Denize Şiir Okumak: Satı İlen

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Bugün sevgili Satı İlen'in "Denize Şiir Okumak" adlı öykü kitabını, nihayet bitirebildim. Nihayet diyorum zira, uzun yıllar kitap okuma bende bir tutku haline gelmişken, son yıllarda internet te fazla zaman geçirmem, birden fazla web sitesinin sorumluluğunu yüklenmem dolayısıyla çok sevdiğim kitap okuma alışkanlığından şartlarında zorlamasıyla uzak kaldım. Önceden 150-200 sayfalık bir kitabı bitirmek çoğu zaman bir günümü alırken şimdilerde bu süreç haftaları buluyor. Hani "kaçmaktan kovalamaya fırsat bulamıyoruz" derler ya. İşte bende yazmaktan okumaya fırsat bulamıyorum. :)

denize-siir-okumak-150x150.jpg


Denize Şiir Okumak, Satı İlen'in ilk göz ağrısı. Kitap toplamda 12 öyküden oluşmakta. Öyküler, yakın tarihin ve içinde bulunduğumuz zamanın "insan ilişkileri, ekonomik ve kültürel değişimlerin yol açtığı sosyal çöküntülerin anlatıldığı öykülerden oluşuyor.
Ekmek İçin adlı öyküde, Türkiye nüfusunun %30-35 lik bir kesiminin geçimini sağladığı çiftçilerin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz konu edilip tarımsal yapıdaki farklılara-değişimlere değiniliyor. Köyden kente göç'ün nedenlerinin niçinler inin anlatıldığı bu öyküde, sıradan insanların bir o kadar sıradan yaşam serüvenleri anlatılırken, bir yandan da sıra dışı bir yöntemle köyden kente göç'un sosyolojik değerlendirmesi yapılıyor...

Kitaba adını veren, Denize Şiir Okumak adlı öykü, kitap içindeki 12 öykü içinde benim en fazla beğendiğim öykü oldu. Bu öykü üzerine söylenecek o kadar çok şey varki. Salt bu öyküde anlatılan gerçeklik üzerine tuğla kalınlığından kitaplar yazılabilir ama bu kadar kısa ve anlaşılır cümlelerle verilmek istenen mesajlar verilmeyebilir. Öykü denen şeyde tamda bu olsa gerek...

Bu arada uslup açısından çok çok farklı olsada kitapta yer alan bazı öykülerde hayranı olduğum Ömer Seyfettin'in nedensiz bir şekilde kokusunun sinmiş olduğunu hissettim. Bu ve kitaba dair diğer görüşlerim benim tamamen kişisel görüşlerimdir. Kitabın değerlendirmesini yaparken bilmeyerek bir hata yapmışsam da affolo.

İyiki varsın Sevgili Satı... Başka başka öyküler yazmanı bekler, meraklıları için kitabı ısrar ve şiddetle okumalarını tavsiye ederim...

Not: Satı İlen, Denize Şiir Okumak adlı kitabında Satı Merdan adını kullanmış, şimdilerde ise Satı İlen adını kullanmayı tercih etmiştir.

Not Not: Satı İlen aynı zamanda haber sitemiz olan Haber Engelliler.Gen.Tr'de Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Yazarın Köşe yazılarını okumak için buraya, Engelliler Anlatıyor başlıklı kategori altında gerçekleştirdiğimiz interaktif roportajlar kapsamında Satı İlen'le yaptığımız sohbet tadında roportajı okumak için buraya tıklayabilirsiniz...
 

Tülayca

Üye
Üye
Katılım
Eyl 20, 2011
Mesajlar
133
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba, haber sitesinde sayın Satı İlen'le yapılan roportajı ve köşe yazılarını daha önce okumuştum. Ama kitabını okuyamadım. Ben İstanbul'da yaşıyorum. Bu kitabı istanbul'daki herhangi bir kitapçıdan temin edebilir miyiz acaba?
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
İstanbul'da kitabın nerelerden alınacağını bilmiyorum. Satı'ya sorar, edindiğim bilgiyi konu altında paylaşırım...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Tülayca, kitap internet üzerinden idefix.com'dan satılıyor. En uygunu ve kolay olanı oradan satın almak. Denize
 

akanyildiz

Üye
Üye
Katılım
Ara 18, 2011
Mesajlar
49
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Sevgili genel yayın yönetmenim!

Sevgili dostlarım!

Hepinizi bu bahar akşamında ılık rüzgarların diriltici soluğunda selamlıyorum.

Sevgili Halil Yılmaz'a sitesinde bana yer ayırdığı ve kitabımla ilgili değerlendirmeleri için çok teşekkür ediyorum. Kitap değerlendirmesi yapmak gerçekten zor iştir. Hatta öykü yazmaktan bile... Sevgili Halil dostum bunu başarmış gözüküyor... Ellerin dert görmesin arkadaşım.

Amacım, insan denen varlığın çeşnişinde değişik yaşamlardan kesitler sunarak, kendi kendimizle yüzleşmemizi sağlamaktı. Denize Şiir Okumak adlı öykü kitabımda, kimi kez yalnızca konuşan, hiç bir şey üretmeyen, konuştuklarını pratik yaşama geçiremeyen, parçalanmış hayatlardan kesitler sunmaya çalıştım. Kimi kez, kadınların yaşamını sorguladım. Kimi kez, engellilerin. Kimi kez ise, kendine, emeğine ve topluma yabancılaşmış insanların mücadelesini anlatmaya çalıştım. İnsan düşünen bir varlıktır. Ancak, günümüzde insan sorgulamamaktadır. Ben, bizim insanımıza ayna tuttum. Ayrımcılığın insan üstündeki etkileri, uzmanlaşmanın insanı kuşatması, tembelliğimiz, televizyon program yapımcılarının laf üretip hizmet üretmemeleri ve medyanın insanı nasıl kendi ağlarıyla kuşattığını dile getirmeye çalıştım.

Sevgili Cengiz Gündoğdu Hocam kitabımdaki öyküler için çok önemli bir tesbit yapmış.

Şöyle diyor” Kendisi için öykü yazmayı sorun eden bir yazar. Öyküyle varolmuş, yaşamın her anını öyküyle açımlama. Öykülerindeki derinliğin nedeni de bu. Öyküyle yaşama, yaşamı öyküleştirmede diyebilirim buna. “

Çok haklı… Nereye bakarsam bakayım, öyküyle iç içeyim.

Ve… İnsanlarla birlikte olduğumda, onlarla aynı ortamı soluduğumda, bu duyguyla her gün… her gün… yeniden doğuyorum. Yazmak, var olmak demek...

Büyük yazar ve şair Ruşen Hakkı öykülerim için şöyle demişti.

"Perdenin aralıklarından yavaş yavaş akan ışık demeti, on iki kişinin barındığı on beş metrekarelik odaya ağır ağır ilerliyordu. Üst üste yığılmış bir iki yer yatağının renginin solmuşluğunu içeriye sızan gün ışığı ortaya çıkarıyordu. Penceresi, dar sokağa bakan odanın, kirli sarıyla boyanmış duvarlarında popüler futbol takımlarının posterleri göze çarpıyordu. On iki kişi, yan yana serilmiş, koyun yününden hazırlanmış yataklarında uyuyorlardı. Kimi battaniyeyi başına sımsıkı çekmiş horluyordu. Kimi dizlerini karnına doğru çekerek yan dönmüş, düzenli nefes alıp veriyordu. Kimi sırt üstü yatmış, üstündeki battaniyeyi kollarıyla kavramıştı. Odanın içi küf kokuyordu. Bu kokuyla sigara, nem, ter kokusu birleşince ortalığı ağır ve kötü bir koku kaplıyordu...” (Ekmek İçin adlı öyküden).

Satı Merdan’ın İnsancıl Yayınları arasında çıkan “Denize Şiir Okumak” adlı öykü kitabını okuyorum. Öyküler, yaşanmış ya da gözleme dayanmış öyküler izlenimi veriyor. 207 sayfalık kitapta adları “Karanlıkta Dans Annem ve Ben”, “Ekmek İçin”, “Yalan Dünya”, “Basri Tepesi”, “Labirent”, “Yıldız Çiçekleri”, “İnsan Kokusu”, “Kalbi Olmayan”, “Kırmızı Çantan”, “Denize Şiir Okumak”, “Bir Kadın Bir Adam”, “Kapan” olan 12 öykü yer alıyor. Cengiz Gündoğdu’nun “Öyküyle Yaşamak” başlıklı Önsöz’ü ise Satı Merdan’ın öykülerini açan bir anahtar niteliğinde. Edebiyatta “Starlığa’ karşı olan, doğru okuyan, doğru yorumlayan Cengiz Gündoğdu diyor ki:

“Satı Merdan’ın öyküleri savaşım öyküleri... İki anlamda savaşım var Denize Şiir Okumak’ta. İç içe girmiş iki savaşımın birinci halkası gerçekçilik savaşımı. Bu güzel savaşım gerçekçilikten kaçan öznelini nesnel sanan yazısına karşı veriliyor.

Yeraltı suları gibi gürül gürül akan gerçekçi yazı Satı Merdan’ın yapıtıyla yeryüzüne çıkıyor. Böylece Denize Şiir Okumak, gerçekçi yazın geleneğine ekleniyor.

İkinci savaşım insan için veriliyor. Satı Merdan yapıtında bizim insanımızı anlatıyor. (...) Satı Merdan insanımızı doğru gözlemlemiş. Burjuva uygarlığının insanı nasıl parçaladığını, bu parçalamanın sonuçları Denize Şiir Okumak’ın izleği...
(...)

Öyküyle yaşama, yaşamı öyküleştirme de diyebilirim buna. Evet, Ruşen Hakkı, haklı bir tespit yapmış. Öyküyle yaşama... Nereye baksam, hangi konuyu dinlesem, nereye gitsem, öyküyle iç içeyim.

Sevgili Halil Yılmaz,
Senin ve diğer yazarların değerlendirmeleri bana güç veriyor... Bu güçle yeni yeni yazınlarda buluşmak dileğiyle... İNSANLA... Sizlerle buluştuğum için mutluyum... Sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum bu satırları okuyanlara...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst