiye atıfta bulunmamın nedeni şudur.

İstisnasız bütün toplumsal bilinçler ve önyargılar, bugünden yarından oluşan şeyler değildir. İnsan dediğimiz varlık, içinde bulunduğu toplumu anlamaya çalışırken, ona yüzyıllar ötesinden miras kalan algılar üzerinden hareket eder. Ve tüm bu algılar onun sosyal yaşamında, bireysel ilişkilerinde başak rol oynar.

Papağan misali tekrar olacak ama, tüm toplumsal algıların sağlam beden üzerine kurgulandığı bir evrende biz engellilere biçilen röle çokta şaşmamak lazım. Eeee o zaman ölelim mi?
Üstat çetin altan’ın deyimiyle enseyi karartmayalım. Yine tekrar etmekten çekinmeden çok sevdiğim bir söze atıfta bulunayım.

Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça herkes avcı hikayelerine inanacaktır.

Madem tüm toplumsal algılar, sağlamcı anlayışa göre kurgulanmış, bize düşen sahaya inip kendi hikayemizi kendimiz yazmaktır. Sevinerek görüyorum ki, Türkiye gibi ataerkil ve muhafazakâr anlayışın tavan yaptığı, eril dilin zirveye ulaştığı bir toplumda bile, engelli kadınlarımız böyle bir konuda kelam ettiklerinde en sert eleştirilere, hatta linç edilme pahasına suskun kalmıyorlar.

Bu dik ve onurlu duruş, bugün olmasa bile yarın mutlaka, bu sakat algıyı bizim lehimize çevirecektir.
 

yunus bozan

Üye
Üye
Katılım
Şub 28, 2012
Mesajlar
397
Tepkime Puanı
22
Puanları
18
şimdi oncelikle boyle bir konuya adım attığınız için ben çok tşk ederim.. ardındanda siz engelli dostlarımla hayatımın ozetini sizinle dertleşme babında paylaşmak istiyorum vede içimden geldiği gibi anlatıcam.ben 31 yaşımdayım 7 senelik evliyim fakat evlenmez olsaydım 7 senelik evlilik hayatım ızdırap eşimle karı kocamıyız kardeşmiyiz belli değil bu evlilikten güzel olan 2 şey geldi bana dünyalar tatlısı 1 oğlumun birde kızımın olması ben bunu yazarken bile ister istemez duygulanıyorum 2 tane küçücük evladımın olmasına ragmen keşke evlenmeseydim allah bu evliliği bana yaşatmasaydı diyorum allahta gorüyor zaten her yerdede açıkça isyan ediyorum

hayatı insanlar bana burnumdan getirdi eşim engelli değil biz severek vede isteyerek izdivaç kurduk eşimin ailesi hep beni yadırgadı ben kızlarına layık değilmişim engelliymişim tmm kardeşim kızını engelliye layık gormüyor olabilirsin o senin kendi düşüncen fakat bunu 1 soyle 2 soyle kızın seviyosa dahada uzatmana gerek yok keze evlendikten sonra bile bu devam etti vede halada bu devam ediyor bu yüzden içime kapadım kendimi ben bile kendimi zavaldı gordüm halbuki ben evlenmeden once bir cok aşk yasadım diyer sevgililerimin aileleride bunu yaptılar neyse onlar eskide kaldı konuyu okadar uzatmıyayım gelelim af edersiniz cinsellik mevzusuna evet doğru toplumda gerek engelli erkeği gerekse bayanı hep merak ederler işte bu nasıl yapıyor acaba veya bunun evlilik neyine vs gibi gibi konular üretiyorlar

eşime annesi kız kardeşi ve benim akrabalarımdan dahi soyleyen olmuş işte o ozürlü nasıl yapıyo acaba ben bunu yazarken utanıyorum ama bu tür yaratıklar utanmıyor işte.. şimdi ayaklarda olmasa ellerde olmasa engelli bir kadın yada erkek bunu saglıklı bir şekilde yasarlar ben eşime tek bir sey soyledim dedimki onu bir daha soran olursa 2 sey soyleyeceksin cok merk ediyorsan gel bir defa denesin o zaman gor ikinciside adam kalça çıkıklığından engelli birde kas hastalığı var şimdi adamın ayakları hasta ozel yerleride hasta değilya şimdi bu konu bukadar yeterli umarım beni anlamışsınızdır..benim kendi ozbe oz annem bile bana dediki oğlum ben senin evlenebileceğine inanmıyordum bırak cocukların olsun tmm annem o benim kotü niyetle elbetteki soylemez

fakat nekadar kotü niyeti olmasada bu bana koydu işte acı bir laf neden benim aklıma gelen annemde beni aciz gibi gorüyor diye olsun canı saolsun ne diyebilirimki o yüzden keşke evlenmeseydim diyorum her zaman ve allah yazdı allahta bozsun eşime her zamanda dedim bitsin boşanalım hayır diyo tmm hayırda ama biz bir yabancı gibiyiz ona cvp yok işte o yüzden şuna inandımki davul bile dengi dengine demekki benim kendim gibi engelli bir bayanla evlenmem gerekirdi bakındostlar allah için diyorum eğer yalansa kahrolayım rabbim beni daha beter günlere düşürsün

ben eşimle beraberken onun ailesi beni zavallı gorüyor diye ayrıldım ve o donemler hayatıma yeni bir ilişki soktum o kızda engelliydi gezdik tozduk vs fakat şimdiki eşim peşimi bırakmadı ayırdı o kızla beni nasıl ayırdı inanmıcaksınız belkide size kalmış bir durum eşim o donem kaçtı bana gitmedi evden annemde beni aldı kenarı konuştu dediği şudur oğlum bu kız saglam diyer kız engelli ben hem sana hemde onamı hizmet edeyim oyle dedi ama annem şimdiki eşime yeri geliyor hizmet ediyor şimdiki eşim maalesefki bedensel engelli gibi uyuşuk bir çorba yapmaya aciz bulaşıklar bangoda dag gibi ben yüzüne bile diyorum bunları ve yeri geliyo makarna menemen çorba ben yaparım tmm bunları ben yapayım sıkıntı değil ben mutlu huzurlu olayımda af ederseniz tuvaletide yıkıyayım elime yapışmaz yeterki anlaşma olsun yada sagdan soldan laf gelmesin

ama hiç kimse anlamıyor beni bu türkiyede yada türkiye toplumunun bu zihniyeti oldukça bence allah engelli bir kişi yaratmamalı biliyorum şirk koştum günaha girdim ama napayım dostlar bıktım anlıyomusunuz bıktım kac defa canıma kıymaya karar verdim zehirlicektim kendimi fakat cocuklar hep aklıma geldi onları gozü yaslı bırakmak istemedim ama allah buyuk ben insanlık hakkımı bana vicdani zararları olanlara helal etmiyorum zaten herkezede yavas yavas bişey oluyor mesela kaynanamın evi yandı baldızım kaza gecirdi kalçası kırıldı 2 senedir düzelmedi kayıncom kadın diye diye yaşladı hala evlenemedi kimsede istemiyo demekki eksik olan yanı var ve annem bile kolon kanseri oldu

bedduamı ettim aslaaaa dualarım hep onunla benim demek istediğim engelli birini hakir gormüceksin hiç bir engelli halinden hoşnut değildir allahtan geldi neyse derdimidaha tam olarak anlatamadım fakat sanırım çok uzun bir yazı oldu bu yüzden çok ama cok ozürlerimi iletiyorum siz dostlarıma benim dostlarım sizlersiniz benim yakınımdakinler bana zarar veriyor ben onların dostluğunuda insanlığınıda kabul etmiyorum nokta.
 

frida

Üye
Üye
Katılım
Ara 27, 2016
Mesajlar
9
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Yunus arkadaşım öncelikle Memlun oldum . İsyanını çok açık bir dille ifade etmişsin .
Bende anlaşılır bir dile yorum yapmaya çalışacağım .
Öncelikle ; kör , sağır , topal, cüce , sakat olmamız bizi diğer insanlardan üstün kılmadığı gibi farklı da kılmıyor.
Modern çağ : Çalışmanın en büyük erdem olduğunu idda eder . Biz sakatlar çalışamaz , işe yaramaz varlıklar olarak göründüğümüz için ,Çalışmanın Erdem'i ancak güçlüler içindir .
Bizlerde bu değerlerden yoksun varlıklar olduğumuzu insanlara böyle öğretildiği için en yakınlarımız; annemiz , babamız , kardeşlerimiz , aşkından divane olduğumuz sevgililerimiz kısaca en güvendiklerimiz tarafından bile , işe yaramaz , acınası bir varlık , kimi için cennet kapısı , diğeri için işlediği günahların cezası olarak .....
Uzun mu ? uzun .
Acı mı ? Acı
Kanlı mı ? Kanlı
Katliamların arasından ... Bu günlere gelmişiz .
Tabiki şükür etmek yerine , duruş sergilememiz gerekiyor ki ...
Bizden sonra ki nesiller için bu yaşadıklarımızın , insanlık onuruna , yaşam hakkına karşı olduğunu savunup duruş sergileye bilmeliler .

Bazı şeyleri benimsemenin güç olduğunu biliyorum.
Fakat arkasına saklandığımız , üzerini kapatmaya çalıştığımız , duymak istemediğimiz her gerçek ...
Ancak ve ancak bizleri yeniden var edebilir ve güçlendirir.

Sorunların yaşanmadığı evlik olduğunu sanmıyorum , evlilikler Bunun için var . Devlet , sistem , toplum bunun için evlenmemizi ister .
Yaşadığın her sorunu o insan gibi düşünerek sende sakatlık durumuna bağlamamalısın .
Bizi işe yaramaz , zavallı ve ucube görsellerde , biz kendimizi onların bizi gördüğü görmemeliyiz.
Her evlilikte ekonomik , ailevi , toplumlar,cinsellik vb gibi sorunlar yaşanıyor .
Öncelikle bunu kavramalıyız.

Bizlerin cinsel hayatı yok sayılsada, gizliden gizliden hep merak uyandırdı . Cinsel"lik ,"hayat" ır çünkü . Hayat dediğimiz cinselliğimizi yok sayarak varlığımızı inkar ediliyorlar bir çoğumuzla sevişmenin ahlaksızca oluğunu düşünürlerken diğer yanda ; damacanaya, cansız mankenlere ,
bebeklere , sakatlara, hayvanlara tecavüz ediyor insanlar .

Ayrıca cinsel yaşamınızın var olduğunu onlara göstermek için , penisinisi elinize alıp sallamanız da gerekmiyor . İki evladız herşeyi anlatıyor . Testosteron hormonunun gazına gelip ben erkeğim böbürlenmesi içinde hayatlarımıza devam ettiğimiz sürece ; Bu tacizler , tecavüzler, cinayetler son bulmuyor .

Erkek egemen toplumdaki egemen unsur olarak görülen erkekler güçlü , cinsel yaşamında sürekli aktif , kadınlardan daha fazla cinsel arzu ve istek barındırdığına bizi inandırdıkları için biz çürük elmaların nasıl olurda bu işi becerdiği hayrete düşürecek bir durum. Yani bu açıdan bakıldığında bir kahramansın bile :)))

Seninde "namus " denildiğinde sadece kadının bacak arasını geliyorsa aklına Sende ; bir taravesti, gay, eş cinsel , gördüğünde , onların erkekliğine , insanlığına, adamlarına laf ediyor ve lanet okuyarak diğer yandan da kendi cinselliğini , erkekliğini veya yetersizliğimizi yada gizli tuttuğumuz eşcinselliğimizi onu yoksayarak azımsayarak linç ederek inşa etmeye çalışıyorsak eğer ...
Sende çevrende rahatsızlık duyduğun seni adam yerine insan yerine koyamayan kişilerin aynısısın demektir ..!

Bütün olay bu ... Onlardan biri olmamak .
Beyni erkeklik kavramının cinsiyetten öte bir şey olmadığını algılamayan zayıf karakterli kütükler kendisini erkek olduğu için ayrıcalıklı hissediyor. Erkek olmak dışında vasfı Yok çünkü .


Kişilik bozukluğu olmayan , normal bir insan : kimin kimle seviştiğinle , özel hayatlarla ilgilenmez ... Sen bu kişilik bozukluğu yaşayan insaların senin de ruh sağlığını etkilemesine izin verirken aslında alttan alttan onayları onaylıyorsun demektir.

İlk değişime kendimizden başlamalıyız ,hayatı , Evren'i , inançlarımızı sorgulamak zorundayız . Cesur olmalıyız . Bu olayın ne bir ceza nede bir ödül olmadığını anlamalıyız .


iPhone cihazımdan Engelliler.Gen.Tr mobil uygulama ile gönderildi
 

okatur

Üye
Üye
Katılım
Şub 23, 2012
Mesajlar
517
Tepkime Puanı
33
Puanları
28
sadece eğitimi tam olan ülkelerde bu laflar yerini bulur ama eğitim sıkıntısı yaşanılan yerlerde bu sözler bir kulaktan girip diğerinden çıkar üzerinde bile durulmaz...
güçlü kim ise yönetmek te ondadır ülkemiz gibi gelişmemiş demek bile zoruma gidiyor ama öyle, ve diğer 3 . dünya ülkelerin dede aynı kadın sadece erkeğin emir kuludur hiç bir zaman kadının lafı düşüncesi fikri sorulmaz. Zaten sorulsaydı belkide şu anda bu durumda olmazdı Türkiye.
millet uyanıp modern çağa yetişmezse herkes emir kulu haline gelecektir, yazık çok yazık, neden okumaz bu insanlar neden ne olduğunu hiç düşünmezler...
 

yunus bozan

Üye
Üye
Katılım
Şub 28, 2012
Mesajlar
397
Tepkime Puanı
22
Puanları
18
frida hanım öncelikle bende memnun oldum çok tşk ederim..vede yazdıklarınıza tamamen katılıyor alkışlıyor vede tebrik ediyorum çok doğru.. ben hani diyer yazımdada belirtmiştim davul bile dengi dengine diye ben evlenmeden önce sürekli engelliler derneklerine giderdim o dönemler çok mutlu ve huzurluydum mutluluktan ötürü sürekli gülümserdim fakat oraya gitmeyi bıraktığımda normal engelli olmayan insanlarla diyalok içerisine girdiğimde roller değişti uyum olmadı neden değişti insan ister istemez sana olan negatif bakış açısını anlıyosun dolayısıyla bu insanı incitiyor vede rahatsız ediyor

ben kendimi kabullensemde bu sefer fikrim değişip neden ben bu durumdayım diyorum aslında ben kendimden çok memnunum vede kendimi çok seviyorum benim yaşadıklarımı yaşayamayan sağlam insanlar var bunları gorüyor vede bildiğim için kendimle kıvanç duyuyorum..fakat ben evlendikten sonra aşırı derecede takıntılı olmaya başladım buda evlendiğim insan vede ailesi yüzünden oldu eşimle evlenmeden önce bir başladılar beni eleştirmeye halada devam zaten ben bukadar takıntılı olduysam bunda eşiminde suçu vardır çünki o bana anlatıyordu sana böyle böyle diyordu ben kaç defada bu ilişkiyi bitirdim ben arsız insan değilim gururluyum ağrıma gider fakat eşim çok ısrar etti inanın allaha her ayrıldığımda eşim evime barışmaya gelirdi ne sorunlar yaşadım kitaplara konu olacak şekilde neyse biz ilk evlendiğimizin ilk haftası kaynanam eşime demişki sizin çocuğunuz olmaz eşimde neden demiş yunus özürlü demiş o laf çıktıktan sonra 20 gün sonra eşimin hamile olduğunu

oğrendik bir oğlum oldu dünyaya geldi ondan 8 ay sonra eşim kızıma hamile kaldı demekki neymiş özür çocuğada engel değil cinselliğede o konu bitti bu seferde söylemek acıdır ama demişlerki yunus özürlü biz çok merak ediyoruz anlatsana o haliyle nasıl yapıyor hey allahım sanki ayaklarım yok sandım ellerim ayakta duramıyorum yahu sipastik engelli bile vucudu tamamen sürekli titreyen ve tekerlekli sandalyede olan bir engelli bile cinselliği yaşar bu doğal vede ihtiyaçtır olmaması doğru değildir yani insanların özel hayatına bu şekilde girmeye gerek yok hiç kimse doğru yerde durmuyor bikere akıl var mantık var cinsellik konusunda bende bir problem olmuş olsa eşim evlenirmiydi benimle evlenmezdi hadi onu boşver bende bir sıkıntı olsa ben neden evleneyim olmucak bir olayın peşinden neden gideyim işte çok zekilerya bunu idrak edemiyorlar işte ben bu yüzden demiştim davul bile dengi dengine sağlam sağlamla engelli engelliyle evlenmeli ben o yüzden pişman oldum vede halada yaşıyorum o pişmanlığı benim eskiden beri engelli bir bayan arkadaşım vardı kendisiyle kardeş gibiyiz ara ara halada gorüşürüz oda paylaşıyor benimle sorunlarını onun eşi engelli değil eşinin aileside hep yadırgıyormuş işte gittik yamuk kız aldın allah cezanı versin sanki saglam kız kalmadı falan filan bizim toplumumuz maalesefki insani değerlerine sahip çıkmıyor ben eşimle mutlu olsamda insanları acı sözleri beni mutsuz kılar oylede oldu zaten bunu hep bana yakın olanlar yaptı yabancıdan zarar gelmez ancak bunlardan uzak olcaksın başka ilde ikametkah edeceksinki beyinleri paranoyak dolusu insanlardan kurtulasın..birde ben çok dikkat ettimki bazı engelli dostlarımdada fark ettim mesela engelli bir kişideki naziklik azim akıl beceri vs vs saglam kişilerin çoğusunda yok tmm kişi saglıklı fakat kendisini ifade edemiyor bırakın ifadeyi bir kızla sevgili olmamış kız görse düşüp bayılcak ama bizler bülbüz gibiyiz şükür :)

demekki allah özrü beyine vermesin onu verirse o zaman kötü işte.. aslında ben art niyetli kötü niyetli insanlara acıyorum çünki bu dünya varsa birde öbür dünya var öbür dünyada özür denen bişey yokmuş ben din adamlarından bunları öğrendim öbür dünyada cinsellik bile varmış istediğinle allah huzurunda karı koca bile oluna biliyormuş bana yada benim gibilerine yapılan bu muğameleler hepsi birer kul hakkıdır bilsemki cayır cayır yanıyorlar helallik isticekler hakkımı helal etmicem bana bu fani dünyada çektirenler onlarda orda çekecek ve buna eşimde dahil yeri geldi oda üzdü beni kırdı ben bu dünyada mutlu olmak istedim

fakat izin vermediler keser döner sap döner birgün gelir hesap döner ben birtek yüze rabbimin adaletine inanırım gerisi teferruat ben artık alıştımda bunlara artık pek takmıyorum nasıl olsa hesap vakti er yada geç ama oyle ama boyle gelecek ben her zaman kendimce derimki olaki kimse benim nefretimi kazanmasın maalesefki bu insanlar benim nefretimi fazlasıyla kazandı bir gün gelir mahşerdeben bunların acısını fazlasıyla alıcam hayatımızda doğru insanları bulmak vede doğru insanla evlenmek çok önemli saygılar.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst