Engelli olduğum için işyerinde ayrımcılığa uğruyorum!

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
MERHABA.5 YILDIR ÇALIŞTIĞIM Bİ AMERİKAN FİRMASINDA 750 KİŞİ ARASINDA SADECE ENGELLİ OLANLARA ÇALIŞTIRMAMA CEZASI KADAR ÜCRET ÖDENİYOR.HERŞEYİMİZ YAPTIĞIMIZ İŞLER DAHA CİDDİ DAHA ÖNEMLİ SAĞLAMA ZAM %10 ama engelliye 2,5 zam..ne terfi ne zam hepsinden ayrıma mahküm kalıyorum..arkadaşlarla güzel bi ortamım var..herkes ayrıma bu engelli oluşundan dolayı yapıyorlar diyor..ama kimse gelip şahitlikte yapmıyor..ne yapsak ne etsek engelliler arasında birliktelikte yok..herkes şükrediyor..sağlam 3000 bin alırken engelli 1000 tl alıyor aradaki farklar için dava açsam hakkımı istesem sonuç ne olur..siz bilirsiniz belki burda böyle bi örnek dava olmuştur..fikirlerinizi yazarsanız sevinirim
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,484
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Yasalarda, yönetmeliklerde engellilere iş yerlerinde ayrımcılık yapılamayacağı yapılması halinde ağır yaptırıımlarının uygulanacağı söylensende ne yazıkki uygulamada hiçte öyle değil. Ayrımcılık uygulamalarını ispat etmek şahit göstermek gerekiyor. Ama sizin dediğiniz gibi kimsede kolay kolay yanaşmaz bu işe. Firma özel bir firma sonuçta. Dava etseniz sonuç ne olur kestirmek çok zor. İspat etmek lazım. Hele bide davayı kazanamazsanız ayrrımcılığın şiddetini dahada artırabilirler.
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
iş teftiş müfettişlerinede yazdım sonuç saçma sapan yasayı ilgili maddeleri söylüyor ama yaptırım olamayacağını ancak mahkeme ile çözüleceğini söylediler..aslın da iş müfettişleride hikaye boşuna maaş alıyorlar..noterden avukat aracılığı ile ihtar çeksem bi faydası olurmu acaba..devlet yasa koyuyor ama uygulayan yok..nasıl bi çelişki bedensel engelliye hamallık yaptıran zihniyete ne demek lazım adam bacağından felçli 10 cm kısalık var..yüzlerce insanın önünde koli taşıyor..nasıl bi dünya basına çekip versek vah vah diyecekler..degişen bişe olmayacak..
 

kaptan tito

Üye
Üye
Katılım
Şub 3, 2012
Mesajlar
64
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
malesef dünyanın gercek yüzü bu işte bakış değişmedikce bu düzelmeyecektir.
üzücü bir durum.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Merhaba Arkadaşlar,

İşte benim güzel ülkemin engelli vatandaşlarına uyguladığı en büyük sorun ; ayrımcılık !!! Kimse olmadığını iddia edemez. Çünkü var ve her işyerinde hemen hemen yaşanan bal gibi bir gerçek bu. Devletin çözmesi gereken ( eğitim, bilgilendirme, sosyal destek, hak arayışı vs vs ) ama bizzat engellinin kendisi tarafından yaşanan hatta arkadaşlarının bile destek olmadığı, olamadığı kanayan bir yara!

Şimdi ne yapmak lazım ? Ya bu kabus dolu gidişe bir son verip her şeyi göze alıp mücadeleye mi gitmeli yoksa susup oturmalı mı? Hani sineye mi çekmeli ? Ben ne dersem diyeyim sonuç o kadar gözle görülür şekilde ortada ki...Yapılacak olan ve asıl yapılmayacak olan o kadar belli ki...hani erkeklerin çok meşhur bir cümlesi vardır bu gibi durumlarda sık sık kullandıkları ; '' Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal '' aynen aslında iki tarafı kirli değnek...

Dava açsan ne olur ? Yanıtım belki çok acı gelecek ama gerçekler acıdır arkadaşım. Dava açsan etrafında sana gerçekten şahitlik yapacak bir tane bile arkadaşın olmayacak ve sen bu davayı en baştan kaybetmiş olacaksın. Yaşayacağın sıkıntı ve mahkeme masrafları da cabası. Susmak ama nereye kadar susmalı insan ? İşte bu noktada maddi getiri çok önemli hayatta her şeyin para demek olmadığı ama parasız da bir hayat olamayacağı bu devirde kendin için en doğru kararı yine sen vermelisin. Daha iyi bir iş bulabileceğine inanıyorsan çıkarsın ama yok bulamayacaksan, denediysen en iyisi mümkün olduğunca kafana takmadan çalışmaya devam etmen en azından sana daha uygun koşullarda başka bir iş imkanı karşına çıkıncaya dek...

Sağlıcakla kal,
 
M

mavibalina2012

Guest
Etik sözleşmesine de giren hüküm gereğince, aynı kurumda çalışanlara engelinden dolayı fark gözetilmez. Yine eşit işe eşit ücret politikası gereğince, engelinden dolayı kişiye farklı muamele yapılamaz. Ancak maaş artırımlarını etkileyen etmenler de vardır. Bunlar,

a) Kişinin tahsili (Küçük oranda fark yaratır)
b) Unvanı (Bilgisayarcı kadrosunda olanların ücretleri, büro elemanlarından fazladır)
c) Statüsü (Teknik Hizmet Sınıfına haiz olanlar, Genel İdari Hizmetlerden daha fazla ücret alır)
d) Genel anlamda söylüyorum, (doğum borçlanması, askerlik borçlanması hizmet yılını artırdığından fark yaratır)
e) Kıdem yılı hem kurumunuzda geçirdiğiniz hizmet süresi hem de kurumunuza girmeden önceki hizmet süreleri borçlanılmış ise fark yaratır)

Sıraladığım tüm koşulların tamamının diğerleriyle aynı olduğuna inancınız tam ise dava açabilirsiniz. AMA %100 EMİN OLMADAN DAVA AÇMAYA YELTENMEYİNİZ. Her koşulda şahitten öte durumunuzu belgelemeye çalışın. Şirketinizde haberiniz olmadan unvan değişikliği yapılmış olabilir büyük bir şirkette çalıştığınızı söylemişsiniz muhtemelen çalışma koşullarınız mevzuatla güvence altına alınmıştır veya kılıfı hazırlanmıştır. Terfilere gelince bu tamamen inisiyatifler dahilindedir. Kadro unvanları boşalınca unvan değişiklikleri yapılır, açıldığında da şirket istedikleri niteliklere belirler, eğer engel durumu göz önünde bulundurulmuyor'sa başvurunuzu yapabilirsiniz. Tüm şartların uygunluğuna vakıf iseniz, şahit olmasa da kendi bordron uz ile sizinle aynı koşulları taşıdığına inandığınız engeli olmayan mesai arkadaşınızın bordrosunun fotokopisi ile başvuru yapabilirsiniz. Durumunuzu ispat edememeniz halinde, Kurumunuzu güç duruma düşürmek, iş yerini ve işvereni kasıtlı olarak manen de olsa kötü niyetle kullanmaktan dolayı, iş akdinizi fesih edebilirler. O nedenle tüm şartları göz önünde bulundurarak kararınızı verin.
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
günaydın..yapmış olduğumuz tüm işler aynı eşitiz..ama maaşların söylenmesi gizli ispat etmek imkansız degil büyük bi firma mahkemelik olunca anlaşma yoluna gidecek diye düşünüyorum..mobbing sanırım bu yüzden
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
şirkette 5 engelliyiz..birlik yok şahit yok ama görev tanımları var
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
MOBBİNG YAPAN İŞVEREN HAPİS CEZASI İLE YARGILANACAK

Vatandaşların hak ve özgürlükleri ne kadar geniş ve uygulanabilir nitelikte ise o ülkenin vatandaşları da o kadar özgür ve ferah yaşamaktadır. Ülkenin gelişmişliğinin göstergesi olarak görülen insan hakkı ve özgürlükleri, Anayasalarda belirlenmektedir. Bu hakların sınırları da Kanunlar kapsamında oluşturulmaktadır. İnsan hak ve özgürlüklerin en önemlilerinden birisi ise ÇALIŞMA hakkıdır. Çalışma hakkının en önemli ihlali olarak görülen Mobbing (psikolojik taciz) ise işverenin, işçiye karşı sistematik biçimdeuygulamış olduğu düşmanca ve ahlak dışı bir iletişim izlenerek ortaya çıkan bir nevi psikolojik terör olarak tanımlanabilir.

Mobbing, Türk İş Hukuku Doktrininde ve açılan hukuk davalarında yer almaktadır. Fakat mobbing nedeniyle eylemi uygulayan kişiler hakkında ceza yargılaması uygulamada bulunmamaktadır. TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonun raporunda ise Mobbing uygulayan kişiler hakkında TCK ‘da tanımlanan işkence-eziyet , vücut bütünlüğüne saldırı, çalışma hürriyetini engelleme, hakaret, tehdit suçları kapsamında yargılanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu mevzuat çerçevesinde olduğunu düşünen ve Tekirdağ da yaşayan Bülent Çelikcan isimli Metalurji Mühendisi işçi, Türkiye’de örnek bir mücadeleye imza atmıştır.

Lüleburgaz Büyükkarıştıran’da faaliyet gösteren bir Döküm fabrikasında Metalurji Mühendisi olarak çalışan Bülent Çelikcan, 2010-2011 yılları arasında işveren vekilleri tarafından uygulanan Mobbing (psikolojik şiddet) iddiası nedeniyle fiili yapan şahıslar hakkında TCK 117/1(İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali) ve 96/1 (Eziyet etme) maddesi uyarınca Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Savcılık ise psikolojik şiddet eyleminin TCK kapsamında uygulanacak bir maddenin olmadığını belirterek yapılan mobbing şikayetine suç ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığı kararını vermiştir. İşçi, verilen bu karara Edirne Ağır Ceza Mahkemesine süresinde itiraz etmiş ve Edirne Ağır Ceza Mahkemesi de işçinin itirazını kabul ederek psikolojik şiddet uygulayan işveren vekilleri G.Ç ve M.S hakkında TCK 117/1 (iş ve çalışma hürriyetinin ihlali) ve 96/1 (eziyet etme) maddesi uyarınca haklarında kamu davası açılmasını sağlamış ve iddia edilen suçlar hakkında şüphelilerin yargılanmalarını istemiştir.

İşveren vekili olan şüpheliler G.Ç ve M.S haklarında iş ve çalışma hürriyetinin ihlali iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ve ayrıca işçiye eziyet etme iddiasıyla 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile Lüleburgaz Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmaktadırlar. Şüphelilerin suçlu olup olmadığı yapılan yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır.

Metalurji Mühendisi işçi Bülent Çelikcan tarafından yapılan bireysel hukuk mücadelesi sonucu emsal olduğunu düşündüğümüz ceza yargılaması ile artık işveren ve vekillerinin de işçiye uygulamış olduğu psikolojik şiddet sonucu yaptıkları eylemler nedeniyle Türk Ceza Kanunu kapsamında hapis cezası ile yargılanmalarının yolu açılmıştır.

Hakkınızı arayın insanlık onurunuzu kurtarın.
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Kasım 19, 2012 / 1 Comment
Title: İŞÇİYE EŞİT DAVRANMA İLKESİ
Reviewed by Av. Tuğsan YILMAZ on Nov 19
Rating: 5.0
Eşitlik ilkesi temelini anayasadan alan bir ilkedir. TC Anayasası’nın 10.maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Eşitlik ilkesine ayrıca Anayasa’nın 55 maddesinde de atıf yapılmıştır. Ücrette adaletin sağlanması başlıklı 55.maddeye göre “Ücret emeğin karşılığıdır.Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” Anayasa’nı bu hükümlerinin İş Kanunu’na uyarlanması 5. Maddesi ile olmuştur. İş Kanunu’nunda “iş ilişkisi içerisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapılamaz.” hükmü yeralmaktadır. Ancak bu ayrım sınırlı tutulmamıştır. Kanun hükmünde sayılan nedenler dışında veya bir neden olmadan yapılan ayrımda eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelir. İşverenin eşit davranma borcu olarak da adlandırılabilecek bu ilkeye göre işveren aynı işyerinde çalışan işçiler arasında haklı sayılabilecek objektif bir neden bulunmadıkça ayrım yapamaz. Bu ilke mutlak bir ilke olmayıp somut kriterlere göre aynı durumda olan işçilere eşit işlem yapılması anlamına gelmektedir. Eşitlik ilkesi sadece Türk Hukuku’nda değil uluslararası sözleşmelerde ve tavsiye kararlarında da ciddi bir yer tutmaktadır.
İş ilişkisinde işveren tarafının yönetme ilkesi gereği bazı işçiler arasında ayrım yapması doğaldır. Ancak bu ayrımın işçilerin somut yetenek ve nitelikleri doğrultusunda olması gerekir. Aksi takdirde tamamen aynı şartlar ve niteliklere sahip olan işçiler arasında herhangi bir nedenle ayrım yapılması 5. maddenin ihlali anlamına gelir.
İşyeri içerisinde eşitlik ilkesinin ihlal edildiğinin ispatı işçiye aittir. Ancak burada somut bir ispat aranmaz. Bunun yerine eşitlik ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin güçlü bir kanaat yaratılması madde gereği öngörülen yaptırımları uygulamak için yeterlidir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da eşitlik ilkesinin ne ölçüde uygulanacağı açık bir şekilde belirtilmiştir. Örneğin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin E.2009/25544, K.2009/20996 ve07.07.2009 tarihli kararında “Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, İş Hukuku bakımından işverene, işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir.” demektedir.
Eşitlik ilkesinin uygulanabilmesi bazı şartlara bağlanmıştır. Bu şartlar; iş sözleşmesine bağlı olarak çalışma, aynı işyerinde bulunma, işyerinde topluluk bulunması ve zaman birlikteliğidir. Zaman birlikteliğinden anlatmaya çalıştığımız, işçi kendisinden önce çalışan başka bir işçinin iş koşulları açısından eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini iddia edemez.
Eşitlik ilkesi ayrıca iş akitlerinden dolayı işçiler arasında yapılabilecek ayrımcılığı da bertaraf etmiştir. Yani aynı işyerinde eşit nitelikteki işçilerden belirli süreli çalışan ile belirsiz süreli çalışan arasında ayrım yapılamaz.
Eşitlik ilkesi ayrıca biyolojik farklılıklardan doğabilecek eşitsizlikleri de önlemeyi amaçlamıştır. Örneğin cinsiyet farklılığı veya hamilelikten dolayı yapılacak ayrım eşitlik ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir.
İş Kanunu’nun eşitlik ilkesine ilişkin 5.maddesi emredici nitelikte olup aksi kararlaştırılamaz. Aksine ilişkin sözleşmelerde yeralan hükümler geçersizdir. İş akdinde böyle bir hüküm bulunması iş akdinin değil sadece o maddenin geçersizliği anlamına gelir.
Bu anlatılan eşit davranma yükümlülüklerine aykırı davranması halinde işveren ayrımcılığa maruz kalan işçiye 4 aylık ücreti kadar ücret ve yoksun kaldığı diğer haklarını ödeme ile yükümlü tutulabilir. Pratikte ayrımcılık tazminatı olarak da adlandırılan bu tazminat İş Kanunu’nda bahsi geçen diğer alacak türlerinden farklıdır. Ayrımcılık tazminatı alınması kıdem veya ihbar talebini engellemez. Ayrımcılık tazminatı başlı başına başka bir tazminat kurumudur. Yoksun kalınan haklarla anlatılmak istenen işçinin ayrımcılık nedeniyle alamadığı ücretler, primler, ikramiyeler, sosyal yardımlar vs.dir. Ayrıca işçinin ayrımcılık nedeniyle kıdem alamaması dahi yoksun kalınan haklar kapsamına girebilir.
Eşitlik ilkesini ihlal edilen işverene ayrımcılık tazminatının yanı sıra bir para cezası verilmesi de kanun tarafından kararlaştırılmıştır. İş Kanunu’nun 99.maddesine göre “İş Kanunu madde 5’te öngörülen ilke ve yükümlülüklere aykırı davranan işverene ve ya işveren vekiline her bir işçi için 110 TL idari para cezası verilir.” diyerek tazminatın yanı sıra idari para cezası da verilebileceğini kara bağlamıştır.
İşverenin eşitlik ilkesine aykırı davranması nedeniyle ödeyeceği tazminat ve idari para cezası hesaplanırken Sendikalar Kanunu’nun 31. Maddesinde belirtilen Sendikal Tazminat hükümleri ayrık tutulur. Yani işçiye yapılan ayrım sendika üyesi olmasından kaynaklanıyorsa ayrımcılık tazminatının yanısıra sendikal tazminata da hükmedilir.
Av. Halil İbrahim ÇELİK – Av. Tuğsan YILMAZ
•Eşit İşe Eşit Ücret
Eşit değerde olduğu saptanan işleri yerine getiren personele eşit ücret
ödenmesidir. Burada söz konusu olan iş eşitliği, mutlak eşitlik olmayıp
“eşdeğerlilik”tir. Bu ilkeye göre, hangi kurumda, yerde ve nitelikte olursa
olsun; öğrenim, bilgi, beceri, deneyim, bedensel ve zihinsel çaba, sorumluluk
derecesi ve çalışma koşulları açısından birbirine denk ya da eşit değerde
olduğu saptanan işleri yerine getirenlere aynı ücret ödenir.
 

POLAT ALEMDAR

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2012
Mesajlar
184
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
...............İşte benim güzel ülkemin engelli vatandaşlarına uyguladığı en büyük sorun ; ayrımcılık !!! Kimse olmadığını iddia edemez. Çünkü var ve her işyerinde hemen hemen yaşanan bal gibi bir gerçek bu. Devletin çözmesi gereken ( eğitim, bilgilendirme, sosyal destek, hak arayışı vs vs ) ama bizzat engellinin kendisi tarafından yaşanan hatta arkadaşlarının bile destek olmadığı, olamadığı kanayan bir yara..:)..AYNEN..KATILIYORUM SİZE SAYIN GAZOZ EDİTÖR..BENDE DİYORUMKİ ;SADECE İŞ YERİNDE DEİL; HAYATIN HİÇ Bİ.. ALANINADA ENGELLİLERE 2. SINIF VATANDAŞ UYGULAMASI YAPILMAMALI..YANİ AYRIMCILIK ..UNUTMAYALIMKİ HERKES ALLAH ÖNÜNDE EŞİTTİR..YARIN ÖLDÜĞÜN ZAMAN (TAHTALI KÖY) DE SEN SAĞLAMSIN SEN ENGELLİSİN DEMİYECEKLER HERKESİN AMELİNE BAKACAKLAR..BUNU HİÇ Bİ.. ZAMAN UNUTMAYALIM.....(ÖLE)..NOT= VARSA Bİ YALANIM LÜTFEN DÜZELTİN .............:)
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba Arkadaşlar,

İşte benim güzel ülkemin engelli vatandaşlarına uyguladığı en büyük sorun ; ayrımcılık !!! Kimse olmadığını iddia edemez. Çünkü var ve her işyerinde hemen hemen yaşanan bal gibi bir gerçek bu. Devletin çözmesi gereken ( eğitim, bilgilendirme, sosyal destek, hak arayışı vs vs ) ama bizzat engellinin kendisi tarafından yaşanan hatta arkadaşlarının bile destek olmadığı, olamadığı kanayan bir yara!

Şimdi ne yapmak lazım ? Ya bu kabus dolu gidişe bir son verip her şeyi göze alıp mücadeleye mi gitmeli yoksa susup oturmalı mı? Hani sineye mi çekmeli ? Ben ne dersem diyeyim sonuç o kadar gözle görülür şekilde ortada ki...Yapılacak olan ve asıl yapılmayacak olan o kadar belli ki...hani erkeklerin çok meşhur bir cümlesi vardır bu gibi durumlarda sık sık kullandıkları ; '' Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal '' aynen aslında iki tarafı kirli değnek...

Dava açsan ne olur ? Yanıtım belki çok acı gelecek ama gerçekler acıdır arkadaşım. Dava açsan etrafında sana gerçekten şahitlik yapacak bir tane bile arkadaşın olmayacak ve sen bu davayı en baştan kaybetmiş olacaksın. Yaşayacağın sıkıntı ve mahkeme masrafları da cabası. Susmak ama nereye kadar susmalı insan ? İşte bu noktada maddi getiri çok önemli hayatta her şeyin para demek olmadığı ama parasız da bir hayat olamayacağı bu devirde kendin için en doğru kararı yine sen vermelisin. Daha iyi bir iş bulabileceğine inanıyorsan çıkarsın ama yok bulamayacaksan, denediysen en iyisi mümkün olduğunca kafana takmadan çalışmaya devam etmen en azından sana daha uygun koşullarda başka bir iş imkanı karşına çıkıncaya dek...

Sağlıcakla kal,

merhaba
evet maalesef dediğiniz gibi oldu
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam berkemeteatasoy,

Keşke herşey senin gönlünce olsaydı, inan çok üzgünüm arkadaşım insan bazen haklı çıkmaktan bile üzüntü duyabiliyor işte buda o durumlardan birtanesi :(

Sana bundan sonrası için, iş yaşamında ayırımcılığa uğramayacağın, engelsiz, başarılı, sağlıklı, huzurlu günler dilerim.
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba Arkadaşlar,

İşte benim güzel ülkemin engelli vatandaşlarına uyguladığı en büyük sorun ; ayrımcılık !!! Kimse olmadığını iddia edemez. Çünkü var ve her işyerinde hemen hemen yaşanan bal gibi bir gerçek bu. Devletin çözmesi gereken ( eğitim, bilgilendirme, sosyal destek, hak arayışı vs vs ) ama bizzat engellinin kendisi tarafından yaşanan hatta arkadaşlarının bile destek olmadığı, olamadığı kanayan bir yara!

Şimdi ne yapmak lazım ? Ya bu kabus dolu gidişe bir son verip her şeyi göze alıp mücadeleye mi gitmeli yoksa susup oturmalı mı? Hani sineye mi çekmeli ? Ben ne dersem diyeyim sonuç o kadar gözle görülür şekilde ortada ki...Yapılacak olan ve asıl yapılmayacak olan o kadar belli ki...hani erkeklerin çok meşhur bir cümlesi vardır bu gibi durumlarda sık sık kullandıkları ; '' Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal '' aynen aslında iki tarafı kirli değnek...

Dava açsan ne olur ? Yanıtım belki çok acı gelecek ama gerçekler acıdır arkadaşım. Dava açsan etrafında sana gerçekten şahitlik yapacak bir tane bile arkadaşın olmayacak ve sen bu davayı en baştan kaybetmiş olacaksın. Yaşayacağın sıkıntı ve mahkeme masrafları da cabası. Susmak ama nereye kadar susmalı insan ? İşte bu noktada maddi getiri çok önemli hayatta her şeyin para demek olmadığı ama parasız da bir hayat olamayacağı bu devirde kendin için en doğru kararı yine sen vermelisin. Daha iyi bir iş bulabileceğine inanıyorsan çıkarsın ama yok bulamayacaksan, denediysen en iyisi mümkün olduğunca kafana takmadan çalışmaya devam etmen en azından sana daha uygun koşullarda başka bir iş imkanı karşına çıkıncaya dek...

Sağlıcakla kal,

merhaba
aynen dediğiniz gibi davayı yargıtay onayladı ve kaybettik.Bende davayı anayasa mahkemesine taşıdım bakalım ne olacak bekliyorum..
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selamlar berkemeteatasoy,

İnanın çok üzüldüm sonucun bu şekilde olmasına ama pes etmek bana göre değil. Nette Resul hocamın bir yazısını buldum. Belki size bir faydası olur umudumla;


Kimler ayrımcılık tazminatı alabilir?

İşverenlerin, çalışanları arasında ayrımcılık yapmaması ve tüm çalışanlarına eşit davranması gerekmektedir. İş Kanunu'nda da eşit davranma ilkesi adıyla bu hususa ilişkin bir düzenleme yapılmıştır.

İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Örneğin, bir işyerinde işçilerin bir kısmına sosyal yardım verilirken, aynı emsal çalışan konumundaki diğer bir kısmına sosyal yardım verilmemesi ayrımcılık olarak kabul edilecektir. Yargıtay Kararlarına göre, hamilelik nedeniyle işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, İş Kanunu uyarınca fesih işleminin geçersiz sayılıp işçinin işe iadesi ve bu durumda işe başlatılmaması halinde aynı İş Kanunun 21. maddesi uyarınca iş güvencesi tazminatına hükmedileceğinden ayrıca ayrımcılık tazminatı söz konusu olmayacaktır.

Aynı şekilde işverenler, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçilerle kısmî süreli çalışan işçiler ya da belirsiz süreli çalışan işçilerle belirli süreli çalışan işçiler arasında ayrımcılık veya farklı işlem yapamaz.

İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.

Yargıtay içtihatlarına göre; yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmemekte, durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve değişik uygulamaları gerektirebileceği, bu anlamda aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da ve yasada öngörülen eşitlik ilkesini zedelemeyeceği belirtilmektedir.

Yargıtay 22.HD. 2012/18537 E. 2013/3020 K. 14.02.2013 sayılı kararında “davacının çalıştığı bölümün değiştiği ve işverence yeni bölümde çalışan işçilerle ücretinin denkleştirilmesi amacı ile düşük oranda zam yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre işverenin davacının ücretine yapılan zammı düşük olarak tutmasının geçerli sebebe dayandığı anlaşıldığından koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” hükmü verilmiştir.

Özellikle çalışma hayatında en fazla yakınılan ücretteki farklılıklar konusunda da aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz.

Yargıtay 9.HD. 2012/22794 E. 2014/22459 K. 30.06.2014 sayılı kararında “… Somut uyuşmazlıkta davalı işveren emsal gösterilen iki işçi dışında tüm işçilere yüzde 9 oranında, emsal gösterilen iki işçiye ise yüzde 25 oranında zam uygulamıştır. Davacı ile yüzde 25 zam uygulanan işçiler dosya içeriğine göre aynı konumda ve eşil değildirler. İki işçi dışında davacı dahil diğer işçilere bir hak sınırlandırılması getirilmemiştir. Yüzde 25 zam uygulanan işçiler farklı konumda olup, bu uygulama işverenin yönetim hakkı kapsamında kaldığından, davalının eşit işlem borcuna aykırı davrandığından söz edilemez.

Mahkemece davanın reddi yerine hangi haklı ya da yasal gerekçe ile yüzde 9 zam uygulandığı olgusunun açıklanamadığı ve objektif bir nedenin varlığı ispatlanamadığı gerekçesi ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” Denilmek suretiyle işverenin yönetim hakkı ve ayrımcılık arasındaki çizgi belirlenmiştir.

Toplu İş Sözleşmesi'nde belirlenen haklardan sendika üyesi olmayan işçilerin yararlandırılmaması eşitsizlik ilkesine aykırılık olarak değerlendirilemeyecektir.

İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz.

İş ilişkisinde veya sona ermesinde eşit davranma yükümlülüğüne aykırı davranılması durumunda işçinin, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep etme hakkı vardır.

İşçi, bu çerçevede işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını ispat etmekle yükümlüdür. Fakat işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.

Resul Kurt
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
çok saol ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURDUM.EGER ORDADA OLUMSUZ ÇIKARSA AVRUPA İNSAN HAKLARINA DAVAYI GÖTÜRECEM..
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yasalarda, yönetmeliklerde engellilere iş yerlerinde ayrımcılık yapılamayacağı yapılması halinde ağır yaptırıımlarının uygulanacağı söylensende ne yazıkki uygulamada hiçte öyle değil. Ayrımcılık uygulamalarını ispat etmek şahit göstermek gerekiyor. Ama sizin dediğiniz gibi kimsede kolay kolay yanaşmaz bu işe. Firma özel bir firma sonuçta. Dava etseniz sonuç ne olur kestirmek çok zor. İspat etmek lazım. Hele bide davayı kazanamazsanız ayrrımcılığın şiddetini dahada artırabilirler.
merhaba
ANAYASA MAHKEMESİNE YARGITAY KARARININ İPTALİ İÇİN FAVA AÇMIŞTIM.
EŞİT İŞE EŞİT MAAŞ MOBBİNG VE AYRIMCILIK ANAYASA MAHKEMESİ KABUL EDİLEMEZLİK KARARI VERDİ.4 AY İÇİNDE AVRUPA İNSAN HAKLARINA BAŞVURMAM GEREKLİ BU KONUDA YARDIMLARINIZI RİCA EDİYORUM.HANGİ MADDELERİ YAZMAM LAZIM TARAF OLDUĞUMUZ KANUNLAR NELERDİR.ENGELLİNİN DEVLETİN TARAF OLDUĞU VE KABUL ETTİĞİ YASALAR AMA OYMADIĞI YAPTIRIM YAPAMADIĞI KONULAR OLMALI
 

berkemeteatasoy

Üye
Üye
Katılım
Kas 28, 2011
Mesajlar
97
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
selam berkemeteatasoy,

keşke herşey senin gönlünce olsaydı, inan çok üzgünüm arkadaşım insan bazen haklı çıkmaktan bile üzüntü duyabiliyor işte buda o durumlardan birtanesi :(

sana bundan sonrası için, iş yaşamında ayırımcılığa uğramayacağın, engelsiz, başarılı, sağlıklı, huzurlu günler dilerim.

anayasa mahkemesi kabul edilemezlik karari verdi şimdi sira avrupa insan haklarinda
 
Tekerlekli Sandalye
Üst