Engelli kadın, güzel, bakımlı, alımlı olamaz!

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
İçinde yaşadığınızın toplumun zihinsel kodlarını çözmek için insanların olay ve olgulara verdiği tepkileri iyi analiz etmek toplumu anlamanın biricik sebebi olmasa da çok önemli bir ayrıntıdır. Belki sizler için bir kıymeti harbiye si yoktur ama kendi adıma sosyal medyanın bu tepkileri analiz etmede iyi bir enstrüman olduğunu düşünüyorum.

Aslında bu yazıyı yazıp yazmama konusunda çok kararsızdım ama sitemizin facebook sayfasında ( https://www.facebook.com/Engellilergentr/ )paylaştığımız bir resme gelen şu yorumdan sonra yazmanın farz olduğuna kanaat getirdim.

facemesaj.png

Neydi paylaşılan resim, insanlar neden küplere bindi?

Tepkinin dozuna bakıldığında paylaşılan resmin ne olduğunu merak ediyorsunuzdur. İşte paylaştığımız o resim.

face1.jpg

Sayfamızı takip edenler bilirler. Sayfa paylaşımlarımızda bu formatta paylaşılmış binlerce resim var. Aynı şekilde bu resimlere gelen binlerce beğeni ve eleştirilerde oluyor.
Bu formatta yayınladığımız resimlere ve gelen eleştirilere ilişkin yorumuma geçmeden önce neden bu şekilde resimler paylaştığımızın (çokta önemli olmasa da) açıklamasını yapayım. Aslına bakılırsa cevabı çok basit.

Sosyal medyanın reconu.!

Sosyal medya reconu ilk neden olsa da elbette tek neden değil. (Sosyal medya reconundan kasıt twitter daha çok 140 karekterlik metinlere dayalı bir işleyiş tarzı varken facebook un ise işleyiş tarzı daha çok görsellere dayalıdır. ) Dünyanın her yerinde bir şekilde ünlü olmuş engelliler veya hiçbir engeli olmayıp ta toplum gönüllüsü olan mankenler “tekerlekli sandalyeye” oturarak “engelliler adına farkındalık” yaratmak için profesyonel kameralar karşısında poz verirler. Verilen bu pozların “engelliler için farkındalık oluşturup, oluşturmadığı” başlı başlı bir tartışma konusu olsa da ben bu formatta yapılan çalışmalara olumlu bakıyorum.

Neden?

Bedenin her halinin kendine göre güzel, estetik bir yanı vardır. Hele bu kadın bedeni olursa güzellik boyutu iyice derinlik kazanır. Bu cümlelerden sonra avına kenetlenmiş bir arslan edasıyla “sen kadın bedenini meta olarak mı görüyorsun, güzellik bedendi değil yürektedir” gibi ezberlerler le bana saldıracaksanız onunda cevabını verelim. Kabul edelim veya etmeyelim, ister sonradan, isterse doğuştan engelli olsun çoğu engellinin kendi bedenini sevme konusunda hatta bir kısmının bedeninden nefret etme boyutunda bir meselesi vardır. Oturduğu tekerlekli sandalyeyi kendi bedeninin bir parçası olmaktan çok onu bir öcü, lanetlenmiş bir araç olarak görenlerden, bedeniyle barışık değil ona karşı savaş açmış binlerce engelli var.

Bu sosyolojik ve psikolojik gerçeklik için elde var bir deyip, birde bizden bağımsız yani hiçbir engeli olmayan insanların engelli kişiler için algılarına bakalım. Toplumun kahir ekseriyeti engelli deyince “sokakta dilenen, yardıma muhtaç, kargacık burgacık bedenli, zavallı, acınası” bir kesim olarak görüyor.

Tüm önyargılar gibi toplumun bu önyargısı da gerçekçi değil tabi. İş güç sahibi, hatta işveren konumunda, binlerce engelli olduğu gibi, tekerlekli sandalye de olupta diğer kadınlar, erkekler gibi, bakımlı, alımlı, erkeklerin başını döndüren (tabi kadınlarında) cinsten binlerce engellide var.

Bu gerçeklikler içinde elde var iki deyip, sonuca geçiyorum.

Engellilikte (yeterli koşullar sağlandığında) tıpkı sağlamlık gibi sıradan bir durumdur. Tamda bu nokta da bu türden resimlerin hem engelli hem de engelsizlere verdiği sübliminal mesaj şudur; “engellilik sıradan bir olgudur. Engelli erkekler, kadınlar diğer insanlar gibi süslenip püslenebilir, oturduğu tekerlekli sandalye yeri geldiğinde kendi bedenin estetik bir parçası olarak görüp kullanabilir.”

Algıların, olguların önüne geçtiği bu sosyolojik düzlemde bu resimler hiçbir şey yapmıyorsa bile bir engellinin dahi bunlara bakarak kendisiyle benzer koşullarda yaşayan insanların engelliği nasıl kabullendiğini, yaşamın sıradan bir parçası haline getirdiğini oturduğu tekerlekli sandalyeyi öcü olarak değilde bedeninin bir parçası olarak görmesini sağlıyorsa, sırf bu nedenler yüzünden bu formatta yapılan çalışmaları beğenip, desteklememiz için yeter sebeptir bence.
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
SElamlar Halil,
Yazıyı emek verip, göz nuru döküp yazmışsın, eline diline sağlık.
Bu tarz bir paylaşım yapan kişiye, Öncelikle yorumunun altına cevabını vermek; eğer dönmezse şahsa mesaj atmak da lazım gelir bence.
''Bazısının bigisi yok hatta hiç yok ama her konuda bir fikri var.'' Böyleleriyle çok karşılaşır olduk, Allah sonumuzu hayr etsin.
Belki yeri değil ama Mesnevi'den bir kaç beyit bugünlerde sürekli hatırıma geliyor. Sizle de paylaşayım isterim.

شنو اين نى چون حكايت مى‏كند

از جدايى‏ها شكايت مى‏كند



Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned

Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.
كز نيستان تا مرا ببريده‏اند

در نفيرم مرد و زن ناليده‏اند

Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend
Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend

Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan
erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.
سينه خواهم شرحه شرحه از فراق

تا بگويم شرح درد اشتياق‏

Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk

İştiyâk derdini şerhedebilmem için,
ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.

هر كسى كاو دور ماند از اصل خويش
باز جويد روزگار وصل خويش

Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş

Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse,
orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.

من به هر جمعيتى نالان شدم
جفت بد حالان و خوش حالان شدم

Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem
Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem

Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu)
olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.

هر كسى از ظن خود شد يار من
از درون من نجست اسرار من

Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
Vez derûn-i men necüst esrâr-i men

Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu.
İçimdeki esrârı araştırmadı.

سر من از ناله‏ى من دور نيست
ليك چشم و گوش را آن نور نيست

Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst

Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu
görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.

تن ز جان و جان ز تن مستور نيست
ليك كس را ديد جان دستور نيست

Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst
Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst

Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir.
Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur.

آتش است اين بانگ ناى و نيست باد
هر كه اين آتش ندارد نيست باد

Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd
Her ki în âteş nedâred nîst bâd

Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir.
Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.

آتش عشق است كاندر نى فتاد
جوشش عشق است كاندر مى‏فتاد

Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd
Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd

Neydeki âteş ile meydeki kabarış,
hep aşk eseridir.

نى حريف هر كه از يارى بريد
پرده‏هايش پرده‏هاى ما دريد

Ney harîf-i herki ez yârî bürîd
Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd

Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri,
bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır.

همچو نى زهرى و ترياقى كه ديد
همچو نى دمساز و مشتاقى كه ديد

Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd

Ney gibi hem zehir, hem panzehir;
hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür

نى حديث راه پر خون مى‏كند
قصه‏هاى عشق مجنون مى‏كند

Ney hadîs-i râh-i pür mîküned
Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned

Ney, kanlı bir yoldan bahseder,
Mecnûnâne aşkları hikâye eder.
محرم اين هوش جز بى‏هوش نيست

مر زبان را مشترى جز گوش نيست‏

Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist
Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst

Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk
etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur

در غم ما روزها بى‏گاه شد
روزها با سوزها همراه شد

Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd
Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd

Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve
ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti - .

روزها گر رفت گو رو باك نيست

تو بمان اى آن كه چون تو پاك نيست

Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist

Günler geçip gittiyse varsın geçsin.
Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!..

هر كه جز ماهى ز آبش سير شد
هر كه بى‏روزى است روزش دير شد

Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd
Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd

Balıktan başkası onun suyuna kandı.
Nasibsiz olanın da rızkı gecikti.

درنيابد حال پخته هيچ خام
پس سخن كوتاه بايد و السلام

Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm

Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar.
O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.

Semazen.NET
 

kartalreis

Üye
Üye
Katılım
Tem 26, 2011
Mesajlar
706
Tepkime Puanı
50
Puanları
28
Bir kişinin yorumundan yola çıkarak yukarıdaki başlık atılır mı Halil Bey.. Bir kişi bizzim için ölçü müdür? Ya da ölçü olması için kaç kişi olması gerekir. 7 milyar insan var, hepsinin görüşünü buraya tek tek taşımak mümkün müdür? Başlık çok itici geldi, özellikle güzel olamaz kısmı, bütün insanlar güzeldir çünnkü Allah yaratmıştır, mümkünse başlığı değiştirin...

Selametle...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Hakan aslına bakılırsa bizim işimiz şahıslarla değil genel kanaatlerle. O nedenle bu şahsa kişisel olarak cevap vermenin de bir mantığı yok. Gerçi biz yine de orada bir yanıt verdik ama vermeseydikte olurdu. Sosyal medya dediğimiz mecra nihayetinde (amiyane tabirle) at izinin it izine karıştığı, kimin nerede ne söylediği belli olmayan, insanların klavye şövalyeliğine soyunduğu bir mecra. O nedenle orada kişisel polemiklere girme taraftarı değiliz. Bu yazıda yapılan şey de insanların engelliliğe ilişkin genel kanaatinin kendimce yorumlaması.

@kartalreis,

Yazıda ki şu cümle gözünden kaçmış olmalı

Sayfa paylaşımlarımızda bu formatta paylaşılmış binlerce resim var. Aynı şekilde bu resimlere gelen binlerce beğeni ve eleştirilerde oluyor.

Dolayısıyla burada yapılan algı yorumu bir kişinin yorumuna dayanarak değil yüzlerce binlerce yorumu, yorumlayarak yapılmıştır. Diğer türlü yani bir kişinin yorumundan yola çıkarak tüm bunları yazmak anlamsız olurdu.

Elbette bütün insanlar (hatta canlılar) güzeldir. Bende bu manaya gelecek şu cümleyi kullandım ama yine gözünden kaçmış olmalı;

Bedenin her halinin kendine göre güzel, estetik bir yanı vardır.

Konu başlığına gelince. Başlığı bilerek isteyerek kasten öyle yaptın. Bazen insanları gerçeği görmeleri için şoklamak lazım. Başlığı da şoklama olarak algılayın siz.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selamlar,

Aslında konu başlığı gayet yerinde, oldukça uyumlu, bir o kadar enteresan (!) Konuyu okuduğum andan itibaren çok düşündüm yazıp yazmama kararı vermem hiç bu kadar zor olmamıştı ama haksızlıklara karşı daha fazla kayıtsız kalamadığım için en uygun anımda yorum yapabilmek için bir yandan da fırsat kolladım :)

Şimdi kimse benden bu kadar sığ bir düşünce için karşı savunmaya geçeceğimi beklemesin. Aslında facede düşünceleri bir hayli sakat olan bu arkadaştan her yerde o kadar çok var ki..Bu kişi onlardan sadece biri. Üstelik diğerleri, yukarıdaki cümleyi kullanmakla da sınırlı kalmayıp asıl söylemek istediklerini bir türlü içlerinden atamadıkları için arada sırada böyle ufak tefek falsolar veriyorlar işte ne yaparsınız dilin kemiği yoktur..

Bende bir insanım, her şeyden önce sadece bir insan. Engelli kimliğimin öncesinde tamamen sağlıklı olan, yaşama sevinciyle dolu, kıpır kıpır, bıcır, bıcır bir yaşam sürerken bir gecede engelli olan ve bu yüzden yıllarca çok acılar çekmiş ve yeni kimliğiyle kısaca herkes gibi sonradan engelli olan bir kadın. Bazıları hala kendime aldığım nickden dolayı beni erkek üye olarak bilse de :)

Çoğu zaman kendimi baskılamam gereken bir toplumda çalışıyor olsam da burada, forum sayfalarında hayatımın hiç bir döneminde olmadığı kadar huzurlu, kendime güvenli ve olabildiğince özgürüm :) Bunu bana sağladığı için Sayın yöneticim olmaktan öte canım abim olan, olmayan abim yerine koyduğum Sevgili Halil Yılmaz'a bir kere daha teşekkür etmek isterim. Her ne kadar kendisi tevazu göstermeye devam etsede ben bugün sahip olduğum mutluluğumu, neşemi, hayata olan saygımı, sevgimi ve daha bir çok kaybettiğim duyguyu onun sayesinde yeniden kazandım...

Gelelim bu kadar olay çıkaran cümleye... nasıldı?

'' Engelli kadın, makyaj yapıp tekerlekli sandalyede bacak bacak üstüne atıyorsa, bedensel engelli değil zihinsel engelli garanti''
gibi mide bulandırıcı, aşağılayıcı bir cümleydi değil mi?

Asıl bu cümlenin ardında yatan, bir sürü söylenmek istenip de dile gelmeyen ama özürlü beyinlerde zaman içinde çeşitli deformelere uğramış düşüncelerin en hafifi belki de bu. Zihinlerinde bir tür aklı ve zekayı kullanamama, insan olduğunu anlayamama, insani değerlere sahip olamama gibi bir tür sakatlık olan kişiler, duygu ve düşüncelerini mümkün olduğu kadar gizlemeye çalışırlar ama arada sırada hastalıklı fikirleri bizlerin tüm iyiniyetimizi istismar etmelerine karşılık yine bizim uydurduğumuz ve adına gaf dediğimiz yumuşatma, gönül alma cümleleri şeklinde dökülevirir ağızlarında çoğu zaman :( Onların karanlık ve bir o kadar ıslah olmamış düşüncelerine göre;

Engelli kadın aslında KADIN BİLE DEĞİLDİR ki...

Engelli kadın, makyaj yapamaz, yapmamalıdır! Güzel olmak ne haddine?

Engelli kadın okumamalı, eğitim görmemelidir sonuçta engellidir ya okuyup da ne olacak nasıl olsa kör, sağır, dilsiz yada kısacası sakat kadının okumasına gerek bile yoktur!

Engelli kadınların kadın olma vasıfları da yoktur ki boşuna makyaj yapmasına, bakımlı, alımlı olması da gereksizdir. Çünkü o bir kadın ruhuna sahip değildir hani beden sakat ya içinde hapsolmuş ruhunda sakat olabileceğine inanılır her nedense!!!

Engelli kadınlarla arkadaşlık edilmez, flört edilmez, evlenilmez!!! Evlilik hele ki bir kadın engelliyse bundan daha büyük başka bir engel olamaz ki izdivaç yolunda! O eksiktir, yarımdır, noksandır nasıl ana olsun ki? Nasıl çocuk verebilir ki? Soyunun sopunun kurumasına neden olmaz mı? Hem aileler ki çoğuları kendilerini modern dünyanın modern ebeveynleri olabilme yolunda hızla ilerlerken, kaybettikleri insani değerlerin suçunu oğullarının karşılarına çıkan engelli kadından öyle bir çıkarırlar ki dersiniz ki o boy pos, yakışıklılık sanki baki kalacak! Oysa ki bilmezler ki engellilik çoğu zaman saniyeler içinde gelişen bir engellenme halidir.. çoğu zaman kalıcı hasarlar bıraksa da öyle dakikalara bile yer vermeyen bir gaflet anında hayattan engellenmek herkesin başına gelebilecek bir olaydır!!!

Engelli kadın aşık olamaz! Evlilik yapamaz! Kim alacak ki çirkin, eksik, hasta, sakat bir dişiyi?

Engelli kadın Çocuk doğuramaz! Ana olamaz!

Engelli kadın çalışamaz! Kim işe alır ki onu?? Olur da çalışsa bile kariyer yapamaz, yükselemez, yerinde sayar durur!

Şimdi sizlere söylemek istediğim asıl konu facedeki arkadaşın söylemi bu yukarıdaki cümlelerin yanında oldukça hafif kalmıyor mu? Kadın olmayı, kadınca yaşamayı hatta kadının yaşam hakkına sahip olmayı bile çok gören bir zihniyetin ki bu şekilde düşünen, hisseden ve yüreğindekini yazıya, söyleme dökemeyen, aramızda dolaşan o kadar çok sayıda sakat fikirli insan var ki ben sizlere hangi birini, nasıl anlatayım???

Yeryüzünde yaşamayı sadece sağlam insanların hakkı olarak görenlere söylenecek söz öyle çok ki ama düşünüyorum değer mi diye? Şimdi ben neye yanayım? Engelli olan bir kadınsa onun kadın olabilme, kadınca duygularını yaşamasına bile imkan vermeyen bir sistemin asırlardır içinde bulunuşumuza mı yanayım yoksa 2015 in Türkiyesinde bu kadar gelişmeye çalışan bir ülkenin hala örümcek kafalı insanlara sahip olmasına mı? Bu yaratıkların, karanlık zihniyetleriyle ve düşünceleri sakatlanmış olarak her yerde, ansızın hala karşımıza çıkmalarına mı yanayım?

Kadın yada erkek hiç farketmez önemli olan İnsan olabilmektir arkadaşlar! Ve tabii ki engelli kadınlar da güzel, bakımlı, alımlı, zeki, başarılı, yetenekli, becerikli olabilir, iş sahibi, eş sahibi, aş sahibi ve çocuk sahibi olabilir! Neden olmasın ki??? Bu kainat her canlı türü için yaratılmışsa ve bu dünyada hepimiz için yeteri kadar yer varsa ve bizlerde diğer engelsizler gibi yaşama hakkına sahipsek (onlar her ne kadar bizlerin çoğu hakkımız olmadığını düşünseler bile, yaşamayı ve yaşatmayı bizlere çok görseler bile) şimdi ben derim ki gelin kendini bilmez birinin bu ipe sapa gelmez söyleminden yola çıkarak ne kendimizi onlara anlatmaya çalışalım ne de bu sayfalarda boş yere birbirimizi üzmeyelim...

Hayatınız boyunca sizlere hep güzel gözlerle bakmasını bilen, sevgi dolu yüreklerle karşılaşmanız dileğimle,
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Engelli kadınlarında tıpkı yeryüzünde yaşayan diğer kadınlardan hiçbir farkı olmadığını birileri anlasın artık!

Engelli olduğu için kendini kadın olarak göremeyen, kadın olduğunu unutan bunu onlara unutturan onca eksik düşünceli beyinleri keşke sifon misali çekebilseydik de temizlenebilselerdi leş kokan düşünceleri...( aslında bu cümleyi facede okudum yani alıntı ama muhteşemd) bence bu insanlara geri zekalı demek bile az çok bir zekaya sahip olmayı gerektireceğinden bu kadar bağnazca ve yobazca düşüncelere sahip olanları mutlaka ıslah etmeli diye düşünüyorum.

Yeryüzünde, kimse kimsenin mutsuzluğuna sebep olmalı ve bunu kendinde bir hak olarak görmemeli! Kimseye engelli kadınlarında henüz kadınlık içgüdülerini ve onlara Allah tarafından bağışlanmış olan analık, ana olabilme gibi kutsal görevin engelli oluşuyla birlikte geri alınmadığını yada engelli bir anneninde en az engelsiz, sağlıklı anneler kadar ve hatta belki onlardan çok daha fazlalık gerektiren bir şevkle dünyaya getirdikleri çocuklarına kendi canlarından daha iyi bakabileceklerini nedense hatırlatmak istedim. Konuya geri dönme isteği içimdeki bastırılmış öfkeden kaynaklansa da şu an parmaklarımı bu denli sakat düşünceleri çürütmek için yormaya değmeyeceğini düşünüyorum ve aslında ben o face deki yorumu yapan insanların çok fazla sayıda olduğu bu dünyada yeterince pislik varken bir de bu kirli düşüncelere yanıt yazmanın bizleri de kirleteceğini bile düşünüyorum.

Hiç birimiz masum değiliz belki ama en azından insana insanca saygı duymalıyız. Bu anlamda kartalreisi verdiği masumane tepkiden ve güzel yüreğinden dolayı tebrik ederim. Onun ne demek istediğini anlayabiliyorum ve bu aslında hala çocuk kalan yanımızın, hala masumiyetimizin ufacık bir göstergesi..

Arkadaşlar, dünya yeterince kirli bir yer ve bir o kadar da günahlarla donanmış. Şimdi biz bir başkalarının günahlarını sorgulamadan önce kendimizi sorgulayalım. Acaba suç bizde mi? Topluma yeterince kendimizi anlatamadığımız için, engelli kadınlarında aslında birer kadın olduğunun unutulmasına göz yumduğumuz için, hep sustuğumuz için, yeri ve zamanı geldiğinde bile konuşamadığımız için, kendimizi kendimize bile ifade edemediğimiz için bugüne kadar hep yanlış okların hedefi olmadık mı???
 

GülerAkköse

Üye
Üye
Katılım
Kas 23, 2014
Mesajlar
105
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Allah Allah laf etmiş balkabağı ??????

Ama ben güzelim ki, bacağımı bacağımın üstüne de atarım.

Ben kendimi seviyorum beğeniyorum,
Elalemin ne dediğinin ne önemi var ki ?

İyi geceler ...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst