Gebelikte ilaç kullanımına dikkat

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Bebek bekleyen anne adaylarına, gebelikte ilaç kullanımına dikkat etmeleri, saç boyası ve perma gibi işlemlerden kaçınmaları uyarısı geldi


Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde anne adaylarını bilgilendirmek için düzenlenen ''Gebelikte İlaç Kullanımı'' konulu toplantıda uzmanlar gebelikte alınan ilaçların bebeğe geçme yolları, bu dönemde ilaç kullanımının sınıflandırılması, yanlış ilaç kullanımının zararları, hangi ilacın ne zaman kullanılması gerektiği konularında bilgiler verildi.

Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ümit Göktolga, ''gebelikte ilaç kullanılmamalı'' ya da ''her ilaç kullanılabilir'' gibi genellemelerin yanlışlığına işaret etti.

Hekim kontrolünde, uygun dozda kullanılabilecek ilaçlar bulunduğunu bildiren Göktolga, ''Gebeliğin her dönemi ilaç kullanımı açısından ayrı özelliklere sahiptir. Bunlar içerisinde ilk üç ay (1.Trimaster) en önemli olan dönemdir'' dedi.

Op. Dr. Ömer Lütfi Tapısız da, gebelikte ilaç kullanırken çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Özellikle gebeliğin ilk ayında ilaç kullanımında ''ya hep ya hiç'' kuralının geçerli olduğunu vurgulayan Tapısız, ''Yani bir aylık bir gebe ilaç kullandığında ya bebeğe hiçbir zarar vermez, ya da düşüğe neden olur. Türkiye'de gebelik sırasında ilaç kullanım oranı çok yüksek. Gebelik sırasında reçeteli ya da reçetesiz ilaç kullanma oranı yüzde 90 düzeyinde'' şeklinde konuştu.

Gebelikte ilaç kullanımı nedeniyle ya da kimyasallara maruz kalınmasının bebekte oluşabilecek anomalilerin önlenmesi için doktor onayı olmadan ilaç alınmaması uyarısında bulunan Tapısız, ''Oluşabilecek anomaliler çocuğun hayatı boyunca taşıyacağı olağan dışı bedensel ve zihinsel gelişim bozukluklarını içerebilir. Anne adayının bu anormalliklerin sorumlusu olmaması gerekir'' dedi.

''SAÇ BOYALARINA DİKKAT''

Op. Dr. Şadıman Altınbaş ise anne adaylarının ağrı kesicileri kullanırken çok dikkat etmeleri gerektiğini bildirdi.

Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların hekime danışılmadan alınmamasını öneren Altınbaş, ''Eğer ağrı kesici kullanılması gerekiyorsa parasetamol içerikli ilaçlar tercih edilmeli'' tavsiyesini dile getirdi.

Gebelikte gerekli durumlarda antibiyotik kullanılabileceğini, ancak bunun dozunu ve süresini hekimin belirlemesi gerektiğini vurgulayan Altınbaş, diğer kimyasallarla ilgili de şunlara dikkati çekti:

''Anne adayları gebeliğin ilk üç ayında bitkisel içerikli de olsa kesinlikle saç boyası kullanmamalı, saç düzeltme ve perma gibi işlemleri yaptırmamalıdırlar. İlk üç aydan sonraki dönemde bitkisel içerikli saç boyaları kullanılabilir. Kozmetik kullanımında hiçbir yöntem kesin güvenilir değildir.''

AA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Gebelikte İlaç Kullanımı Bebekte İşitme Sorununa Yol Açabiliyor

Hamilelik sürecinde kullanılan kimi ilaçların, gebelikte geçirilen enfeksiyonların, doğumda sorun yaşanmasının, bebeğin yoğun bakımda yatmasının, bebekte özür bulunmasının işitme kaybı açısından önemli risk faktörleri olduğu belirtildi.

Uzmanlar, çocukluk döneminde menenjit, sarılık, yüksek ateşli hastalık ya da havale geçirilmesinin, iç kulağa zararlı ilaç kullanımının ve aile öyküsü bulunmasının ileri dönemde işitme engelinin gelişmesi açısından risk doğurduğunu belirterek, bu tür çocukların, 6 yaşına kadar belirli aralıklarla hekim kontrolünden geçmesi gerektiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesi Kulak-Burun-Boğaz (KBB) Klinik Şef Yardımcısı Doç. Dr. Ali Özdek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye`de her yıl ortalama 1 milyon 300 bin bebek dünyaya geldiğini, doğan her bin bebekten 3`ünün işitme engelli olduğunu söyledi.

Erken teşhisle bebeklerin yüzde 90`ından fazlasının tedavi edilebildiğini vurgulayan Özdek, ailelerin bebeklerine mutlaka işitme taraması yaptırtması gerektiği uyarısında bulundu.

Özdek, işitme taramalarının, üniversite ve devlet hastanelerinde ücretsiz olarak yapıldığını hatırlatarak, işitme kaybının genellikle genetik kaynaklı olduğunu belirtti. Anne adayının gebelik döneminde kullandığı ilaçların da bebekte işitme kaybına neden olabildiğine dikkati çeken Özdek, “Hamilelik sürecinde kullanılan kimi ilaçlar, gebelikte geçirilen enfeksiyonlar, doğum sırasında yaşanabilen sorunlar, bebeğin doğum sonrası yoğun bakımda yatması, bebekte özür bulunması da işitme kaybı açısından önemli risk faktörleridir“ dedi.

Gebelik döneminde mutlaka hekime danışarak ilaç alınması gerektiğini belirten Özdek, anne adayının enfeksiyon hastalığıyla karşılaşması durumunda hekim kontrolünde tedavi olmasının önemine işaret etti.

Özdek, bebeklik sonrasında çocukluk döneminde de menenjit, sarılık, yüksek ateşli hastalık ya da havale geçirilmesi, iç kulağa zararlı bir takım ilaçlar kullanılmasının ileri dönemde işitme engelinin gelişmesi açısından risk faktörü olduğunu belirterek, “Ailede doğuştan işitme kaybı olan kişiler bulunması da doğumdan sonraki yıllarda işitme kaybı gelişme riskini artırır. Bu tür çocukların 6 yaşına kadar belirli aralıklarla hekim kontrolüne gitmeleri gerekmektedir“ diye konuştu.

ÇOCUK, BİR YAŞINDA ÇEVREDEKİ SESLERE TEPKİ VERMELİ

Sağlık Bakanlığı Ulusal Yenidoğan İşitme Taraması Bilim Kurulu üyesi olarak da görev yapan Özdek, işitme kaybı olan bir kişinin duyamadığı gibi konuşabilme becerisine de sahip olamadığını ifade ederek, bunun kişinin tüm ömrü boyunca sağlığını ve yaşam kalitesini bozan bir engel olduğunu söyledi.

Özdek, işitme kaybının, kişinin konuşma ve lisan gelişimini etkileyen ciddi bir sorun olduğuna dikkati çekerek, bebeğin konuşabilmesi için, çevredeki sesleri mutlaka net olarak duyabilmesi gerektiğini bildirdi. Özdek, “Dilsizlik gibi bir durum söz konusu değildir, sadece duyamamak buna neden olmaktadır. Duyamayan bir çocuk, dil kabiliyeti gelişmediği için konuşma yeteneği de kazanamaz. Eğer bebeğe doğumdan sonraki 1-2 ay içinde tanı konulur ve gerekli önlemler alınırsa, bebeğin normal büyümesi ve dil gelişimini tamamlaması sağlanabilir“ diye konuştu.

Gelişimi normal devam eden çocuk için konuşma becerisi açısından iki yaşın kritik bir dönem olduğunu belirten Özdek, bebeğin doğuştan itibaren çevredeki sesleri duyarak büyüdüğünü ve iki yaşında konuşmaya başladığını anlattı.

Anne-babanın bebeklerinin doğuştan itibaren verilen seslere tepkisini kontrol etmesi gerektiğini ifade eden Özdek, sağlıklı çocukların da dil ve lisan gelişmelerinin takip edilmesinin önemine değindi. Özdek, şunları kaydetti:

“Çocuk, bir yaşına geldiğinde çevredeki seslere tepki vermeli, ismiyle seslenildiğinde dönüp bakmalı, anne-baba-dede gibi kelimeleri çıkartabilmeli.
İki yaşına geldiğinde 40-50 kelimelik konuşma haznesine sahip olmalı. `Susadım, su ver` gibi iki kelimelik cümleler kurabilmeli. Üç yaşına geldiğinde ise kendisini ifade edecek daha fazla kelimenin yer aldığı cümleleri konuşabilmeli. Bunlarda aksama varsa işitme kaybı açısından incelenmesi için hekime başvurulmalı.“

turkax
 
Tekerlekli Sandalye
Üst