Kardeş kıskançlığı gerilemeye ve zarar vermeye neden olabilir

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Kardeş kıskançlığının, ilk çocukta güvensizlik, ilgisizlik ve değersizlik hissine neden olabileceğini belirten Psikolog Müge Oğuzberk, anne ve babaları uyararak, kardeş kıskançlığının önüne geçmek için çocuklarını kardeşi olacağı konusunda mutlaka önceden bilgilendirmeleri gerektiğini söyledi.

Çocuklarda kardeş kıskançlığı konusunda açıklama yapan Psikolog Müge Oğuzberk, özellikle ilk çocukların, o ana kadar kendinde olan tüm ilginin yeni doğan kardeşine yönelmesiyle bir takım olumsuz duygular yaşayabileceğine dikkat çekerek, anne ve babaları bu konuda daha dikkatli ve duyarlı olmaya çağırdı. Çocuk için en değerli varlığın annesi ve babası olduğuna işaret eden Oğuzberk, "Çocuk, anne ve babasını bir başkasıyla paylaşmak istemez. Anne ve baba, yeni bir çocuk dünyaya getirme kararı aldıklarında, ilk çocuk için bu süreç gerçekten zordur. İlk çocuklar, ailenin ve aile büyüklerinin göz bebeğidir. Tüm İlgi ve şefkat onların üzerindedir. Yalnızca anne ve babasıyla yaşayan bir çocuk, kendisi varken neden 2. çocuğa ihtiyaç duyulduğunu anlamakta güçlük çeker. O ana kadar bütün ilgi, sevgi kendisindeyken bunu kardeşi ile paylaşmak zorunda kalmak, çocukta güvensizlik, ilgisizlik ve değersizlik hissine kapılmasına neden olabilir" dedi.

"KISKANAN ÇOCUK, KARDEŞİNE ZARAR VERMEYE ÇALIŞABİLİR"

İlk çocuğun, kardeşinin dünyaya gelmesiyle birlikte yaşadığı değişimleri anlatan Oğuzberk, annenin hamile kalmasıyla, ilk çocuğun hayatının da değişmeye başladığını ifade etti. Çocuğunu kucağına alarak seven bir annenin, hamile kaldığı andan itibaren ilk çocuğunu kucağına alamamaya başladığını kaydeden Oğuzberk, ilk çocuğun bu yeni durumla birlikte yaşayabileceği duyguları da şöyle anlattı:

"Bebeğin doğmasıyla birlikte anne birkaç gün hastanede kaldığından, ilk çocuk annesinin sevgisinin azaldığını hissedebilir. Anne, hastaneden kucağında bir bebekle eve gelir. Gelen misafirler yeni doğan bebeğe özel hediyeler getirir, 'senin pabucun dama atıldı' gibi ifadeler kullanır. Anne ve baba, ilk çocuğu, bebeğe zarar verir düşüncesiyle sürekli uzak tutmaya çalışır, evde yeni düzenlemeler yapılır; bebek, anne ve babasıyla aynı odayı paylaşır. Bu durumlar büyük çocukta, kardeşine karşı kıskançlık duygusu oluşturmasına neden olabilir. Aslında çocuğun problemi kardeşiyle değil, anne ve babasının ilgisinin ve sevgisinin bölündüğünü hissetmesi ile ilgilidir."

Bazı çocukların bu duygularını açıkça 'kardeşim gitsin bu evden istemiyorum' diye ifade ederken, bazı çocukların ise gizlice kardeşine zarar vermeye çalışabileceğinin altını çizen Oğuzberk, bazılarının da içine kapanabileceğini ya da büyük çocuğun, ilgilenileceğini düşünüp tuvalet eğitimini aldığı halde altını ıslatmaya, yürümeye başladığı halde emeklemeye başlayarak gerileme yaşayabileceklerini vurguladı.

"ÇOCUĞUNUZU ÖNCEDEN HAZIRLAYIN"

Kardeş kıskançlığı konusunda anne-babalara önerilerde bulunan Psikolog Oğuzberk, kardeş kıskançlığını aza indirmenin en önemli yolunun, ilk çocuğun, kardeşinin olacağına önceden hazırlanması olduğunu dile getirdi. Annenin, hamile kaldıktan 3-4 ay sonra büyük çocuğa, kardeşi olacağını anlatması gerektiğine vurgu yapan Oğuzberk, "3-4 ay sonra söylenmesinin nedeni; hem hamileliğin en riskli dönemlerinin ilk 3 ay olması hem de 9 ayın çocuk için çok uzun bir dönem olmasındandır. Bebeğe eşya alınırken ya da isim koyarken 'Aslı mı koyalım Dilek mi; siyahı mı alalım beyazı mı?' gibi büyük çocuğa seçim hakkı tanınması, biberonu tutmasına izin vermek, ıslak mendil getirmesini istemek gibi bebekle ilgili sorumluluk verilmesi, büyük çocuğun kardeşini benimsemesini sağlayabilir. Ayrıca zaman zaman büyük çocuk 'ben kardeşimi hiç sevmiyorum' gibi ifadeler kullanabilir. Bu durumda aileler genellikle 'insan hiç kardeşine öyle söyler mi?' şeklinde tepki gösterebilir. Ancak çocuk, olumsuz duygularını ifade ederken bizim ona tepki göstermemiz çocukta, anlaşılmadığı hissini uyandırabilir ve çocuk tepkiden korktuğundan duygularını içine atabilir. İçine attıkça da kardeşine karşı olumsuz duyguları artabilir" diye konuştu.

Kardeşler arası sorun çıkmasına en çok etki eden nedenlerden birinin de aile üyelerinden birinin, kardeşlerin yaşadıkları sorunlara müdahale etmeleri olduğuna işaret eden Oğuzberk, aile üyelerinin, kardeşlere, mümkün olduğunca yaşadıkları sorunları kendi aralarında çözmeyi öğretmeleri gerektiğini söyledi. 'Sen büyüksün, sen abisin, o küçük' gibi ifadelerin kardeşler arasındaki sorunların daha da artmasına neden olabileceğini kaydeden Oğuzberk, "Çünkü aile fertleri kardeşler arasına girip, hakem rolüne bürünecek ve kardeşlerden birinin tarafını tutacaktır. Bunun sonucu olarak hatalı olarak görülen kardeş, kendini kötü hissedecek, kardeşine karşı olan kızgınlığı daha da artacaktır. Büyük çocuğun, bebeğin doğmasından etkilenmemesi için çocuğa gereğinden fazla taviz vermek de ileride önünü alamayacağınız sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca doğal olmaya çalışılmalıdır. Bebekle anne ilgilenmek zorunda olduğundan, babanın büyük çocukla biraz daha fazla ilgilenmesi çocuğun kendisini iyi hissetmesini sağlayabilir. Yapılan en büyük hatalardan biri de kardeşlerin birbirleriyle kıyaslanmasıdır. Kardeşlerden her biri ayrı bireylerdir ve kendine has özellikleri ve yetenekleri vardır. Kardeşlerin kıyaslanmaları, birbirleri arasında rekabet duygusu oluşmasına ve içten içe kızgınlık beslemelerine neden olabilir. Bu nedenle her çocuğun kendine özgü yetenekleri keşfedilmeli ve bu yeteneklerine yönelmelerine imkan tanınmalıdır" ifadelerini kullandı.

Oğuzberk, ailelerin bilinçli hareket etmelerinin kardeş kıskançlığını en aza indirmenin en etkili yolu olduğunu sözlerine ekledi.

İhlas Haber Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Kardeşler arası kıskançlık ve çözüm önerileri

Kardeş kıskançlığı; çocuklu bir çok ailenin önde gelen sorunlarından biri. Kardeşler arasındaki bu durum genelde anne ve babanın nasıl davranmaları gerektiğini bilemedikleri ve kendilerini çaresiz hissettikleri bir konu. Burada ailelere farklı bir bakış açısı sunmak ve konunun daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak için yazıma bir metaforla başlamak istiyorum. Çocukların bakıcısı durumunda daha çok anneler olduğundan, annelere yönelik bir metafor kullanacağım.

Annelerin bir an için hayal etmelerini istiyorum.

Muhteşem bir törenle eşinizle evlendiniz, aranızda hiçbir problem yaşamıyorsunuz, eşiniz sizin istediğiniz her şeyi anında yerine getiriyor, ne isterseniz alıyor, nereye isterseniz götürüyor, hayatta en çok değer verdiği kişinin siz olduğunu hissettiriyor, üstelik karşılığında sizden hiçbir şey istemiyor. Varlığınız onun için her şeye bedel. Sizi her türlü tehlikeden korumak için canını hiçe sayıyor. Hayatındaki her şeyi yalnızca size göre düzenliyor. Bu durum uzun bir süre böyle devam ediyor. Harika geçen güzel günlerin ardında eşiniz bir akşam eve güzel bir bayanla geliyor. Bu bayanı evinizin baş köşesine oturtuyor ve size gösterdiği tüm ilgi ve sevgisini ona veriyor. Onunla sizin arasında bir tercih yapması gerekirse hiç tereddütsüz onun tarafını seçiyor. Bunun yanında ailenin diğer fertleri de bu şekilde davranıyor. Arada sizinle ilgilenmeye çalışsalar da çok yüzeysel kalıyor. Üstelik bu durumla ilgili kimse bir şey söylemiyor. Ailenin her bireyi durumu öylesine kanıksamış ki kimse sorgulamıyor kimse bu duruma karşı çıkmıyor. Bir şey söyleyecek ya da tepki gösterecek olsanız herkes size karşı onu savunuyor ve koruyor… müthiş bir çaresizlik ve umutsuzluk hali…

Evet; aileye yeni gelen bir bebeğin, kardeşin dünyasındaki görünümü tam olarak böyledir. Kardeş kıskançlığı özellikle 2-6 yaş arasında yoğun bir şekilde yaşanır. Aslında minimal düzeyde yaşandığında normal bir süreç olan bu durum çoğu zaman çocukta davranış problemlerine neden olduğundan aileyi rahatsız edici bir boyuta ulaşarak olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Peki bir çocuğun yeni doğan kardeşinden dolayı bu duyguları yaşamaması için ne yapılması gerekir.

Çocuğu kardeşe alıştırın: Doğum öncesi süreçten başlanarak çocuğun yeni doğacak kardeşine hazırlanması gerekir. Zaman zaman çocuğun yeni bir kardeş konusunda ne düşündüğü yoklanmalıdır. Çocuklar ne istediklerini direkt olarak dile getirdiklerinden bu konuda da eğer kaygıları varsa bir şekilde belli edeceklerdir. Bu bilinmezliğin kaygısıdır, çünkü ne olacağına dair belirsizlik her zaman biz yetişkinler için bile kaygı vericidir. Çocuğun bu kaygılarını gidermeye yönelik açıklamalar yapın ve buna uygun davranışlar sergileyin.

Çocuğunuza sevginizi gösterin: Yeni bir kardeşin gelmesinin sevginizi engellemeyeceğini ve sevginizin hepsine yetebileceğini söyleyin. Bunun yanında çocuğunuza karşı duyduğunuz sevginin hiçbir koşulda yok olmayacağını hissettirin. Eğer çocuk sizin onu koşullu olarak sevdiğinize inanırsa; sizin istediğiniz biri gibi olmak için çabalar durur ve kendi karakterini geliştiremez. Bu yapıyı hayatının sonraki dönemlerine de aktararak yetişkinlikte de çevresindeki insanlar tarafından onaylanmak ve sevilmek için sürekli bir şeyler yapması gerektiği fikriyle kendini ortaya koyamaz. Sosyal ilişkilerinde yetersiz ve mutsuz bir insan olur çıkar.

Çocuğunuza fazla yük yüklemeyin: Çocuğunuza yeni doğan kardeşinden dolayı kaldıramayacağı bir yük yüklemeyin. “Sen artık abla/ağabey oldun” gibi cümlelerle çocuğu sıkıntıya sokacak sorumluluklar yüklemeyin . Onun da çocuk olduğunu unutmayın. Bu gibi durumlarda gereksiz yere fazla sorumluluk yüklenen çocuklarda, kardeşlerine yönelik öfke duyguları daha abartılı şekillerde yaşanır.

Çocuğunuzu suçlamayın: Bazı çocuklar kaygıları yeterince giderilmediğinden kıskançlık duygularıyla aileye belli etmeden kardeşlerine zarar vermeye çalışabilirler. Onlara siz yokken hafif şiddet uygulayabilir ya da canını acıtmaya yönelik davranış sergileyebilirler. Bu durumu fark ettiğinizde çocuğunuzu suçlamak yerine, onu bu davranışı yapmaya iten nedenleri anlamaya çalışın ve kaygılarını giderin.

Çocuğun düzenini bozmayın: Yeni doğan kardeşinden dolayı çocuğunuzun düzenini olabildiğince bozmamaya özen gösterin. Özellikle kardeşi doğmadan önce anne-baba ile aynı odada kalan çocukların odalarının değiştirilmesi çocuğun kendi içinde ciddi kıskançlık ve öfke duyguları yaşamasına sebep olur. Bu nedenle yapılacak bazı düzen değişiklikleri kardeş doğmadan önce yapılmalıdır.

Kıyaslama yapmayın: Hepimizin çocukluğunda, başkalarıyla karşılaştırılmakla ilgili kötü anıları vardır. Başkaları ile karşılaştırılmak çocuklarda aşağılık duygusuna ve yanlış benlik algısına neden olur. Bu algı hayatının her döneminde başarısız sonuçlar almasına neden olur. Her insanın iyi-kötü, başarılı ya da başarısız yönleri vardır. Bu nedenle çocuklarınızı birbirleriyle ve başkalarıyla kıyaslamak yerine iyi ve başarılı olduğu yönleriyle ön plana çıkarın.

Ayrım yapmayın: Çocuklarınız arasında ayrım yapmayın. Sevgi dereceleriniz aynı şekilde hissedilir olmalı. Bunun yanında yaşı büyük olan çocuğa bazı istekleri için izin verilirken küçük çocuk da aynı isteklerde bulunur ve ona izin verilmesi uygun olmayabilir. Bu durumu çocuğunuza izâh edin ve ona da başka şeyler için izin verin.

Aralarına girmeyin: Özellikle yaşları birbirine çok yakın olan kardeşler arasında sürekli bir kavga ve anlaşmazlık durumu görülür. Bu durumlarda araya girmeyin ve problemin çözümünü yine çocuklarınıza bırakın. Çocukların problem çözme becerilerini kazanabilmeleri için bu gereklidir.

Saygılarımla…

Psikoterapist & Psikolojik Danışman

Abdullah ALPASLAN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst