Engelliler ’torba yasaya’ karşı

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Engellilerden Meclis önünde torba tasarı eylemi

Bir grup engelli, Meclis'te görüşülen 'Torba Tasarı'dan engellilere yönelik maddenin çıkarılması için eylem yaptı.

Meclis'in Çankaya kapısı önünde toplanan grup adına, Braille alfabesi ile yazılmış basın açıklamasını okuyan görme engelli, Ankara Barosu Engelliler Kurulu Başkanı ve Evrensel Görme Özürlüler Derneği Genel Sekreteri Olgun Yılmaz, tasarının 64. maddesinin, özürlülerin aleyhine ayrımcılık oluşturduğunu ve tasarıdan çıkarılması konunda, TBMM'de dün akşam fikir birliğine varıldığını ancak bu durumun henüz kesinleşmediğini söyledi.

''64. maddenin, sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile milletvekili Lokman Ayva arasındaki bir anlaşmazlık olarak değil, tüm engellilerin sorunu olarak algılanmasını'' isteyen Yılmaz, Eylül 2009 verilerine göre, özel ve kamu iş yerlerinde engelli kotası gereğince çalıştırılması gereken kadroların 21 bin 38'inin boş olduğunu bildirdi.

12 Eylülde gerçekleştirilen referandumla Anayasada yapılan değişiklikle, engellilerin toplumsal eşitliğe kavuşmalarının hedeflendiğini anımsatan Yılmaz, ''Engelliler Anayasadaki yeni düzenleme çerçevesinde, yasalarda pozitif ayrımcılık düzenlemeleri yapılmasını beklerken 'Torba Tasarı' ile İş Kanunu'nda yapılmak istenilen değişiklik, engellilerin istihdam alanında yaşadığı ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirecek niteliktedir'' diye konuştu.

Yasanın ilgili maddesinin yürürlüğe girmesi halinde, engelli çalışma kampları oluşacağını, engellilerin kazançlarında asgari ücretin standart hale geleceğini, engelli çalıştırmak istemeyen iş verenler için yeni bir kaçış yolu yaratılacağını, hükümlere uymayan iş verene uygulanacak müeyyidelerin muğlak hale geleceği savunan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Hükümeti tasarının 64. maddesini geri çekmeye ve Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesine uygun düzenlemeleri, vakit geçirmeden yerine getirmeye, TBMM'yi, engellilerle ilgili düzenlemeler konusunda engellilerin ve engelli sivil toplum örgütlerinin etkin katılımını sağlamaya, milletvekillerini torba tasarının 64. maddesini oy birliğiyle reddetmeye çağırıyoruz.''

Yılmaz'ın, 72 sivil toplum örgütünün imzasının bulunduğu bildiren açıklamayı okumasının ardından, eyleme katılan engelliler yasanın ilgili maddesini alkışlarla protesto etti.

Anadolu Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bakan Dinçer: 10 bin özürlüye iş kapısı kapandı

Özürlülerle ilgili tartışmaya son noktayı Çalışma Bakanı Ömer Dinçer koydu. hürriyet.com.tr'ye konuşan Bakan Dinçer, kıyamet koparan 64. maddenin tasarıdan tümden çıkarılacağını açıkladı. Dinçer, "Kararımdan dönmem, maddeyi geri çekeceğim. Komisyon kabul etse bile ben kabul etmem" dedi. Dinçer, "Yazık oldu 10 bin özürlüye istihdam kapısı açacaktım" diyerek de üzüntüsünü dile getirdi.

Şirketlerin özürlü istihdamını kolaylaştırmak amacıyla Torba Yasa Tasarısı'na eklenen 64. madde başta Ak Parti Milletvekili Lokman Ayva olmak üzere bütün özürlü dernek ve konfederasyonlarının tepkisini çekmişti. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun dünkü toplantısında çıkan tartışmalar üzerine Komisyon Başkanı Mustafa Açıkalın toplantıyı kapatmıştı. Bugün ise söz konusu maddeyi oylamadan askıya aldıklarını açıklamıştı.


İşte Komisyon yeniden o maddeye dönmeden Bakan Dinçer, kararını hürriyet.com.tr'ye açıkladı. "Kararımdan dönmem maddeyi geri çekeceğim" diyen Dinçer, "Siz çekmek isteyebilirsiniz ama belki Komisyon kabul etmeyecek" sorumuz üzerine şunları söyledi:


"Hayır kararlıyım, kabul etmem. Bu madde bir terazi hassasiyetinde hazırladık. Eğer bir bölümü kalıp, bir bölümü çıkarsa denge bozulur. Bu düzenleme işverene hem külfet hem de kolaylık getiriyordu. Külfeti bırakıp, kolaylığı çıkaramayız. Bu bir denge meselesi. Örneğin bir bankanın Anadolu'da 20 kişi çalıştırdığı şubesinde özürlü çalıştırma yükümlülüğü yok ama yeni düzenlemeyle çalıştırmak zorunda kalacaktı" dedi.

Bakan Dinçer, "Yazık oldu. 10 bin özürlüye istihdam kapısı açacaktım" dedi.

Çağrı merkezlerinde ağırlıklı olarak özürlülerin çalıştığına dikkat çeken Dinçer, "O zaman niye beni şikayet etmediniz? Toplama kampı diye niye eleştirmediniz? O zaman da çağrı merkezlerinde özürlü istihdamı için avantaj sağlamıştım" diye konuştu.

Dinçer, "Ya da Organize Sanayi Bölgelerinde kurulması düşünülen şirketlerde çalışacak olanların yüzde 50'si özürlü olsun, şartı getirilsin, dedim. Onu da kabul etmediler" dedi.

Aysel ALP yazıyor
hurriyet.com.tr
 
F

Fırtına

Guest
Engelli İstihdamıyla İlgili Düzenlemenin Torba Yasa'dan Çıkarılması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer, engellilerin istihdamıyla ilgili düzenlemenin torba yasadan çıkarılmasıyla engelliler adına çok önemli bir fırsatın kaçırıldığını savundu. AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ile şahsi bir problemi olmadığını belirten Dinçer, "Bunu bireysel bir husus olarak algılamak doğru değil" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'le AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'yı karşı karşıya getiren engellilerin istihdamına ilişkin düzenleme, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri devam eden Torba Yasa Tasarısı'ndan çıkarıldı. Birden fazla iş yeri bulunan iş verenlerin çalıştırmakla yükümlü olduğu özürlü sayısının, iş yerlerindeki toplam işçi sayısına göre hesaplanmasını öngören düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasını AK Parti'nin görme engelli Milletvekili Ayva, 'Türk filmi gibi. Mutlu sonla bitti' sözleriyle değerlendirmişti.

Meclis'te gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, bu konunun üzerinde siyaset yapılan bir malzemeye dönüştüğünü belirterek, "Halbuki biz bunu aklı selimle çözmeliyiz. Meseleye soğukkanlılıkla bakmalıyız. Dolayısıyla amacımız özürlüye istihdam sağlamaksa o zaman özürlüye istihdamı nasıl artırırız diye konuşmalıyız. Eğer siz orada gerçeklikten koparak onun dışında bir konuşma yaparsanız o zaman sorunu tartışmış olmuyorsunuz. Başka bir şey yapmış oluyorsunuz. O açıdan bakıldığında ben özürlüler adına çok önemli bir fırsatı kaçırdığımızı düşünüyorum" diye konuştu. 'Bir burukluk var mı' sorusu üzerine Dinçer, "Benim şahsi burukluğum değil bu. Biz bu memleketin sorununu çözmeye çalışıyoruz. Şahsi bir şey değil" diye konuştu.

'Düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasıyla özürlülere yeni iş imkanı kapısı kapandı mı' sorusu üzerine Dinçer, mevcut kanunlarda öngörülen şartlarda engellilerin istihdamıyla ilgili gerekli tedbirleri almaya devam edeceklerini vurguladı.

Düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasının ardından Lokman Ayva ile yaşadıkları duygusal anlara ilişkin soru üzerine Dinçer, bazı şeylerin konuşulmayacağını belirterek, Başbakanlık Müsteşarlığı döneminden itibaren engellilerin sosyal hayata katılmasıyla ilgili pek çok tedbirin arkasındaki insanlardan biri olduğunu dile getirdi.

Dinçer şöyle konuştu;

"Siz özürlülerle ilgili sorunu çözmeye adım atıyorsunuz. Bu adımı attığınızda eğer haksız bir şekilde ayrımcılıkla itham edilirseniz üzülürsünüz. Normal şartlarda işin gerçeği konuşulmuş olsaydı, kamuoyu işin doğrusunu öğrenecekti. Siz bu düzenlemede hem özürlüler için yeni istihdam alanları yaratacaksınız, hem işadamlarının özürlü istihdamını kolaylaştıran tedbirler alacaksınız, hem de dışarıdan, birilerinin yanlış bilgilendirmesiyle ayrımcılık yaptığınıza dair bir suçlamaya maruz kalacaksınız. Bu çok adil olmazdı zannediyorum."

Çalışma Bakanı olmadan önce kamu idaresinde engelli kontenjanı açığının 42 bin civarında olduğunu hatırlatan Dinçer, göreve geldikten sonra ilk aldığı tedbirden birinin özürlü istihdamıyla ilgili olduğunu vurguladı. Özel sektöre gidip nasıl 'niçin özürlü çalıştırmıyorsunuz' diye soruluyorsa, kamu idarelerine de bu soruyu sormaya başladığını ifade eden Dinçer, 1.5 yıllık süre içinde yaklaşık 14 bin 500 kamu idaresinde özürlü istihdamını sağladıklarını anlattı. Sürecin hala devam ettiğini kaydeden Dinçer, mevcut 28 bin kontenjanı doldurana kadar da bu işin takibini yapacağını ifade etti.

Dinçer, "Mevcut tedbirleriniz özürlülerin istihdamını çözmüyorsa, geleceğe yönelik projeksiyonlarınız yetersizse yapmanız gereken nedir? Sadece günü değil, geleceğe yönelik de tedbir almalıyız. Bu düzenleme bu anlamda çok önemli bir adımdı. Ben, bu ülkenin geleceğe yönelik potansiyelini harekete geçirmek üzere bir adım atmaya çabalıyorum. Hayırlı olacağını da düşünüyorum" diye konuştu.

Dinçer, bu konuda Lokman Ayva ile görüşüp görüşmediklerinin sorulması üzerine şunları söyledi;

"Bizim Lokman Beyle tanışıklığımız milletvekilliğine dayanmaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde biz Lokman'la aynı yerde çalıştık. Bireysel bir husus olarak bunu algılamanız hiç doğru değil. Hem Lokman'ın, hem benim, bir milletvekilinin, bir Bakan'ın veya iktidar partisinin, muhalefet partisinin bu çabalarını eğer siz kişiselleştirirseniz soruna doğru bakmamış olursunuz. Biz bu ülkede varolan sorunları hep birlikte çözmeye, daha iyi çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bu arada tabi ki birbirimizden farklı düşüneceğiz. O açıdan bakıldığında asla benim şahsi bir şeyim olmaz. Lokman, defalarca bunun şahsi olmadığını ifade etti. Biz birbirimizi seviyoruz dedim. Birbirimize bu kadar nazlanabiliriz. Siz o kadarına kafa yormayın. Ben ayrımcılığa yönelik eleştirileri haksız gördüm. Bu haksızlığa tepki gösterdim."

Dinçer, 'Düzenlemenin tasarıdan tamamen çıkartılması gerekiyor muydu' sorusuna, "Gerekiyordu evet. Bu kanun terazinin bir kefesinde işadamlarına yeni mükellefiyetler yüklüyordu, öbür kefesinde ise onların işini kolaylaştıran düzenlemeler vardı. Eğer işin kolaylaştıran kısmını kanundan çıkarıp mükellefiyet getiren kısmını koysaydık bu kez de sektöre bir haksızlık yapılmış olacaktı. Bu haksızlık, işadamının kaldıramayacağı bir haksızlık olabilirdi. O nedenle bu maddenin tümüyle çekilmesini talep eden de ben oldum" karşılığını verdi.

Bakan Dinçer, bir soru üzerine komisyonda slikozis hastası işçilerle ilgili yapılan düzenleme hakkında da bilgi verdi. Slikozis hastalarıyla ilgili bir düzenlemenin, bu hastaların sorunun çözecek bir düzenleme olduğunu ifade eden Dinçer, Türkiye'deki slikozis hastalarının, bu düzenlemeyle sorunları çözülen hastalardan ibaret olmadığını, Türkiye'de daha fazla sayıda slikozis hastası bulunduğunu belirtti. Kayıtlı çalışan işçilerin slikozis hastalığına maruz kaldıklarında zaten hukuken malulen emekli olma hakkına sahip olduklarını hatırlatan Dinçer şöyle konuştu;

"Kot kumlama işinde, maden ocaklarında, cam sektöründe slikozis hastalığı, meslek hastalığı olarak ortaya çıkabiliyor. Bu arkadaşlarımızın sorunu ise vaktiyle kayıt dışı çalışmalarından kaynaklanıyor. Kayıt dışı çalıştılar, herhangi bir sosyal güvenliğe tabi tutulmadılar, belki o dönemde hastalanacaklarını düşünmedikleri için kayıt dışı çalışmaya razı da oldular. Daha sonra bunlar mahkemeye müracaat etseler bile çalıştıklarını ispat edemedikleri için emekli olma hakkına da sahip olamadılar. Burada çok önemli bir düzenleme yapıldı.

Mevcut slikozis hastalarının hastalıklarını, çalıştıklarına karine olarak kabul ettik. Sonra da onun üzerinden onlara bir sosyal güvenlik hakkı verdik. Slikozis hastalığını da 3 kategoriye ayırdık. Yüzde 40-60 arasında olanlara 430 lira, yüzde 60 ile 80 arasında olanlara 500 lira, daha yukarısında olanlara ise 600 lira civarında maaş bağlanacak. Düzenli olarak bu maaşı alacaklar. Vefat ederlerse eşleri ve çocukları bu maaşı almaya devam edecekler. Ülkemizde çok müzminleşmiş bir sorunu çözdük. Mevcut hastalar 3 ay içinde bize rahatlıkla müracaat edebilirler."


haberoku
 
F

Fırtına

Guest
Zorunlu engelli çalıştırma hükmü tasarıdan çıkarıldı

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, ''Torba tasarı'' olarak adlandırılan, bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarının 3 maddesi daha geçti, 2 madde ihdas edildi. Zorunlu engelli çalıştırmayı yeniden düzenleyen hüküm ise tasarıdan çıkarıldı.

Komisyon Başkanı Mustafa Açıkalın, dün akşam tartışmalara neden ve zorunlu özürlü çalıştırmayı yeniden düzenleyen maddeyi atlayarak görüşmeleri başlattı. Komisyonda, tasarının 3 maddesi daha kabul edildi. Kabul edilen maddelere göre, turizm sektöründe 2 ay olan denkleştirme süresi toplu iş sözleşmesi ile 4 aya kadar çıkarılabilecek.

Sosyal Güvenlik Kurumunun taşra teşkilatında memur kadrosunda olmayan ''Sosyal Güvenlik Denetmeni'' çalıştırılabilecek. Görevlendirilecek kişilerin yarışma sınavında başarılı olmaları ve belirli koşulları taşımaları gerekecek. Tasarı ile bu kişilerin özlük hakları da düzenleniyor. Halen sosyal güvenlik kontrol memuru olarak çalışanlar sınavda başarılı olmaları halinde bu kadrolara atanabilecek.

Komisyonda, AKP milletvekillerinin verdiği önergelerin kabul edilmesiyle 2 madde de ihdas edildi. Buna göre, erken doğum yapan kadın işçi doğumdan önce kullanamadığı izni doğum sonrasında kullanabilecek. 8 hafta olan iznin kullanılmayan süresi yine 8 hafta olan doğum sonrası izne eklenecek.

Kamu kurum ve kuruluşlarında sürekli işçi kadrosunda çalışan işçilere, bakmaya mecbur olduğu veya refakat etmedikleri takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza geçirmesi veya önemli bir hastalığa tutulması hallerinde istekleri üzerine 6 aya kadar ücretsiz izin verilebilecek. Bu süre 6 ay daha uzatılabilecek.

İşçilere, 10 hizmet yılını tamamlamış olmaları ve istekleri halinde işçilik süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere 6 aya kadar ücretsiz izin verilebilecek. Yetiştirilmek üzere devlet tarafından yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurlara, yurt içine ve yurt dışına sürekli atanan memurların işçi olan eşlerine işçilik süresince her defasında bir yıldan az olmamak üzere en çok 8 yıla kadar ücretsiz izin kullandırılabilecek.

Ücretsiz izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin kalkması halinde, işçi derhal görevine dönmek zorunda olacak. Mazeret sebebinin kalkması halinde veya ücretsiz izin süresinin bitiminde 10 gün içinde görevine dönmeyenler, istifa etmiş sayılacak.


Silikozis hastalarına malulen emeklilik hakkı tanıyan madde kabul edildi..

''Torba Tasarı''nın silikozis hastalarına malulen emekli olma hakkı tanıyan maddesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Zorunlu engelli çalıştırmayı yeniden düzenleyen hüküm ise tasarıdan çıkarıldı. Silikozis hastalarına malulen emeklilik hakkı tanıyan madde, AKP Manisa Milletvekili Recai Berber'in verdiği önergenin kabul edilmesiyle değiştirilerek kabul edildi. Buna göre, sigortalı olmayan ve silikozis hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücünü en az yüzde 40 kaybedenlere, Sosyal Güvenlik Kurumunca aylık bağlanacak. Bu kişilerin, tasarının yasalaşıp yayımlanmasından itibaren 3 ay içinde başvurmaları gerekecek.

Aylık almakta iken ölen silikozis hastasının eşine ve çocuklarına da aylık bağlanabilecek. Eş ve çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı, hastanın kendisine bağlanan aylık tutarı geçemeyecek. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse eş ve çocukların aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılabilecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, düzenleme ile silikozis hastalarına 433 ile 557 TL arasında arasında aylık bağlanacağını kaydetti. AKP'nin görme engelli İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'nın da karşı çıktığı ve zorunlu özürlü çalıştırmayı yeniden düzenleyen madde ise tasarı metninden çıkarıldı. Tasarının metinden çıkarılması için AKP, CHP ve MHP'den milletvekilleri ayrı ayrı önergeler verdiler. Önergelerin kabulüyle bu konudaki düzenleme metinden çıkarılmış oldu.


CHP ve MHP'li milletvekilleri ile Bakan Dinçer tartıştı;

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, verilen yemek arasından sonra ''torba tasarı'' olarak nitelendirilen bazı kanunlarda değişiklik öngören tasarının görüşmelerine devam edildi. Söz alan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ara için çıkılırken Dinçer'in ''Üzerime böyle gelirseniz farklı konuşurum'' diyerek kendisini tehdit ettiğini iddia etti.

Dinçer'in sözlerinin ''siyasi ahlaka, adaba ve Meclisin saygınlığına'' yakışmadığını ifade eden Kaplan, Dinçer'in özür dilemesini istedi. Komisyon Başkanı Mustafa Açıkalın, olayın komisyon toplantısı dışında gerçekleştiğini belirterek, çalışmaları sürdürmek istedi. Buna tepki gösteren Kaplan ile Açıkalın arasında da tartışma yaşandı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, Kaplan'a yaptıkları eleştirilerin tasarı ile alakalı olmadığını, tasarının iyi okunması halinde eleştirilerin çoğunun yapılmayacağını, söylediğini ifade etti.

Dinçer, bu sözleri nezaket içerinde dile getirdiğini kaydetti. Komisyon Başkanı Açıkalın, komisyon adına özür dilediğini belirterek, çalışmaları sürdürdü.

Görüşülen madde nedeniyle daha sonra söz alan Kaplan, tartışmayı sürdürdü. Komisyon üyelerinin Dinçer'e tepki göstermediğini belirten Kaplan, ''Yazıklar olsun'' diyerek, toplantıyı terk etti.

Tasarının trafik kazaları nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumunun ödediği hastane masraflarının sigorta şirketlerinden tahsilini öngören maddesi üzerinde de tartışma yaşandı.

MHP ve CHP'li bazı milletvekilleri, maddenin seçik olmadığını belirterek, devletin zarara uğrayıp uğramadığını Dinçer'e sordular. Bu sırada tartışmalar yaşandı.

Söz verilen sigorta şirketi temsilcisi, maddenin kabul edilmesi durumunda şirketlerin sigorta yapmaktan vazgeçeceklerini ileri sürdü.

Bazı milletvekillerinin sigorta konusunda sorunlar yaşanacağını belirtmeleri üzerine söz alan Dinçer, ''Birdenbire sigorta şirketlerinin yanına geçen arkadaşlarıma soruyorum'' şeklindeki ifadeleri tepkilere neden oldu.

CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, sözleri ''esefle'' karşıladığını belirterek, Dinçer'in özür dilemesini istedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, ifadelerin Bakan'a yakışmadığını belirterek, ''Sayın Bakan sert cevaplar veriyor. Bu da arkadaşların üslubunun sertleşmesine neden oluyor. Bir milletvekilini tehdit ediyor, başka bir milletvekiline 'siz sigorta şirketlerinin adamısınız' diyor. Üslubunu denetlemesi lazım. Sayın Bakan'a yakıştıramıyorum'' dedi.

CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin da sinirlenerek bir yere varılamayacağını söyledi. Kaplan'ın da azarlandığı için toplantıdan ayrıldığına işaret eden Ergin'in, ''Can güvenliğimiz için 'bizi sigorta şirketlerine sigortalattırın' demek zorunda kalacağız'' sözleri, gülüşmelere neden oldu.

Bu sözler üzerine yumuşayan ortamda süren görüşmelerde söz konusu düzenleme kabul edildi.


AA
 

saban

Üye
Üye
Katılım
Kas 14, 2010
Mesajlar
69
Tepkime Puanı
0
Puanları
6
Engelli İstihdamıyla İlgili Düzenlemenin Torba Yasa'dan Çıkarılması ‎ - 15 saat önce

Engelli İstihdamıyla İlgili Düzenlemenin Torba Yasa'dan ÇıkarılmasıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer, engellilerin istihdamıyla ilgili düzenlemenin torba yasadan çıkarılmasıyla engelliler adına çok önemli bir fırsatın kaçırıldığını savundu




Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer, engellilerin istihdamıyla ilgili düzenlemenin torba yasadan çıkarılmasıyla engelliler adına çok önemli bir fırsatın kaçırıldığını savundu. AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva ile şahsi bir problemi olmadığını belirten Dinçer, "Bunu bireysel bir husus olarak algılamak doğru değil" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'le AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva'yı karşı karşıya getiren engellilerin istihdamına ilişkin düzenleme, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri devam eden Torba Yasa Tasarısı'ndan çıkarıldı. Birden fazla iş yeri bulunan iş verenlerin çalıştırmakla yükümlü olduğu özürlü sayısının, iş yerlerindeki toplam işçi sayısına göre hesaplanmasını öngören düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasını AK Parti'nin görme engelli Milletvekili Ayva, 'Türk filmi
gibi. Mutlu sonla bitti' sözleriyle değerlendirmişti.
Meclis'te gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, bu konunun üzerinde siyaset yapılan bir malzemeye dönüştüğünü belirterek, "Halbuki biz bunu aklı selimle çözmeliyiz. Meseleye soğukkanlılıkla bakmalıyız. Dolayısıyla amacımız özürlüye istihdam sağlamaksa o zaman özürlüye istihdamı nasıl artırırız diye konuşmalıyız. Eğer siz orada gerçeklikten koparak onun dışında bir konuşma yaparsanız o zaman sorunu tartışmış olmuyorsunuz. Başka bir şey yapmış
oluyorsunuz. O açıdan bakıldığında ben özürlüler adına çok önemli bir fırsatı kaçırdığımızı düşünüyorum" diye konuştu. 'Bir burukluk var mı' sorusu üzerine Dinçer, "Benim şahsi burukluğum değil bu. Biz bu memleketin sorununu çözmeye çalışıyoruz. Şahsi bir şey değil" diye konuştu.
'Düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasıyla özürlülere yeni iş imkanı kapısı kapandı mı' sorusu üzerine Dinçer, mevcut kanunlarda öngörülen şartlarda engellilerin istihdamıyla ilgili gerekli tedbirleri almaya devam edeceklerini vurguladı.
Düzenlemenin tasarıdan çıkartılmasının ardından Lokman Ayva ile yaşadıkları duygusal anlara ilişkin soru üzerine Dinçer, bazı şeylerin konuşulmayacağını belirterek, Başbakanlık Müsteşarlığı döneminden itibaren engellilerin sosyal hayata katılmasıyla ilgili pek çok tedbirin arkasındaki insanlardan biri olduğunu dile getirdi. Dinçer şöyle konuştu:
"Siz özürlülerle ilgili sorunu çözmeye adım atıyorsunuz. Bu adımı attığınızda eğer haksız bir şekilde ayrımcılıkla itham edilirseniz üzülürsünüz. Normal şartlarda işin gerçeği konuşulmuş olsaydı, kamuoyu işin doğrusunu öğrenecekti. Siz bu düzenlemede hem özürlüler için yeni istihdam alanları yaratacaksınız, hem işadamlarının özürlü istihdamını kolaylaştıran tedbirler alacaksınız, hem de dışarıdan, birilerinin yanlış bilgilendirmesiyle ayrımcılık yaptığınıza dair bir suçlamaya maruz kalacaksınız. Bu çok
adil olmazdı zannediyorum."
Çalışma Bakanı olmadan önce kamu idaresinde engelli kontenjanı açığının 42 bin civarında olduğunu hatırlatan Dinçer, göreve geldikten sonra ilk aldığı tedbirden birinin özürlü istihdamıyla ilgili olduğunu vurguladı. Özel sektöre gidip nasıl 'niçin özürlü çalıştırmıyorsunuz' diye soruluyorsa, kamu idarelerine de bu soruyu sormaya başladığını ifade eden Dinçer, 1.5 yıllık süre içinde yaklaşık 14 bin 500 kamu idaresinde özürlü istihdamını sağladıklarını anlattı. Sürecin hala devam ettiğini kaydeden Dinçer,
mevcut 28 bin kontenjanı doldurana kadar da bu işin takibini yapacağını ifade etti. Dinçer, "Mevcut tedbirleriniz özürlülerin istihdamını çözmüyorsa, geleceğe yönelik projeksiyonlarınız yetersizse yapmanız gereken nedir? Sadece günü değil, geleceğe yönelik de tedbir almalıyız. Bu düzenleme bu anlamda çok önemli bir adımdı. Ben, bu ülkenin geleceğe yönelik potansiyelini harekete geçirmek üzere bir adım atmaya çabalıyorum. Hayırlı olacağını da düşünüyorum" diye konuştu.
Dinçer, bu konuda Lokman Ayva ile görüşüp görüşmediklerinin sorulması üzerine şunları söyledi:
"Bizim Lokman Beyle tanışıklığımız milletvekilliğine dayanmaz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde biz Lokman'la aynı yerde çalıştık. Bireysel bir husus olarak bunu algılamanız hiç doğru değil. Hem Lokman'ın, hem benim, bir milletvekilinin, bir Bakan'ın veya iktidar partisinin, muhalefet partisinin bu çabalarını eğer siz kişiselleştirirseniz soruna doğru bakmamış olursunuz. Biz bu ülkede varolan sorunları hep birlikte çözmeye, daha iyi çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bu arada tabi ki birbirimizden farklı
düşüneceğiz. O açıdan bakıldığında asla benim şahsi bir şeyim olmaz. Lokman, defalarca bunun şahsi olmadığını ifade etti. Biz birbirimizi seviyoruz dedim. Birbirimize bu kadar nazlanabiliriz. Siz o kadarına kafa yormayın. Ben ayrımcılığa yönelik eleştirileri haksız gördüm. Bu haksızlığa tepki gösterdim."
Dinçer, 'Düzenlemenin tasarıdan tamamen çıkartılması gerekiyor muydu' sorusuna, "Gerekiyordu evet. Bu kanun terazinin bir kefesinde işadamlarına yeni mükellefiyetler yüklüyordu, öbür kefesinde ise onların işini kolaylaştıran düzenlemeler vardı. Eğer işin kolaylaştıran kısmını kanundan çıkarıp mükellefiyet getiren kısmını koysaydık bu kez de sektöre bir haksızlık yapılmış olacaktı. Bu haksızlık, işadamının kaldıramayacağı bir haksızlık olabilirdi. O nedenle bu maddenin tümüyle çekilmesini talep eden de
ben oldum" karşılığını verdi.
Bakan Dinçer, bir soru üzerine komisyonda slikozis hastası işçilerle ilgili yapılan düzenleme hakkında da bilgi verdi. Slikozis hastalarıyla ilgili bir düzenlemenin, bu hastaların sorunun çözecek bir düzenleme olduğunu ifade eden Dinçer, Türkiye'deki slikozis hastalarının, bu düzenlemeyle sorunları çözülen hastalardan ibaret olmadığını, Türkiye'de daha fazla sayıda slikozis hastası bulunduğunu belirtti. Kayıtlı çalışan işçilerin slikozis hastalığına maruz kaldıklarında zaten hukuken malulen emekli olma
hakkına sahip olduklarını hatırlatan Dinçer şöyle konuştu:
"Kot kumlama işinde, maden ocaklarında, cam sektöründe slikozis hastalığı, meslek hastalığı olarak ortaya çıkabiliyor. Bu arkadaşlarımızın sorunu ise vaktiyle kayıt dışı çalışmalarından kaynaklanıyor. Kayıt dışı çalıştılar, herhangi bir sosyal güvenliğe tabi tutulmadılar, belki o dönemde hastalanacaklarını düşünmedikleri için kayıt dışı çalışmaya razı da oldular. Daha sonra bunlar mahkemeye müracaat etseler bile çalıştıklarını ispat edemedikleri için emekli olma hakkına da sahip olamadılar. Burada çok
önemli bir düzenleme yapıldı. Mevcut slikozis hastalarının hastalıklarını, çalıştıklarına karine olarak kabul ettik. Sonra da onun üzerinden onlara bir sosyal güvenlik hakkı verdik. Slikozis hastalığını da 3 kategoriye ayırdık. Yüzde 40-60 arasında olanlara 430 lira, yüzde 60 ile 80 arasında olanlara 500 lira, daha yukarısında olanlara ise 600 lira civarında maaş bağlanacak. Düzenli olarak bu maaşı alacaklar. Vefat ederlerse eşleri ve çocukları bu maaşı almaya devam edecekler. Ülkemizde çok müzminleşmiş
bir sorunu çözdük. Mevcut hastalar 3 ay içinde bize rahatlıkla müracaat edebilirler."


Tarih: 06 Ocak 2011 Perşembe 18:30
 
Son düzenleme:
F

Fırtına

Guest
Bakan Dinçer'den emeklilere müjde!

Ömer Dinçer; ‘Merak etmeyin; Torba Kanunu 15 Ocak’tan sonraya kalsa da emeklilere zam var!’.

Tv 8’de yayınlanan Erkan Tan’ın hazırlayıp sunduğu Erkan Tan ile Başkent’ten programında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer konuk oldu ve ‘Torba Yasa’ ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

“Keşke Kılıçdaroğlu ile gitseydik!”

Muhalefetin Zonguldak maden ocakları ile ilgili; “bizi takip ve taklit ediyorlar” iddialarına karşılık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer farklı bir yorum getirdi; “ Ben ve Taner Bey, o bölgeye daha önce gitmiştik. Böyle bir denk gelme olmuş olabilir. Ben Kılıçdaroğlu’nun gideceğini bilmiyordum! Ama niye Kılıçdaroğlu ile beraber gitmedik? Beraber gidebilirdik ve orada patlamanın mahiyetini ve bize haksızlık ettiklerini görürlerdi. Biz başarılı iken başarısız olduk.”

Dinçer; Lokman Ayva ile kavga etmedik. Aramızda fikir ayrılığı var.

“Aramızda fikir ayrılığı var!”

Ömer Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Milletvekili Lokman Ayva ile yaşadığı anlaşmazlığı şu şekilde kaydetti;

“Kavga etmedik biz. Ben Lokman Ayva’ya yönelik bir şey söylemedim. Sayın Ayva art niyetli bir insan değil. Özürlüler için iyi uygulamalar olsun istiyor. Tabii ki bizde bunun için çalışıyoruz. Özürlülerin istihdam sorunları var. Özel sektörde ve kamu sektörlerinde engeller ile karşılaşıyoruz. Kamu ve özel sektörde toplam 50 bin özürlü kontenjanı boş. Olaya ‘Acaba bu sistemde bir sorun mu var’ diye bakmak gerekiyor. Bir işletme % 3 oranında özürlü çalıştırılmak zorunda. Gidiyoruz kontrol ediyoruz, özürlü çalıştırılmadığında ceza uyguluyoruz. ‘Çalıştırmayalım; ama paralarını ödeyelim’ diyorlar. Bizim amacımız özürlüler adına kaynak toplamak değil, onları çalışma hayatına sokmak. Yasa, işverenin, %50 ya da daha fazlasına ortak olduğu başka bir işletmede özürlü çalıştırma kontenjanını kullanabilmesini öngörüyordu. Şirkette özürlü kontenjanını kullansın diyoruz ve ceza yazmayalım diyoruz. Bu seferde ucuz çalışmadan şikayet ediliyor. Eğer kişinin niteliği var ise hakkını alacak zaten, yok ise asgari ücretten çalışacak.”

“Bakan oldum, 14 bin özürlü işe girdi!”

“Eğer yasa tartışılır iken benim önerim olsa idi 8 bin özürlüye kontenjan açılacaktı. Özürlünün hakkını koruyoruz diyenler, elde edecekleri hakkı engellediler. İstihdama yönelik çalışmaları kabul etmiyorlar. Ben Bakan olduktan sonra şahsi çabalarım ile 14 bin özürlü kamu idarelerinde işe girdi.” diye konuştu.

“Emeklilere Ocak ayında zam var!”

Kanun 15 Ocaktan sonra çıkarsa zam alamayacağız endişesi taşıyan emekli vatandaşlarımız için Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanı Dinçer şunları söyledi; “Kanun 15 Ocakta geçmezse bir sorun olacak diye endişelenen emekliler endişelenmesin. Bu yasa tasarısı, 15 Ocak’tan önce geçmezse emekliler kanunun öngördüğü enflasyon oranları dâhilinde zam alacaklar. Şubat ayında ise, hem Ocak ayı farkı hem de kanunla geçen zammı alacaklar” dedi.


“Torba Yasa biraz uzun oldu!”

Ömer Dinçer Torba Yasa ile ilgili şu açıklamalarda bulundu;

“Torba Yasa biraz uzun oldu. Bu yasada ‘Sosyal Güvenlik’, sağlık ve istihdam sorunlarının çözümü ile ilgili düzenlemeler var. Birbirinden farklı alanlar olması sebebi ile her bir madde ayrı ayrı incelenip, vatandaşımızın sorunları çözülmeye çalışıldı. Yeniden yapılanma, konuşulan ve kamuoyu ile paylaşılan bir konu idi. Sosyal Güvenlik reformu ve sağlık reformu için 2005’te bir çalışma yaptık. Bu çalışmanın 2 boyutu vardı. Stratejik ve operasyonel boyutu. Stratejik boyutu yaptık; ama geçiş dönemlerinde operasyonel sorunlar çıkar. Bağ-Kur ve SSK’yı bir kuruma bağladınız. Her birinin önceden farklı farklı düzenlemeleri vardı. Uygulamaya geçtiğinizde beklemediğiniz sonuçlar ortaya çıkar. 2005’ten 3-4 sene sonra operasyonel sorunları düzenlemek için çalışıyoruz.” dedi.

“Bağ-Kur’luların sorunu çözülüyor!”

“Bağ-Kur’luların sorunu çözülüyor. Çalışanlar Bağ-Kur’lu başlayıp, Bağ-Kur’lu devam ediyorlar idi. 10 yıl bekleyip öyle sağlık hizmeti alabiliyorlardı. Artık tek kurum var. Kişiler hangi alanda işe başlarsa başlasınlar tek kuruma geçecekler. 3-5 yıl Bağ-Kur’lu olarak prim ödemiş ise 10 yıl beklemeyip, sağlık hizmetini almaya devam edecek.” diye konuştu.

“Belediye Çalışanları Kurtuluyor!”

Torba yasada belediye çalışanlarına yönelik yapılandırma için Bakan Ömer Dinçer şunları söyledi : “Belediye Çalışanları Kurtuluyor, Belediyelerde çok sayıda işçi ücretlerini alamıyor. Adrese kayıt nüfus sistemine geçişle birlikte işçi fazlalığı ortaya çıktı. İşçi ücretlerinin ödenmesinde sıkıntılar yaşandı. MEB’ı ve Karakol Hizmetlerine aktarılacaklar. Sendikaya bağlı işçiler ise Karayolları Genel Müdürlüğü’ne aktarılacak.”

“3,5 yıl primleri biz ödüyoruz!”

Torba yasada kadınlar, gençler, meslek eğitimi alanlar ve özürlüler kanunla teşvik ediliyor. Bakan Dinçer; “18 yaş üstü kadın ve 18 -27 yaş aralığında olan gençler ilk defa çalışıyorlarsa 3,5 yıl primlerini biz ödüyoruz. Meslek eğitimi alan çocuklar işe girdikleri vakit 2 yıl süreyle Sosyal Güvenlik sigortası bizim tarafımızdan ödenecek.” Diyerek yasada bu kanunun altını çizdi.


kanalturk
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
10 bin özürlünün istihdamı suya düştü!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile AK Parti’nin görme engelli milletvekili Lokman Ayva arasında krize yol açan ve karşılıklı sert suçlamalara konu olan torba tasarının 64. maddesi, tarafların karşılıklı restleşmeleri üzerine, Dinçer’in resti ve Başbakan’ın onayı doğrultusunda yasa metninden çıkartıldı.

Söz konusu madde 2 ayrı düzenleme içeriyordu. Birincisi özel sektörün toplam çalışanlarının yüzde 3’ünün özürlü olması hükmünde değişiklik yapılarak, “Birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlerin, bu kampasmada çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre hesaplanır” sistemi getiriliyordu. Buna göre, bir holdingin çalıştırması gereken özürlü sayısı, tek tek şirketler için değil tümü için hesaplanacaktı.

Düzenlemenin kıyamet kopartan ikinci fıkrası ise, organize sanayi bölgelerinde kurulacak şirketlerde, özürlülerin sadece maaşının ödenmesinin istihdam şartı için yeterli sayılması öngörülüyordu. Lokman Ayva bu fıkraya, özürlülere asgari ücret vererek evde oturtmaya yönelik bir ayrımcılık olarak nitelendirerek, tepki göstermiş ve Bakan Dinçer’in partiden ihracını dahi istemişti.

AK Parti Grup Başkanvekilleri aracılığıyla konu MYK’da Başbakan’a da iletilirken, Erdoğan, Ayva’dan yana tutum sergiledi ve milletvekilinin itirazının dikkate alınması talimatını verdi. Ancak Bakan Dinçer, Ayva’nın “ayrımcılık” olarak nitelendirdiği fıkrayı metinden ayıklayıp, kalan düzenlemelerin yasalaşmasına imkan vermek yerine, kriz yaratan hükmün yer aldığı maddeyi tümüyle tasarıdan çekti.

Dinçer’in bir anlamda “reste rest” olarak nitelendirilen bu tavrıyla özürlülerle ilgili düzenleme torba tasarı kapsamı dışına çıkarken, Bakan tepkisini “10 bin özürlüye istihdam yaratılacaktı” sözleriyle dile getirdi. Bu gelişmenin ardından AK Parti grubu da ikiye bölündü.

Aralarında Grup Başkanvekilleri ve parti yöneticilerinin de bulunduğu bazı AK Partililer, olayda Ayva’yı hissi davranıp, özürlüler lehine olabilecek düzenlemelerin tasarı kapsamı dışında kalmasına yol açmakla eleştirirken, bazı AK Partililer ise bu konuda Dinçer’in tutumunun “uzlaşmaz” olduğunu savundu.


gazetevatan.com
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Özürlü memur alımında merkezi sınav, torba tasarıda

Torba yasanın, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinde önemli bir madde daha kabul edildi.

Buna göre, 657'de yapılacak değişiklikle Özürlülerin devlet memurluğuna alınma sınavları, merkezi olarak yapılacak.

Bu düzenleme Genel Kurulda da kabul edilip, Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girecek

Memurlar.Net
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Borçlar Yasası’nda görme engellilere imza şoku

Meclis’ten geçen 649 maddelik Borçlar Yasası’nda görme özürlülerle ilgili yapılan hata, Torba Yasa Tasarısı’nda düzeltilecek.

Borçlar Yasası’nda körlerin iki şahit huzurunda imza atması karara bağlandı. Ancak Özürlüler Yasası’nda ise körlerin imzası geçerli. İki yasa birbiriyle çelişince Torba Yasa Tasarısı’na ekleme yapılacak ve yanlışlık düzeltilecek.

Gözleri görmeyen AK Parti İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, Star’a yaptığı açıklamada yanlışlığın düzeltileceğini yoksa kendisinin de Meclis’te iki şahitle oy kullanmak zorunda kalacağını ifade etti. AK Parti yönetimi, körlerin imzasına ilişkin düzeltmeyi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri devam eden Torba Tasarı’ya ekleme sözü verdi. •
NEVİN BİLGİN ANKARA

Star Gazetesi
 
Son düzenleme:

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Genelge çıkmış olan ne? Çalışmalar başlar mı?

Dolunay Derneği Başkan Yardımcısı ve Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak, Sağlık Bakanlığı’nın geçtiğimiz 16 Aralık’ta yayımladığı, hastanelere ve muayene hakkına daha kolay ulaşabilmelerini sağlayan genelgenin, İl Sağlık Müdürlükleri ve başhekimlikler tarafından Kars Devlet Hastanesi ve sağlık merkezlerinde uygulanmasını beklediklerini söyledi.

Ocak şunları söyledi:
“Genelge, 12 Eylül 2010’da gerçekleşen referandum sonrasında, engellilere yönelik pozitif uygulamaların ayrımcılık olarak yorumlanamayacağı yönündeki maddenin anayasal güvence altına alınması sonrasında çıkartılmıştır. Genelgeye göre hastanelerde asansör, tuvalet, lavabo, müracaat bankosu gibi ortak alanların her engel grubuna hitap edecek şekilde düzenlenmesi öngörülmüştü. Görme engelliler için Braille alfabesi ile yazılmış yönlendirme tabelaları konması, engelli vatandaşlarla ilgilenecek hostes istihdam edilmesi, işitme engelliler için işaret dili bilen personel çalıştırılması zorunlu kılınmıştı.

Hastane başhekim ve İl Sağlık müdürlülüğümüzün duyarlılık göstererek, engellilerin önündeki engelli ortadan kaldıracak genelgedeki maddeleri hayata geçirmelilerini beklemekteyiz.

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ imzalı, “Sağlık Bakanlığı’ndan özürlü kişilere yönelik sağlık hizmetleri genelgesi”, bizleri sevindirmişti. Genelge, engellilerin sağlık hizmeti taleplerini, hızlı, verimli, mağdur edilmeden karşılanması ve sağlık bakım kalitesinin yükseltilebilmesi amacıyla yayımlanmıştı. Bizlerinde yani engellilerin de, sağlık hizmetini her vatandaş gibi alabilme hakkı var. Bu imkanın sağlanması için genelgenin gereğinin yapılması beklemekteyiz.

Yapılacak bazı yenilikler şöyle:
- Engellilere yönelik sağlık hizmetlerinin verildiği kuruluşların iç ve dış mekanlarının mimari ve çevresel düzenlemelerinde değişiklik yapılacak.
- Ortak alanlarda ve asansörlerde her özür grubundaki kişilerin algılayabileceği şekilde yazılı, sesli ve görsel yönlendirmeler yapılacak.
- Asansör, tuvalet, lavabo, müracaat bankosu gibi ortak alanlar her özür grubuna hitap edecek şekilde düzenlenecek.
- Tekerlekli sandalye kullanımını kolaylaştıracak tutunma barları hazırlanacak.
- Görme engelliler için ortak alanlarda takip izi oluşturulacak.
- Sağlık kuruluşlarında engelli ve yaşlı hastalara hizmet alımlarını kolaylaştıracak, işlemlerinde yardımcı olacak refakatçi personel temin edilecek.
- İşitme engelli hastalarla iletişimi sağlamak için işaret dili bilen personel görevlendirilecek.
(BA-BA-S) KARS (KHA)

kha.com
 
F

Fırtına

Guest
Torba yasanın getirdikleri, götürdükleri ve unutulanlar

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel Güven torba yasayla ilgili bir açıklama yaptı. Güven'in yaptığı açıklamada torba yasanın artılarına, eksilerine ve unutulan bölümlerine yer verildi. İşte Anadolu Eğitim Sendikasına göre torba tasarı..

TASARININ GETİRDİKLERİ

Kamu çalışanları özelinde kazanım olarak adlandırılabilecek yasal düzenlemeler;

Yabancı ülkede çalışmak için izin alan memurun eşine de aynı sürede aylıksız izin hakkı getirilmesi,

özürlülere esnek çalışma koşulları sağlanması,

Hamilelerin, gebeliğin yirmi dördüncü haftası ile doğumdan sonraki bir yıl süresince gece nöbeti ve gece vardiyasından muaf tutulması,

mazeret izin sürelerinin ve kapsamının arttırılması,

Doğum ve evlat edinme sonrası ücretsiz izin süresinin 2 yıla çıkarılması,

yurt dışı eğitimine bağlı izin süresinin eğitim boyunca sürmesi,

izinsiz il dışına çıkış,

toplu dilekçe ve müracaatların suç kapsamından çıkarılması,

disiplin cezalarına itiraz hakkı tanınması,

geçici görevlendirmenin 6 ayla ve mesleki nitelikle sınırlanması ile memurun muvafakatine bağlanması,

çocuk yardımındaki sayı sınırının kaldırılması,

sözleşmeli personelden alınan damga vergisinin kaldırılması ve aile yardımı ödenmesi,

emekli yolluğunun 500 Liradan 750 Liraya çıkarılması,

KİT Personeline sendikalı olma hakkının verilmesi şeklinde sıralanabilir.

TORBA YASANIN GÖTÜRDÜKLERİ

Torba Yasa içerisinde yer alan ve 657’ye tabii Kamu çalışanları açısından kayıp hanesine yazılacak değişiklikler;

- Sendika ve üyesi arasındaki ilişkiye müdahale olarak gördüğümüz, Anayasa Mahkemesince de iptal edilen “sendikalılık rüşvetinin” yıllık 180 Liraya çıkarılarak toplu görüşme pirimi olarak geri getirilmesi,

- Kamuda liyakata dayalı yönetici atama becerilememişken özel sektörden üst düzey yönetici transfer etmenin önünün açılması,

- kadrosuz ve güvencesiz çalıştırmanın meşrulaşması, yaygınlaşması,

- esnek çalışmanın gereği olarak kamuda çalışma saatleri düzenlenmesinin kurumların ve amirlerin insafına bırakılacak olması,

- eşit iş, eşit ücret ve hizmet niteliğinin kurumlar arası denkliğinin bozulacak olması,

- yasaklanmış yayınların devletin resmi kurumlarında bulundurulmasının suç olmaktan çıkarılması,

- kamu hizmetinin karlılık ölçeğinde değerlendirilmesi sonucu tüccar zihniyetinin hakim kılınması,

- Sözleşmeli, ücretli çalıştırma yanında kısmi zamanlı (part-time) çalışmanın getirilmesi, kamuda hizmet kiralamaya geçilmesi,

- kısmi çalışanların sağlık güvencelerinin de kısıtlanması,

- memurların tanımlanan “üst disiplin amiri” kavramı ile, memuru çalışma ortamında tanıma olanağı bulunmayan kaymakam ve valiler eliyle denetlenecek olması,

- memurların kurumlar arasında kiralanacak, ödünç alınıp-verilecek olmasıdır.

TORBA TASADA UNUTULANLAR

Torba Yasada bulunması gereken, hem parlamento hem de çoğu sendika tarafından unutulmuş haklar ise;

Kamu çalışanlarına grevli toplu sözleşme hakkının teslimi, toplu sözleşmenin hiçbir hakeme bırakılmayacak şekilde kesin kabul edilmesi, sözleşmeli personelin kazanılmış hakları korunarak asaleten kadroya geçirilmeleri, atama bekleyen öğretmenlerin KPSS şartı aranmaksızın atanmaları, kamu personeli ihtiyacına uygun bir istihdam politikası doğrultusunda bazı eğitim fakültelerinin kapatılması ya da dönüştürülmesi, özellikle yaygın eğitim içinde sürekli olarak hizmet kiralanan usta öğreticilere kadro tahsis edilmesi, alan dışı istihdamın yasaklanması, sağlık özründe bir takvime bağlı olmaksızın, eş ve eğitim özründen senede iki defa ilçe emrine atama yapılması, eşit işe eşit ücret ilkesinin yasalaşması, okul nöbetlerinin ücretlendirilmesi, ikili eğitim verilen kurumlar ve yatılı okulların idarecilerine hizmet tazminatı ödenmesi, okul idarecilerinin liyakat ölçeği üzerinden değerlendirilip, uygun adaylar arasından kurum personelinin seçimiyle göreve getirilmesi, vekaleten idareci olma süresinin 6 ayla sınırlandırılması, disiplin suçlarının sicilden silinmesi için gereken sürenin suçun vasfına göre 3 ila 5 yıl arasında olması, kamu görevlilerinin siyasi partiye üye olma, demeç verme yasaklarının kaldırılması, stajyer kamu çalışanına da sendikalı olma hakkının verilmesi, eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin 1 maaş tutarında sabitlenerek akademik personele de verilecek şekilde yasalaşması, her türlü mazeret izninin “iş günü” üzerinden hesaplanması, tüm kamu çalışanlarının görev tanımlarının yapılması ve angaryanın yasaklanması, yardımcı hizmetler sınıfındaki personele ek gösterge verilmesi ve görevde yükselmelerinin kolaylaştırılmasıdır.

Memurlar.Net
 
E

Erdem Uygar

Guest
Çok merak ediyorum; kamudaki engelli kontejanı dolacak mı?
 
F

Fırtına

Guest
Torba Tasarının Genel Kurulda Geçen Engelliler İle İlgili Maddeleri

ÖZÜRLÜ SINAV MERKEZİ YAPILACAK;

657 sayılı kanunda yapılan ilk değişiklik, bugüne kadar yapılamayan bir uygulamaya ilişkindir. BNugüne kadar her kamu kurumu özürlü sınavını kendisi yapmakta idi. Yapılan yeni düzenlemeye göre bu sınav artık merkezi yapılacak, yerleştirme de merkezi yapılacaktır. Bu şekilde, özürlülerin il il, sınav sınav dolaşması uygulaması bitecektir.

Ayrıca daha önce yüzde 3'ün hesaplanmasında taşra teşkilatı dahil kadro sayısı esas alınamktaydı. Yeni düzenlemede, yurt dışı kadroları, dolu kadro hesaplamasının dışında tutulmuştur. buna göre, kamu kurumları yurt dışında özürlü personel çalıştırmak zorunda olmayacaktır.

MADDE 102- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 50 nci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış, 53 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Özürlü personel çalıştırma yükümlülüğü;

MADDE 53- Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında özürlü çalıştırmak zorundadır. %3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (yurtdışı teşkilat hariç) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.

Özürlüler için sınavlar, ilk defa Devlet memuru olarak atanacaklar için açılan sınavlardan ayrı zamanlı olarak, özürlü kontenjanı açığı bulunduğu sürece özür grupları ve eğitim durumları itibarıyla sınav sorusu hazırlanmak ve ulaşılabilirliklerini sağlamak suretiyle merkezi olarak yapılır veya yaptırılır.

Özürlü personel çalıştırma yükümlüğünün yerine getirilmesinin takip ve denetimi ile özürlülerin Devlet memurluğuna yerleştirilmesinden Devlet Personel Başkanlığı sorumludur. Özürlü açığı bulunan kamu kurum ve kuruluşları bir sonraki yıl için alım yapacakları özürlülere ilişkin taleplerini her yılın Ekim ayının sonuna kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirmek zorundadır. Devlet Personel Başkanlığı kurum ve kuruluşların bildirimi üzerine, özürlü kontenjanlarına yerleştirme yapabilir veya yaptırabilir.

Özürlülerin memurluğa alınma şartlarına, merkezi sınav ve yerleştirmenin yapılmasına, eğitim durumu ve özür grupları dikkate alınarak kura usulü ile yapılacak yerleştirmelere, özürlülerin görevlerini yürütmelerinde hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceğine, kamu kurum ve kuruluşlarınca özürlü personel istihdamı ile ilgili istatistiksel verilerin bildirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.”

ÖZÜRLÜLERİN ÇALIŞMA SAAT VE SÜRELERİ KURUMLARCA BELİRLENEBİLECEK;

“Ancak özürlüler için; özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım şartları göz önünde bulundurulmak suretiyle günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile öğle dinlenme süreleri merkezde üst yönetici, taşrada mülki amirlerce farklı belirlenebilir.

memurlarnet
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Gölbaşı'nda Torba Yasa Tasarısı Protesto Edildi

Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde, kESK üyeleri, torba yasa tasarısını protesto etti.

Eğitim-Sen Gölbaşı Şubesi Başkanı Harun Uçar, 75. Yıl Meydanı'nda düzenlenen, SES temsilciliği üyeleri, CHP İlçe Başkanı Ramazan Vuruşkan ve milletvekili aday adayları ile öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşların katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Gölbaşı'nda da torba yasa tasarısına karşı çıktıklarını söyledi.

Uçar, AK Parti hükümetinin, neoliberal politikalar doğrultusunda işverene her türlü kolaylık sağlarken emekçilerin ücretlerini düşürmek, engellilerin istihdamını azaltmak, çalışma saatlerini yükseltmek, kamu emekçilerinin sürgüne yollanmasının önünü açmak, esnek çalışmayla iş güvencesini kaldırmak, kamuda kadrolaşmayı ve biat kültürünü yaygınlaştıracak rekabetçi bir anlayışın hakim olduğu bir yapı inşa etmekte olduğunu ileri sürdü.

Tasarıda çalışma ve sağlık, toplu eylem, grev ve sendika hakkı başta olmak üzere birçok sosyal ve ekonomik hakları ciddi ölçüde ihlal eden maddeler bulunduğunu, yeni yasaklar ve baskıları kapsadığını savunan Uçar, şunları kaydetti:

"Demokratik ve katılımcı ülkelerde yasalar siyasi partiler, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanırken, ülkemizde yasalar son yıllarda alelacele, hiçbir siyasi parti ve sivil toplum örgütünün görüşü dikkate alınmadan, kamuoyunda tartışılmadan çıkarılmaktadır. Yapılan düzenlemelerin hiçbiri kamuoyu gündemine alınmamış, tartışılmamıştır. Adeta yasama kurnazlığı yapılarak bu önümüze milli iradenin tecellisi diye konulmak istenmektedir."

AA
 
F

Fırtına

Guest
Vergi indirim belgesi

1 Ekim 2008 öncesi işe başlamış olan engellilerden, erken emekli olabilmeleri için sağlık raporu yanında bir de vergi indirim belgesi isteniyor. Ancak pek çok engelli, % 40 ve üzeri özürlü raporu alabildiği halde, vergi indirim belgesi alamayabiliyor. Bu durum binlerce engelli için mağduriyetlere sebep olabiliyor. Maalesef torba kanunda bu soruna çözüm getiren bir düzenleme yer almıyor.

Sadettin Orhan
 

arslan

Üye
Üye
Katılım
Şub 25, 2011
Mesajlar
36
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
63. madde idi herhalde bir araştırayım...
 
F

Fırtına

Guest
ayhan,
63. madde yi buldum..

Tasarının, engellilerin karşı çıktığı 63. maddesi şöyle;

''İşin niteliği veya teminde güçlük nedeniyle işyerlerinde özürlü çalıştırma konusunda güçlük yaşayan işverenler; başka işverene ait işletmelerde, kurulan ortak işletmelerde veya özürlü çalıştırmak amacıyla kurulan işletmelerde ilk defa işe alınan özürlülerin ücretlerini karşılayarak özürlü çalıştırma zorunluluğunu yerine getirebilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, işverenin başvurusu üzerine işin niteliği veya teminde güçlük nedeniyle işyerinde özürlü çalıştırma konusunda güçlük yaşanıp yaşanmayacağını karara bağlar.''

Ayva, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada ise bu düzenlemeden sonra bir şirketin, ''ben işimin niteliği nedeniyle özürlü çalıştıramıyorum, başkası benim yerime özürlü alsın, ben de maaşını ödeyeyim'' diyebileceğini belirtti.

Lokman Ayva, ''Özürlüler cumhuriyetinin ilk harcı mı atılıyor? Bu düzenleme sonrasında, 'özürlüler, artık bizimle değil, özürlüler için kurulmuş şirketlerde çalışacaksınız', bazı belediyeler de 'biz şehri özürlülere uyduramadık, bari özürlüleri ayrı bir şehre gönderelim' denilecek'' ifadesini kullandı.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst