Engelli öğretmene engelli bakış açısı!

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Milli Eğitim Bakanlığı’nı anlamak gerçekten mümkün değil.
Üç, beş olumsuz örnek olsa, hadi neyse dersiniz ama hemen her gün onlarca şok haberle karşılaşıyorsunuz.
Daha da vahimi sorunlar çözüleceğine, giderek içinden çıkılmaz hale geliyor.
Bugünkü örnek çarpıcı, hem de çok çarpıcı.
Başbakan Erdoğan miting alanlarında çıktı müjde verdi.
Artık engel tanımıyoruz dedi ve engelli öğretmenlerin de her türlü haktan yararlanabileceklerinin müjdesini verdi.
Takdire şayan bir açılımdı. Herkes tebrik etti. Ama gelin görün ki, eziyetin bini bir para!..

Örnek mi istiyorsunuz, alın size örnek:
Devletin verdiği raporla, engelli bir öğretmeni göreve atayan ve üç yıldır bu görevde tutan MEB, öğretmenimiz, tıpkı diğer öğretmenler gibi yasalar gereği nakil isteyince, git öğretmenlik yapabileceğine dair rapor getir diyor.

İnsana sormazlar mı, eğer öğretmenlik yapabilecek durumda değilse niye atamasını yaptın, üç yıldır neden derslere soktun?..

İsterseniz gelin önce birebir yaşanan şu çarpıklığa bir göz atalım:

Eziyet çektiriliyor!
“Engelli, himaye edilmeye ve yardıma ihtiyacı olan oğluma, Türkiye Hakem Hastanesi olan, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinden ‘Sağlık Kurulu Raporu’ verildi.

Sağlık Kurulu Raporu’nda yüzde 71 oranında engelli ve hastalığının sürekli olduğu özellikle belirtildi.

Söz konusu rapora göre, 1 Eylül 2010 tarihinde, ‘Engelli Öğretmen Atamalarında’, Kadrolu Engelli Öğretmen olarak göreve başladı.

31 Ocak - 6 Şubat 2013 tarihleri arasında yapılacak olan ‘İl Dışı Özre Dayalı Öğretmen Atamalarında’ oğluma, il dışı tayini için talepte bulunduk.

Ancak; Milli Eğitim Bakanlığı’nca 2010 yılında yayınlanan yönetmelik doğrultusunda, ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü, ataması ona göre yapılan ve yüzde 71 oranındaki hastalığı belirtir Sağlık Kurulu Raporu’nun geçersiz olduğunu, tayin talebinde bulunan öğretmenin ‘Hastalığının Öğretmenlik Yapmasına Engel Teşkil Etmeyeceğine’ dair yeniden rapor alması gerekir, gerekçesiyle müracaatımızı kabul etmemiştir.

Türkiye tarihinde ilk defa yapılan ‘Engelli Öğretmen Atamaları’ mevcut sürekli hastalıklarına istinaden verilen ve yüzde oranları belirtilen ‘Özürlü Sağlık Kurulu Raporlarına’ istinaden yapılmıştır, halen 3 yıldan bu yana ‘Engelli Öğretmen Kadrosu’nda görev yapmaktadırlar.

Sayın Güçlü; himaye ve yardıma ihtiyacı olan Engelli Öğretmenlerimize, ‘Hastalığının Öğretmenlik Yapmasına Engel Teşkil Etmeyeceğine’ dair yeniden ‘Sağlık Kurulu Raporu’ aldırılması hususu abesle karşılanmaktadır.

Zaten 3 yıldan bu yana kadrolu öğretmen olarak görev yapmakta olan Engelli Öğretmenlerimizin bu mağduriyetinin giderilmesi amacıyla, gerek MEB’in ilgili komisyonları tarafından tekrar gözden geçirilmesini, gerekse ‘M.E.B.’in Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nde, engelli öğretmenlerimizle ilgili hükümlere yer verilmesini, himaye edilmeye ihtiyaçları olması dolayısıyla, özellikle atama yer değiştirme dönemlerinde gerekli kolaylığın sağlanması hususunun tarafınızdan da tetkik edilmesini, uygun görülmesi halinde kaleme alınmasını ve gündeme getirilmesini rica ediyorum...”

Şip şak kararlar!

Milli Eğitim Bakanlığı’nda değişen sadece bakanlar değil, bürokrasi de çok sık el değiştiriyor ve donanımı, birikimi olmayan isimler, kilit noktalara geliyor. Liyakate dayalı bir sistem olmadığı için de hızlı ve eksik kararlar alınıyor.
MEB, maalesef, aldığı kararları, yargıdan en fazla dönen bakanlıklardan birisi haline geldi.
Ayrıntıları düşünülmeden çıkartılan yönetmelikler yüzündün bu noktaya geliniyor.

Belli ki, özürlülere yönelik atama yönetmeliğinde de aynı sıkıntı söz konusu. Atama için geçerli olan kurallar, nakil için nasıl kabul edilemez! Ama yaşanan durum ortada...
Eminiz ki çözülecektir.
Umarız Başbakan Erdoğan‘ın kulağına gitmez, yoksa çok üzülür. Çünkü bu konuda en fazla çaba gösteren oydu!..

Öğretmen atamaları

Yüz binlerce öğretmen atama telaşında. Hangi branşa ne kadar kadro ayrılacak çok önemli. MEB umarız bu yıl bu konuda adil davranır!

Mazeret atamalarındaki kafa karışıklığı da bir an önce daha net hale gelir.

Bir önceki Bakan Dinçer, mazeret tayinlerine şiddetle karşı çıkıyordu. Şimdi yumuşama var ama bu kez de, yıllardır atama bekleyenler ayakta. Yani öğretmenler diken üstünde!...

Özetin özeti: Kendi takvimini oluşturamayan, bırakın 10 yıl sonrasını, 10 gün sonrayı göremeyen bir bakanlık, çocuklarımızın geleceğine nasıl yön verebilecek!..

Abbas GÜÇLÜ
 
Tekerlekli Sandalye
Üst