- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Mamografi ve meme ultrasonu incelemesi temel amacı memede ele gelmeyen kitleleri yakalamaktır. Bu sayede olası bir meme kanseri çok erken evrede tamamen tedavi edilebilecek bir haldeyken teşhis edilebilir.Memede saptanan her ele gelmeyen kitle kanser demek değildir. Bu nedenle kuşkulanılan kitlelerden hastayı gereksiz yere ameliyat işlemine maruz bırakmamak için öncelikle biyopsi yapılması gerekmektedir. Bu durumsa iğne biyopsileri yapılarak gerçekleştirilir.
İğne biyopsisi ile dokudan çok küçük örnekler alınıp patolojik incelemeye gönderilerek hastanın kanserli hücre taşıyıp taşımadığı belirlenmektedir. Kitle ele gelmediği için biyopsi mutlaka bir görüntüleme rehberliğinde yapılması gerekmektedir. Bu görüntüleme rehberliği ya ultrason yada mamografi dediğimiz görüntüleme rehberliği eşliğinde olmalıdır. Kitle ultrason rehberliğinde görülüyorsa bu en çok tercih edilen yoldur ultrasonda görüntülenirken kitle içine girilir iğneyi ekrandan izleyerek kitle içinden doğru yerden biyopsi alıp alınmadığı kontrol edilerek biyopsi işlemi gerçekleştirilebilir. Böylelikle hastaya zarar verilmeden doğru tanıya ulaşmak mümkündür.
Meme iğne biyopsisi hangi durumlarda yapılır?
10 yıl kadar önce memede bir kitle saptanması halinde direk olarak o kitle alınırdı. Günümüzde iğne biyopsi yöntemi ile görülen kitlenin kanser olup olmadığı teşhis edilip cerrahi işlem daha sonrasında uygulanmaktadır.
Mamografi ve ultrasonla bir kitle fark edilmesi halinde iğne biyopsisi uygulanır. İğne biyopsisi tanıda son noktadır.
Meme iğne biyopsisinin herhangi bir zararı var mıdır?
Memede saptanan kitlelerin ileri incelemesi olan iğne biyopsisi hakkında en çok sorulan soru işlem sonrasında tümörün yayılıp yayılmayacağıdır.
Uzun zamandır yapılan bu işlem neticesinde tümörün yayılım göstereceğine dahil hiç bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Yapılan biyopsi sonucunda şayet kanserli hücre tesbiti yapılmışsa cerrahi işlem sonucunda o bölge temizleneceği için bir yayılım söz konusu değildir.
İkinci sıkca sorulardan biriside yapılan iğne biyopsisi neticesinde meme dokusu içersinde kanama olup olmayacağıdır.
İğne biyopsisi iki türlüdür ince ve kalın iğne biyopsisi olarak ikiye ayrılır.İnce iğne biyopsileri kesinlikle bir kanamaya neden olmamaktadır.Kalın iğne biyopsilerinde ise kanama olma riski %5 in altındadır. Bu nedenle biyopsi öncesinde hastaların aspirin ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanmamaları mutlaka söylenmelidir. Bu tür ilaçları kullanan hastalar biyopsi öncesi en az bir hafta öncesinden bu ilaçları kesmeleri gerekmektedir. Bunun dışında iğne biyopsisinin memeye herhangibir olumsuz etkisi bulunmamaktadır.
İğne biyopsisi ile dokudan çok küçük örnekler alınıp patolojik incelemeye gönderilerek hastanın kanserli hücre taşıyıp taşımadığı belirlenmektedir. Kitle ele gelmediği için biyopsi mutlaka bir görüntüleme rehberliğinde yapılması gerekmektedir. Bu görüntüleme rehberliği ya ultrason yada mamografi dediğimiz görüntüleme rehberliği eşliğinde olmalıdır. Kitle ultrason rehberliğinde görülüyorsa bu en çok tercih edilen yoldur ultrasonda görüntülenirken kitle içine girilir iğneyi ekrandan izleyerek kitle içinden doğru yerden biyopsi alıp alınmadığı kontrol edilerek biyopsi işlemi gerçekleştirilebilir. Böylelikle hastaya zarar verilmeden doğru tanıya ulaşmak mümkündür.
Meme iğne biyopsisi hangi durumlarda yapılır?
10 yıl kadar önce memede bir kitle saptanması halinde direk olarak o kitle alınırdı. Günümüzde iğne biyopsi yöntemi ile görülen kitlenin kanser olup olmadığı teşhis edilip cerrahi işlem daha sonrasında uygulanmaktadır.
Mamografi ve ultrasonla bir kitle fark edilmesi halinde iğne biyopsisi uygulanır. İğne biyopsisi tanıda son noktadır.
Meme iğne biyopsisinin herhangi bir zararı var mıdır?
Memede saptanan kitlelerin ileri incelemesi olan iğne biyopsisi hakkında en çok sorulan soru işlem sonrasında tümörün yayılıp yayılmayacağıdır.
Uzun zamandır yapılan bu işlem neticesinde tümörün yayılım göstereceğine dahil hiç bir bilimsel veri bulunmamaktadır. Yapılan biyopsi sonucunda şayet kanserli hücre tesbiti yapılmışsa cerrahi işlem sonucunda o bölge temizleneceği için bir yayılım söz konusu değildir.
İkinci sıkca sorulardan biriside yapılan iğne biyopsisi neticesinde meme dokusu içersinde kanama olup olmayacağıdır.
İğne biyopsisi iki türlüdür ince ve kalın iğne biyopsisi olarak ikiye ayrılır.İnce iğne biyopsileri kesinlikle bir kanamaya neden olmamaktadır.Kalın iğne biyopsilerinde ise kanama olma riski %5 in altındadır. Bu nedenle biyopsi öncesinde hastaların aspirin ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanmamaları mutlaka söylenmelidir. Bu tür ilaçları kullanan hastalar biyopsi öncesi en az bir hafta öncesinden bu ilaçları kesmeleri gerekmektedir. Bunun dışında iğne biyopsisinin memeye herhangibir olumsuz etkisi bulunmamaktadır.
