Gülizar'ın Oyu

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,506
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Öykünün Adı: GÜLİZAR’IN OYU

Yazar: ABUZER ALTUNTAŞ

Yazarın Özgeçmişi:
1977 yılında Adıyaman Merkez’e bağlı Dandırmaz köyünde doğmuşum. İlköğrenimi burada bitirdim. Ortaokulu Durukaynak Ortaokulu’nda tamamladım. Liseyi Adıyaman Anadolu Öğretmen Lisesi’nde tamamladım. Lisans öğrenimi için 1996 yılında İzmir’e geldim. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği bölümünde lisansımı tamamladım. Şanlıurfa’ya öğretmen olarak 2000 yılında atandım. 2002 yılında yükseklisans öğrenimi için tekrar İzmir’e geldim. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yöneticiliği ve Deneticiliğini bitirdim. İzmir’in Konak ilçesinde 8 yıl görev yaptım. Şu an Yunanistan/ Batı Trakya’da geçici görev yapmaktayım. Evliyim ve bir kızım bulunmaktadır.

GÜLİZAR’IN OYU adlı öyküden kısa bir bölüm:

Güneş ışınları çardağa vuruyordu. Çardakta serili iki yatak vardı. Çardak dört direk üstüne kurulmuş yüksekçe bir yerdi. Tahtalardan yapılmıştı. Etrafı bir çarşafla dolanmıştı. Ön tarafına bir tahta merdiven dayatılmıştı. Merdivenden inip çıkılıyordu. Merdivenin hemen dibinde bir yatak seriliydi. Çardağın gölgesi çökerdi yatağın üzerine. Güneş yatağa geç vururdu.
Merdiven dibindeki yatağa doğru yönelen tavuklar vardı. Tavuklar yatağın üzerinde geçerken Gülizar uyandı. Gözlerini araladı. Üstündeki çardağı fark etti ve günün aydınlandığını gördü. Yana dönünce tavukları fark etti.
Yavrularım, beni mi bekliyordunuz. Durun ben kalkarım.
Yatakta önce doğruldu. Avluda annesinin ateş yakmış olduğunu gördü. Kız kardeşi ile birlikte tandır da ekmek yapıyorlardı. Hamur yoğurmuşlar. Kız kardeşi yufkaları açıyor yumurta sürüyordu. Annesi tandırın içine yerleştiriyordu. Tandır kokusu Gülizar’ın burnuna kadar geldi.
Beni niye uyandırmadınız, diye seslendi.
Acelen yoktu. Biraz daha fazla uyumanı istedik diye cevap verdi Nur. Kız kardeşi nur on sekizine yeni girmişti. Genç, güzel, ince, esmer biri yapısı vardı.
Olsun, ama tavuklarım acıkmıştır, dedi.
Gülizar yerinden doğrularak çardağın bir ayağından tutarak ayağa kalktı. Üstünü başını düzeltti. Orada bulunan sopasını alarak avlunun içine doğru yürümeye başladı. İçerden bir tabak alarak buğday torbasını açtı ve doldurdu. Bir elinde sopası, bir elinde tabakla avluya doğru yürüdü. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst