F
Fırtına
Guest
ÇOCUKLARININ GÖZÜ-KULAĞI;
Anneler, engelli çocuklarının en büyük varlıkları... Görmeyen gözleri, tutmayan elleri, engelsiz yarınlar için yürekleri onlar... İnançla, azimle, insanların ‘o kötü bakışları’na aldırmadan sarıp sarmalarlar evlatlarını..
AYAK PARMAKLARIYLA;
İrlandalı Christy’nin annesi de bunlardan biriydi. Minik oğlunun sadece sol ayağının parmaklarında hayat belirtisi vardı. Önce ona okumayı öğretti sonra ayak parmaklarıyla yazmayı. Gün geldi o çocuk, dünyanın dev yazarları arasına girdi.
HAYATI FİLM OLDU;
Yazar ve ressam Christy Brown 1932 yılında İrlanda’da doğdu, 1981 yılında öldü. Sadece sol ayağını kullanarak çok sayıda kitaba imza attı. Hayat hikâyesini anlattığı Sol Ayağım kitabında annesine sık sık teşekkür etti. Dünya edebiyatının ustaları arasına giren Brown’un hayatı da filmlere konu oldu.
Bu hafta bir haber yerine hayatı roman olan bir adamın hikâyesini anlatacağız size... Küçük Christy’nin azmini Türkiye Çocuk dergisinde A. Sırrı Arvas anlatmış. Biz de aynen sizinle paylaşıyoruz;
“İlk bakışta o bildiğiniz beyin felçli çocuklardan biridir. Doktorların da, onu gören başkalarının da düşüncesi, onun bir geri zekâlı olduğudur. İyileşmesi mümkün değildir. Yalnız annesi, o yürekli kadın, oğlunun geri zekâlı olduğuna, iyileşmeyeceğine asla inanmaz. Bu inancı ispatlamak için çalışır hep; ama ilgilenmesi gereken beş küçük çocuğu daha vardır. Christy’nin sol ayağının parmaklarından başka canlılık gösteren bir yeri de yoktur. Beş yaşına geldiği halde yeni doğmuş bir bebek kadar acizdir.
ÖZGÜRLÜĞÜN ANAHTARI;
Bir gün, kara bulutları dağıtacak bir ışık belirir. Yürekli annenin çabaları ödüllendirilir sanki.. Soğuk bir aralık öğleden sonrasında, Christy, yattığı yerden kardeşleri Mona ve Paddy’nin oyunlarını seyrediyordu. Kardeşlerinin önünde duran tebeşir; o sarı, parlak, ince çubuk ilgisini çeker. Sol ayağı ile davranır, tebeşiri alır ve ne yaptığını düşünmeden yerdeki tahtaya bir şeyler karalar. O saat evdekiler şaşkınlıktan donakalmıştır. Buna en çok sevinen doğal olarak annesidir.
Çocuğuna yaklaşır ve; “Sana bununla ne yapacağını öğreteceğim Chris” der.. Tebeşirle yere bir ‘A’ harfi çizer ve ondan aynısını yapmasını ister. Chris beceremez önce; üçüncüde başarır. Bir ‘A’ harfi yazar. Annesi gözyaşlarını salıverir. Bu ikisinin zaferidir. Christy için artık, ‘zihnine kendini ifade etme şansı verecek şey’ başlamıştır. Bu bir tek harf, zihinsel özgürlüğün anahtarı olur Christy için..
Ama şunu hemen söyleyelim ki, her şey sandığınız kadar kolay olmayacaktır. Zaman zaman vazgeçecek olur, herşeyi boşlar.. İşte o zamanlarda annesini hep yanı başında bulur. Annesi tutar kaldırır onu.. Sabırla, Christy’ye alfabenin tüm harflerini belletir.. Geceleri oturup hikâyeler okur ona.. Çocuk alfabeyi söker nihayet. Artık kelimeler yazabilmektedir.
Sol ayak parmakları arasına kıstırdığı kurşun kalemle defterine adını ilk yazdığı gün mutluluğuna diyecek yoktur..
On yaşlarındayken ikinci bir ışık yakalar hayatına.. Bu kez de kardeşinin boya kutusuna göz koyacaktır. Yine annesinin yardımıyla suluboya resimler yapmaya başlar, sol ayak parmaklarını kullanarak.. 12 yaşında, Sunday Independent gazetesinin düzenlediği bir resim yarışmasına katılır ve kazanır. Gazetede boy boy fotoğrafları yayımlanır ve bu yaşlarda ‘aşk’ denilen kavurucu duyguyu tatmaktan da geri kalmaz..
Christy, 17 yaşlarında artık yazmanın lezzetine varmıştır. Durmadan yazar.. Denemeler, dramlar hatta romanlar yazmaya soyunur. Yeni bir tedaviye başlar. Doktoru ona okumayı tavsiye eder, Derken Londra’ya gider. Tedavide yeni bir kapı açılır. Yalnız bir şartla; sol ayağını kullanması yasaklanır. Rejimli bir hayat bekliyordur artık onu.. Dublin’de bir klinikte uzun süre kalacaktır. Az buçuk konuşmaya başlar burada.. Yazma işini kardeşi üstlenmiştir. Christy söyler, kardeşi yazar... Böylece 400 sayfalık bir roman çıkar..
BİR DEV DOĞUYOR;
Tedavi ile artık Christy’ye sol ayağını kullanma izni de çıkmıştır. Onun için büyük bir dönüm noktasıdır bu.. Sürekli yazar ve resim yapar. Tek ayağıyla ortaya çıkardığı eserler dünya çapında tanınmasına sebep olur. Ve sadece İrlanda edebiyatına değil, dünyanın en ünlü yazarları arasına yazdırır adını..
Christy Brown’ın hikâyesini merakla okudunuz değil mi?
Engelli birinin bunu yenip dünya edebiyatının devleri arasına nasıl girdiğini görmek müthiş bir hikâye..
Anneler, hiçbir sanatın anlatamayacağı güzellikleri ile “A” harfini bir sol ayakta zafere dönüştürebiliyorlar.”
Anneler, engelli çocuklarının en büyük varlıkları... Görmeyen gözleri, tutmayan elleri, engelsiz yarınlar için yürekleri onlar... İnançla, azimle, insanların ‘o kötü bakışları’na aldırmadan sarıp sarmalarlar evlatlarını..
AYAK PARMAKLARIYLA;
İrlandalı Christy’nin annesi de bunlardan biriydi. Minik oğlunun sadece sol ayağının parmaklarında hayat belirtisi vardı. Önce ona okumayı öğretti sonra ayak parmaklarıyla yazmayı. Gün geldi o çocuk, dünyanın dev yazarları arasına girdi.
HAYATI FİLM OLDU;
Yazar ve ressam Christy Brown 1932 yılında İrlanda’da doğdu, 1981 yılında öldü. Sadece sol ayağını kullanarak çok sayıda kitaba imza attı. Hayat hikâyesini anlattığı Sol Ayağım kitabında annesine sık sık teşekkür etti. Dünya edebiyatının ustaları arasına giren Brown’un hayatı da filmlere konu oldu.
Bu hafta bir haber yerine hayatı roman olan bir adamın hikâyesini anlatacağız size... Küçük Christy’nin azmini Türkiye Çocuk dergisinde A. Sırrı Arvas anlatmış. Biz de aynen sizinle paylaşıyoruz;
“İlk bakışta o bildiğiniz beyin felçli çocuklardan biridir. Doktorların da, onu gören başkalarının da düşüncesi, onun bir geri zekâlı olduğudur. İyileşmesi mümkün değildir. Yalnız annesi, o yürekli kadın, oğlunun geri zekâlı olduğuna, iyileşmeyeceğine asla inanmaz. Bu inancı ispatlamak için çalışır hep; ama ilgilenmesi gereken beş küçük çocuğu daha vardır. Christy’nin sol ayağının parmaklarından başka canlılık gösteren bir yeri de yoktur. Beş yaşına geldiği halde yeni doğmuş bir bebek kadar acizdir.
ÖZGÜRLÜĞÜN ANAHTARI;
Bir gün, kara bulutları dağıtacak bir ışık belirir. Yürekli annenin çabaları ödüllendirilir sanki.. Soğuk bir aralık öğleden sonrasında, Christy, yattığı yerden kardeşleri Mona ve Paddy’nin oyunlarını seyrediyordu. Kardeşlerinin önünde duran tebeşir; o sarı, parlak, ince çubuk ilgisini çeker. Sol ayağı ile davranır, tebeşiri alır ve ne yaptığını düşünmeden yerdeki tahtaya bir şeyler karalar. O saat evdekiler şaşkınlıktan donakalmıştır. Buna en çok sevinen doğal olarak annesidir.
Çocuğuna yaklaşır ve; “Sana bununla ne yapacağını öğreteceğim Chris” der.. Tebeşirle yere bir ‘A’ harfi çizer ve ondan aynısını yapmasını ister. Chris beceremez önce; üçüncüde başarır. Bir ‘A’ harfi yazar. Annesi gözyaşlarını salıverir. Bu ikisinin zaferidir. Christy için artık, ‘zihnine kendini ifade etme şansı verecek şey’ başlamıştır. Bu bir tek harf, zihinsel özgürlüğün anahtarı olur Christy için..
Ama şunu hemen söyleyelim ki, her şey sandığınız kadar kolay olmayacaktır. Zaman zaman vazgeçecek olur, herşeyi boşlar.. İşte o zamanlarda annesini hep yanı başında bulur. Annesi tutar kaldırır onu.. Sabırla, Christy’ye alfabenin tüm harflerini belletir.. Geceleri oturup hikâyeler okur ona.. Çocuk alfabeyi söker nihayet. Artık kelimeler yazabilmektedir.
Sol ayak parmakları arasına kıstırdığı kurşun kalemle defterine adını ilk yazdığı gün mutluluğuna diyecek yoktur..
On yaşlarındayken ikinci bir ışık yakalar hayatına.. Bu kez de kardeşinin boya kutusuna göz koyacaktır. Yine annesinin yardımıyla suluboya resimler yapmaya başlar, sol ayak parmaklarını kullanarak.. 12 yaşında, Sunday Independent gazetesinin düzenlediği bir resim yarışmasına katılır ve kazanır. Gazetede boy boy fotoğrafları yayımlanır ve bu yaşlarda ‘aşk’ denilen kavurucu duyguyu tatmaktan da geri kalmaz..
Christy, 17 yaşlarında artık yazmanın lezzetine varmıştır. Durmadan yazar.. Denemeler, dramlar hatta romanlar yazmaya soyunur. Yeni bir tedaviye başlar. Doktoru ona okumayı tavsiye eder, Derken Londra’ya gider. Tedavide yeni bir kapı açılır. Yalnız bir şartla; sol ayağını kullanması yasaklanır. Rejimli bir hayat bekliyordur artık onu.. Dublin’de bir klinikte uzun süre kalacaktır. Az buçuk konuşmaya başlar burada.. Yazma işini kardeşi üstlenmiştir. Christy söyler, kardeşi yazar... Böylece 400 sayfalık bir roman çıkar..
BİR DEV DOĞUYOR;
Tedavi ile artık Christy’ye sol ayağını kullanma izni de çıkmıştır. Onun için büyük bir dönüm noktasıdır bu.. Sürekli yazar ve resim yapar. Tek ayağıyla ortaya çıkardığı eserler dünya çapında tanınmasına sebep olur. Ve sadece İrlanda edebiyatına değil, dünyanın en ünlü yazarları arasına yazdırır adını..
Christy Brown’ın hikâyesini merakla okudunuz değil mi?
Engelli birinin bunu yenip dünya edebiyatının devleri arasına nasıl girdiğini görmek müthiş bir hikâye..
Anneler, hiçbir sanatın anlatamayacağı güzellikleri ile “A” harfini bir sol ayakta zafere dönüştürebiliyorlar.”