Hayatımın Fırsatı

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Sınıfta bir tek o kalmıştı.Arkadaşları sınavlarını çoktan bitirmiş çıkmışlardı.O ise hala yazmaya devam ediyordu.Sorulara baktı.Hepsinin cevaplarını bilip de yazamamak ne kadar kötüydü. Bunları düşünürken kalem birden elinden fırladı ve yere düştü.Hemen eğildi aldı kalemi. Öğretmeni yoğunlaştığı telefonundan kafasını kaldırıp yüzüne baktı.Bir an göz göze geldiler. Çok korktu.Öğretmenin kağıdını isteyeceğini düşündü.Neyse ki öğretmen başını ters ters sallayıp telefonuna yeniden daldı.Çocuk derin bir oh çekti.
Ama çok geçmeden korktuğu şey başına geldi.Öğretmeni artık beklemekten sıkılmıştı.Bir den ayağa kalktı ve ona doğru gelmeye başladı.Kaşları çatılmıştı.
-Hadi be,daha ne kadar bekleyeceğim!
-Az kaldı öğretmenim gerçekten.
Yazma hızını arttırmaya başladı.Ama bu seferde yazısının okunaklığı azalmıştı.Yapacağı bir şey yoktu.En azından öğretmeni bir şeyler bildiğini anlardı.Bunları düşünürken en son isteyeceği şey oldu.Kalem yeniden elinden fırladı.Yere düştü.Çocuk öğretmeninin yüzüne baktı ve o an işin sonuna geldiğini anladı.Çünkü öğretmen büyük bir hışımla yerinden kalktı. Nerdeyse koşar adımla yanına geldi ve kağıdı önünden alıverdi.
-Yeter bu kadar zaman sana!
-Siz nasıl isterseniz.
İtiraz etmesinin bir faydası yoktu.Bunları daha önce de yaşamıştı.O yüzden çaresizce başını büküp eşyalarını toplamaya başladı.Eşyalarını topladıktan sonra dışarı çıkmak üzere kapıya doğru yürüdü.Kapının kolunu tuttu.Tam kapıyı açacaktı ki arkasından öğretmeninin sesini işitti.
-Bu kadar zamanda bu kadar mı yapabildin?
Hiçbir şey demedi.Kapıyı birden açıp dışarı çıktı.Okuldan çıkıp eve doğru yürümeye başladı. Bir yandan da düşünüyordu.O soruları ona sözlü olarak sorsalar uzun uzun anlatırdı.Hem de en ince ayrıntısına kadar.Bunu öğretmenine de söylemişti ama öğretmeni yazılı sınav yapmakta inat etmişti.O da istemez miydi arkadaşları gibi kalemi büyük bir ustalıkla tutup inci gibi yazı yazmayı ama olmuyordu işte.O bir spastikti.Elleri kolları titrer kalemi,defteri özenle tutamazdı,sık sık kasıntılar yaşardı,zorla yürürdü.Ama o böyle olmasından dolayı mutsuz değildi.Kendiyle barışalı çok olmuştu.Ailesi ona ihtiyacı olan tüm desteği veriyordu. Arkadaşları ilk başlarda onunla dalga geçmişlerdi ama zaman geçtikçe onun kendilerinden farklı olmadığını anlamışlar aşağılayıcı şekilde dalga geçmekten vazgeçmişlerdi.Şimdi de dalga geçiyorlardı ama artık geçilen dalgalara kendi de gülüyordu.Hatta geçen gün bir arkadaşı ona ağır bir şaka yapmıştı.O da bu şakaya çok gücenmişti ama arkadaşı onu üzdüğünü anladığında gelip yanağından öpmüş ve özür dilemişti.Yani zor bir hayatı yoktu ama öğretmeni ona çevresindekiler gibi davranmıyordu.Sınıfta bulunmasından gayet rahatsız gözüküyordu.Onun verdiği cevapları duymazlıktan geliyor arkasını dönüyordu.Not tutmaya yetişemediği için öğretmeninden ses kayıt cihazı kullanmasına izin vermesini istemişti ama öğretmeni buna izin vermemişti.Neyse ki arkadaşları imdadına yetişmişti.Tuttukları notları onunla paylaşmışlardı.Bunları düşünürken eve varmıştı.Ailesi eve geç geleceğini biliyordu. Sınav günleri hep geç gelirdi.Kapıyı çaldı ve annesinin kapıyı açmasını beklemeye koyuldu.

Birkaç gün sonra… DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst