Engelli diyeceksin kardeşim ne sakatı!

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Merhaba arkadaşlar, yazılarını, fikirlerini çok beğendiğim bir dostumun facebook sayfasında aşağıdaki yazısına denk geldim. Yazıyı çok beğendiğimden onunda iznini alarak sizinle paylaşmak istedim. Bu arada bu yazıyı yazan arkadaşımız “bildik anlamda “sağlıklı” bir insan. Yani herhangi bir sakatlığı, engeli yok. Buna rağmen kendisi gibi olmayan insanları anlaması, onların yaşam dünyalarını bu denli irdeleyebilmesi ayrıca takdir edilesi, üzerinde durulması gereken bir durum.

**** **** ***
sakat-engelli.jpg

"Sakat" arkadaşlarımız...

Şimdi bazıları derki "Engelli diyecen kardeşim ne sakatı biraz kibar ol!" Diyebilir... derken kendi zihinlerinde onlara karşı, hayata başlarken veya yaşarken engel olduklarının farkında değillerdir. Ya da kendilerini her şeyin üstesinden gelebilecek bir konumda mı görüyorlar?

Evet, bencillik duygusu onların akıllarını başından almış, kendilerini adeta "tanrı'nın yardımcısı" sanıyorlar.
Arkadaşlarımızın sakatlıklarından dolayı, bu sakatlığı onların özgürlüklerine bir "engel" olarak gördüklerinden, "sen yapamazsın, zaten derdimiz bize yetmiyor, birde seninle mi uğraşacağız! Otur oturduğun yerde, ne istiyorsan ben yaparım, sana bakarım!" Gibi söylemler, insanın arzuladığı özgür yaşam modeline, onların nezdin de âdeta bir "set" "engel" "gardiyan" olduklarını ve onları da kendilerine zincirlemiş bir mahkum ilan ettiklerini bilmelidirler. Böyle tepkiler, yani ben eksenli bakış açısı, insan onuruna karşı "sinsi" bir hakaret olmaktadır.

İşte bunlar öylesine sınırlarını zorluyorlar ki...

Kendi sınırlarını genişletmek adına, sakatları daracık bir alana hapsetmeyi göze alıyorlar.
Ve bunlar öylesine hadlerini aşıyorlar ki...

İnsan'nın temel yaşama gayesi olan "var oluş" mücadelesine, evlilik, çocuk sahibi olmaya itiraz etmekte ve hayatın en temel ihtiyacı olan sevmek ve sevilmekten utanır hale getiriyorlar... Böyle durumlar da "Sen yapamazsın" yerine, "benim bu konuda üzerime düşen sorumluluk nedir" diye sormamız gerekmektedir.
Ayrıca bunlar öylesine ahlaksızdırlar ki...

Onları sömüremeyeceklerini, onlardan bir "değer" çalamayacaklarını düşünürler. "Bunun kendine hayrı yok bana nasıl faydası olsun" gibi düşünceler ile çıkara dayalı insan ilişkileri gütdükleri için, sakat insanlar ile aynı ortamda bulunmaktan bile haz almazlar. Bir menfaatleri olmadığı için onları ciddiye almazlar. Onlar ile aynı ortamda bulunmaktan rahatsız olurlar, utanırlar. İşte bu çıkara dayalı sevgi, aşk, cinsellik, dostluk, arkadaşlık ise ahlaksızlığın bir diğer yanıdır. Bunların sevgisi kirletilmiş, dostlukları ise çamura batmış haldedir. Amaçları onları yalnızlaştırıp toplumda tecrit etme gayesi gütmektir. İşte bunlar ahlaksızın önde gidenidirler.
Eğer gerçekten sakatları düşünüyorsak, değer veriyorsak, öncelikle onların özgür iradesine kement vurmaktan vazgeçmeliyiz. Sakat oldukları için değil, özgürlüğü talep eden birer sıradan insan oldukları için...

Yaşam alanlarımızı, sosyalleşme araçlarımızı, yollarımızı, , hatta yaşadığımız ailede bir sakat olmasa bile evlerimiz de onlarında yaşayabileceği bir ortam yaratmalıyız. Birçok sakat arkadaşımız bu nedenle başka evlere misafir olmaktan mahrum bırakılmaktadır.

Siyasi parti teşkilatların da, devletin yönetim mekanizmasın da kısacası hayatın her alanında onlara ihtiyacımız olduğunu ve bu dünya'yı birlikte eşitce paylaşabileceğimizi samimi eylemler ile göstermek zorundayız.

Bunu bir bakıma kendimiz için yapıyoruz. Çünkü her birimiz mutlaka sakat bir şekilde hayata veda edecez... kimimiz bir kaza ile, kimimiz zamanın dayattığı yaşlılık ile kaçınılmaz son ile yüzleşeceğiz. Bu nedenle onların taleplerine saygi gösterip, engel olmak yerine omuz vermek zorundayız.
#usta
 
Tekerlekli Sandalye
Üst