Kemanın Tarihçesi

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Keman Nedir

Keman bir yayla çalınan telli bir enstrümandır. Keman Ailesinin en geniş aralıklı sesine sahip olan üyesi olan Kemanın yanında diğer üyeleri Viola, Çello ve Konturbas’ dır. Keman kendine özgü biçimiyle 16. yüzyılda Avrupa’ da ortaya çıktı. Teknesi, sırt (Akçaağaç’tan) ve göğüs (Köknar’dan) ile yanlıklardan (Akçaağaç’tan) oluşur. Göğsündeki iki delik “F “ biçimindedir.

Yanlıkların ortasında büyük bir girinti vardır. Yine Akçaağaçtan yapılan sapın ucu salyangoz biçiminde kıvrımlıdır. Keman imal edilirken, ön, arka kısımlar ve omurga boş bir kutu oluşturacak şekilde birleştirilir. Kuyruğa bağlanan dört tel köprünün üzerinden geçip perdelerden uzanıp akort anahtarlarına bağlanır. Anahtarlar vasıtasıyla akort edilir ve elin perdelere basılması ile değişik sesler ve tonlar elde edilebilir.

Çalgının dört teli vardır Pesten tize doğru doğru Sol, Re, La, Mi. Keman ailesinden çalgılar; keman, viyola, çello ve konturbas adlarını taşır. İlk kemanlar, Bavyera’ nın Füssen kentinde İtalya’ nın Brescia ve Cremona kentlerinde ve aynı çağda Paris’ de yapıldı. Teknenin uzunluğu 36 – 36 cm, toplam uzunluk yaklaşık 60 cm dir.

Kemanın çocuklar için yapılmış daha küçük boyutları vardır. Çeyrek, yarım (53 cm) ve üç çeyrek (56cm)
19. yüzyılın ortalarında Türk Müziğinde de kullanılmaya başlanan keman günümüzde gerek Klasik Türk Müziği, gerekse Türk Sanat Müziği ‘ nin vazgeçilmez çalgıları arasındadır.


keman.jpg




Kemanın Özellikleri

Keman insanı erinden etkileyen eşsiz güzellikteki sesiyle yaylı çalgılar ailesinin en önemli üyesidir. Sesi öteki çalgılara göre bir çok bakımdan insan sesine daha yakındır. Keman çene altı ile omuz arasına sıkıştırılarak tutulur. Sol elin parmakları sap üzerinde bulunan tellere basarak gezinirken sağ elle tutulan yay keman tellerine sürtülerek çalınır.Gövdenin orta bölümündeki yan girintiler yayın daha kolay hareket etmesini sağlar. 35 ile 36 santimetre arasında değişen bir gövdesi vardır. Küçük ve hafif bir çalgı olmakla birlikte ortalama 84 ayrı parçanın bir araya getirilmesi ile yapılır. Genellikle 2 santimetre kalınlığında bir çam veya Akağaçtan oyma Kalemi ve rende kullanılarak biçime sokulur.

Kemanın bir gövdesi ve buna bağlı bir sapı vardır. Gövde, göğüs tahtası yada tabla denilen üst kapak, alt kapak ve onları birleştiren yanlık adı verilen bir kasnaktan oluşur. Tellerin köprü aracılığı ile gövdeye yaptığı Basınca direnebilmesi için alt ve üst kapaklara bir kavis verilmiştir. Sapın ucundaki burgulara sarılarak bağlanan teller bir eşikten geçerek gövdenin ucundaki kuyruk bölümüne bağlanır. Köprü tellerin titreşimini üst kapağa iletir.

Burgu yuvalarına yerleştirilen kulaklar tellerin istenilen ölçüde gerilmesini sağlarlar. Gövdenin içine boydan boya yerleştirilmiş bas çubuğu ya da bas kirişi denen bir çıta eşiğin tam altında da can direği denilen bir takoz bulunur. Bas çubuğu sesin tınlanmasına, can direği de ses titreşimlerinin alt kapağa iletilmesine yardımcı olur. Üst kapak üzerinde F biçimindeki iki ses deliği ses titreşimlerinin gövdeden dışarı çıkmasını sağlar.Dış etkilerden korunabilmesi için yapımı tamamlandıktan sonra, özel karışımlı bir tutkalla cilalanır. Cila aynı zamanda kemanın ses tınısını belirleyen önemli bir öğedir. Keman yapım ustalarına LUTHİER denir.

Ülkemizde keman yapım teknikleri çok gelişmiş çeşitli yarışmalarda birincilik alan lutierlerimiz vardır.Bunlar; Cafer Açın, Mesut Gözalan, Yunus Tarhan, Mehmet Alkan, Nevzat Önder, Ayhan Damcıoğlu, Ahmet İyi doğan, Emin Tilef, Bedi Akol’ dur.

Kemanın Akort Sistemi

Kemanın metalden ya da hayvan bağırsağından yapılmış dört teli vardır. Akort sistemi pesden tize doğru Sol , Re , La , Mi olarak düzenlenmiştir. Batı kemanlarıyla aynı akort sistemine sahip olmasına rağmen Türk Musukisine uygun bir şekilde isimlendirilmiştir. Do, Sol, Re, La. Bazı icracılar La telini ince sol düzeninde kullanmaktadır. Bu konuda çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Eskiden kullanılan ve Avrupa’dan getirilen kemanların beş esas, altı ahenk telinin olduğu ve aynı telin ince sol olarak akort edildiği biliniyor. Bir başka görüş ise Rebab ve ud gibi çalgıların akorduna benzetmek için böyle hareket edildiğidir. La akort Türk musuki icralarında çiğ kalmakla birlikte bazı makamlar transpoze edildiğinde icrada zorluklar oluşmaktadır.

Tarihte Kemanın Yeri

Keman’ın ilk kez nerede yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, ortaçağda İngiltere’de Fidele, Almanya’da Fidele İtalya’da Lira da Breci, Fransa’da Viel adlarıyla kullanılan yaylı çalgılar Keman’ın atası sayılır. Lavignac, Keman’ın Türklerin Kemençeyi Oğuz Kemençesinden alındığını yazar. Bazı kaynaklarda ise Arapların Rebab’ından geliştirildiği öne sürülmüştür. 16.ve 17. yüzyıldaki Keman yapım ustaları Nicolo Amati, Paolo Maggini, Giuseppe Guarneru, Antonio Stradivarius Keman’a son şeklini vermişlerdir. Keman asıl biçimi korumakla birlikte 19. yüzyılda bazı değişikliklere uğradı. Çağdaş Kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksektir. Keman’a orkestrada ilk olarak ,1565’te St.Riggo ve Corteccia’nın eserlerinde yer verilmiştir . Sonraki yıllarda orkestradaki görevlerinden dolayı 1. ve 2. Keman olarak adlandırılmış orkestradaki sayıları çoğaltılmıştır.

Türk Mûsikîsi’nde Keman’ın Yeri

Keman’ın Türk ülkesine ne zaman geldiği kesin olarak bilinmiyor. İstanbul ve Trabzon gibi Lâtin ülkeleri ile sıkı ilişkiler bulunan şehirlerde çok eskiden beri Keman’ın en eski örneklerinin bulunduğu ileri sürülmüştür. Kanunî Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Makbul İbrahim Paşa’nın gençliğinde, padişahın şehzadesi olarak Manisa’da bulunduğu yıllarda Keman çaldığı biliniyor. Yine bu yüzyılda yaygınlık kazanmış bir saz olarak klâsik mûsikîmize girememiş olmakla birlikte , halk arasında çok tutuluyor ve koltuk meyhanelerinde çalınıyordu.

Keman’ı üst düzey sınıf arasına sokan kişinin, Sultan 1.Mahmut dönemi sanatkârlarından olan Corci olduğu ileri sürülür. Keman’dan önce mûsikîmizin yegâne sazı Rebab idi. O yıllarda Keman’a “Viola d’Amore” deniyordu ki, bu sazın benzeri yakın zamanlara kadar kullanılmış olan Sine Kemanı’dır.

Kemani Corci’ye kadar bütün kaynaklarda, eski Türk Kemanını çalanların Türk olduğu halde, 18.yüzyıldan, daha doğrusu Corci’den sonra Türk olmayan kimseler Batı Kemanını çalmağa heves etmiş ve pek çok ünlü isim otaya çıkmıştır. Hiç şüphesiz bu sanatkârlar ” Viola d’Amore” nin farklı şekli olan Sine Kemanı’nı çalıyorlardı; Yedi teli olan Sine Keman’ın sesi biraz boğukça olduğu ve Kemençe sesine benzediği için, musikîden anlayanlarca daha çok tercih ediliyordu. 19. yüzyıl başına kadar Keman çalan sanatkârlar Keman’ın her iki türünü de kullanmışlardır. Daha sonra Sine Kemanı unutulmuştur. Son icra kârları Mustafa Sunar ile Nuri Duygu er olmuştur.

Batı Keman’ının ülkemize yerleşmesinde Romanyalı Miron’un büyük rolü olmuştur. Ülkemizde Türk Musikîsi ölçüleri içinde çok güçlü icra kârlar yetişmiştir. Bir devreye damgasını vuran bu sanatkârlardan bazıları şunlardır: Kemanî Hızır Ağa, Kemanî Rıza Efendi, Kemanî Corci, Kemanî Kör Sebuh, Kemanî Aleksan Ağa, Kemanî Memduh, Bülbülî Salih Efendi, Reşat Erer, Nubar Tek yay, Sadi Işılay, Hakkı Derman, Selahattin İnal v.b. Musikî terminolojimizde Keman çalanlara ” Kemanî ” denir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Dünyaca Ünlü Keman virtüözleri

Farid Farjad

Fars asıllı ABD vatandaşı keman virtüözü "Kemanı ağlatan adam" olarak bilinir ve dünyanın en iyi keman virtüözlerinden birisi olarak kabul edilir.

8 yaşından beri keman çalan İranlı bir müzisyen olan Farjad,1938 yılında Tahran’da doğmuştur.1966 yılında, Tahran Müzik Konservatuarı'nda klasik müzik üzerine master yapmış, bundan sonraki adımında Tahran Senfoni Orkestrası'nda önemli görevler üstlenmiştir.Fars Halk Müziği birikimine sahip olan Farjad, keman ile Klasik Batı müziği üzerinde de çalışmalarda bulunmuştur. Bu çalışmaları Fars müziğinin gelişmesinde önemli bir yer tutmuştur.


1938 yılında İran'ın başkenti Tahran'da doğan, Fars halk müziğinde çok derin birikime sahip sanatçı, Orta Doğu müziğinin özgün notalarını, duygulu olduğu kadar etkileyici, saf ve hüzünlü biçimde sergilemesiyle tanınıyor. Batı Klasik Müziği üzerinde de çalışmaları olan sanatçı, keman dışında akordeon da çalıyor.

Farjad’ın Anroozha (O Günler) I, Anroozha II, Anroozha III, Anroozha IV ve Anroozha V olmak üzere beş parçadan oluşan albüm serisi bulunmaktadır. Beşinci albümde eşi piyano ile eşlik etmiştir. Ayrıca Golha Orkestrası adlı kolektif bir albüm de sanatçının eserleri arasındadır.

Farid Farjad, eşi Mitra Tavakkoli Farjad ile Los Angeles'ta yaşıyor.


Ikuko Kawai


Kawai ana eserlerini klasik alanda oluşturmaktadır ama yetenekleri sayesinde diğer türlerde de mükemmel bir başarı göstermiştir.
Farklı alanda çeşitli sanatçılar ile ortak çalışmalar düzenlemiştir. İç pazardaki üstün albüm satışı ile Kawai gerçekten eşsiz bir sanatçı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Carla Leurs


Hollanda’nın dahi çocuğu Carla Leurs, Itzhak Perlman ile eğitilmiş; dünyanın dört bir yanında yarışmalar kazanmış; halen Londra Filarmoni ve Hollanda Oda Orkestrasının birinci kemancısıdır.
 

güz gülleri

Üye
Üye
Katılım
Ocak 14, 2013
Mesajlar
914
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
offf.hem keman,hem Farid Farjad ... yüreğine sağlık Gazoz Ağacı.çok güzel bir bilgi paylaşımı olmuş :)
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
:) Beğendiğine çok sevindim güzümmm bu da hediyem olsun o zaman :)

İstanbulum ve Farid Farjad ikiside en az benim kadar büyüleyici bir güzellik yaaaaaa :)))

 

güz gülleri

Üye
Üye
Katılım
Ocak 14, 2013
Mesajlar
914
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
benim Farid farjad ' la ilk tanıştığım parça yı bulmuşsun hem de.. bu parça dört mevsimi anlatıyor gazoz ağacım ..ilkbahar yaz sonbahar kış....hüzün ve coşku ,dinginlik ve canlılık hepsi var...
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54

Keman sevenler mutlaka beni anlarlar diye düşünüyorum yok böyle bir güzellik yeryüzünde bu sesin büyüleyici duygusundan daha etkili bir müzik aleti ve onu çalana rastlamadım şimdiye kadar ve her seferinde yeniden aynı duyguları yaşamak işte Farid Farjad tam bir efsane diyesim geliyor.

Bir sanatçı bu kadar mı sanatkar olur bu kadar mı güzel icra eder sanatını ? Dinledikçe hüzünleniyorum bazen sanki hüzünlerim benden çok uzakmış gibi ama yine de bu mükemmelliğin etkisinden kurtulamıyorum.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54

Yeryüzünde çocuk sesinden sonra ki en güzel ses.. yok böyle bi güzellik :) dinlemeye doyamadığım nameler...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst