Karanlıkta Yaşamak

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Eserin Adı: Karanlıkta Yaşamak

Yazar: Okan ÖZTÜRK

Özgeçmiş:

20 Şubat 1993 tarihinde İstanbul’da doğdum. İlköğretimimi ilk 6 sene Bağcılar İlköğretim Okulunda sürdürdüm, görme kaybımın ilerlemesiyle birlikte okul değişikliği yaparak Türkan Sabancı Görme Engelliler İlköğretim okulunda öğrenimimi tamamladım. Liseyi Bağcılar Orhangazi Lisesinde tamamladıktan sonra 2011 yılında Akdeniz Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümüne girdim. Halen aynı bölümde eğitimime devam etmekteyim. Aynı zamanda Görme Engelliler Spor Federasyonuna bağlı bir kulübünde lisanlı futsal oyuncusuyum. Spora aktif olarak lise 3.sınıfta (2008 yılı) başladım.

Karanlıkta Yaşamak adlı öyküden kısa alıntı:

Yine kışa dönmüştü mevsimler, yine kar yağıyordu pencerelerin önüne. Yollar kapanıyordu, dağlar daha da yükseliyordu göğe doğru. Güneş sonsuza kadar kaybolmuş gibi davranıyordu, sanki küsmüş gibiydi buralara. Kocaman kocaman yere düşen kar taneleri her tarafı beyaza boyarken, insanlarda alışıyordu bu renge, gördükleri her renk süt beyazı. Rengi beyaz olan her şey eşya ayırt edilemiyordu. Fırtına başladığında kar yağmaya devam ediyordu. Evlerin ışıkları gece gündüz yanıyordu. Gökyüzü o kadar karamsar bakıyordu ki, kaybettiği güneşi özlemişti. Isınmak için odun gerekiyordu. O soğukta, o karda odun kesmek imkânsızdı. Elleri, ayakları ve hatta kalbi bile donabilirdi insanları. Isınmak için önce üşümeleri gerekiyordu. Bu aylarda sık sık elektrik kesintileri görülürdü. Evdekilerin tek eğlencesi televizyonları, radyoları, bilgisayar oyunları olurdu. Fazla alternatifleri olmadığı için tek eğlenceleri olan bu elektronik aletlerin enerji gücünün kesilmesi, onlar için bir tür işkence zamanının başlaması demekti. Yine elektrikler gitmişti. On beş kişisinin yaşadığı ve köyün en zengin ailelerinin evlerinde de elektrik kesintisi meydana gelmişti. Bu aksaklığın giderilmesi günleri bulabilirdi, köye ulaşım çok güç yapılıyordu. Evin büyük salonunda bulunan sobanın etrafında toplanan aile üyeleri, karanlıkta oturmak zorundalardı. Etraflarını aydınlatan tek ışık kaynakları sobanın ateşi ışığı ve mumların kısık ışığıydı. Göz gözü görmekte güçlük çekiyordu ve birbirlerinin seslerinden tanıyorlardı. Uzun zamandır böyle topluca bir araya gelip oturmamışlardı. DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst