Kendinden vaz geçip başkaları adına yaşamak sorunsalı

DÜŞ GEZGİNİ

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
240
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Dünya ya bir kez geliriz. İkinci bir şansımız asla ve kata olmaz. Yaşadığımız hayat bize aittir ve onun üzerinde tek söz hakkı bize ait olmalı(dır.)
Nasıl ki parasını verip satın aldığımız bir otomobil Ya da evi satışa çıkardığımız da bir başkasının 'hayır bunu sen satamazsın.' demeye hakkı yoksa, bize ait olan yaşam hakkında da bir başkasının 'bu hayatı bunu yapamazsın şunu yapamazsın' demeye hakkı yoktur.

Fakat reel hayatta durum hiçte öyle değildir. İnsanlar 'kendileri için yaşamak' yerine 'bir başkası için yaşıyorlar' adeta...

Bunu yaparsam 'kolu komşu ne der?'
Şunu yaparsam 'acaba yadırganırmıyım?'

Bir düşünür 'mahalle baskısı' terimini getirmişti. Bende bu duruma 'yaşam baskısı' diyorum.
X kişi normalde oruç tutmak istemez. Ama kolu komşu yadırgar diye oruç tutar.
X kişi başını örtmek ister içinde bulunduğu sosyal çevre yadırgar diye örtmez. Ya da tam tersi
Hep birileri ne der korkusu endişesi... Yaşamımızı bir ahtapot gibi kavramış bizi kollarına almış.

İlk engelli olduğum yıllar da bende aynı kaygıları taşıyordum. Tekerlekli sandalye ile sokağa çıkmak bana 'zul' geliyordu. Aman bana tuhaf tuhaf bakacaklar, vah vah garibim sakat olmuş. Vah vah bir ömür bu tekerlekli sandalye de geçirilirmi... Falanda filan...

Daha sonra (ki ben buna engelliliğin olgunluk hali diyorum) bu çarpık ve mantıken anlamsız olan düşünce tarzından vaz caydım. :) Artık başkaları adına yaşamak yerine kendi adıma yaşıyorum. Kim ne derse desin en fazla çokta tınnn deyip pişkin bir şekilde sırıtıyorum..
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Tekerlekli Sandalye
Üst