Gönül Gözü Görünce

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
GÖNÜL GÖZÜ GÖRÜNCE
“Gıız, Haccee! Haydi gel gayri bitmedi mi oyunun?”
“Geliyorum anne! Körebe oynuyoruz Selma’ylaa”
“Körebe mii? Körlüğe mi hevesleniyonuz gız kör olasıcalar, haydi çabuk gel bakiim eve.”
İçi bir tuhaf olmuştu. Bu nasıl bir bedduaydı, bir anne yavrusuna nasıl yapardı bunu?
Gözleri bir anda köz düşmüş gibi yanmaya başlamıştı.

“Kör olasıcalar!”
“Kör olasıcalar!
“Kör olasıcalar!


Bu söz bir uğultu halinde kafasına ha bire çarpıyor, oradan da tüm vücuduna can yakıcı bir sancı halinde yayılıyordu. Başı dönmeye, dizlerinin bağı çözülmeye başlamıştı.
“Oturacak bir yer var mı Ayşe?” diyebildi bitkin bir halde.

Sorumluluk, şefkat ve merak duygusu ile Huriye’nin yüzüne bakan Ayşe şaşırıp kalmıştı.
“Huriye, nooldu kız sana böyle, yüzün yaprak gibi solmuş” diyerek oturacak bir yer aramaya başlamıştı bile telaş içerisinde.
Şehrin kenar mahallelerine doğru çıkmış oldukları ve Ayşe’nin gördüklerini espriyle karışık bir dille anlatmaya, tasvir etmeye çalışarak keyifli bir hale getirmeyi hedeflediği bu gezinti zehir olmuştu birdenbire. Oturdukları büyükçe bir taş üzerinde dalıp gitmişti, arkadaşının sorularını duymuyordu bile. Gayri ihtiyari olarak peşine düşmüş olduğu “Kör olasıcalar” sözü mazinin karanlık girdaplarına sürüklemeye yetmişti yine. O gün bu gündür sönmek bilmeyen yürek ışığıyla kapkaranlık hayatını aydınlatabilmek için biteviye çırpınan annesi olmasa o karanlıkta saplanıp kalması işten bile değildi o günlerde.

“Huriyem, mahzun meleğim,” demişti bir gün annesi saçlarını müşfik elleriyle okşayarak.
DEVAMI
 
Tekerlekli Sandalye
Üst