Haçlı Seferleri

ibrahim ylmz

Üye
Üye
Katılım
Kas 27, 2012
Mesajlar
196
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Haçlı Seferleri, Haçlı Savaşları ya da Haçlı Akınları, 1095-1270 arasında, Avrupalı Katolik Hıristiyanların, Papanın talebi ve çesitli vaatleri üzerine, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri akınlar.
Yaklaşık 2 yüzyıllık bu dönem içinde, Haçlı orduları tarafından bazı değişik amaçlarla da çeşitli seferler düzenlenmiştir: Bizans'ın elindeki Konstantinopolis üzerine yapılan Dördüncü Haçlı Seferi, kuzey ve güney Avrupa'daki Katolik olmayan halklara karşı düzenlenen seferler vb. gibi.


Gelişimi

Clermont Konsili (1095)
11. yüzyıla gelindiğinde Türkler Müslümanlığı kabul ederek Batı'ya göç etmeye başlamışlar, Büyük Selçuklu Devleti'ni kurarak Orta Doğu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdi. O döneme kadar İslam dünyasıyla büyük çaplı bir çatışmaya girmemiş olan Avrupalılar 1071 yılında Bizanslıların Malazgirt Muharebesi'nda uğradıkları yenilgi üzerine büyük bir telaşa düştüler. Anadolu'nun kapıları bir kez daha Türklere açılmış ve Türkler Konstantinopolis'in yakınlarına kadar ilerleyerek Nikaia (İznik)'te Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurmuşlardı.
Bizans Imparatoru I. Aleksios Komnenos, Papa II. Urbanus'tan Türklere karşı yardım istedi. Böylece zaten Kudüs'teki Hıristiyanlığın kutsal topraklarının Müslümanların kontrolünde olmasından hoşnut olmayan Avrupalılar arasında haçlı seferi düşüncesi oluştu. Papa II. Urbanus 18 Kasım - 28 Kasım 1095 tarihleri arasında Fransa'nın Clermont kentinde bir Clermont Konsili toplayarak Avrupa'nın liderlerini Müslümanlarla savaşa çağırdı. Bu çağrıya cevap veren ordular 1097 yılında ilk defa Anadolu'ya girerek Birinci Haçlı seferini başlattılar
Haçlı Seferleri Hakkında Bilgi.jpg
Birinci Haçlı Seferi, (1096-1099) Avrupalı Haçlılar açısından çok başarılı oldu. Avrupalı Haçlıların bu saldırısına hazırlıksız yakalanan Müslümanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıç Arslan İznik'i haçlılara vermek zorunda kaldı. Aynı yılın Temmuz ayında Eskişehir yakınlarındaki Dorileon Muharebesi'nde Haçlılara yenildi. Ekim ayında Haçlılar Antakya'yı kuşattılar. Bir seneye yakın süren bir kuşatma sonunda Antakya Haçlıların eline geçti. 1099 yılında Haçlılar Kudüs'ü kuşattılar. 15 Temmuz'da Kudüs düştü. Haçlılar Kudüs'de büyük bir katliamla tüm Müslüman Kudüslüleri öldürdülerr. Birinci Haçlı seferi sonucunda Haçlılar başta Kudüs'te Kudüs Krallığı olmak üzere Orta Doğu'nun çeşitli kentlerinde irili ufaklı Haçlı Devletleri kurdular.
Birinci Haçlı Seferi'nden sonra 10'a yakın Haçlı Seferi yapıldı. Ancak bunlardan hiçbiri başarılı olamadı. Orta Doğu'da güç kazanan çeşitli Müslüman Devletler zamanla Haçlı Devletleri'ni birer birer ele geçirdiler. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü Haçlılardan geri alması büyük bir dönüm noktası oldu. 13. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Haçlıların Orta Doğu'daki varlığı sona ermişti. 14. yüzyıldan itibaren Avrupalıların Müslümanlara karşı saldırılarını Osmanlı Devleti göğüslemeye başlayacaktı.
Nedenleri

1095-1272 yılına kadar geçen dönemde başlıca sekiz Haçlı Seferi gerçekleşmiştir. Bunların nedeni, icraat ve sonuçları kısaca şöyledir:
Ticaret: Uzakdoğu ile Avrupa arasındaki ticaretin ana hattı olan Ortadoğu'da Müslümanların kontrolünü kırmak ve ticaret yollarını ele geçirmek istemeleri.
Dinsel inanç: Batı Avrupalı Hristiyanlar'ın, dinlerince kutsal sayılan Kudüs ve Filistin'i Müslümanlardan geri almak istemeleri.
Papa'nın Katoliklere, Müslümanlarla savaşmaları durumunda cennet vaadinde bulunması.
Papa ve din adamlarının güçlerini arttırmak istemeleri.
Fransa'da ortaya çıkan Kluni tarikatının Hıristiyanları Müslümanlara karşı kışkırtması.
Müslümanlardan kaynaklanan korku ve endişe: Büyük Selçuklu Devleti ve onun ordularının Bizans ve Avrupayı tehdit etmesi.
Şövalye ve senyörlerin macera ve yeni topraklar istemeleri.
Avrupa'da toprak elde edemeyen soyluların toprak arzusu.
Avrupa'nın içinde bulunduğu yoksulluk.
Avrupalıların Doğu'nun zenginliklerini ele geçirmek istemesi.

Bugün pek çok tarihçi ve araştırmacı, ticaret yollarının kontrolünün, Haçlı Seferleri'nin esas nedeni olduğunu, diğer nedenlerin ise bu akınların yardımcı nedenleri olduğunu kabul eder.
Birinci Haçlı Seferi 1095-1099
Ana madde: Birinci Haçlı Seferi


Kudüs'ün düşmesi


Kutsal Toprakların Fethi amacıyla başlatılan Birinci Haçlı Seferi'ndeki Antakya (Antiokheia) Kuşatması'nın (Ekim 1097-Haziran 1098) temsili maketinde Haçlı şövalyeleri.
Birinci Haçlı Seferi (1095-1099) katılan orduların miktarı ve sonuçları bakımından en önemli olan Haçlı Seferidir.[1] Bu sefer 1095 yılında Clermont'da toplanan kilise konsiliinde Papa II. Urban (Urbanus) ve fanatik Keşiş Piyer (Pierre L'Ermit) tarafından teşvik edilmiştir. Bu sefer genellikle dalga dalga gelen bazıları sırf din aşkına savaşmayı gözüne alan çeşitli sınıftan halktan oluşan bir güruh halinde; diğerleri ise çok düzenli soylu kişiler tarafından profesyonel askerî birlik şeklinde komuta edilen ordularla gerçekleştirilmiştir.
Birinci Haçlı Seferi'nin genel olarak üç ana safhadan oluştuğu kabul edilir.[1]
Bunlardan ilkine Halkın Haçlı Seferi denilmiştir ve daha çok din aşkina savaşmayi göz almişlardan oluşmuştu ve başlarında fanatik dindar Keşiş Piyer bulunmaktaydı. Bu grup Yalova civarında Selçuklu orduları tarafından yenilip imha edildi.[1]
İkinci gruba Baronlarin Haçli Seferi adı verilebilir; çünkü Avrupa soyluları tarafından komuta edilmiş ve profesyonel ağır zırhlı şövelyelerle donanmıştı. Komutanları arasında Aşağı Loren'li Godfrey de Bouillon, kardeşi Boulogne'lu Baudouin, kuzeni Bourg'lu Baudouin, Normandi Dükü Robert, Norman Taranto'lu Boemondo ve kuzeni Tancred, Toulouse Kontu IV. Raymond St Gilles, Flandra Kontu II. Robert, Fransız kralının kardeşi Vermandois'lı Hugh gibi Fransa'nın, Burgundi'nin ve Güney İtalya'nın önemli soylulari bulunmaktaydı. Avrupa'nın belirtilen alanlarında bu ordular toplanmaktayken özellikle Almanya'da Yahudiler aleyhine bir büyük pogrom başlatıldı. Bu Haçlı orduları iaşe ve hayvan yemi bulmak için yolları yakınlarında bulunan yerleşkelere büyük zararlar vermeye başladılar. Örneğin Macaristan'da verdikleri zararlar dolayisiyla iktidardaki güçler bu Haçlı ordularına hucümlar yaptı. Bu Haçlı ordusu Bizans İmparatoru tarafından Balkanlarda iaşe satın almak için pazarlar, kamp alanı ve çoğu Türkçe konuşan Peçenek asıllı paralı askerlerden oluşan Bizans ordusu tarafından refakat sağlanarak kontrol edilmeye çalışıldı. Kafile kafile Konstantinopolis'e erişen bu grup Haçlı ordusunda bulunan soylu Haçlı komutanlar Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos'a sadakat yemini ettiler ve ellerine geçirecekleri eski Bizans topraklarini tekrar Bizans idaresine vereceklerine and içtiler. Bu Haçlı ordusu Bizans tarafindan Anadolu'ya geçirildi ve yanlarına Tatikios adlı bir Turk asıllı Bizans generali komutasinda bir Bizans refakat ve kılavuzluk ordusu verildi. Bu Haçlı ordusu mevcudu için çok değişik tahminler yapılmaktadır. İnanılır bir kaynağa göre 30.000 ile 70.000 arasinda askerden ve 30.000 asker olmayan kamp takipçisinden oluşan bu ordu[2] 10 Nisan'da yürüyüşe başlayıp önce Anadolu Selçuklu Devleti başkenti İznik'i kuşatıp eline geçirdi ve bu şehri Bizans idaresine terk etti.[1] Sonra 1 Temmuz'da Eskişehir yakınlarında Anadolu Selçuklu Sultani I. Kılıç Arslan ile Dorileon Muharebesi'ne girişti ve bu muharebeyi kazandı.[1] Bundan sonra I. Kılıç Arslan Anadolu'dan geçen Haçlı ordusu ile hiç askeri çatışmaya girmeden onların Anadolu'dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu. Bu Haçlı ordusu Anadolu'da Uluborlu (Polybotus), Yalvaç (Antioch-Pisidia), Akşehir (Philomelium), Ladik (Laodicea), Konya (Iconium), Ereğli (Hereclea), Kemerhisar (Tyana), Niğde (Augustapolis), Kayseri (Mazacha), Kahramanmaraş (Marash) yoluyla Antakya'ya indi[1]. Buradan "Boulogne'lu Baudouin" Urfa üzerine giderek buradaki yörel Ermeni kralının evlatlığı ilan edildi ve hemen sonra onu öldürüp ilk Haçlı devleti olan Edessa Kontluğu devletini kurdu.[3] Haçlı ordusu Antakya kuşatmasına başladı ve kale içinden Firuz adlı bir kişinin ihaneti üzerine, sonunda Antakya dış kalesini ellerine geçirdiler. Hemen sonra Büyük Selçuklu Devleti Musul Atabeyi Kerboğa'nın büyük ordusunu Antakya önünde yendiler. Burada da bir Haçlı devleti olarak Antakya Prensliği devletini kurdular ve Norman Beomondo ilk Antakya Prensi oldu. Haçlı ordusu Antakya'dan güneye inerek Haziran 1099da Fatimi Devleti'nin elinde bulunan kutsal şehir saydıkları Kudüs kalesi önüne geldiler ve Kudüs Kuşatması'na başladılar. 15 Temmuz'da Kutsal Kudüs'u ellerine geçirip oradaki Müslüman ve Yahudilerin hepsini öldürdüler.[3]
Orada da bir Haçlı devleti olarak Kudüs Krallığı devletini kurdular ve ilk Kudüs Kralı olarak Godfrey de Bouillon'u seçtiler.[3]
Askalon Muharebesi'inde Fatimileri yenerek Filistin'e iyice yerleştiler.[3]
Bundan bir yıl sonra da Trablus-Şam şehrini ellerine geçirerek Trablus Kontluğu kurdular.[3]
Böylece bu çok başarılı olduğu kabul edilen Birinci Haçlı Seferi'nin Baronların Haçlı Seferi safhası 1100 yılında Anadolu güneyi, Suriye, Lübnan ve Filistin'de Frank asıllı hükümdarları olan dört Haçlı devletinin kurulmasına yol açmış oldu.[1]
Birinci Haçlı Seferi'nin üçüncü safhasında ise Filistin'de yerleşen Frank Haçlı'larına destek sağlamak için 1101'de Avrupa'dan ek Haçlı seferleri yapıldı[2][3]. Bu sefer İstanbul'dan birbiri arkasından yürüyüşe geçen üç değişik sefer ordusu halindeydi:
Mayıs 1101de Italya'dan Lombardlardan oluşan Îstanbul'a Milano Piskoposu Anselm idaresinde gelen ve Kudüs'ten İstanbul (Konstantinopolis)'e donmüş olan sefere deneyimli Raymond St Gilles komutası altına geçen 20.000 kişilik Haçlı ordusu beklenmedik bir şekilde Ankara'ya yöneldi; o şehri eline geçirip oradan Niksar'a doğru yöneldi. Ağustos'da Merzifonda Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmendoğlu ordusu ile yapılan bir muharebe sonucunda bu Haçlı ordusunun 4/5u imha edildi ve kadınlar ve çocuklar esir olarak Türklerin eline geçti[3].
Haziran sonunda Nevers Kontu Giyom'un komutasinda bulunan bir Fransiz Haçlı sefer ordusu Ankara, Konya üzerinden Ereğli'ye ilerlemeye başladı. Bu Haçlı ordusu çok geçmeden bu yolu takip etmenin bir hata olduğunu anladı; çünkü önceki Baronlar Haçlı seferi yol etrafına sanki kıran getirmişti ve bu ordu iaşe ve hayvan yemi bulamamaktan bitik bir hale düştü. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmend Gazi süvari ordularıyla Merzifon'dan Ağustos sonunda gelip Ereğli'de hemen hücuma geçerek bu orduyu da hemen imha etmek imkânını buldular. Bu ordunun komutanı Nevers'li Giyom bir Türk asıllı bir Bizans askerinden (Türkopol) klavuz bularak Antakya'ya erişmeyi başardı[3].
Bu orduyu bir hafta zaman gecikmesiyle Akitanya'li Giyom idaresinde Fransizlar ve Baverya Dükü Wolf komutasina Almanlardan oluşan üçüncü bir Haçlı sefer ordusu takip etmekte idi. Bu Haçlı sefer ordusu askerleri ve asker olmayan kamp takipcileri de açlık ve özellikle susuzluktan tam harabe olarak yine Ereğli (Heraclea)'ya erişebildiler ve orada bulunduğunu gördükleri bir çaya kendilerin atıp susuzluklarini giderdiler.Ancak bu rezerv Selçuklular tarafından zehirlenmiş ve I. Kılıç Arslan ordusuyla pusuda beklemekteydi. Böylece bu üçüncü Haçlı sefer ordusu da, askerlerinin çoğu ölüp, yaşayanlar da esir alınıp, elimine edildi. Bu ordu komutanlari Akitenya'li Giyom ile Baverya Dükü Wolf şahsen Antakya'ya kaçabilmeyi başardı.[3]
Bu 1101 tarihli ek Haçlı seferi öyle korkunç ve büyük bir fiasko sonuçlandı ki, bu seferin Avrupa dünyası tarafından tümüyle hemen hemen unutulmasına yol açmıştır.[2]
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149
Ana madde: İkinci Haçlı Seferi
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149 yılları arasında gerçekleşti. Musul Atabeyi I. İmadeddin Zengi'nin 1144 yılında Urfa'yı ele geçirerek bir Haçlı devleti olan Urfa Kontluğu'na son vermesi üzerine Haçlılar Avrupa'dan yardım istediler. Almanya İmparatoru III. Konrad ve Fransa Kralı VII. Louis, ordularının başına geçerek İkinci Haçlı seferi'ni başlattılar ve Anadolu'ya girdiler.
Ancak, Anadolu Selçuklu sultanı I. Rükneddin Mesud ve Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi başta olmak üzere her yerde Türk ordularının direnci ile karşılaştılar. Sonuçta çok küçük bir birlik ile Kudüs'e ulaştılar. Birinci Haçlı Seferi sırasında kurulmuş bir Haçlı devleti olan Kudüs Krallığı'ndaki Hristiyanlarla birleşerek Suriye'yi ele geçirmek istediler. Bu girişim başarılı olamayınca ülkelerine döndüler. İkinci Haçlı Seferi ilkinin aksine Haçlılar açısından tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Üçüncü Haçlı Seferi 1189–1192
Ana madde: Üçüncü Haçlı Seferi
Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192 yılları arasında gerçekleşti. Selahaddin Eyyubi'nin 1187 yılında Kudüs'ü tekrar ele geçirmesi üzerine Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, 100.000 kışılık bir ordu ile Anadolu'ya girdi. Fransa Kralı II. Filip ve İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard Akdeniz yoluyla Akka'ya çıktılar ve şehri zaptettiler. İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard birkaç defa Küdüsü ele geçirmek için hücumda bulundu ise de Selahattin Eyyubi'nin gayet başarılı taktikleri dolayısıyla Kudüs'ü tekrar Haçlılar eline geçirmeyi başarmadı. Bu olay Selahattin Eyyubi'nin İslam aleminde önemini artırıp sevilmesine neden oldu.
Üçüncü Haçlı Seferinde Almanlar [değiştir]
Alman ordusu, 1189 Mayıs ayında Resenburg'dan yola çıktı. Friedrich Barbarosso'nun yanında vasalları ve oğlu Schwaben kontu Friedrich von Schwaben bulunuyordu. Almanların, Macaristan'dan geçişleri sorunsuz oldu. Macar kralı Bela, onlara her türlü yardımda bulundu fakat Almanlar, 23 Haziran'da Tuna'yı geçip Bizans arazisine girdiklerinde sorunlar başladı. İmparator, ülkesi içinde var olan olumsuz şartlar dolayısıyla Almanların gelişinden tereddüt içindeydi. Kıbrıs'ta ve Çukurova'da sorunlar vardı ve Anadolu'daki Türkler, çok büyük bir tehlike arz ediyorlardı. Bu yüzdendir ki, II. Isaakios'un Selahaddin Eyyubi ile anlaşması, Hıristiyanlığa zarar vermek amaçlı değil, Selçuklu yükselişine engel olmak amacına yönelikti. Fakat Kudüs'teki kutsal yerlerin himayesi Ortodoks kiliseye geçince imparator, yine de tepkilere maruz kalmıştır.
Almanlar, Alaşehir'e ulaştıklarında halk, önce Almanlara iyi davranmış fakat sonraları ordunun artçılarını soymaya çalışmıştır. Alman ordusu, Miryokefalon (Karamıkbeli) mevkiinden geçerken 3 Mayıs'ta Türklerle küçük bir çatışma yaşandı. II. Kılıcarslan, daha önce Anadolu'dan geçerken Almanlara yardım vaat etmişti. Fakat Almanları bir miktar yıpratmayı da ihmal etmedi. Açlık, susuzluk ve Türklerin okları, Almanlara kayıp verdirmeye başladı. Alman ordusu, 17 Mayıs'ta Konya'ya ulaştıklarında II. Kılıcarslan, Konya'yı kısmen boşaltmıştı. Sultanın oğlu Kutbeddin ile Haçlılar arasında şiddetli bir çarpışma yaşandı ve Friedrich Barbarosso, Konya'ya girdi ise de burada fazla kalmadı. Meram'da biraz dinlendikten sonra Almanlar, yollarına devam ettiler. Alman ordusu, Toros Geçidi'nden Silifke'ye doğru yol alırken Almanların yürüyüş haberi, Selahaddin Eyyubi'ye ulaşmıştı ve bu haberi verenler de Ermenilerdi. 10 Haziran 1190'da Silifke Ovası'na inen Haçlılar, burada büyük bir felakete maruz kaldılar. Çünkü Friedrich Barbarosso, serinlemek için girdiği nehirde boğularak öldü.

Dördüncü Haçlı Seferi 1200–1204
Ana madde: Dördüncü Haçlı Seferi
Dördüncü Haçlı Seferi 1200-1204 yılları arasında gerçekleşti. Papa III. Innocentius, Kudüs'ü kurtarmak maksadıyla; tüm Avrupa'yı sefere davet etti. Toplanan ordunun emir komutası İtalyan Bonifacio'ya verildi. Ordunun Mısır'a çıkması planlandı ve Venedik Haçlı ordusunu ücret karşılığı taşımak için özel bir filo gemi hazırladı.
Ancak Haçlılar bu nakliye ücretini karşılayamayınca bu sefere iştirak eden yaşlı Venedik Dükü Enriko Dandolo isteği ile önce Zara'ya ve sonra da Bizans İmparatorluğu tahtına geçmek isteyen sabık imparator II. İsaakios Angelos'un genç oğlu Aleksios Angelos imparatorluğa geçince ücreti karşılamak için yardım etme vaadi vermesiyle Konstantinopolis'e yöneldi. Haçlı orduları once 1203de sehri kuşattıktan sonra şehre girerek II. İsaakios Angelos ve IV. Aleksios Angelos'u imparator ilan ettirdiler ve Galata civarına geri çekilip yeni imparatorların yardımını beklediler.
Fakat yeni imparatorlar mali kaynak bulamadılar ve Konstantinopolis halkınin da Latinlerin devamlı karışmalarından hoşnutsuzluğu yüzünden isyan çıktı. Bir komplo ile
Dördüncü Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferlerinden farkı güya tek elden emir komuta altında olmasıydı ve denizden Mısır'a ve oradan Filistin'e gitmek hedefliydi. Fakat Venedik Dükü tarafindan Kudüs yerine Konstantinopolis'e yöneltildi; karışıklıklardan dolayı Konstantinopolis işgal edildi. Kuşatma sirasinda büyük bir kismi zaten yakılan şehir tümüyle talan edilip yıkıldı ve şehrin birçok kıymetli eserleri ya Avrupa'ya götürüldü veya ortadan kayıp oldu. Ortodoks Hristiyan olan Bizans İmparatorluğu yerine Frank asıllı hükümdarlar altında bir Katolik Hristiyan Latin İmparatorluğu kuruldu. Bu seferden en kazançlı çıkan Venedikliler oldu ve Akdeniz'in ve Ege Denizinin önemli liman ve adaları gemilerinin nakliye ücreti karşılığı Venedik'e verildi. Fakat bu Latin İmparatorluğu fazla yaşamadı (1204-1261).
1261 yılında Bulgarların ve Konstantinopolis'in Latinler eline geçtikten sonra Nikaia'da kurulan İznik Rum İmparatorluğu'nun hücumları sonucu yıkıldı. Bu devletin Bizans İmparatoru adını taşıyan hükümdarı VIII. Mikhail Palaiologos tekrar Konstantinopolis'e gelerek gerçek Bizans İmparatoru oldu.
Çocuk Haçlı Seferleri 1212
Ana madde: Çocuk Haçlı Seferleri
Bunların dışında 1212'de, tam doğru yorumlanmayan, sadece çocukların katıldığı bir seri Çocukların Haçlı Seferleri adı verilen seferler düzenlenmiştir. Bu seferler Fransa'da ve Almanya'da yaşayan ve Müslümanlara karşı kışkırtılıp Haçlı Seferine çıkmaya zorlanan halkın coşkusundan etkilenen çocukların organize olmalarına atıflıdır. Bu organizasyonlardan haberdar olan Papa III. Innocentius bu çocuk organizayonlarını Haçlı seferine katılmayan daha yaşlıların değersizliğini tanrının kınamasının bir nişanesi olarak yorumlamıştı. Fransa'da organize olan çocukların başında "Stephen" adlı bir çocuk bulunmaktaydı ve 30.000 kadar sayıda çocuk bu organizasyona katılmayı kabul etmişti. Almanya'da organize olan çocuk sayısı ise 7.000 civarında olup liderleri "Nicholas" adlı bir çocuktu. Bu organize olan çocuk grupları Kutsal Toprakların yakınlarına bile varamadan ortadan kaybolmuşlardır. Bir kısım çocuklar ailelerine geri dönmüşler; diğerleri yolda bulunan hristiyanların yanlarına yerleşmişler; diğerleri ya deniz kazasından ya da açlıktan ölmüşlerdir. Bir kısmını bekleyen en fena akıbet ise Venedikli tacirler tarafından Mısır'a veya Mağrıp'e götürülerek köle olarak satılmaları olmuştur.[4]
Beşinci Haçlı Seferi 1217–1222
Ana madde: Beşinci Haçlı Seferi
Öncülüğünü yeniden ele alan ve Kutsal Şehrin anahtarlarının Mısır'ın elinde olduğuna inanan Papa III. Innocentius 1213'te yeni bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu ve bu çağrı 1215 Laterano Konsilinde kabul edildi. İtalyan bu projeye karşı çekimser, Batılılarsa kararsızdı. Bunun üzerine, Kudüs Kralı Jean de Brienne, Nil deltasına doğru bir sefere çıktı (1217-1220). Bunu eski Kudüs krallığını ihya etmek için bir koz olarak kullanmak istedi. Dimyat 1219'da düşünce Kahire üzerine yürüdü. Fakat etrafı sarılınca, 1221'de Dimyat'ı kurtuluş fidyesi olarak iade etti.
Altıncı Haçlı Seferi 1228–1229
Ana madde: Altıncı Haçlı Seferi
Altıncı Haçlı Seferi Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Friedrich tarafından yapıldı. Fakat Friedrich, Papa'nın aforozuna rağmen Müslümanlarla muharebeyi kabul etmedi. Fakat II. Friedrich Eyyubiler Sultanı Kamil ile diplomatik girişimlerden sonra onunla uzlaştı. Bu anlaşma ile Latin Kutsal Kudüs Krallığı tekrar Kudüs'ü ve diğer küçük alanları kontrolü altına aldı. Bu durum 15 yıl değişmeden devam etti.
Yedinci Haçlı Seferi 1248–1254
Ana madde: Yedinci Haçlı Seferi
Altıncı ve Yedinci Haçlı Seferleri, Fransa Kralı IX. Louis tarafından sevk ve idare edildi. Mısır'da Dimyat'ı zapteden Louis, Man-sure'de yapılan muharebeyi kaybetti ve kendisi de esir düştü. Dimyat'ı geri vermek kaydıyla serbest bırakıldı ve 4 yıl sonra ülkesine geri döndü.
Sekizinci Haçlı Seferi 1268–1270
Ana madde: Sekizinci Haçlı Seferi
Fransa Kralı Sen Lui kardeşinin kışkırtmalarıyla son Haçlı Seferine çıktı. O sırada Tunus'tan kalkan Arap korsanları doğuya giden Hıristiyan gemilerine zarar veriyordu. Bu yüzden Tunus'a sefer düzenleyen Sen Lui ve ordusunun yarısı veba salgını nedeniyle öldü
turkiye-ye-karsi-hacli-seferi-kivilcimi-3314040_3828_o.jpg
Dokuzuncu Haçlı Seferi 1271–1272
Ana madde: Dokuzuncu Haçlı Seferi
Sonradan İngiltere Kralı olacak Prens I. Edwardi Fransa Kralı Sen Lui'nin Tunus'a karşi Yedinci Haçlı seferine işirak etmis ve bu seferin salgın dolayısıyla sonuçsuz kalmasından etkilenmişti ve kendi komutanliğı altında bir diğer Haçlı Seferi yapmaya yemin etmisti. 1271'de Prens I. Edward yeni bir Haçlı ordusu ile Memluk Sultanı I. Baybars'a karşı Mısır'a bir sefer duzenledi. Bu sefer de öncekiler gibi başarısız oldu ve bu Haçlıların Orta Doğu'ya duzenledikleri Haçlı Seferleri'nin sonuncusu oldu.[kaynak belirtilmeli]
Bundan sonra da Hıristiyan lideri Papa'nın organize ettiği Hıristiyan birlikleri Osmanlılara ya da diğer Müslümanlara karşı aynı zihniyette topluca savaş yapmaya devam etmişlerdir. Bunlara örnek olarak Niğbolu Muharebesi ya da Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları ya da Osmanlı'ya karşı Balkan İttifakı (Bakınız: Balkan Savaşları) örnek verilebilir. [kaynak belirtilmeli]
Yakın doğu bölgesi dışındakilere karşı Haçlı seferleri

Ana madde: Yakın doğu bölgesi dışındakilere karşı Haçlı seferleri
Katolik Kilisesi ve bu kilise hiyerarşisinin kayıtsız şartsız mutlak güçte olduğu Katoliklerce kabul olan Papalar 11. yüzyıl sonunda Yakın Doğu'da Müslümanlara karşı Birinci Haçlı Seferi ortaya çıkarttıktan sonra bunları devam ettirdikleri dönemlerde, Avrupa kıtası içinde de (ta 16. yüzyılda Protestantlığın ortaya çıkmasına kadar) Katolik kilisesine dahil olmayanları elimine etmek için bir seri silahlı mücadeleye önayak olmuşlardır. Bu Avrupa kıtasındaki Katolik Hristiyanların Katolik olmayanlara karşı dinsel nedenle yaptıkları savaşlara da "Haçlı Seferi" adı verilmiş ve bu mücadeleler ve savaşlara da dinsel nitelik tanınarak Haçlı Seferi kavramları ve terimleri kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Ren Bölgesindeki Yahudilere karşı hücumlar
Baltık bölgesi Haçlı seferleri
Wend'lere karşı Haçlı seferleri
Livonyalı'lara karşı Haçlı seferleri
Prusya'lıların Haçlı seferleri
İberik yarımadası Haçlı seferleri
Albigeois Haçlı seferi
Osmanlı Devleti'ne karşı Balkanlarda Haçlı Seferleri.
Sonuçları

Siyasi Sonuçlar
Seferler sırasında binlerce senyör ve şövalye öldü. Sağ kalanların bir kısmı da topraklarını kaybetti. Böylece feodalite rejimi zayıfladı.
Merkezi krallıklar, güç kazanmaya başladılar.
Feodalitenin zayıflamasıyla köylüler, çeşitli haklar elde ettiler.
Türklerin batıya doğru ilerleyişleri bir süre için durdu.
Bizans, Batı Anadolu'daki toprakların bir kısmını ele geçirdi.
Haçlılar ile yapılan mücadeleler, İslam Dünyası'nı, Moğol saldırıları karşısında güçsüz bıraktı.
Avrupalılar, İslam Medeniyeti'ni yakından tanıdılar.
Ekonomik Sonuçlar
Doğu-batı ticareti gelişti.
Marsilya, Cenova, Venedik gibi Akdeniz limanları önem kazandı.
Avrupalılar, dokuma, cam ve deri işleme sanatını öğrendiler.
Papaların ve kralların seferlere mali destek sağlamak için İtalyan bankerlerine başvurmaları, bankacılığı geliştirdi.
Avrupa'da hayat standartları yükseldi. Ticaretle uğraşmaya başlayan şehir halkı, zenginleşerek burjuva sınıfını oluşturdular.
Anadolu, Suriye ve Filistin, ekonomik bakımdan zarar gördü.
Teknik Sonuçlar
Avrupa pusula, barut, kâğıt ve matbaanın yanında matematikle de tanışmış ve dolayısıyla Rönesansın kapısı aralanmıştır.
El-Harezmi'nin özellikle cebir üzerine eserleri Avrupaya götürülmüş ve bu sayede Avrupalılar ikinci dereceden denklemleri nasıl çözmeleri gerektiğini görmüşlerdir.
Yine El-Harezmi'nin eserleri sayesinde Avrupalılar sıfır sayısı ile tanışmıştır ki bu daha sonradan yapısında sıfır'ı barındırmayan Roma Rakamlarının elenmesini ve bunun yerine bugün bütün dünyanın kullandığı ve Arap rakamları olarak adlandırdığı (0,1,2,3,4,5,6,7,8,9) rakam sisteminin kullanılmaya başlanmasını beraberinde getirmiştir (İngilizcedeki "Zero" ve Almancadaki "Ziffer" ifadeleri Arapçadaki sıfır ifadesinden türetilmiştir).
El-Harezmi'nin bütün Batı bilim dünyasına etkisi o kadar büyük olmuşturki ALGEBRA kelimesi bir kitabının başlığındaki "Al-Jabr" kelimesinden, ALGORİTMA ifadesi ise onun isminin değişik telaffuzundan türetilmiştir.
Bizans'ın eserleri Avrupa'ya kaçırıldı.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst