- Katılım
- May 19, 2010
- Mesajlar
- 240
- Tepkime Puanı
- 0
- Puanları
- 0
Engelli olmak sosyal demokrat olmak ve AKP li olmak bu üç kelime öbeği ilk bakışta birbirlerinden çok kopuk ve anlamsız gelebilir. Fakat biraz irdelendiğinde hiç de öyle olmadığını anlayacaksınız.
Sosyal demokratlık yada ‘sol’ görüş her zaman ezilenin yanın da olmuştur. Ve fakat son 20 yıldır (özellikle Türkiye’de) sol fraksiyon bu özelliğini kaybetti. Siyaseti yakından takip edenler sol partilere verilen oyların orta sınıf yada alt sınıf diye tabir edilen belirli ekonomik kriterlerin altında olan kişiler yerine (tabiri caizse) tuzu kuru zengin kesimden oy aldıklarını gösteriyor.
Aslında bu bile sol partilerin kendi tabanını kaybettiğini daha doğrusu yoksul ve ezilen kesimin dertlerini görmezden gelerek onların sorunlarına çözüm üretemediği için ve dahası yoksulun ezilenin sözcüsü olmaktan çıktıklarının göstergesidir.
Hayatta hiçbir şey boşluk kabul etmediği gibi siyasette de hiçbir şey boşluk kabul etmiyor. Yoksul ve ezilen kesimin sözcülüğünü sol partiler bırakınca sağ partiler özellikle AKP sazı eline aldı ve bu kesimin sözcüsü oldu. Nitekim AKP nin aldığı oylar incelenirse genellikle kenar mahalle ve kendini ezilmiş olarak gören hisseden ve ekonomik acıdan sıkıntı içerisinde olan kesimden oy aldığını görülecektir. Bu oy dağılımı tezimizi doğruluyor zaten.
Şimdi tekrardan başa dönelim engelli olmak, sosyal demokrat olmak ve AKP li olmak arasında ki bağa bir nebze daha yaklaşalım. Evet sol görüşlü bir insanım fakat sol partiler söylemlerinde beni tatmin etmiyor bu yüzden kendisini sağ parti diye ifade eden fakat söylem bazında sol söyleme yakın hatta icraatları bakımından bunuda ispatlayan bir sağ partiye “AKP’ye” kendimi daha yakın hissediyorum
Ve bir engelli olduğum için ezilen yok sayılan biri olduğum içinde benim dertlerime sıkıntılarıma mevcut siyasi partiler içerisinde çözüm üretebilecek tek parti olarak AKP yi görüyorum.
Zira şimdiye kadarki iktidarlar içerisinde engellilere en fazla hakkı bu dönemde AKP vermiştir. Tabi bu tamamen benim fikrim. Yanılıyor olabilirim ama birinin çıkıp ta bu yanılgımı ispatlaması gerek.
Sosyal demokratlık yada ‘sol’ görüş her zaman ezilenin yanın da olmuştur. Ve fakat son 20 yıldır (özellikle Türkiye’de) sol fraksiyon bu özelliğini kaybetti. Siyaseti yakından takip edenler sol partilere verilen oyların orta sınıf yada alt sınıf diye tabir edilen belirli ekonomik kriterlerin altında olan kişiler yerine (tabiri caizse) tuzu kuru zengin kesimden oy aldıklarını gösteriyor.
Aslında bu bile sol partilerin kendi tabanını kaybettiğini daha doğrusu yoksul ve ezilen kesimin dertlerini görmezden gelerek onların sorunlarına çözüm üretemediği için ve dahası yoksulun ezilenin sözcüsü olmaktan çıktıklarının göstergesidir.
Hayatta hiçbir şey boşluk kabul etmediği gibi siyasette de hiçbir şey boşluk kabul etmiyor. Yoksul ve ezilen kesimin sözcülüğünü sol partiler bırakınca sağ partiler özellikle AKP sazı eline aldı ve bu kesimin sözcüsü oldu. Nitekim AKP nin aldığı oylar incelenirse genellikle kenar mahalle ve kendini ezilmiş olarak gören hisseden ve ekonomik acıdan sıkıntı içerisinde olan kesimden oy aldığını görülecektir. Bu oy dağılımı tezimizi doğruluyor zaten.
Şimdi tekrardan başa dönelim engelli olmak, sosyal demokrat olmak ve AKP li olmak arasında ki bağa bir nebze daha yaklaşalım. Evet sol görüşlü bir insanım fakat sol partiler söylemlerinde beni tatmin etmiyor bu yüzden kendisini sağ parti diye ifade eden fakat söylem bazında sol söyleme yakın hatta icraatları bakımından bunuda ispatlayan bir sağ partiye “AKP’ye” kendimi daha yakın hissediyorum
Ve bir engelli olduğum için ezilen yok sayılan biri olduğum içinde benim dertlerime sıkıntılarıma mevcut siyasi partiler içerisinde çözüm üretebilecek tek parti olarak AKP yi görüyorum.
Zira şimdiye kadarki iktidarlar içerisinde engellilere en fazla hakkı bu dönemde AKP vermiştir. Tabi bu tamamen benim fikrim. Yanılıyor olabilirim ama birinin çıkıp ta bu yanılgımı ispatlaması gerek.
