Kadınlara Yönelik Şiddet Nedir?

F

Fırtına

Guest
Kadınlarla konuşuyoruz ve şiddete maruz kalıp kalmadıklarını soruyoruz.. Hayır diyorlar.. Sonra hiç tokat yediniz mi? Evet, elbette.. Hiç dayak yediniz mi? Evet, elbette.. Bu kadınlara göre sanki ancak hastaneye gitmeniz gerekirse şiddet oluyor..

Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'de aile mensuplarının kadınlara uyguladığı şiddetin, kadınları ekonomik ihtiyaçlarından yoksun bırakmaktan dayağa, cinsel şiddete ve cinayetlere kadar geniş bir yelpazede yer aldığına dikkat çekti..

Birçok şiddet eyleminin namus cinayetleri, küçük yaşta evlilik, berdel ve beşik kertmesi, zorla evlendirme gibi geleneksel uygulamalardan kaynaklandığını belirten UAÖ raporunda, aile mensuplarının öldürdüğü ya da intihara zorladığı kadınların varlığına dikkat çekildi..

"Fiziksel tacize odaklanmak kadınlara karşı kullanılan diğer şiddet biçimlerinin gizli kalmasına yol açabilir" denilen raporda, Türkiye'de pek çok kadının dışlanma, dövülme ya da öldürülme korkusuyla davranışlarını kısıtlamak ve yaşam tercihlerini sınırlamak zorunda kaldığı da vurgulandı..

Kadınlara yönelik şiddetin tanımı;

Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi'nin birinci maddesinde, kadınlara yönelik şiddet, "ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlamaya veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma" şeklinde tanımlanıyor..

Bu tanımın son yorumlarına, "kurbanı ekonomik ihtiyaçlardan yoksun bırakmak" da dahil ediliyor..

Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi'ne göre, kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, "bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen" şiddettir..

Bildirge önsözünde, kadınlara yönelik şiddeti, "erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi" ve "erkeklerle karşılaştırıldığında kadınları zorla bağımlı bir konuma sokmanın çok önemli toplumsal mekanizmalarından biri" olarak tanımlıyor..

Dünya Sağlık Örgütü, eşlerin uyguladığı şiddeti, yakın bir ilişkide fiziksel, psikolojik ya da cinsel hasara yol açan her tür davranış olarak tanımlıyor..

Bunların içinde, aşağıdakiler de yer alıyor;

-Tokat atma, vurma, tekmeleme ve dövme gibi fiziksel saldırı fiilleri,

-Sindirme, sürekli küçük düşürme ve aşağılama gibi psikolojik taciz,

-Cinsel ilişkiye zorlama ve öteki cinsel zor kullanma biçimleri,

-Bir kimseyi ailesinden ve arkadaşlarından uzaklaştırma, hareketlerini gözleme ve bilgi ya da yardıma ulaşmasını kısıtlama gibi çeşitli kontrol edici davranışlar.
 
F

Fırtına

Guest
Türkiye'de 150 bin kadın şiddet görüyor

ABD'nin 2010 yılı İnsan Hakları Raporu'nda, Türk kadının içinde bulunduğu durum ön plana çıkarken, AKP iktidarının cinayet ve saldırıları yasal olarak önleyemediği vurgulandı. Toplumsal ayırımcılığın yaygın olduğuna dikkat çekilen raporda, 150 binden fazla kadının aile bireyleri tarafından şiddet gördüğü, Türkiye'de kadınlara "toplum kurallarının" uygulandığı belirtildi.

Türkiye’de ırk, cinsiyet, din ve sosyal statüye dayalı ayrımcılığın yasak olmasına karşın yasaların uygulanmadığının yer aldığı İnsan Hakları Raporu, önceki gün açıklandı. İktidarı özellikle kadınları korumada etkili olamadığının belirtildiği raporda kadın “kurban” olarak tanımlanıyor. Raporda, kırsal kesimlerde utanç veya misilleme nedeniyle tecavüz ve saldırıların günlerce saklandığına işaret edilirken, saldırganların cezalandırılmasının engellendiği de vurgulandı.

Türkiye’de birçok tecavüz olayının kapalı kapılar ardında kaldığına dikkat çekilen raporda öne çıkan bölümler şöyle;

- Sivil toplum kuruluşlarına göre 2001 - 2005 yılları arasında 150 binden fazla kadın, aile içi şiddete maruz kaldı. Son dönemde daha da arttı. Hükümet yasaları uygulamıyor.

- Hükümetin çağrı hattını 8 bin 704 kadın, bin 658 çocuk, 5 bin 807 engelli 512 yaşlı aradı.

- Yönetmelik 50 binden fazla nüfusu olan bir bölgede kadın sığınma evleri zorunlu kılıyor. Gözlemciler barınakların yetersiz sayıda ya da hiç olmadığını kaydediyor.

- Namus cinayetleri, Güneydoğu ve büyük kentlere göç eden doğulu muhafazakâr aileler tarafından işleniyor. Bu suçlar için ceza indirimi nedeniyle çocuklar seçiliyor. Bazen aileler kızlarını intihara zorluyor.

- Yasaya göre, kadınların erkeklerle aynı haklara sahip ancak, toplumsal ve resmi ayrımcılık yaygın..

- Kadın istihdamda ayrımcılıkla karşı karşıya kalınırken, üst düzey pozisyonlarda erkekler daha fazla çalışıyor. Kadın istihdamı ve siyasi katılım düzeyleri düşük..

- Kadınlar tarım, restorant, perakende ve otel sektörlerinde ücretsiz aile iş gücü olarak çalışıyor.

Çocuk gelinler de raporda;

Raporda çocuk haklarıyla ilgili de dikkat çeken bölümler yer alıyor. Erkek çocuklarının namus cinayetlerinde kullanıldığının belirtildiği raporda, çocuk gelinlere dikkat çekildi. Şanlıurfa’da 13 yaşındaki bir kız ile evlenen 22 yaşındaki erkeğin gözaltına alındığının belirtildiği raporda, çocukların ticari cinsel sömürüye maruz kaldığı da vurgulandı.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst