- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Çevirme, engelli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 6.71 iken, bu oran erkeklerde yüzde 32.22'ye çıktığını söyledi. Çevirme, engellilerin yarıdan çoğunu oluşturan kadınların iş bulmada erkeklere göre daha şansız olduğunu belirtti.
SAÜ Sağlık Yüksekokulu tarafından düzenlenen programda konuşan Çevirme, İsviçre'de yapılan bir araştırmada, engelliliğe sebep olan faktörlerin başında; hayatın değişik safhalarında meydana gelen etkenlerin yüzde 72 ile ilk sırada olduğunu aktardı. Çevirme, "Yani doğuştan engelsiz olsanız bile, hayatınızın herhangi bir safhasında engelli haline gelmeniz an meselesi." dedi.
Engelliliğin her zaman her yerde geçerli ölçülerde tanımını yapmanın güç olduğunu ifade eden Çevirme, "Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirgesi'nde engelli, kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri (bedensel ya da sonradan olma )her hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar olarak tanımlanmaktadır." bilgisini verdi.
Engelliliği, doğuştan ve kazanılmış olmak üzere iki gruba ayıran Çevirme, doğuştan olan engellilikte doğum öncesi, doğum sırası ve anne ile ilgili faktörlerin çok belirleyici olduğunu vurguladı.
Çevirme, engelliliğe sebep olan faktörleri şöyle sıraladı: "Doğum öncesi faktörlerin akraba evlilikleri, kalıtım, toplumda Yaygın sağlık hizmetlerinin olmaması ya da bu hizmetlerin bölgeler arası eşit olmayan şekilde dağılmış olması, kadın eğitiminin çok düşük olması, anne olma yaşının küçüklüğü, doğum öncesinde annenin sağlık kontrollerinin olmayışı, çok çocuk dünyaya getirme, doğumun sağlık personeli gözetimi altında yapılmaması, doğum sırasında çocuk ve annenin bazı risklerle karşı karşıya kalması, bulaşıcı hastalıklar, çeşitli çocuk hastalıkları, ateşlenme ve benzerleri."
Çevirme, kazanılmış engelliliğe yol açan faktörlerin ise kazalar, hastalıklar ve doğal afetler olduğunu belirtti. Son yıllarda engellilerin, uluslararası gelişmelerin de etkisiyle hukuksal düzenlemelerde gündeme alınmaya başlandığını belirten Çevirme, "2005 yılında çıkarılan 5378 Sayılı Yasa'dan sonra ayrımcılığa karşı mücadelenin temel bir politika olacağı belirtilse de egemen olan anlayıştan pek de farklı bir uygulamanın olmadığı görülmektedir." diye konuştu.
Türkiye'de engellilerin oranı yüzde 12,29 olduğunu dile getiren Çevirme, bu oran nüfusun 8 milyon 431 bin 937'sine denk geldiğini vurguladı.
Çevirme, konuyla ilgili şu istatistikleri bilgileri verdi: "Engelli nüfusun içinde işitme engelliler binde 37, dil ve konuşma engelliler binde 38, zihinsel engelliler binde 48, ruhsal ve kronik süreğen hastalığı olanlar yüzde 9,7'dir. Engellilerin yarıdan çoğunu yani 4 milyon 648 bin 140'ını kadınlar oluşturmaktadır. Birden fazla özrü bulunanlar yüzde 11,4'tür. Engellilerin çoğu Marmara Bölgesi (yüzde 13.13)'nde yaşamaktadır 12 ve daha yukarı yaştaki engelli nüfus yüzde 22,19'dur."
"Engelli Kadınlar Çalışma Hayatına Katılamıyor"
TÜİK'in verilerine göre engelli nüfusun yüzde 77.80'inin işgücüne hiç katılmadığına dikkat çeken Çevirme, "Engelli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 6.71 iken, bu oran erkeklerde yüzde 32.22'dir. Yani yaklaşık 5 kat fazla." dedi.
Kadınların ve engelli bireylerin yaşadıkları sorunları, engelli kadınların 2 kat fazla yaşadığına dikkat çeken Çevirme, "Engelli kadınlar, hem kadın olmanın ve kadınlara bakışın getirdiği olumsuzluklara karşı karşıya kalmaktadırlar. Kadınların işgücü piyasasına girişte yaşadıkları güçlükler engelli olmaktan kaynaklanan sorunlarla birleştiğinde ise ortaya çıkan olumsuz sonuçlar katlanarak artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Cihan
SAÜ Sağlık Yüksekokulu tarafından düzenlenen programda konuşan Çevirme, İsviçre'de yapılan bir araştırmada, engelliliğe sebep olan faktörlerin başında; hayatın değişik safhalarında meydana gelen etkenlerin yüzde 72 ile ilk sırada olduğunu aktardı. Çevirme, "Yani doğuştan engelsiz olsanız bile, hayatınızın herhangi bir safhasında engelli haline gelmeniz an meselesi." dedi.
Engelliliğin her zaman her yerde geçerli ölçülerde tanımını yapmanın güç olduğunu ifade eden Çevirme, "Birleşmiş Milletler Sakat Hakları Bildirgesi'nde engelli, kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri (bedensel ya da sonradan olma )her hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar olarak tanımlanmaktadır." bilgisini verdi.
Engelliliği, doğuştan ve kazanılmış olmak üzere iki gruba ayıran Çevirme, doğuştan olan engellilikte doğum öncesi, doğum sırası ve anne ile ilgili faktörlerin çok belirleyici olduğunu vurguladı.
Çevirme, engelliliğe sebep olan faktörleri şöyle sıraladı: "Doğum öncesi faktörlerin akraba evlilikleri, kalıtım, toplumda Yaygın sağlık hizmetlerinin olmaması ya da bu hizmetlerin bölgeler arası eşit olmayan şekilde dağılmış olması, kadın eğitiminin çok düşük olması, anne olma yaşının küçüklüğü, doğum öncesinde annenin sağlık kontrollerinin olmayışı, çok çocuk dünyaya getirme, doğumun sağlık personeli gözetimi altında yapılmaması, doğum sırasında çocuk ve annenin bazı risklerle karşı karşıya kalması, bulaşıcı hastalıklar, çeşitli çocuk hastalıkları, ateşlenme ve benzerleri."
Çevirme, kazanılmış engelliliğe yol açan faktörlerin ise kazalar, hastalıklar ve doğal afetler olduğunu belirtti. Son yıllarda engellilerin, uluslararası gelişmelerin de etkisiyle hukuksal düzenlemelerde gündeme alınmaya başlandığını belirten Çevirme, "2005 yılında çıkarılan 5378 Sayılı Yasa'dan sonra ayrımcılığa karşı mücadelenin temel bir politika olacağı belirtilse de egemen olan anlayıştan pek de farklı bir uygulamanın olmadığı görülmektedir." diye konuştu.
Türkiye'de engellilerin oranı yüzde 12,29 olduğunu dile getiren Çevirme, bu oran nüfusun 8 milyon 431 bin 937'sine denk geldiğini vurguladı.
Çevirme, konuyla ilgili şu istatistikleri bilgileri verdi: "Engelli nüfusun içinde işitme engelliler binde 37, dil ve konuşma engelliler binde 38, zihinsel engelliler binde 48, ruhsal ve kronik süreğen hastalığı olanlar yüzde 9,7'dir. Engellilerin yarıdan çoğunu yani 4 milyon 648 bin 140'ını kadınlar oluşturmaktadır. Birden fazla özrü bulunanlar yüzde 11,4'tür. Engellilerin çoğu Marmara Bölgesi (yüzde 13.13)'nde yaşamaktadır 12 ve daha yukarı yaştaki engelli nüfus yüzde 22,19'dur."
"Engelli Kadınlar Çalışma Hayatına Katılamıyor"
TÜİK'in verilerine göre engelli nüfusun yüzde 77.80'inin işgücüne hiç katılmadığına dikkat çeken Çevirme, "Engelli kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 6.71 iken, bu oran erkeklerde yüzde 32.22'dir. Yani yaklaşık 5 kat fazla." dedi.
Kadınların ve engelli bireylerin yaşadıkları sorunları, engelli kadınların 2 kat fazla yaşadığına dikkat çeken Çevirme, "Engelli kadınlar, hem kadın olmanın ve kadınlara bakışın getirdiği olumsuzluklara karşı karşıya kalmaktadırlar. Kadınların işgücü piyasasına girişte yaşadıkları güçlükler engelli olmaktan kaynaklanan sorunlarla birleştiğinde ise ortaya çıkan olumsuz sonuçlar katlanarak artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Cihan
