Doğumsal Kalça Çıkığı

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,020
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Bilindiği gibi “Uyluk kemiği başı” ile leğen kemiğinin dış yüzündeki “Asetabulum” adlı eklem oluşumundaki “Fasies lunata” adlı eklem yüzeyi arasında bir eklemleşme vardır. Bu eklemin adı “Kalça eklemi”dir. Bu eklem de diğer oynaklarda olduğu gibi, dıştan “Eklem kapsülü” denilen bir torba içine alınmıştır. Doğumsal kalça çıkığı vakalarında “Uyluk kemiği başı”, “Fasies lunata” denilen eklem yüzeyi ile eklemleşmiştir. Fakat “Eklem kapsülü”nün dışına da çıkînış değildir. Başka bir anlatımla kalça eklemini kuran tüm öğeler vardır. Fakat birbirleriyle normal bir anatomik ilişki içinde değillerdir.Çocuk yürümeye başladığında, kalça eklemi normal biçimde oluşmadığından uyluk kemiği başı ile fasies lunata üst üste oturamaz. Bu durumda çocuk yürüdüğü zaman vücut ağırlığı kalça eklemi yardımıyla uyluk kemiğine iletilemez ve o taraftaki leğen kemiği uyluk kemiği desteğinden yoksun kalır. Vücut ağırlığıyla leğen kemiği aşağı doğru çökerken, uyluk kemiği başı da eklemleşmediğinden eklemden daha yukarıda bir düzeye çıkar.

... Bütün bunlar gerçekleşirken eklem kapsülü yırtılmaz. Uyluk kemiği başı da normal eklemin üstünde kendisine yeni bir sahte eklem bölgesi kurar. Böylece sahte eklem ve yırtılmamış olan kalça eklemi kapsülü vücudun o taraftaki ağırlığını taşır. Fakat o tarafta bacak kısaldığından, çocuk topallayarak yürür. Kalça çıkığı olan kişiler tedavi edilmezlerse tüm yaşamları boyunca topallarlar.Doğumsal kalça çıkığı yeni doğanların 1/60′ında görülür. Fakat bunların % 80′i ilk iki ay içinde kendiliğinden düzelir. Kız çocuklarında daha sık görülür. Dünya üzerinde coğrafi bölgelere göre yayılışları Özellik gösterir. Siyah ve sarı ırkın yayıldığı bölgelerde daha az görülür. Batılı ırklardaysa sık görülür. Ülkemizde özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde oldukça sık rastlanır. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Fakat bir doğumsal kalça çıkığının nasıl tedavi edileceği, nasıl önleneceği bilinmektedir.Bu konuda yapılan incelemelerde, şu ilginç sonuca varılmıştır. Afrika zencilerinde ve Uzakdoğu halkında doğumsal kalça çıkığına hiç rastlanmıyordu. Buna karşılık Batı ülkelerinde ve ülkemizde oldukça sık rastlanıyordu. Bilindiği gibi Afrikalı ya da Uzakdoğulu anne, bütün gün çalışırken çocuğunu sırtında taşır. Bu sırada çocuğun bacakları iki yana açılmış durumdadır. Bacakların bu biçimi, uyluk kemiği başının tam olarak karşısındaki eklem yuvasına oturmasını sağlamaktadır. Bu da doğumsal kalça eklemi çıkığının oluşmasını engeller. Eğer bir çıkık varsa bunun da düzelmesini sağlar. Oysa çoğu Batı ülkesinde ve özellikle ülkemizde yeni doğan çocuklar çok sıkı bir biçimde kundaklanırlar. Kundak içinde bacakların birbirine bitişik durması sonucu, uyluk kemiği başının, karşısındaki eklem yuvasına iyi bir biçimde oturması engellenir. Bu durum doğumsal kalça çıkıklarına ortam hazırlar ya da varolan bir kalça çıkığının kendiliğinden düzelme olasılığını ortadan kaldırır. Burada önemle belirtelim; “Bacakları düz olsun” gibi yanlış bir düşünceyle yeni doğmuş bile oîsa çocukları alışılmış biçimde “KUNDAKLAMAMAK GEREKİR”. Tam tersine, çocuğun ara bezini geniş tutarak olabildiğince bacaklarının birbirinden açık tutulması sağlanmalıdır. Zaten çocuk yürümeden önce teşhis edilmiş olan doğumsal kalça çıkığı vakaları bu ilkeye göre tedavi edilmekte ve topallıklar önlenmektedir. Bu nedenle şu iki ilkeyi yeniden vurgulamayı gerekli buluyoruz.

“ÇOCUKLARINIZI KUNDAKLAMAYINIZ VE BACAKLARININ ARASINA KOYDUĞUNUZ ARA BEZİNİ GENİŞ TUTUNUZ”. Herhangi bir anne, baba, ebe, hemşire ya da doktor eğer birkaç basit muayene yöntemini biliyorsa, doğumsal kalça çıkığını kolayca teşhis edebilir ya da en azından böyle bir olasılıktan kuşkulanabilir. Doğumsal kalça çıkığı teşhisini koyduran birçok muayene yöntemleri ve röntgen incelemeleri vardır. Bunlar ortopedi konusunda uzmanlaşmış doktorların bilgi alanlarına girer. Biz burada yalnız herhangi birinin kolayca kullanabileceği teşhis yöntemlerinden söz edeceğiz ve bu teşhis yöntemlerini bilmeyi ve uygulamayı her anne babaya ve ebeye önereceğiz.

1] Bilindiği gibi bebeklerin uyluk bölgesinde (diz ile kalça arası) deride bir ya da iki boğum bulunur. Bir taraf uyluğunda diğerine oranla daha fazla boğum bulunması doğumsal kalça çıkığı için bir işaret olabilir.

2) Henüz yürümemiş olan çocuk sırt üstü yatırılır ve her iki uyluk gövde ile 90 derecelik bir açı yapacak biçimde kalça ekleminden oynatılır. Bu sırada dizler de bükülmüştür. Daha sonra 90 dereceye getirilmiş olan bacaklardan biri dış yana doğru yatırıhr-açıhr. Normalde dışa yatırılan açılan bacak çocuğun üstünde yatmakta olduğu muayene masasına ya da yatağına değer ya da çok yaklaşır. Aynı şey diğer bacak için de söz konusudur. Oysa, doğumsal kalça çıkığı olan tarafta gövde ile 90 dereceye getirilmiş olan uyluk, dış yana yatırılmak açmak istendiğinde uyluğun bir miktar açıldıktan sonra artık daha fazla açılmadığı gibi muayene masasına ya da yatağa da değmediği görülür. Eğer iki tarafta da çıkık varsa her iki uyluğun da dışa doğru açılmalarmda sınırlılık görülür, çocuk geç yürür.

3] Yürümeye başlamış olan bir çocuğun topallaması ya da iki yana yalpalayarak ördek gibi yürümesi dikkati çekmeyecek gibi değildir.

4) Çocuk sert bir zemine sırtüstü yatırılıp bacakları toplandığında, çıkık olan taraftaki diz normal taraftakinden daha altta kalır. Buna “Allis” belirtisi denir.

5) Çocuk normal taraftaki bacağı üzerinde tek ayak duracak olursa her iki kalçanın düzeyleri birbirinin aynı kalır. Çıkık olan tarafta tek ayak üzerinde durduğunda ise o taraftaki kalça normal olan taraftakinden daha yukarı bir düzeye çıkar. Bu teste “Trandelenburg testi” denilmektedir. Tedavi için çeşitli yöntemler vardır ve bu yöntemler çocuğun yaşma göre, yürümeye başlayıp başlamadığına göre ve diğer bazı ölçütlere göre seçilir. Doğuştan kalça çıkığı tedavisine ne kadar erken başlanırsa alınacak sonuç o kadar iyi olur. Burada çocukları kundaklamaktan vazgeçilmesini ve ara bezinin geniş olarak konmasını yeniden önererek konuyu bitiriyoruz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
Doğuştan Gelen Kalça Çıkığı

Normal kalça ekleminde; kalçadaki büyük leğen kemiğindeki çukur boşluk (asetebulum) ile, bacak kemiğinin (Femur kemiği) başındaki

Kalça çıkığı bazen ileriki yaşlarda da gelişebilir. Onun için “doğuştan kalça çıkığı” yerine “gelişimsel kalça çıkığı” denilmektedir.

Bu hastalığın her tipinde femur başının asetabulumun dışında olması şart değildir. Yarı çıkık, yada eklem içine girip çıkan yapı da olabilir.

Bunlara sırasıyla bakalım:

1.Tam çıkık kalça: Femur başı tamamen asetabulumun dışındadır. Bacağın bükülüp dışa doğru yatırılmasıyla (ortolani manevrası) çıkık yerine girer.

2.Yarı çıkık kalça: femur başı, asetabulumun içinde olmakla birlikte bir bölümü dışa ve yukarıya doğru yer değiştirmiştir.

3.Çıkabilir kalça: femur başı, asetebulumun içindedir. Ancak ittirmekle (Barlow’un provakasyon testi ) kolaylıkla asetebulumun dışına çıkar.


Kalça çıkığı Oluş nedenleri:


Birçok sebebe bağlıdır. Öncelikle anne karnındaki 12.-18. haftalar ve son 4 hafta gelişimsel kalça çıkığı açısından önemlidir. 12.-18. haftada hormonal veya genetik faktörler rol oynar. Bu faktörler kas yapısının gevşek olarak oluşmasına neden olur. Ayrıca asetabulum çukurunun yeterli derinlikte gelişememesi önemli bir faktördür.
Gebeliğin son 4 haftasında mekanik faktörler (kalçaya bası) daha önemlidir. Bunların başında bebeğin hala makat pozisyonda (baş yukarıda kalça aşağıda) durması gelir. Normal gebeliklerde bebek son iki ayda baş aşağıya döner. Kalça ekleminin normal gelişimini tamamlayabileceği pozisyon bacakların bükülü ve hafif dışa dönük olduğu pozisyondur. Makat pozisyonda bu duruş bozulur. Bacaklar aşırı büzülürken, dizler açılır. Bu pozisyon, femur başının eklem çukurluğunu terk etmesini kolaylaştırır.


Doğum sonu çevresel faktörler içerisinde en önemlisi “kundak”tır. Bu giydirme alışkanlığı, yenidoğan bebeğin normalde olması gereken, kalça ve dizlerindeki bükülmeyi bozar ve kalça çıkığına yol açabilir. Bebeklere alt üst pijama veya tulum giydirilmelidir. Böylece bebek bacaklarını ve dizlerini rahatlıkla bükebilir. Bebeğin gazını da rahatlıkla çıkarmasına yardım edilmiş olunur.

Kalça çıkığı, kız bebeklerde erkeklere oranla 6-8 kat daha sık görülür.

Doğuştan kalça çıkığı açısından riskli gruplar:
İlk doğum
Makat gelişi ile doğum
Tortikolisli bebekler(Boyun kası içinde kanama)
Ailesinde kalça çıkığı bulunan bebekler
Çeşitli ayak bozuklukları ile doğmuş bebekler
Annede gebelikte su kesesinde az su bulunması

Klinik muayene ve bulgular:

1.Yenidoğan bebeğin kalça ve dizlerindeki bükülü pozisyonun olmaması: anne karnında bebek kalça ve dizler bükülü, bacaklar hafif dışa doğru pozisyondadır. Bu pozisyon yenidoğan döneminde de devam eder. Yenidoğan bir bebeğin bacak ve dizlerini rahatça uzatması akla kalça çıkığını getirmelidir.

2.Bacakların dışa dönme kısıtlılığı: kalça çıkığında, bacakların iç adelelerindeki gerilme nedeniyle bacağın dışarıya açılması Yenidoğan bebeklerde bacaklar bükülü pozisyonda durur. Onun için bacaklar ile muayene masası üzerinde 30 derecelik bir açı kalabilir. İki taraflı kalça çıkığında buna daha da dikkat etmek gerekir.

3.Pili asimetrisi: Çıkık olan tarafta cilt pilisi daha derin ve kalçaya daha yakındır.

4.Diz belirtisi: kalça ve dizler 90 derece bükük iken her dizin aynı seviyede olması gerekir.şayet tek taraflı kaça çıkığı varsa o taraftaki diz diğerine göre daha aşağıda gözükür . Bu belirtinin iki taraflı çıkılarda yeri yoktur.

5. Barlow testi: Bu test çıkabilir kalçayı gösterir. Doğuştan kalça çıkığının büyük kısmı, çıkabilir kalça formunda olduğu için çok önemlidir. Çıkabilir kalça oranı her 100 yenidoğan bebekten birinde vardır(yarı çıkık kalça veya çıkabilir kalça). Halbuki tam kalça çıkığı oranı, bin bebekten 1’inde görülür.

Doğuştan Gelen Kalça Çıkığı
Yapılışı: Bebek sırt üstü yatırılır. Diz ve bacağı bükülür. İki elin orta parmakları bebeğin uyluklarının dış yan yüzünde bacak kemiğinin çıkıntısı üzerine, baş parmaklar uylukların iç tarafında bacak kemiğinin küçük çıkıntıları üzerine yerleştirilir. Femur başına uyluk iç yan yüzünden basınç uygulandığında kalça çıkık duruma geliyorsa kalça çıkığı var demektir. (Barlow testi pozitif )

6. Ortolani testi: bir el kalçayı sabit tutarken diğer el ile uyluk zemine yanaştırılır ve bu elin orta parmağı bacak kemiğinin büyük çıkıntısını öne doğru iter. Kalça çıkığı var ise femur başı öne kayar, asetabulum çukuruna girer ve bir ses (klunk) hissedilir.

Tanı yöntemleri:


1.Anamnez ve fizik muayene: İyi bir fizik muayene, kalça çıkığına erken tanı konulması için en önemli kuraldır.
Kalça çıkığı,doğuşta mevcut olabilir veya süt çocukluğu döneminde de(0-1 yaş) gelişebilir. Onun için ilk yıl içinde, her normal aylık muayene sırasında, bebek kalça çıkığı açısından da kontrol edilmelidir. Doktorunuz her muayenede yukarıda belirtilen Barlow, Ortoloni manevralarını yapar, pili asimetrisini ve abduksiyon kısıtlılığını araştırır.

2.Kalça ultrasonu: Fizik muayene ile tüm vakaların yakalanması her Doğuştan Gelen Kalça Çıkığızaman mümkün değildir, şüpheli durumlarda İlk 3 ayda kalça ultrasonografisi çekilmelidir.

3.Direk radyoloji (Düz film): Klinik olarak şüphe var, ancak ultrasonda bulgu görülemiyorsa mutlaka kalça filmi çekilmelidir. Çekilen filmde bazı ölçümler yapılarak, kalça çıkığı olup olmadığı kesinleştirilir.

Önleme ve Tedavi :


Kalça gelişimi doğum sonrası da devam ettiği için doğumdan sonra oluşabilecek kalça çıkığının önlenmesi için ara bezi bağlanmalı ve kucakta taşınırken bacaklarının ayrık tutulması sağlanmalıdır. Ayrıca bebelere bacaklarının serbest hareket etmesini önleyecek, dar külotlu çorap yada dar tulum giydirmekten, üzerlerine ağır örtü örtülmesinden kaçınılması gerekir.

Bebekleri ayaklarından tutup baş aşağı saklamak, dizlerindeki bükülmeyi açmaya çalışmak, bacaklarını germeye çalışmak, çıkabilir bir kalçayı çıkık duruma getirebileceği için sakıncalıdır.

Doğum sonrası ilk üç hafta içerisinde tanı konulan kalça çıkıkları uygun tedavi ile yaklaşık 6 haftada tamamen normale dönebilir

Doğuştan Gelen Kalça ÇıkığıKalça çıkığı ilk üç ayda teşhis edilirse sadece kalın ara bezi kullanılarak büyük oranda tam düzelme sağlanır. Kalça çıkığı, tam kalça çıkığı ise doktorunuzun önerisiyle Pavlik bandajı uygulanır. Bu bandaj, eklemi meydana getiren kemiklerin iç içe durumda kalmasını sağlar.6 aylıktan sonra cerrahi düzeltme gerekir.

Mahmut Yaran
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
Doğumsal Kalça Çıkıklığının Tedavisi Erken Teşhistir!

Doğumsal kalça çıkığı tanısı erken konan çocuklar, alçı, bandaj gibi ameliyatsız yöntemlerle iyileşebilmesine rağmen, geç tanı konulduğunda mutlaka cerrahi tedaviye gerek duyuluyor.

VKV Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Mahmut Berkman, kalça çıkığının, kalça eklemi kapsülünün gevşek olması sebebiyle kalça eklemini oluşturan kemiklerin birbiriyle uyumunun bozulmasından kaynaklandığını, erken tanı konulduğunda uyluk kemiğinin üst ucunu yuvasında tutacak önlemlerle, eklemin uygun bir şekilde gelişmesinin sağlanabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Mahmut Berkman, doğumsal kalça çıkığında erken tanının önemli olduğunu belirterek, “doğum sonrası ilk 6 ayda kalça çıkığı tanısı konan çocuklar alçı, bandaj gibi ameliyatsız yöntemlerle iyileşirken, geç tanı konulduğunda mutlaka cerrahi tedavi gerektiğini” ifade etti.

Berkman, Doğumsal Kalça Çıkığı (DKÇ) kalça eklemi kapsülünün gevşek olması nedeniyle kalça eklemini oluşturan kemiklerin birbiriyle uyumunun bozulmasından kaynaklandığını, erken tanı konulduğunda uyluk kemiğinin üst ucunu yuvasında tutacak önlemlerle, eklemin uygun bir şekilde gelişmesinin sağlanabileceğini belirtti.

Tanı ve tedavide yetersiz kalındığında çocukluk ve erişkin dönemde aksama, bacak boyu eşitsizliği, hareket kısıtlanması ve ağrıya yol açarak sakatlığa neden olacağını dile getiren Berkman, şunları kaydetti;

Hastalığa, bebeklerini bacakları açık durumda sırtında taşıma adeti olan Asyalılarda ve siyah ırkta az rastlanırken, kundaklama alışkanlığı olan Amerika yerlilerinde ve Kafkasyalılarda çokça rastlanmaktadır.

Türkiye’de ise hastalığın sıklığı binde 15 civarındadır. Her yıl yaklaşık 1,5 milyon canlı doğum olan ülkemizde topluma yeni katılan DKÇ’li birey sayısı yaklaşık 22 bin 500’dür. Toplumumuzda son yıllarda sosyokültürel seviyenin ve tıbbi tedavi imkanlarının iyileşmesi ile hastalığın eskiye oranla görülme sıklığı azalmıştır.

Hastalığın görülme riski, ailede ve yakın akrabalarda kalça çıkığı olması, kız çocuk olması, bebeğin rahim içinde makatla geliş durumunda olması, ikiz üçüz gibi çoğul doğum, rahim içi sıvısının az olması, bebeğin ayağında veya boynunda doğumsal şekil bozuklukları olması, annenin ilk doğumu olması ve kundaklama gibi durumlarda artmaktadır.”

Berkman, yeni doğan bebeklerin günün her saatinde kalça ve dizleri bükük durduklarını, bebeğin bir veya iki kalçasını rahatça uzatamamasının kalça çıkığının ilk belirtisi olabileceğini söyledi.

Yeni doğanda kalçada hareket kısıtlılığı olmasının dikkate alınması gereken bir bulgu olduğunu ifade eden Berkman, çocukluk çağında ve sonrasında kalçada ağrı, topallama, bacak boyu eşitsizliğine neden olabileceğini bildirdi

haberler
 
Tekerlekli Sandalye
Üst