- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
Çağımızın artık yaşa bağlı olmaktan çıkan ve önemli ölüm nedenlerinden olan kalp krizinin çalışma hayatında da sıkça görülmeye başlandığı, günümüzdeki tıp teknolojisi gelişmesine rağmen kalp krizlerinin nedeninin doyurucu olarak açıklanamadığı, bu yüzden kalp krizinin iş kazası niteliği belirlenirken, sosyal güvenlik hukuku düzenlemelerine hâkim olan sosyal hukukun çalışanları koruyucu ilkeleri ile sigorta düşüncesine öncelikle önem verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kalp krizinin iş kazası sayılabilmesi için öncelikle meydana gelen olayın kural olarak tazminat hukukuna göre kaza sayılması gerekmektedir. Kazanın ise, kazaya uğrayana göre dışarıdan meydana gelen bir etki sonucu ortaya çıkması gerekmekte, iş kazasını doğuran dış etkenin ise çalışma şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmaması olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinde önem arz etmemektedir. Çünkü işyerinde meydana gelen bir kazanın Sosyal Güvenlik Kurum Mevzuatı anlamında iş kazası kabul edilmesi için kazanın işyerinde ve sigortalının işverenin emrine amade iken olması yeterli ve gerekli olduğu, işyerinde işverenin emri altında olmak normal hayat şartlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşyerinde işin yapılmadığı zamanlar da bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Sigortalının işverenin emri olmaksızın tatilde veya mesai saatleri dışında işyerinde işle ilgisi olmayan keyfi davranışlarda bulunurken kazaya uğraması halinde meydana gelen olayın iş kazası sayılamayacak, işçinin söz konusu davranışı ile bir bakıma mekân anlamında işyerinde bulunurken işverenin otoritesi altından farazi olarak çıkmış olacaktır.
İşyerinde meydana gelen kazanın sonucunun işyeri dışında ortaya çıkması da kazanın iş kazası olarak kabulünü ve yine kazaya sebebiyet veren dış etkenin oluşumunda sigortalının iradesinin olması bu yönden kazanın iş kazası sayılmasını önleyemeyecektir. Çünkü sigortalının iradesi kusur derecelerine göre, kusur, kasıt, 5510 sayılı Kanunun 21 inci ve 22 nci maddelerinde suç sayılır davranış olarak değerlendirilmiş ve kusur derecelerinin sadece sigortalıya bağlanacak olan gelirlerde veya ödenecek ödenekte farklılık meydana getirdiğinden sigortalının iradesinin kazanın iş kazası olmasını engelleyen bir neden olarak görülmemesi gerekmektedir.
Bunun yanı sıra, kazanın dışarıdan bir etkenle olayın ortaya çıkması, yani sigortalının işyerinde ve işini yaparken veya iş yapmadan geçirdiği sürelerde işverenin emrine amade iken dış etkenlerden kaynaklanan bir neden sonucu kalp krizi geçirmesi, kalp krizinin sonucunun (ölüm veya özürler) işyerinde veya işyeri dışında gerçekleşmesi halinde bunun bir iş kazası sayılması gerekmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, öncelikle bir olayın meydana gelmesi ve bu olay ile sonuç arasında bir ilişkinin bulunması ya da başka bir anlatımla, “neden” ile “sonuç” arasında bir illiyet bağının olması gerekmektedir.
************************************
İşyerinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden bir arkadaşım aklıma geldi bu yazıyı okuyunca ailesi bankadan yüklü bir tazminat aldı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiye de hatırı sayılır bir ölçüde yardım yapılmıştı ama burada benim için önemli olan bir canın yokoluşuydu. Bankacılık gibi stresli bir mesleğe gönül vermiş hemde daha yolun başında olan bir çalışanın ani vefatı herkesi çok üzmüştü benimde istifama neden olmuştu. Şimdi düşünüyorum da yaşadığım tramva nedeniyle bende bankadan davacı olabilir miydim? yaşanan tamamen bankanın kendi tedbirsizliğinden kaynaklandığı için belki de ambulans çok acil olarak gelseydi, belki de elektro şok cihazı o dönemde alınmış olsaydı, belki de o gün iş temposu o kadar ağır olmasaydı vs vs vs belkilerin sonu yok...vadesi o kadarmış derler ya bilmiyorum bazen hayat insanın ömrünü oldukça kısaltıyor diye düşünüyorum.
Belki bu yazıyı okuyan birilerine faydası olur umudumla eğer yaşınız 40 yaşın üzerindeyse ve özellikle ailenizde birinci dereceden yakınlarınızda kalp hastalığı mevcutsa yılda en az bir kere kalp muayenesinden geçmenizi önermek isterim.
Sağlık dolu günler dileğimle....
Kalp krizinin iş kazası sayılabilmesi için öncelikle meydana gelen olayın kural olarak tazminat hukukuna göre kaza sayılması gerekmektedir. Kazanın ise, kazaya uğrayana göre dışarıdan meydana gelen bir etki sonucu ortaya çıkması gerekmekte, iş kazasını doğuran dış etkenin ise çalışma şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmaması olayın iş kazası olarak değerlendirilmesinde önem arz etmemektedir. Çünkü işyerinde meydana gelen bir kazanın Sosyal Güvenlik Kurum Mevzuatı anlamında iş kazası kabul edilmesi için kazanın işyerinde ve sigortalının işverenin emrine amade iken olması yeterli ve gerekli olduğu, işyerinde işverenin emri altında olmak normal hayat şartlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşyerinde işin yapılmadığı zamanlar da bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Sigortalının işverenin emri olmaksızın tatilde veya mesai saatleri dışında işyerinde işle ilgisi olmayan keyfi davranışlarda bulunurken kazaya uğraması halinde meydana gelen olayın iş kazası sayılamayacak, işçinin söz konusu davranışı ile bir bakıma mekân anlamında işyerinde bulunurken işverenin otoritesi altından farazi olarak çıkmış olacaktır.
İşyerinde meydana gelen kazanın sonucunun işyeri dışında ortaya çıkması da kazanın iş kazası olarak kabulünü ve yine kazaya sebebiyet veren dış etkenin oluşumunda sigortalının iradesinin olması bu yönden kazanın iş kazası sayılmasını önleyemeyecektir. Çünkü sigortalının iradesi kusur derecelerine göre, kusur, kasıt, 5510 sayılı Kanunun 21 inci ve 22 nci maddelerinde suç sayılır davranış olarak değerlendirilmiş ve kusur derecelerinin sadece sigortalıya bağlanacak olan gelirlerde veya ödenecek ödenekte farklılık meydana getirdiğinden sigortalının iradesinin kazanın iş kazası olmasını engelleyen bir neden olarak görülmemesi gerekmektedir.
Bunun yanı sıra, kazanın dışarıdan bir etkenle olayın ortaya çıkması, yani sigortalının işyerinde ve işini yaparken veya iş yapmadan geçirdiği sürelerde işverenin emrine amade iken dış etkenlerden kaynaklanan bir neden sonucu kalp krizi geçirmesi, kalp krizinin sonucunun (ölüm veya özürler) işyerinde veya işyeri dışında gerçekleşmesi halinde bunun bir iş kazası sayılması gerekmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, öncelikle bir olayın meydana gelmesi ve bu olay ile sonuç arasında bir ilişkinin bulunması ya da başka bir anlatımla, “neden” ile “sonuç” arasında bir illiyet bağının olması gerekmektedir.
************************************
İşyerinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden bir arkadaşım aklıma geldi bu yazıyı okuyunca ailesi bankadan yüklü bir tazminat aldı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiye de hatırı sayılır bir ölçüde yardım yapılmıştı ama burada benim için önemli olan bir canın yokoluşuydu. Bankacılık gibi stresli bir mesleğe gönül vermiş hemde daha yolun başında olan bir çalışanın ani vefatı herkesi çok üzmüştü benimde istifama neden olmuştu. Şimdi düşünüyorum da yaşadığım tramva nedeniyle bende bankadan davacı olabilir miydim? yaşanan tamamen bankanın kendi tedbirsizliğinden kaynaklandığı için belki de ambulans çok acil olarak gelseydi, belki de elektro şok cihazı o dönemde alınmış olsaydı, belki de o gün iş temposu o kadar ağır olmasaydı vs vs vs belkilerin sonu yok...vadesi o kadarmış derler ya bilmiyorum bazen hayat insanın ömrünü oldukça kısaltıyor diye düşünüyorum.
Belki bu yazıyı okuyan birilerine faydası olur umudumla eğer yaşınız 40 yaşın üzerindeyse ve özellikle ailenizde birinci dereceden yakınlarınızda kalp hastalığı mevcutsa yılda en az bir kere kalp muayenesinden geçmenizi önermek isterim.
Sağlık dolu günler dileğimle....