Fetret devri 1402-1413

ibrahim ylmz

Üye
Üye
Katılım
Kas 27, 2012
Mesajlar
196
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Yıldırım Bayezid’in,Ankara Meydan Savaşında Timur Hana esir düşmesinden sonra dağılan Osmanlı birliğinin, 1413 yılında, Birinci Mehmed Han tarafından yeniden sağlanıncaya kadar geçen devresine verilen addır. Konu ile ilgili videoyu izleyebilirsiniz.


Yıldırım Bayezid’in ölümünden sonra, geriye altı oğlu kaldı. Bunlar Emir Süleyman ile, İsa, Mehmed, Mustafa, Musa ve Kasım Çelebiler idi. Ankara Savaşından, yanında büyük kuvvetlerle ayrılan Emir Süleyman süratle Bursa’ya geldi ve ailesi ile çocuklarını yanına alarak Gelibolu’ya gitti. Burada İmparator Manuel ile bir antlaşma yaptı. Anadolu sahilindeki bazı adalar ile Silivri, Selanik ve Teselya’yı Bizanslılara terk ediyordu. Bu suretle Rumeliye geçen Emir Süleyman, Edirne’de hükümdar ilan edildi. Aynı zamanda Venedik ve Cenevizlilerle de ticari antlaşmalar yaptı.
Timur Han, Emir Süleyman’a taç ve hil’at göndererek onu kendisine bağlamaya muvaffak oldu. Emir Süleyman ince ruhlu, ilim ve sanat erbabının hamisi olan bir zattı. Ancak babasının azim, irade ve enejisine malik değildi. Bu itibarla devleti bir idare altında toplamak suretiyle Osmanlı birliğini kuramadı.

Ankara Savaşından sonra Balıkesir taraflarında gizlenen İsa Çelebi,Timur Hanın İzmir’e doğru gittiği sırada, Bursa’ya geldi. Daha sonra Timur Hanın muvafakatını da alarak, burada bir müddet oturdu. Ancak Timur Han Semerkand’a dönerken, Yıldırım Bayezid’in tabutunu Musa Çelebi’ye vererek türbesine defnedilmek üzere gönderdi. Böylece büyük bir kuvvetle Bursa’ya gelen Musa Çelebi, İsa’yı kaçırttı ve hükümdarlığını ilan etti. Ancak kuvvet toplayan İsa Çelebi’nin yeniden gelerek Bursa’ya hakim olmasından sonra, Musa Çelebi Germiyanoğlu’nun yanına kaçtı.
Ankara Savaşında ihtiyat kumandanı olarak görev yapan Mehmed Çelebi ise, savaşın kaybedileceğini anlayınca, bin kadar askeriyle Amasya’ya doğru çekilmişti. O sırada Amasya’da Timur Hanın tayin ettiği Kara Devletşah bulunuyordu. Şehre ani bir baskın yapan Mehmed Çelebi, Kara Devletşah’ı öldürttü ve eski sancağına yeniden hakim oldu. Çelebi Mehmed Amasya’da bulunduğu sırada Canik, Tokat,Niksar ve Sivas taraflarına hakim olmaya çalıştı ve buna da muvaffak oldu. Bu havalideki isyancı beylerden Kubadoğlu, Gözleroğlu, Köpekoğlu ve Mezid Beyi ortadan kaldırdı. Bu arada Mehmed Çelebi, babasını esaretten kurtarmak gayesiyle Kütahya’ya casuslar göndermişti. Timur Hanın esirleri arasında bulunan Firuz Paşa da onlara yardım etmekteydi.Yer altında tünel kazarak Yıldırım Bayezid’in yanına varmak isteyen fedailer planlarının görülmesi üzerine yakalandılar ve öldürüldüler. Çelebi Mehmed bir kez daha aynı gaye ile faaliyete geçti ise, Timur Hanın güvenlik kuvetlerini
arttırması ve bu arada Firuz Beyi de öldürtmesi ile bir netice alamadı.

Mehmed Çelebi aynı zamanda Osmanlı birliğini sağlamak yolunda ilk teşebbüslere girişti. İsa Çelebi’ye haber göndererek birleşmelerini istedi. Ancak red cevabı aldı. Bu durum üzerine iki kardeşin kuvvetleri Ulubat önlerinde karşılaştı. Sert geçen muharebeden sonra İsa Beyin kuvvetleri dağıldı. Böylece Bursa ile İznik’i ele geçiren Mehmed Çelebi, hükümdarlığını ilan etti. Bundan sonra Germiyanoğlu’na haber gönderen Mehmed Çelebi, ondan, Musa Çelebi’yi kendisine göndermesini istedi ve bu isteği derhal yerine getirildi. Bu sırada kardeşi Süleyman’ın yanına kaçan İsa Çelebi ondan aldığı yardımlarla yeniden Bursa üzerine yürüdü. Bu arada Çelebi Mehmed’le anlaştığını söyleyerek Bursa’ya kolayca girmeyi düşündü ise de,Bursa halkı müdafaa tertibatı aldı. Bu durum üzerine Bursa’yı yakmaya kalkışan İsa Çelebi, Çelebi Mehmed’in gelmesi üzerine, karşısına çıktı. Yine muvaffak olamadı ve İsfendiyar Beyin yanına kaçtı. Daha sonra Çelebi Mehmed’in elinde bulunan Ankara’yı almak isteyen İsa Çelebi, Gerede Muharebesinde üçüncü defa mağlub oldu ve Kastamonu’ya sığındı. İsa Çelebi ard arda gelen mağlubiyetlere rağmen, taht iddiasından vazgeçmedi. Aydınoğlu Cüneyd Beyin yanına giderek böylece bir defa daha şansını denemeğe karar veren İsa Çelebi, Eskişehir’e kadar geldi.Ancak yapılan muharebeyi kaybederek savaş meydanında öldürüldü.
Edirne’de bulunan, Emir Süleyman,Çelebi Mehmed’in faaliyetlerini yakından takib etmekteydi. İsa Çelebi’nin son hareketinde başarılı olamayarak öldürülmesinden sonra Çelebi Mehmed’e daha fazla hazırlanmak imkanı vermek istemediğinden süratle Anadolu’ya geçti ve Bursa’yı rahatlıkla aldı.Çelebi Mehmed ise Süleyman’a karşı koyamayacağını anlayarak Amasya’ya çekildi. Daha sonra Ankara’ya gelen Emir Süleyman burasını da kendisine bağladı ve bütün Osmanlı ülkesine hakim olmuş bir hükümdar gibi davranmaya başladı.

Bu sırada Çelebi Mehmed diğer Anadolu beylikleri ile ittifak kurma arzusundaydı. Lakin bu teşebbüsünde tam bir başarıya ulaşamayınca, biraderi Musa Çelebi ile anlaştı ve ona kuvvet vererek Rumeliye geçirtti. Böylece Musa Çelebi ile Emir Süleyman’ı karşı karşıya getirmiş oluyordu. Musa Çelebi’nin Rumeliye geçmesinden endişelenen Emir Süleyman, süratle Edirne’ye döndü.Mehmed ile Musa çelebi arasındaki antlaşmaya göre, eğer Musa mücadeleden galip çıkarsa, Çelebi Mehmed’in hükümdarlığını tanıyacaktı. Mehmet Çelebi ise onu askeri bakımdan destekleyecekti. Bu sırada Anadolu’da serbest kalan Mehmed Bey rahatlıkla Ankara, Bursa havalisine, yani Anadolu’da Osmanlıların elinde kalan topraklara sahip oldu.

Karadeniz yoluyla Eflak’a gelen Musa Çelebi kendisine burada da müttefikler bulmakta gecikmedi. Eflak Prensi Mirça, Sırp despotunun kardeşi Vuk Brankoiç ve Bulgar Boyarları kendisine kuvvet verdiler. Buna karşılık Emir Süleyman da Bizans İmparatoru tarafından destek görüyordu. Çatalca yakınlarında yapılan iki kardeşin mücadelesinden galip çıkan Emir Süleyman oldu. Savaş esnasında komutanlarından Vuk’un Emir Süleyman tarafına geçmesi, sonucu büyük ölçüde etkiledi. Bu ihaneti cezasız bırakmayan Musa Çelebi ilk fırsatta Vuk’u ortadan kaldırdı.Savaştan mağlub çıkan Musa Çelebi azim ve cesaretini kaybetmeyerek yeniden güçlü bir birlik kurmaya çalıştı. Bu arada ağabeyisinin gafletinden de faydalanarak kuvvetlerini arttırdı. Musa Çelebinin bir daha karşısına çıkamayacağını zanneden Emir Süleyman büyük bir rahatlık içerisindeydi. Bu vaziyetten en iyi şekilde faydalanmaya bakan Musa Çelebi, Edirne üzerine ani bir baskın yaparak şehri ele geçirdi. Emir Süleyman kaçmaya muvaffak oldu ise de Musa Çelebi’nin peşine taktığı adamlar tarafından yakalanarak öldürüldü (1410). Cesedi Bursa’ya gönderilerek Çekirge’de büyük babası Murad Hüdavendigar’ın yanına gömüldü. Hükümdarlığı sekiz sene yedi ay kadardır. Emir Süleyman, muharebelerde fevkalade şecaatıyle ve cömertliği, ilim adamlarını himayesiyle meşhur olmuştu. Edirne Sarayı onun zamanında alim, şair ve sanatkarlarla dolmuştu. Ahmedi ve Mevlid yazarı Süleyman Çelebi bunlardandır.

Musa Çelebi, Edirne’ye sahip olduktan sonra, daha önce Mehmed Çelebi ile yapmış olduğu antlaşmaya riayet etmeyerek hükümdarlığını ilan etti. Adına akçe kestirdi. Böylece mücadele sahnesinde yalnız iki kardeş kalmıştı. Bunlardan Mehmed Çelebi Anadolu’ya, Musa Çelebi ise Rumeliye hakim ve sahip idiler. Bu arada hayatta olan diğer Şehzade Mustafa Çelebi’yi Timur Han Anadolu’dan ayrılışı esnasında yanında götürmüştü.

Biraderi Mehmed Çelebi’nin Anadolu’da ne derece bir kuvvete sahip bulunduğunu iyi bilen Musa Çelebi onunla mücadeleye girişmekten çekindi. Fakat, vakit geçirmeden Rumeli bölgesinde fütuhat hareketine başladı. Gönderdiği kuvvetler Sitirya Yarımadasına kadar geldiler. Yine Emir Süleyman’la olan mücadelesinde kendisine cephe alan Sırp Despotu Stefan’ın üzerine yürüyerek Noveberda şehrini ele geçirdi. İsyan eden Vidin Bulgar Prensine baş eğdirdi. Nihayet biraderi Süleyman’ın Bizanslılara terk ettiği Karadeniz sahilindeki şehirleri ve Tselya’yı aldıktan sonra İstanbul’u kuşattı (1411). Endişeye düşen İmparator kendi yanında bulunan Emir Süleyman’ın oğlu Orhan Çelebi’yi serbest bıraktı. Selanik ve Tselya taraflarına giden Orhan Çelebi’nin hükümdarlık iddiasına kalkması üzerine İstanbul kuşatmasını muvakkaten (geçici) kaldıran Musa Çelebi hızla Selanik üzerine
yürüyerek Orhan’ın kuvvetlerini dağıttı ve Selanik’i kuşattı. Bu arada İstanbul’a yapılan tazyiki de sıklaştırdı. Bu durum üzerine İmparator Manuel, Çelebi Mehmed’le ittifak etmekten başka çare bulamadı.MehmedÇelebi’ye kuvvet vermeyi vadeden ve onu koruyacağına söz veren İmparator, onun Rumeliye geçmesini sağladı. MehmedÇelebi gelişinin dördüncü günü Çatalca’nın İnceğiz köyü mevkiinde Musa Çelebi ile yaptığı muharebede mağlub ve yaralı olarak az bir kuvvetle Anadolu’ya geçti.

Musa Çelebi bu muvaffakiyetlerine rağmen Rumeli’deki Beyleri tarafından gün geçtikçe yalnız bırakılıyordu.Çünkü onun daha önce Emir Süleyman tarafında bulunan Üsküp SancakBeyi Paşa Yiğit ve meşhur akıncı kumandanı Evrenos Beyle diğer komutanlara karşı soğuk ve itimatsız davranışı, bu beyleri aleyhine çevirdiği gibi, bazı ehliyetsiz kimseleri iş başına getirmesi de memnuniyetsizliklere yol açmıştı. Onun için bu beyler el altından Çelebi Mehmed’e haberler göndermeye başladılar. Rumeli’deki durumunun lehine döndüğünü anlayanÇelebi Mehmed, Dulkadirlilerden de yardım alarak otuz bin kişilik bir kuvvetle tekrar Rumeliye geçti (1413).Çelebi Mehmed Edirne’ye yaklaştıkça Rumeli Beylerinin kuvvetleri ordusuna ekleniyordu. Bu defa MehmedÇelebi’ye karşı koyamayacağını anlayan Musa Çelebi,Bulgaristan’a çekildi. Yanında Beylerbeyi Mihaloğlu MehmedBeyle Umur Beyden başka büyük beylerden kimse kalmamıştı.Vize tarafında Musa Çelebi’nin öncü kuvvetleri mağlub edildi. İki ordu Filibe yakınında karşı karşıya geldi ise de, Mehmed Çelebi müttefiklerin tamamını beklediğinden geri çekildi. Nihayet Paşa yiğit, Barak Bey, Tırhala Beyi Sinan Bey ile EvranosBey’in de kendisine katılmasıyla Tuna’ya doğru çekilmekte olan Musa Çelebi’nin karşısına geçtiler.Sofya’nın güneyinde Çamurlu Derbend denilen mevkide meydana gelen muharebede Musa Çelebi fevkalade cesaretle harp etti ise de, zaten az olan kuvvetleri dağıldılar. Yaralı olarak kaçan Musa Çelebi bir bataklığa düştü ve yakalanarak öldürüldü. Cenazesini Bursa’ya göndererek babasının yanına defnettiler.
Musa Çelebi’nin Rumeli’de hükümdarlığı üç seneden azdır.

Artık Mehmed Çelebi, Osmanlı Devletinin başında yalnız kalmıştı. Böylece Fetretdevri denilen ve hemen hemen on bir yıl süren kardeşler mücadelesi bitmiş, parçalanan birlik yeniden sağlanmıştı. Çelebi Mehmed tahta geçtiğinde yirmi dört yaşında bulunuyordu. Her şeye rağmen Osmanlı Devletinin prestiji ve gücü Fetret devrinde de kendisini gösterdi.İstanbul, Yıldırım Bayezid devrinden daha şiddetli bir biçimde muhasara edildi. Bu arada diğer Anadolu Beylikleri ise, Timur sayesinde varlıklarına kavuştular. Ancak her biri, bu güçlü Osmanlı Şehzadesinin tarafını tutarak hayatiyetlerini devam ettirmeye çalıştılar.

Sözlükte "fetret devri" ne anlama gelmektedir,?
1. Osmanlı devletinde, ankara savaşı'ndan (1402) sonra yıldırım beyazıt'ın oğulları arasında taht kavgalarının sürdüğü on bir yıllık dönem.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst