F
Fırtına
Guest
Çocuk gelişimi uzmanı Ergüç, 'Kırmızı Buğday' isimli kitabında otizmli çocukları kardeşlerinin gözünden anlattı..
Kardeş duygularından yola çıkarak yazılan kitap, kardeşleri otistik olan çocukların otizmi nasıl tanımladığı, aile içi ve sosyal çevrede karşılaştıkları zorlukları anlatıyor. Kitabı yazmaya başlamadan önce bir yıl boyunca hastalığı araştıran Ergüç, daha sonra 200 otizmli çocuğu takip edip, onlarla okullarında, yaz kamplarında, evlerinde vakit geçirdi. Ebeveyn ve kardeşleriyle röportajlar yapıp, onların yaşadığı sıkıntılara ortak oldu.
Gözlemlerine dayanarak kurguladığı kitapta, 16 yaşında otistik bir kardeşi olan ablanın, küçük yaşlardayken otizmi nasıl tanımladığı, kardeşi, ailesi ile ve sosyal çevresiyle yaşadığı sorunları aktardı.
Çocukların anlayabileceği, yetişkinlere rehber olabilecek Kırmızı Buğday'da, otizmin nasıl bir hastalık olduğu, belirtileri, öfke anında neler yapılması gerektiği, terapi yöntemleri, ablanın yaşadığı travma öykü gibi anlatıldı.
Ergüç, kitabın adının neden Kırmızı Buğday olduğunu ise şöyle açıklıyor; "Kırmızı Buğday, İzmir yöresine ait bir halk oyunudur. Bu oyunda kardeşin, kardeşinin mutluluğu için yaptığı fedakârlık anlatılır. Kitapta da önce otizmli kardeşini kabullenmeyen ablanın, sonra sahiplenip, bu oyunun ezgileriyle bir araya gelmesini sağladım."
KİTAPTAN...
"Otistikmiş, Selmin Otistikmiş.. Yanına gidip 'Pislik!' diye bağırıyordum.. Bana 'Çok ayıp, o senin kardeşin' diyorlardı.. Çocuk aklımla otistiği algılayamıyor, söylenişine benzettiğim bir kelime ile çağrışım yapıyordum.. Yani, otistik= Ottaki pislik.."
