- Katılım
- Ocak 4, 2024
- Mesajlar
- 1
- Tepkime Puanı
- 0
- Puanları
- 1
Merhaba arkadaşlar öncelikle hepimiz için Allah'tan esenlikler diliyorum. Ben zaten engelliyim ancak bu konuyu kardeşim adına açtım. Kardeşimin nefes darlığı, yorgunluk ve çarpıntıları mevcuttu. Biz de kardeşimi Ankara Hacettepe'de bir kardiyoloji doktoruna muayene ettirdik.
Kardeşimin doğuştan olup olmadığı bilinmemekle birlikte Pulmoner Hipertansiyonu olduğu tespit edildi ve PAB ölçüm değeri 45-50 mmHg olarak çıktı. Ayrıca Triküspid kapak yetersizliği +2 (ikinci derece), mitral kapak yetersizliği ise +1 (birinci derece) düzeyde, sağ ventrikül diyastolik genişliği ise normal değerlerin biraz üzerinde olarak 2.9 cm olarak ölçümlendi. PAB değerinin yüksekliğinin kalpte bir deliğe bağlı olup olmadığı hususunda TEE işlemi yapıldı ve delik görünmeyerek "AORTİK KAPAK TRICUSPLI ASD İZLENMEDİ" notuyla bu husus elendi. Daha sonra Akciğer Perfüzyon Sintigrafisi çekindi ve Bulgular: "Her iki akciğerde perfüzyon normal sınırlarda olup, segmenter/subsegmenter perfüzyon defekti saptanmamıştır." Yorum : "Normal akciğer perfüzyon sintigrafisi. PTE düşündürecek sintigrafik bulgu saptanmamıştır." şeklinde sonuçlandı.
Bulunduğumuz şehrin Devlet Hastanesi kardiyoloji doktoruna muayene olduğunda bu rahatsızlıklarından ötürü engelli raporu alıp alamayacağını sormuştur. Doktor cevaben yalnızca PAB değeri üzerinden oran verebileceğini kapak yetersizlikleri için +1 ve +2 seviyelerini kendi muayenesiyle de kabul etmesine rağmen PHT'a bağlı olarak kapak yetersizliklerinin meydana geldiğini düşünerek PHT'nin tedavi edilebileceği yorumuyla bunun için oran veremeyeceğini söylemiş ancak ilk muayene olduğu kardiyoloji uzmanı PHT'nin tedavi edilebilir olup olmadığını anlamak için TEE ve Akciğer Perfüzyon Sintigrafisi işlemlerini yaptı buna ilave yapılabilecek ne gibi işlemler geriye kaldı? çünkü muayene olduğu ve takibinde olduğu doktoru kendisine düzenli takip dışında başka bir şey söylemedi.
Şimdi arkadaşlar sizin fikrinizi almak istediği kısım şu: mevcut kalp kapak yetersizlikleri olmasına rağmen doktorun kapak yetersizliklerinin sebebini PAB'a bağlayıp oran vermiyorum deme hakkı var mıdır yok mudur? ayrıca bu hastalığın doğuştan olup olmadığı hangi değerlendirmeler neticesinde belirleniyor? bu konuyla ilgili düşüncelerinizi bekliyorum.
Kardeşimin doğuştan olup olmadığı bilinmemekle birlikte Pulmoner Hipertansiyonu olduğu tespit edildi ve PAB ölçüm değeri 45-50 mmHg olarak çıktı. Ayrıca Triküspid kapak yetersizliği +2 (ikinci derece), mitral kapak yetersizliği ise +1 (birinci derece) düzeyde, sağ ventrikül diyastolik genişliği ise normal değerlerin biraz üzerinde olarak 2.9 cm olarak ölçümlendi. PAB değerinin yüksekliğinin kalpte bir deliğe bağlı olup olmadığı hususunda TEE işlemi yapıldı ve delik görünmeyerek "AORTİK KAPAK TRICUSPLI ASD İZLENMEDİ" notuyla bu husus elendi. Daha sonra Akciğer Perfüzyon Sintigrafisi çekindi ve Bulgular: "Her iki akciğerde perfüzyon normal sınırlarda olup, segmenter/subsegmenter perfüzyon defekti saptanmamıştır." Yorum : "Normal akciğer perfüzyon sintigrafisi. PTE düşündürecek sintigrafik bulgu saptanmamıştır." şeklinde sonuçlandı.
Bulunduğumuz şehrin Devlet Hastanesi kardiyoloji doktoruna muayene olduğunda bu rahatsızlıklarından ötürü engelli raporu alıp alamayacağını sormuştur. Doktor cevaben yalnızca PAB değeri üzerinden oran verebileceğini kapak yetersizlikleri için +1 ve +2 seviyelerini kendi muayenesiyle de kabul etmesine rağmen PHT'a bağlı olarak kapak yetersizliklerinin meydana geldiğini düşünerek PHT'nin tedavi edilebileceği yorumuyla bunun için oran veremeyeceğini söylemiş ancak ilk muayene olduğu kardiyoloji uzmanı PHT'nin tedavi edilebilir olup olmadığını anlamak için TEE ve Akciğer Perfüzyon Sintigrafisi işlemlerini yaptı buna ilave yapılabilecek ne gibi işlemler geriye kaldı? çünkü muayene olduğu ve takibinde olduğu doktoru kendisine düzenli takip dışında başka bir şey söylemedi.
Şimdi arkadaşlar sizin fikrinizi almak istediği kısım şu: mevcut kalp kapak yetersizlikleri olmasına rağmen doktorun kapak yetersizliklerinin sebebini PAB'a bağlayıp oran vermiyorum deme hakkı var mıdır yok mudur? ayrıca bu hastalığın doğuştan olup olmadığı hangi değerlendirmeler neticesinde belirleniyor? bu konuyla ilgili düşüncelerinizi bekliyorum.
