Huz mâ safâ, da'mâ keder

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
Beş yıllık hasret doktorun leblerinden dökülen “Gözünüz aydın” sözüyle nihayetlenmişti. “Hamilesiniz” lafı günlerce kulaklarımda uğuldadı. İnanamıyordum. Hayal kurarken gerçekleşebileceğini unutuyor olmalıyız. Eşime sıkıca sarıldım. Gözlerinde okuduğum şaşkınlıkla karışmış mutluluktu. İlk iş annemi aradım. Çok sevindi. “Kızım hemen sadaka verin.” diye tembihledikten sonra “Şimdilik sarı, yeşil ve beyaz patikler öreyim.” diye ekledi. Şaşkındım. İçimde benden biri…

Eşim adadığımız kurbanı kesmeye gitti. Ben sevdiğim herkesi aradım. Şükür namazının ardından Rabbime el açıp şükrettim. Eşimle yaptığımız uzun sohbetlerin ana teması bebeğimizin cinsiyetinin üzerine yaptığımız tahminlerdi. Bana sezdirmek istemese de oğlu olsun istiyordu. Rahmetli babasının adını vereceği aslan gibi bir oğlan. Benim için önemli olansa sağlıklı bir bebeği kucağıma alabilmekti. Acaba nasıl bir anne olacaktım? Sabrımla tanır beni etrafımdakiler. Şüphesiz evladıma da sabır ve şefkatten bir bahçe sunacağım. Çocuğumuzun cinsiyetini merak edişimiz dört ay kadar sürdü. Doktor “Oğlunuz olacak.” dediğinde eşim sevincini gizlemekte pek başarılı olamadı. İsmi de belliydi artık yavrumuzun. “Hasan” Güzel demekti. Dedesinin adıyla yaşayacaktı oğlum.

DEVAMI ....
 
Tekerlekli Sandalye
Üst