EKPSS Deneme Testleri

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,021
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Merhaba arkadaşlar, aşağıya EKPSS sınavında çıkması olası soruları ekliyorum. Bir anlamda EKPSS deneme testi olacak bu. Soruların cevaplarına ulaşmak için Mause/fare ile o satırı seçerseniz ya da klavyeden CTRL + A harflerine basarsanız, cevaplar görünür olur...

Ayrıca KPSS için hazırlanan bu videodaki bilgilerde işinize yarar. İzlemenizi öneririm.


EKPSS Deneme Testi

GÜNCEL KONULAR
1. 6 Aralık 2013 tarihinde vefat eden Afrika kıtasında ırkçılığa karşı mücadelenin efsanevi lideri ve demokratik
seçimle göreve gelen ilk Devlet Başkanı kimdir?
A) Jacop Zuma B) Nelson Mandela
C) Şeyh Şerif Ahmed D) Robert Mugabe
E) Morgan Tsvangirai
CEVAP- B


2. 2013 yılı CEV kadınlar voleybol şampiyonluğunu hangi takım kazanmıştır?
A) Vakıfbank B) Eczacıbaşı C) Galatasaray
D) Fenerbahçe E) Tofaş
CEVAP- A


3. Dünya futbol şampiyonası 2014 yılında hangi ülkede oynanacaktır?
A) Brezilya B) Rusya C) Bulgaristan
D) Belçika E) Fransa
CEVAP- A

4- 2014 kış olimpiyatları aşağıdaki ülkelerden hangisinde yapılacaktır?
A) Türkiye B) Ukrayna C) Rusya
D) İsviçre E) Fransa
CEVAP- C


5. 2014 AB dönem başkanlığını sırasıyla kimler üstlenecek?
A) Fransa- Hırvatistan B) İngiltere – Sıbıstan C) Almanya- Danimarka
D) Yunanistan ve İtalya E) Macaristan-Polonya
CEVAP- D

6. Dünya Bankası Başkanı Kimdir?
A) Jim Yong B) Kemal Derviş C) Ban Ki-moon D) Mario Dragi E) Anders Fogh Rasmussen
CEVAP- A

İNKILAP TARİHİ

1. Aşağıdakilerden hangisi I. TBMM’nin yaptığı inkılaplardan biridir?
A) Saltanatın kaldırılması
B) Halifeliğin kaldırılması
C) Tevhid-i Tedrisat Kanununun çıkarılması
D) Medeni Kanunun kabulü
E) Soyadı Yasasının çıkartılması
CEVAP- A

2. Bütün Türk vatandaşlarının din ve mezhep farkı gözetmeksizin eşit haklara sahip olmasını ve modern Türk
ailesinin kurulmasını sağlayan gelişme aşağıdakilerden hangisidir?
A) Saltanatın kaldırılması
B) Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesi
C) Kılık kıyafet Kanunu’nun çıkarılması
D) Nüfus Mübadelesi Antlaşması’nın yapılması
E) Halifeliğin kaldırılması
CEVAP- B


3. I. Medeni Kanunu’nun kabulü
II. Soyadı Kanun’un kabulü
III. Ceza Kanunu’nun Kabulü
Boşanma, miras, şahitlik ve diğer konularda kadın – erkek eşitliği yukarıdaki inkılaplardan hangisi ile
sağlanmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
CEVAP- A


4. Sosyal Devlet anlayışı ile,
I. İnkılapçılık
II. Devletçilik
III. Halkçılık
ilkelerinden hangileri arasında bir ilişki kurulabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) II ve III E) I, II ve III
CEVAP- D


5. I. Kapitülasyonların kaldırılması
II. Devletçilik ilkesinin kabulü
III. Teşvik-i Sanayi Kanunun çıkarılması
Yukarıdakilerden hangileri Türk ekonomisini geliştirmek amacıyla yapılan bir çalışmadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I, II ve III
CEVAP- E/COLOR]


6- I. Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
II. Saltanatın kaldırılması
III. Medreselerin kapatılması
Türkiye Cumhuriyeti’nde yukarıdaki gelişmelerin kronolojik sıralaması aşağıdakilerden hangisidir?
A) I, II ve III B) I, III ve II C) II, I ve III
D) II, III ve I E) III, II ve I
CEVAP- D/COLOR]


7. Türk kadınları;
I. Evlenme ve boşanma
II. Seçme ve seçilme
III. Mirastan pay alma
konularından hangilerinde Avrupalı kadınlardan daha önce hak sahibi olmuştur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
CEVAP- B


8. I. Türk Medeni Kanunu’nun kabulü
II. Şeriyye ve evkaf vekaletinin kaldırılması
III. Tekke ve Zaviyelerin kapatılması
Yukarıdaki inkılaplardan hangileri ile patrikhanenin dünya işleri ile ilgili yetkileri kaldırılmış ve vatandaşlar
arasında din ve mezhep farkı gözetilmeden eşitlik sağlanmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
CEVAP- A/COLOR]


9. Atatürk’ün milliyetçilik felsefesi toplumu sadece ırk çizgileriyle değil, din ve mezhep çizgileriyle de ayrıştırmayı
reddedir.
Bu durum, Türkiye’de,
I. Laiklik
II. Devletçilik
III. Cumhuriyetçilik
ilkelerinden hangileriyle sağlanmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
CEVAP- A

10. “Yurtta barış, dünyada barış” Atatürk’ün hangi ilkesinin bir sonucudur?
A) Akılcılık
B) Bilimsellik
C) Çağdaşlık
D) İnsan ve insanlık sevgisi
E) Ülke bütünlüğü
CEVAP- D

TÜRK KÜLTÜR MEDENİYETİ


1. Türk – İslam devletlerinde uygulanan hukuk sisteminde aşağıdakilerden hangisi bağlayıcılık ve üstünlük
bakımından en üst makamdadır?
A) Örfi Hukuk B) Şer’i Hukuk
C) Nizamname D) Ferman
E) Beraat
CEVAP- B


2. I. Karahanlılar
II. Selçuklular
III. Gazneliler
Yukarıda verilen Türk İslam devletlerinden hangilerinde “Türkçe” resmi dil olarak kullanılmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
CEVAP- A


3. Türk İslam devletlerinde vakıfların kurularak yaygınlaştırılmasında,
I. Halkın sosyal ihtiyaçlarını karşılamak
II. Özel mülkiyeti geliştirmek
III. Ticari faaliyetleri düzenlemek
amaçlarından hangileri etkili olmuştur?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
CEVAP- A


4. Büyük Selçuklu Dönemi’nde Hasan Sabbah tarafından kurulan ve bölücülük yapan tarikat aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Hariciler B) Tahiriler
C) Batinilik D) Mutezile
E) Fatimiler
CEVAP- C
 

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,021
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
SÖZCÜK YAPISI-SÖZCÜK TÜRLERİ-CÜMLE BİLGİSİ / 41 ÇÖZÜMLÜ SORU

ÖRNEK 1 :

Çayönü kazısında (I) ortaya çıkarılan buluntular (II),insanlığın, avcılık (III) ve toplayıcılıktan yerleşik yaşama geçiş (IV) aşamasını (V) göstermektedir.

Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü, sözcük türü yönünden öbürlerinden farklıdır?

A)I.B) II. C)III.

D) IV.E) V.

(ÖSS 1999)

ÇÖZÜM 1:

Kök, sözcüğün yapım eki almamış bölümüdür.“kazısında” sözcüğünde kök “kazmak” eylemidir.

“Buluntular” sözcüğünde kök bulmak eylemidir.“avcılık” sözcüğünde kök av ismidir, “geçiş” sözcüğünde kök geçmek eylemidir. “aşamasını” sözcüğünde kök aşmak eylemidir. Kökler isim ve eylem kökleri diye ikiye ayrıldığından “av” isim kökü farklı olur.

Yanıt:C



ÖRNEK 2:


Aşağıdakilerden hangisinin kökü ad değildir?

A) Yanlışlık B) Yavrulamak

C) Yöneltilen D) Yakınlık

E) Yaşamak

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 2:

B’de kök yavru, C’de kök yön, D’de kök yakın,E’de kök yaş ismidir. “Yanlışlık” sözcüğü yanılmak

eyleminden türemiştir; bu nedenle farklı olan kök bu seçenektedir.

Yanıt:A

ÖRNEK 3:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük yapım eki almıştır?

A) Sen yoktan anlamaz mısın?

B) Gürel, bu karışık işi yoluna koyar.

C) Dikkatli sil de yırtma kâğıdı.

D) Kimi böceklerin kıskaçları çok güçlü oluyor.

E) Sergideki eşyalara elinizi sürmeyiniz.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 3:

Kök ve gövdelere eklenerek onlarla anlamca ilgili başka sözcükler türeten eklere yapım eki denir.

Kökün ne olduğunu söylemiştik, gövdeyse bir ya da birden fazla yapım eki almış sözcük demektir.

Bu seçeneklerde yalnızca “kıskaçları” sözcüğünde yapım eki vardır. “kıs-” eylemi “-kaç” ekini alarak hem isme dönüşmüş hem de yeni bir anlam kazanmıştır. Diğer seçeneklerdeki altı çizili sözcükler hep çekim eki almıştır.

Yanıt:D

ÖRNEK 4:

"–men" yapım eki, aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisinde farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Gözetmen, öğrencisini sert bir dille uyardı.

B) Dün yazısını okuduğum eleştirmen güzel bir konuya değinmiş.

C) O evcimen bir insana benziyor.

D) Yönetmen, oyunun kurallarını aktörlere anlatıyordu.

E) Türkiye'de artık seçmen bilinçlenmeye başladı.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 4:

Yapım ekleri her zaman eklendiği sözcüğün anlamını değiştirir; ama bazen bunun aynı sıra sözcü-

ğün isim ve eylem oluşunu, yani türünü de değiştirir. Yapım ekinin farklı işlevde kullanıldığına dair sorularda bu bilgi yoklanır. A’da “–men” yapım eki gözetmek eyleminden gözetmen ismini türetmiştir. B’de eleştirmek, D’de yönetmek, E’de seçmek eylemlerinden ad gövdeleri türetmiştir. Ancak C’de “evci” eylem değil, addır; “–men” eki de ad kökünden ad gövdesi türetmiştir, diğerlerinden farklı işlevde kullanılmıştır.

Yanıt:C

ÖRNEK 5:

Aşağıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerin hangisinde, birden çok yapım eki kullanılmıştır?

A) Kara gözlüm çok özledim ben seni

B) Varlığımı yalnız ona verdim ben

C) Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar

D) Gözleri yaş dolu yorgun bulutlar

E) Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü

(ÖSS 1999)

ÇÖZÜM 5:

Bazen sözcükler birden fazla yapım eki alarak türer.“gözlüm” sözcüğünde göz kökü –lü yapım eki

almış, daha sonra –m iyelik ekini, yani bir çekim eki almıştır. “Varlığımı” sözcüğünde sadece –lık

eki yapım eki, geri kalanlar çekim ekidir. “kokusuyla”sözcüğünde –u eylemden ad türeten bir yapım ekidir, öbür ekler çekim ekidir. “yorgun” sözcüğünde zaten tek ek var, o da –gun yapım eki. “örtülü” sözcüğü örtmek eylem köküne –ü yapım ekini alıp önce bir ad gövdesine dönüşmüş, sonra –lü yapım eki de eklenerek ikinci bir ad gövdesi elde edilmiştir.

Yanıt: E

ÖRNEK 6:

"Atatürk'ün Özel Yaşamı"(I) adlı kitap, o ünlü (II) bilim (III) adamının (IV) kişilik (V) özelliklerini yansıtıyor.

Bu cümlede numaralanan sözcüklerden hangisi, yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?

A)I. B) II. C) III.

D) IV. E ) V.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 6:

Sözcükler yapılarına göre üçe ayrılır: Hiç yapım eki almamış sözcüklere basit, bir ya da birden fazla yapım eki almış sözcüklere türemiş, birden fazla sözcüğün anlamca kaynaşması ve bitişik yazılmasıyla oluşan sözcüklere bileşik sözcük denir.“yaşam, ünlü, bilim ve kişilik” sözcükleri yapım eki almış, türemiş sözcüklerdir; ama “adamının” sözcüğü çekim ekleri almıştır; bu nedenle basittir.

Yanıt:D

ÖRNEK 7:

Aşağıdaki cümlelerde bulunan bileşik sözcüklerden hangisi oluşum yolu açısından diğerlerinden

farklıdır ?

A) Kendini çok açıkgöz sanıyor.

B) Karadeniz yine sel altında kalmış.

C) Bilgisayarla oynarken uyumuş.

D) Yemeğe akbaba gibi saldırdı.

E) Hem kaba hem de boşboğazdı.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 7:

Bileşik sözcükler üç yolla oluşur: Bazılarında sözcüklerden birinde ya da ikisinde birden anlam değişikliği olur. Örneğin, gökyüzü, rüzgârgülü, başbakan, kuşbakışı ... Bazılarında sözcüklerden birinde ya da ikisinde birden ses değişikliği olmuştur. Örneğin, nasıl, niçin, emretmek, halletmek,

sütlaç ... Bazı sözcüklerdeyse bir ya da iki eylem bir arada kullanılmış, ad soyundan bir sözcük elde edilmiştir; buna tür kayması denir. Örneğin, biçerdöver, yapboz, sinekkaydı, alaşağı, imambayıldı... Bu soruda oluşum yolu denirken bu farklılıktan söz ediliyor. “açıkgöz, Karadeniz, akbaba, boşboğaz” sözcüklerinde anlam kayması var; oysa “bilgisayar” sözcüğünde tür kayması var.

Yanıt:C

ÖRNEK 8:


Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?

A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin

B) Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize

C) Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah

D) Kağıtlarla camlarını örteyim pencerelerin

E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı

(ÖSS 1999)

ÇÖZÜM 8:

İki ismin genellikle belli eklerle oluşturduğu öbeğe isim tamlaması denir. Tamlayan eki –(n) in, tamlanan eki –(s) i’dir. Belirtili isim tamlamaları her iki ek de kullanılarak oluşturulur. Örneğin, uçağın özelliği, kalbin ritmi, binanın yüksekliği ... Bu tamlamalarda tamlayan ve tamlanan yer değiştirebilir. Bu soruda D seçeneğinde “pencerelerin camları” belirtili isim tamlamasında böyle olmuş, “camlarını” tamlananı cümlede “pencerelerin” tamlayanından önce söylenmiştir. Diğer seçeneklerde zaten belirtili isim tamlaması yoktur. C’deki tamlama üç isimden oluştuğu için, “tarhana çorbasının içimi”, belirtili değil zincirleme isim tamlamasıdır.

Yanıt:D

ÖRNEK 9:

Belirtili ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasına sözcük girebilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde buna bir örnek vardır?

A) İngilizce kitabının sayfalarını çevirdi.

B) İlkbaharın serin günlerini çok arayacağız.

C) Uzun kavak ağaçlarının gölgesinde dinlendik.

D) Küçük çocukların çığlıkları duyuluyor.

E) Derin tencerenin dibinde az yemek vardı.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 9:

Belirtili isim tamlamalarında tamlanan sıfat alacaksa bu sıfat tamlayanla tamlananın arasına girer.

Böyle bir örnek B’de var. “ilkbaharın günlerini” tamlamasının arasına “serin” sıfatı girmiş. “kavak

ağaçlarının gölgesi”nde “uzun” sıfatı, “çocukların çığlıkları”nda “küçük” sıfatı, “tencerelerin dibi”nde “derin” sıfatı arada değil başta kullanılmıştır. “İngilizce kitabının sayfaları”ysa zincirleme isim tamlamasıdır ve sıfat almamıştır.

Yanıt:B

ÖRNEK 10:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?

A) Söyledikleri bence doğru değildir.

B) Eskiden bu tarlalar oldukça verimsizdi.

C) Kâğıt mendille çocuğun burnunu sildi.

D) Geçmiş günlerin tatlı hatırasıyla avundu.

E) İnsanların bütün sıkıntısı paraydı.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 10:

Kişi zamirleri de belirtili ad tamlamalarında tamlayan olabilir. Bu durumda genellikle tamlama ekleri değişir. Örneğin, benim arabam, onun işi, sizin düşünceniz, senin kalemin... Bu tamlamalarda tamlanan ekleri aynı zaman iyelik ekleridir. İyelik ekleri tamlayan söylenmediğinde bile tamlayanın anlamını zaten oluşturur. Bu nedenle biz genellikle

“Onun oğlu hasta.” demeyiz de “Oğlu hasta.” deriz. Bu soruna tamlayanı düşmüş belirtili isim tamlamasından söz edilirken aslında bir iyelik eki bulmamız isteniyor, bu da A’da “Söyledikleri” sözcüğünde var.

Yanıt:A

ÖRNEK 11:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde küçültme adı kullanılmıştır?

A) Küçücük odasında çok mutluydu.

B) Kıyıdan birçok adacık görünüyor.

C) Bu daracık yollarda yürümek zor.

D) Sıcacık çörekleri hemen yedik.

E) Minicik elleriyle çiçek toplamış.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 11:

Küçültülmüş isimler “–cik, –cek, –ciğim, –ceğiz” eklerini alarak varlığın küçük olduğu, sevildiği,

ona acındığı anlamlarını kazanmış isimlerdir. Sıfatlar da “–cik, –cek, –ce, –msi, –mtrak” eklerini

alarak küçültülür, o özelliğin az olduğu ya da gösterilen varlığın küçük olduğu anlamlarını kazanır. B’deki “adacık” sözcüğü küçültülmüş isimdir; oysa öbür seçeneklerdeki küçültülmüş sözcükler, bir varlığın niteliğini gösterip onun adının önünde yer aldıklarından sıfattır.

Yanıt:B

ÖRNEK 12:

Türemiş sıfatlar, adlarla fiillerin kök ya da gövdelerine yapım ekleri getirilerek oluşturulur.

Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat vardır?

A) Güneş balçıkla sıvanmaz.

B) Korkunun ecele faydası yoktur.

C) Her ağacın meyvesi olmaz.

D) Mızrak çuvala sığmaz.

E) İşleyen demir pas tutmaz.

(ÖSS 2000)

ÇÖZÜM 12:

Sıfatlar bir adın önüne konup o adda belirtilen varlığın niteliğini, sayısını, hangi varlık olduğunu söleyen ya da o varlıkla ilgili soru soran sözcüklerdir.Bu soruda sadece iki cümlede sıfat vardır. C’de “her” “ağaç” isminin belgisiz sıfatı, D’de “İşleyen” “demir” isminin niteleme sıfatıdır. “Her” basit sözcüktür, “İşleyen” sıfatı türemiştir, iş adı önce –le ekiyle eylem olmuş, sonra da –en ekiyle türemiştir.

Yanıt:E

ÖRNEK 13:

Bütün insanlar sabırsız olmuş.

Bu cümledeki altı çizili sıfatın türüne, aşağıdaki cümlelerin hangisinde örnek vardır?

A) Herkes yüksek sesle konuşup duruyordu.

B) Bu çocuk çalışmayı seviyor.

C) Biraz uyku hepimize iyi gelecek.

D) Onu sevimsiz yapan tiz sesiydi.

E) Bir hata daha istemiyorum.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 13:

Bir ismi belirten ancak anlamca belirsiz olan sıfatlara belgisiz sıfat denir; “Bütün” sözcüğü böyle bir sıfattır. Bir varlığın biçimini, rengini, huyunu... gösteren, isme sorulan nasıl sorusuna yanıt veren sıfatlara niteleme sıfatı denir. A’da “yüksek” “ses”in, D’de “tiz” gene “ses”in niteleme sıfatıdır. B’de “Bu” sözcüğü varlığı gösteriyor, hangi sorusuna yanıt veriyor, böyle sıfatlara işaret (gösterme) sıfatları denir. E’de “Bir” “hata”nın kaç tane olduğunu gösteriyor, o da bir sayı sıfatı. C’de “biraz” bütün sözcüğü gibi bir belgisiz sıfattır.

Yanıt:C

ÖRNEK 14:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı bir sıfatla sağlanmamıştır?

A) Kaç senedir burada oturuyorsun?

B) Ne tür müzik dinlemeyi seversin?

C) Kimi aradığımı bilmiyor musun?

D) Ona hangi soruları sordun?

E) Sınavı kaçıncı girişte kazandın?

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 14:

Soru sıfatları adların önüne gelir ve o adda belirtilen varlığın özelliklerini sorar, soru sıfatlarının karşılığı genellikle bir sıfattır. “Kaç sene, ne tür, hangi soruları, kaçıncı girişte” sıfat tamlamalarında soru sıfatları vardır. “Kimi” sözcüğüyse bir adın yerini tutarak soru sormuş; o bir soru zamiri.

Yanıt:C

ÖRNEK 15:

Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcük adlaşmış bir sıfattır?

A) Ucuzluk ay ortasında başlar.

B) Sonuç yarın açıklanacak.

C) Yalancı her zaman tehlikelidir.

D) Fedakârlık ister bu iş.

E) Sessiz durmamızı istedi.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 15:

Niteleme sıfatlarının arkasındaki ad düşünce, niteleme sıfatı bazen arkasına o adın çekim eklerini

de alarak adın yerini tutar, bunlara adlaşmış sıfat denir. “Ucuzluk, sonuç, fedakârlık” sözcükleri isim, “sessiz” se bir eylemin özelliğini gösterdiğinden zarf. C’deki “Yalancı” sözcüğü, “yalancı insan” sıfat tamlamasında adın düşmesiyle burada kullanılıyor; bu nedenle de adlaşmış sıfat.

Yanıt:C

ÖRNEK 16:

I. Teyzelerin dün sinemaya gittiler.

II. Çiçeklerine yazın bolca su vermelisin.

III. Kalemlerini başka kutuya yerleştirdi.

IV. Ceketimizi dolaba astım.

V. Evleri bize çok yakındır.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcüklerin aldığı ekler, onlara hem ikinci, hem de üçüncü tekil kişiye ait olma anlamı katmıştır?

A) I. ve II. B) I. ve V. C) II. ve III.

D) III. ve IV. E) IV. ve V.

(ÖSS 2000)

ÇÖZÜM 16:

İyelik ekleri, o varlığın kime ait olduğunu gösteren çekim ekleridir. “benim, senin, onun, bizim, sizin, onların” anlamı sağlarken adların yerini de tutuklarından zamir de sayılırlar. İkinci tekil ve üçüncü tekil kişiye ait iyelik ekleri, bu eklerin ardından ünlüyle başlayan bir ek gelmesi durumunda birbirlerine karışır.

İkinci tekil kişiye ait iyelik eki “–in”, üçüncü tekil kişiye ait iyelik eki “–i” dir. Üçüncü tekil kişi ekinden sonra ünlüyle başlayan ek gelecekse araya “n” kaynaştırma harfi girer; böyle durumlarda örneğin “çiçeklerine” sözcüğünden hem senin hem de onun anlamları çıkar. Bu durum “Kalemlerini” sözcüğünde de var.

Yanıt:C

ÖRNEK 17:

"Çocuğunki annesinin giysisinden daha eski görünüyordu." cümlesindekiyle aynı görevde olan

"ki" aşağıdakilerden hangisinde vardır?

A) Dün akşamki panelde ben de görev aldım.

B) Önündeki kuru otlar güneşin ışıklarıyla sarı sarı parlıyordu.

C) Yanındakileri tanımadığım için selamlamadım.

D) Hiçbir koku, sıcak ekmeğinki kadar güzel olmaz.

E) Çocuk, elindeki kalemi durmaksızın çeviriyordu.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 17:

“–ki” ilgi zamiri eki, “in” ya da “–im” tamlayan eklerinden sonra gelip düşmüş tamlananın yerini tutar, bir ismin yerini tuttuğundan iyelik ekleri gibi o da zamir sayılır. Bir de sıfat türeten “–ki” eki vardır; ismin “–de” durum ekinden sonra ya da yalın sözcüğe gelir, işaret sıfatları oluşturur. İlgi zamirini çıkarıp yerine bir isim koyabilirsiniz; oysa sıfat türeten ekten sonra isim koyabilirsiniz, yerine değil. D’de “sıcak ekmeğin kokusu” tamlamasındaki “kokusu” tamlananı düşmüş, yerine ilgi zamiri gelmiştir. Diğer seçeneklerdeki ekler işaret sıfatları oluşturmuştur.

Yanıt:D

ÖRNEK 18:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, adın yerine kullanılmış bir sözcük yoktur?

A) Bunlar bizim suçumuz, diyordu durmadan.

B) Bir duvar başında el açar kimileri.

C) Bu sıkıntılı günlerde dostlar bir bir ortaya çıkar.

D) Biz de onunla gidecektik ötelere.

E) Çoğunluk, güzel şeylerden anlamaz, çirkinlikleri yeğler.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 18:

Adın yerini tutan sözcüklere zamir denir. Zamirler insanları karşılayan kişi zamirleri (ben, sen, o, biz, siz, onlar, kendi), belirsiz bir anlamla adın yerini tutan belgisiz zamirler (herkes, kimisi, bazıları, kimse, şey, çoğu) insan dışındaki varlıkların adının yerini göstererek tutan işaret zamirleri (onlar, şu, bunlar, burada, orası), soru yoluyla adın yerini tutan soru zamirleri (kim, nere, nerede, hangisi) olarak dörde ayrılır.

A’da “bunlar ve biz”, B’de “kimileri”, D’de “biz”,E’de “çoğunluk” sözcükleri zamirdir. C’deki “bu”

sözcüğü “günlerde” isminin işaret sıfatıdır, zamir değildir.

Yanıt: C

ÖRNEK 19:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ne" sözcüğü "soru zamiri" olarak kullanılmıştır?

A) Yurtdışından bize ne getireceksin?

B) Kitabı ne zaman bitireceksin?

C) Karşımda öyle ne duruyorsun?

D) Ne günler geçirdik seninle, değil mi?

E) Ne gün buluşalım seninle?

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 19:

“Ne” sözcüğü A’da getirilecek olan eşyanın adının yerini tuttuğundan soru zamiridir. C’de “ne” sorusu niçin anlamıyla yükleme yöneldiğinden zarftır, B’deki “ne zaman” da zarftır. D’de soru anlamını sağlayan “mi” edat, E’de “Ne gün” tamlamasındaki “ne” soru sıfatıdır.

Yanıt: A

ÖRNEK 20:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zor” sözcüğü, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Zor işleri hep bana yaptırıyorsun, diye yakınıyordu.

B) İstemeden zor bir çalışmanın içine girmişti.

C) Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu.

D) Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu anlamıştı.

E) Zor günler geride kaldı; rahat edeceğiz artık, diyordu.

(ÖSS 2001)

ÇÖZÜM 20:

Eylemlerin zamanını, nasıl yapıldığını, yönünü, ne kadar yapıldığını gösteren ya da eylemlere bunları soran sözcüklere zarf denir. “Zor” sözcüğü dört seçenekte adların özelliğini göstermiştir; sıfattır. C’deyse “yürüyordu” eyleminin nasıl yapıldığını göstermiştir; durum zarfıdır.

Yanıt: C

ÖRNEK 21:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Çocuk, olur olmaz yerlerde annesini kızdırıyor.

B) Öyle her yerde bilir bilmez konuşma.

C) İrili ufaklı güller vazoda duruyor.

D) Kızına davullu zurnalı düğün yaptı.

E) Canlı canlı balık satıyordu adam.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 21:

İkilemeler dört seçenekte adlara yönelik niteleme sıfatlarıdır; oysa B’de “bilir bilmez” ikilemesi “konuşma” eylemine yönelik durum zarfıdır.

Yanıt: B

ÖRNEK 22:

Aşağıdaki cümlelerde, zarflar türlerine göre eşleştirilirse hangisi tek kalır?

A) Arkasından hızlıca iterek onu yürütüyordu.

B) Ona olayları anlattı; ama biraz abarttı.

C) Bana sormadan her şeyi nasıl söylersin!

D) Alanda toplanan halk öfkeyle bekleşiyordu.

E) Sınavı kazanmak istiyorsan çok çalışmalısın.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 22:

A’daki “hızlıca” ve D’deki “öfkeyle” nasıl sorularına yanıt veren durum zarşarıdır. B’deki “biraz”, E’deki “çok” ne kadar sorularına yanıt veren azlık-çokluk zarflarıdır. C’deki “nasıl” sa bir soru zarfıdır.

Yanıt: C

ÖRNEK 23:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, sıfatı derecelendiren bir belirteçtir?

A) Yazar daha sonra da bu çalışmanın bir ilk olduğunu söyledi.

B) Adam bizimle çok çirkin konuşuyordu.

C) Kendimi bu günlerde pek mutlu hissediyorum.

D) Geride kalanlara, daha parlak bir ışık altında bakmayı istiyorum.

E) İyi bir insanla dost olmanın sevincini duyuyorum içimde.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 23:

Azlık-çokluk zarfları, sıfatların ve zarfların önüne gelerek onların ölçüsünü de gösterebilir. Böyle

zarfları bulmak için sıfatlardan ve zarflardan önceki sözcüklere dikkat etmek gerekir. A’da “daha”

“sonra” zaman zarfının, C’de “pek” “mutlu” durum zarfının zarfıdır. B’de “çirkin” “konuşmuyordu” eyleminin durum zarfıdır. E’deyse “İyi” “insan” adının niteleme sıfatıdır. D’de “daha” zarfı “parlak” niteleme sıfatından önce gelip sıfatı derecelendirmiştir.

Yanıt: D

ÖRNEK 24:

Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç.

Bu cümle ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Ad cümlesidir.

B) Bileşik sözcük kullanılmıştır.

C) Adeyleme yer verilmiştir.

D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.

E) Bağlaç vardır.

(ÖSS 2001)

ÇÖZÜM 24:

Yüklemleri eylem olmayan cümlelere ad cümlesi denir. Bu cümlede “çok güç” yüklemi bir sıfattır; bu nedenle cümle, bir ad cümlesidir. “Yeryüzü” bileşik sözcüktür. Eylemlere “–mek, –me, –iş” eklerinin eklenmesiyle oluşan, eylemin adı olan eylemsilere adeylem denir. Bu cümlede “bulmak” adeylemdir.“Bir” sözcüğü bir varlığın kaç tane olduğunu gösterirse sayı sıfatı, o varlığa belirsizlik anlamı katarsa belgisiz sıfattır. Bu cümlede “bir kent” öbeğinde bir sözcüğü belgisiz sıfattır. “Ve, ya da, ama, çünkü, ancak, hem ... hem de, ne ... ne de, ile, de, ki” gibi cümle içinde eş görevli sözler arasında ya da cümleler arasında kullanılan sözcüklere bağlaç denir. Bu cümlede bağlaç yoktur. “kadar” sözcüğü bir edattır.

Yanıt: E

ÖRNEK 25:

I. Hastalığına karşın iyi çalışıyordu.

II. Senden başka dostum yok dedi.

III. Yatağına uzandı; ancak uyuyamıyordu.

IV. Bu çalışma ile bir yere varamazsın.

V. Çarşıyı adım adım tarayarak dolaştık.

Yukarıda numaralandırılmış cümlelerin hangisinde edat (ilgeç) yoktur?

A) I. ve II. B) II. ve IV. C) III. ve V.

D) I. ve IV. E) IV. ve V.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 25:

Sözcükler arasında neden, amaç, koşul, zamanda, yerde sınırlama, biriciklik, araç gibi bağlantılar

kuran, kendi başına anlam taşımayan, her zaman bir öbekle kullanılan sözcüklere edat denir. I. cümlede “karşın”, II. cümlede “başka”, IV. cümlede “ile” edattır. II. cümledeki “ancak” iki cümle arasında kullanıldığından bağlaçtır. Bu cümlede ve V. cümlede edat yoktur.

Yanıt: C

ÖRNEK 26:

Bağlaçlar, cümlelere olumsuz bir anlam da kazandırılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uyan bir kullanım vardır?

A) Gerek iş düzeni gerek ev düzeni çok iyiydi.

B) İster doktor ister öğretmen ol, çok çalışman gerekir.

C) Ne dün ne de önceki gün bize geldi.

D) Ya sen git, ya da ben gideyim.

E) Hayvancağızı hem besliyor, hem de sıcak tutuyor.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 26:

Bu cümlelerde “gerek ... gerek, ister ... ister, ne ...ne de, ya ... ya da, hem ... hem de” bağlaçları kullanılmış. Bağlaçlar içinde yalnızca “ne ... ne de” bağlacı yer aldığı cümleye olumsuzluk anlamı katar.C’deki cümlede yüklemde olumsuzluk eki “–me” olmadığı halde cümleden “gelmedi” anlamı

çıkmaktadır; bu nedenle yanıt C’dir.

Yanıt: C

ÖRNEK 27:

"ile" (-le, -la) aşağıdakilerden hangisinde farklı görevdedir?

A) Bu kadar bavulla yola çıkılır mı?

B) Buralarda tütünle pamuk yetişir.

C) Koşmakla yürümek bir olur mu?

D) Şapkasıyla paltosonu vestiyere verdi.

E) Geceyle gündüz benim için birdir.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 27:

“ile” sözcüğü “ve” anlamına geldiği zaman bağlaç olarak, gelmediği zaman edat olarak kullanılır. Bu cümlelerde “ile” sözcüklerini çıkarıp yerine “ve” sözcüklerini koyarsak A’daki cümleye “ve”nin uymadığını görürüz; bu cümledeki “ile” edattır, diğerleri bağlaçtır.

Yanıt: A

ÖRNEK 28:


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem yanlış gösterilmiştir?

A) Bu genç adam, ablasının sınıf öğretmeniydi.

B) Böyle sataşmaları, kendine dert etme.

C) Alınan kitapların hepsi, dedem içindi.

D) Kendisinden on gündür haber alamıyoruz.

E) Arabanın kapıya olan uzaklığı beş metre kadardı.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 28:

Yüklem bazen bir eylem bazen ekeylem eklerini alarak yükleme yerleşmiş ad soylu bir sözcük ya da eylemsidir. Yüklem alınırken ad ve sıfat tamlamaları, edat grupları, deyimler, bileşik eylemler

bölünmemeli, bunların sonları yüklemse başları da yüklem öğesine alınmalıdır. Bu soruda D’de

“haber almak” deyiminin baş tarafı yükleme alınmadığı için yanlış yapılmıştır.” ablasının sınıf öğ-

retmeni” zincirleme ad tamlaması; “dert etme” yardımcı eylemle kurulmuş bileşik eylem; “dedem

için” ve “beş metre kadar” edat grupları olduğu için beraber alınmaları doğrudur.

Yanıt: D

ÖRNEK 29:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru, özneyi buldurmaya yöneliktir?

A) Beni mi aradılar?

B) Aşağı mı ineceğiz?

C) Dün mü geldiniz?

D) Yağmur mu yağıyor?

E) Çok mu yoruldun?

(ÖSS 2000)

ÇÖZÜM 29:

“mi” soru edatı hangi öğeden sonra gelirse onunla ilgili soru soruluyor demektir. Bu durumda A’da soru nesneye, B’de, C’de, E’de zarf tümlecine, D’de özneye yöneliktir.

Yanıt: D
 

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,021
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
ÖRNEK 30:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde arasöz öznenin açıklayıcısıdır?

A) Kitaplar, belki de yaşamın gerçek anlamıdır, tüm mutlu zamanlarıydı.

B) Daha sonra, yaptıklarına pişman olunca, yatıştı ve yumuşadı.

C) Şiirlerinde, aşk şiirlerinde, hep tutkulu oldu.

D) Yaşadıkça sevgisini, çocuklara olan sevgisini, hep gösterdi.

E) Başkalarının düşüncesini, kendiminkilere ters olanları, değiştirmeyi beceremem.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 30:

Özne, yüklemde gösterilen işi yapan ya da oluşu taşıyan öğedir. Yükleme sorulan “yapan kim, ne;

olan kim, ne” sorularıyla bulunur. A’da “tüm mutlu zamanlar olan neydi” diye sorduğumuzda “Kitaplar” yanıt vermektedir, arasöz de onun açıklaması olduğu için yanıt A’dır. B’de ve C’de, D’de özne o (gizli özne), E’de özne ben (gizli özne)’dir.

Yanıt: A

ÖRNEK 31:

Ozan, düşünceyi duygu haline dönüştürünceye kadar yoğurur.

Aşağıdakilerden hangisinde, öğelerin sıralanışı bu cümledekiyle aynıdır?

A) Eleştirmenler, dilciler, şiirde sözcüklerin gerçek anlamlarından çok, yan anlamlarının kullanıldığını söylerler.

B) Şiir, duyguları etkileyerek akıl gücünü baskı altına alır.

C) Şiir, duyular aracılığıyla dünyayı okura tanıtır.

D) Her çağ, kendi şiirini, ikinci bir dil yaratarak oluşturur.

E) Şairler, sözcüklerin anlam alanını genişletmeye çalışırlar.

(ÖSS 2001)

ÇÖZÜM 31:

Nesne, işi yapmayan ama işten etkilenen öğedir; yükleme sorulan neyi, kimi (belirtili nesne), ne (belirtisiz nesne) sorularıyla bulunur. Zarf tümleci yükleme sorulan ne zaman, nasıl, ne kadar, nereye sorularının yanıtını olan öğedir. Buna göre soru kökündeki cümlenin öğeleri şöyledir:

Ozan, / düşünceyi / duygu haline dönüştürünceye kadar / yoğurur.

Özne B.li Nesne Zarf tümleci Yüklem



D’deki cümlenin öğeleriyse şöyledir:

Her çağ, / kendi şiirini, / ikinci bir dil yaratarak / oluşturur.

Özne B.li Nesne Zarf tümleci Yüklem

Yanıt: D

ÖRNEK 32:

Aşağıdaki dizelerin hangisinde nesne yoktur?

A) Uyku tutmaz kimseyi geceleri

B) Bir kanlı mendil, işsizlik sallanır havada

C) Bir şey diyin insanlar, bir şey diyin

D) Kapamayın ağzınızı, kapamayın be!

E) Boğazımı sıkıyor biri, boğazımı kanlı mendille.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 32:

A’da “kimseyi”, C’de “bir şey”, D’de “ağzınızı”, E’de “boğazımı” sözleri nesnedir. B’yse özne, yüklem, dolaylı tümleç öğelerinden oluşmuştur.

Yanıt: B

ÖRNEK 33:

(I) Sabahları ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır. (III) Yel esince ağır ağır

dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Yel, tüy gibi hafif ekinleri toprağa değecek kadar yatırır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri öğelerinin sıralanışı yönünden benzerlik

göstermektedir?

A) I., II., IV. B) I., III., V. C) II., III., IV.

D) III., IV., V. E) IV., V., VI.

(ÖSS 1999)

ÇÖZÜM 33:

Dolaylı tümleç yükleme sorulan nereye, nerede, nereden, kime, kimde, kimden, neye, nede, neden sorularına yanıt verir. “Neden” sorusu bir varlıktan, durumdan anlamındandır; yoksa niçin anlamlı sorunun yanıtı zarf tümlecidir. “Nereye” sorusu zarf tümlecinde de vardır. Bu soruda, yanıtın sonunda ismin –e durum eki varsa öğe dolaylı tümleç, yoksa öğe zarf tümleci sayılır.

Cümleleri öğelerine ayırıp karşılaştıralım:

(I) Sabahları / ekinler / çiğlidir.

Z.T. Özne Yüklem

(II) Gün doğmadan önce / yaş ekinler / ağırdır.

Z.T. Özne Yüklem

(III) Yel esince / ağır ağır / dalgalanır.

Z.T. Z.T. Yüklem

(IV) Gün doğup da çiğler kalkınca / ekinlerdeki dalgalanma / artar.

Z.T. Özne Yüklem

(V) Kocaman ovayı kaplayan ekinler / tüy gibi hafiftir / artık.

Özne Yüklem Z.T.



(VI)Yel, / tüy gibi hafif ekinleri / toprağa değecek kadar / yatırır.

Özne B.li Nesne Z.T. Yüklem

Bu durumda yanıt I., II. ve IV. cümleler olmalı.

Yanıt: A

ÖRNEK 34:

Bir gün kalbi kuş uçmayan atlaslara gömüldü

Yaşasaydı kuş olup cezayir menekşelerine konardı.

Bu dizelerde aşağıdaki öğelerden hangisi yoktur?

A) Özne B) Yüklem

C) Dolaylı tümleç D) Zarf tümleci

E) Nesne

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 34:

Bir gün / kalbi / kuş uçmayan atlaslara / gömüldü

Z.T. Özne D.T. Yüklem

Yaşasaydı / kuş olup / cezayir menekşelerine / konardı

Z.T. Z.T. D.T. Yüklem

Bu durumda dizelerde nesne olmadığını söyleyebiliriz.

Yanıt: E

ÖRNEK 35:

Aşağıdaki cümlelerden hangisi, öğelerinin sayısı bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Altmış yıllık arkadaşımdı.

B) Sabırlı ve titiz bir araştırmacıydı.

C) Bütün gün kitaplarıyla baş başaydı.

D) Seçkin bilim adamlarımızdan biriydi.

E) Herkesi duygulandıran, soylu bir davranıştı.

(ÖSS 2000)

ÇÖZÜM 35:

A’da “altmış yıllık arkadaş”, B’de “sabırlı ve titiz araştırmacı”, E’de “herkesi duygulandıran soylu

bir davranış” öbekleri sıfat tamlaması; D’de bilim adamlarımızdan biri” ad tamlaması “seçkin” de

onun sıfatıdır; bu öbekler bölünemeyeceğinden bu cümlelerin hepsi yalnızca yüklem öğesinden

oluşmuştur.

C’deki cümle “Bütün gün / kitaplarıyla/ baş başaydı.” olarak öğelerine ayrılacağından o

cümlede üç öğe vardır.

Yanıt: C

ÖRNEK 36:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ortak özne yoktur?

A) Sinemaya gitmiş; ama filmi beğenmemiş.

B) Orayı çok beğendik ve hiç unutamadık.

C) Onu bir daha dinlemeli ve olayı araştırmalısın.

D) Olanları anlattım; ama bana inanmadı.

E) Törenden sonra herkes üzgün ve bitkindi.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 36:

Birbirlerinden virgüle ya da bağlaçla ayrılan sıralı ya da bağlı cümlelerde öğe ortaklıkları olabilir.

A’da “gitmiş ve beğenmemiş” o gizli öznesine,

B’de “beğendik ve unutamadık” biz gizli öznesine,

C’de “dinlemeli ve araştırmalısın” sen gizli öznesine,

E’de “üzgün ve bitkindi” o gizli öznesine bağlanmıştır; bunlarda özne ortaklıkları vardır.

D’deyse “anlattım” “ben gizli öznesine, “inanmadı” o gizli öznesine bağlıdır; bu cümlede özne ortak değildir.

Yanıt: D

ÖRNEK 37:

Yeniden baktım “Başaklar” tablosuna. Belli ki rüzgâr var, başaklar eğilmiş. Başakların kimisi yanındakine yaslanmış, kimisi baş başa vermiş. Kırılacak gibi büküleni de, usulca eğileni de var. Dimdik duran başak görünmüyor hiç.

Bu parçada aşağıdaki cümle türlerinden hangisi yoktur?

A) Ad (isim) cümlesi B) Eksiltili cümle

C) Sıralı cümle D) Bileşik cümle

E) Basit cümle

(ÖSS 2000)

ÇÖZÜM 37:

Cümleler yapılarına göre ayrılırken cümledeki yargı sayısına ve bu yargıların özelliklerine bakılır.

Tek yargı içeren cümleler basittir. Parçada “Yeniden baktım “Başaklar” tablosuna.” cümlesi böyle

bir cümle. Yancümlecik içeren cümlelere bileşik cümle denir. Parçadaki son iki cümle böyle. Bu

cümlelerde “kırılacak, büküleni, eğileni, duran” sözcükleriyle yancümlecikler oluşturulmuş. Birden

fazla cümlenin bir araya getirilmesiyle de sıralı cümle oluşur. 2. ve 3. cümlelerde aslında öğeleri

ayrı ayrı incelenebilecek ikişer yargı var; bunlar da sıralı cümlelerdir.

Cümleler yüklemlerine göre ikiye ayrılır. Yüklemi çekimli eylem olan cümlelere eylem cümlesi, ad

soylu sözcük ya da eylemsi olan cümlelere ad cümlesi denir. Parçada iki kere geçen “var” yüklemi

bir addır, yani parçada ad cümleleri de var. Eksiltili cümle özellikle yarım bırakılmış, yüklemsiz

cümledir, bu paragrafta böyle bir cümle yok.

Yanıt: B

ÖRNEK 38:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yancümlecik, temel cümlenin öznesi durumundadır?

A) Onu görünce bana telefon edersin.

B) Gemilerin geçişini heyecanla izlerdik.

C) Güzel yaşamak herkesin hakkı.

D) Durmadan kendi sorunlarından söz ediyor.

E) Çarşıya giderken haber versin.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 38:

“onu görünce” zarf tümleci, “gemilerin geçişini” nesne, “güzel yaşamak” özne, “durmadan” ve

“çarşıya giderken” zarf tümleci olarak kullanılmış.

Yanıt: C

ÖRNEK 39:

"Tüyler ürperten müzikle birlikte at sırtında çıplak bir genç adam fırlıyor sahneye."

Bu cümle için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Basit, olumsuz, kurallı, ad cümlesi

B) Bileşik, olumlu, devrik, fiil cümlesi

C) Bileşik, olumlu, kurallı, ad cümlesi

D) Sıralı, olumlu, devrik, fiil cümlesi

E) Basit, olumlu, devrik, fiil cümlesi

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 39:

Cümleler öğe dizilişine göre de ikiye ayrılır: Yüklemin son öğe olduğu cümlelere kurallı, yüklemin

başta ya da ortada olduğu cümlelere devrik denir. “fırlıyor” yüklemi ortada kaldığı için bu cümlede

devriktir.Cümleler anlamlarına göre de çeşitlenir: Eylemin gerçekleştiği, oluşun taşındığı cümlelere olumlu; bunun tersine olumsuz cümle; yanıt istenen cümlelere soru; heyecan, seslenme içerenlere ünlem; koşul anlamı içerenlere koşul cümlesi denir. Bu cümlede eylem gerçekleştiğine göre cümle olumludur. “ürperten” yancümleciği nedeniyle cümle bileşik, “fırlıyor” yüklemi eylem olduğu için de fiil cümlesidir.

Yanıt: B

ÖRNEK 40:

Aşağıdaki cümlelerin hangisi biçimce olumsuz, anlamca olumlu bir cümledir?

A) Anlattıklarınızı bilmiyor değiliz.

B) Evden erken çıkmış; ama daha buraya gelmedi.

C) Bizi artık ne arayan ne de soran var.

D) Bugün en güzel şarkıları senin için söyledik.

E) Elde avuçta hiçbir şey yok, diye ağladı.

(Kavram Dershaneleri Sorusu)

ÇÖZÜM 41:

Bazı cümlelerde olumsuzluk gösteren iki bölüm vardır. Böyle cümlelerde iki olumsuzluk, olumluluk anlamı yaratır. A’da “bilmiyor değiliz” yükleminden “biliyoruz” anlamı çıkıyor, yani cümle görünüşte olumsuz olmasına rağmen anlamca olumludur; yanıt A’dır. B’de ve C’de işin yapılmadığı anlamları var, bu cümleler anlamca olumsuz. D’de ve E’de anlamca olumlu cümleler var; ama bunlar da biçimce olumsuz değil.

Yanıt: A
 
Tekerlekli Sandalye
Üst