Milli Eğitim Penceresinden Özel Eğitim

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Aslında Özel, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, engelli çocuklarımızın destek eğitimi alabildikleri nezih kurumlardır. Milli eğitimde çalışan her kademedeki personel fark etmez isimde zikretmek istemiyorum, ama maalesef bürokratlarımız işin ehemmiyetini ya bilmiyorlar ya da önemsemiyorlar.

Hani Brütüs demiş ya ''Gölge etme başka ihsan istemem..''

Burada Özel öğretim kurumları genel müdürü Sn. Mehmet Küçük’ün gayretli çalışmalarını inkâr edemeyiz. İl Milli Eğitim Müdürü başta olmak üzere müdür yardımcıları ilçe müdürleri, memurlar, okul müdürleri vs. Rehabilitayon Merkezleri bürokratlarımızdan destek olmaları ümidinden vazgeçtiler, sadece engel olmasınlar diyorlar.

Engelli ailesi bin bir güçlükle bazen 3 ay süren bir kovalamaca dan sonra hastaneden özürlü raporu alıyor. Geliyor RAM’ a (Rehberlik Araştırma Merkezi) takılıp kalıyor. Ramda başlıyorlar engellileri ikna seanslarına.. Üzülerek söylüyorum bir sürü engelli annesinin yanımda ağladığına şahit oldum. ''Hocam bizi adam yerine koymuyorlar'' falan, ''şimdiye kadar gönderdiniz de ne oldu'' falan filan.. Fazla ısrar olunca Mesleki rehabilitasyon öneriliyor yada tam zamanlı kaynaştırma ve bir daha engellinin bu tür kurumlara gitmesinin önü kesiliyor.

Peki amaç ne..?

Verilen cevaplara baktığımızda ''boşu boşuna devletin parası ziyan oluyor onu kesmek istiyoruz..''

Bizzat Genel Müdür Mehmet Küçük’e ilettim bunları oda şaşırdı. Devlet bir engellinin eğitim ücretini ödeyemeyecek kadar aciz değildir. Kim neyi hak ediyorsa ona göre rapor verin.. Mealinde genelge yayınlandı. Sonuç tamamen RAM cumhuriyetinin elinde.. Hastanede o kadar teste girmişsin hiç ehemmiyeti yok. RAM ne derse o olur.

Merkezlerin yaşadığı başlıca Sıkıntılara göz atalım;

Özel eğitimle ilgili meslek elemanlarının üniversitelerin ilgili bölümlerinden sınırlı sayıda mezun olması ve alanla ilgili yetişmiş personelin yetersizliği çok önemli sorunlardan birisidir.

Özel eğitim hizmetlerinden yararlanabilmek için ön koşul niteliği taşıyan sağlık kurulu raporu almak engelli ve ailesi için zor bir süreç içermektedir. Her yıl sağlık kurulu raporunun yenilenmesi engelli bireyi ve aileyi zor durumda bırakmaktadır. Kaldı ki genellikle belirlenen bir yıl gibi bir süre özel eğitim için çok kısa bir süredir. Bu sürenin kısalığı engelli bireyin özel kuruma devam sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Özel eğitim hizmetlerinin bedelinin ilgili kurumlarca ödenmesi için bütçe uygulama talimatına göre her yıl yeniden rapor alma koşulunun kaldırılmasının ve sağlık kurulu raporunun geçerlilik sürelerinin en az üç yıl olmasının sağlanması gerekmektedir.

Engelli birey için sağlık kurulu raporu alırken engelli birey ve ailesine hastaneler tarafından kolaylık sağlanması, defalarca hastaneye gidip gelmesinin önlenmesi, “kolaylık Poliklinikleri”nden ivedilikli ve hoşgörülü bir biçimde yararlanabilmesi sağlanmalıdır. Böylece ailenin üzerinden önemli bir yük kalkmış, bu doğrultuda özel kurumlar tarafından verilen eğitim de sırf sağlık kurulu raporu nedeniyle kesintiye uğramamış ve verilen eğitim aksamamış olacaktır.

Alanda karşılaşılan ve gittikçe büyüyen bir sorun olmaya aday; engelli çocuklarımızın RAM’lardan aldıkları raporlardır.

Varlık nedeni engelli çocukların eğitime kazandırılması olan RAM’lar son dönemlerde rapor vermemek için 40 dereden su getiren merkezler haline gelmiştir.

Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde yer alan hükümlere taban tabana zıt uygulamalar olağan hale gelmiştir. Örneğin; Yönetmeliğin; “MADDE 4 - a) Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey; Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri nedeniyle öz bakım becerilerinin öğretimi de dahil olmak üzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve yoğun özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireyi,” Açıkça yazılmasına rağmen son uygulamalar “bu çocuk ağır, eğitime ihtiyacı yoktur”, şeklinde yaygın bir uygulamaya doğru gidilmektedir.

Sonuç olarak; neredeyse ülkemizdeki tüm engelli çocukların ortaya çıkmasını ve eğitim almalarını sağlayan özürlüler yasası, ekonomik kaygıları merkeze alan yetkililer tarafından hedef tahtasına konan bir yasa halini almıştır. Maliyedeki anlayışı kavramak bizler açısından zor değildir.

Fakat anlamakta zorlandığımız, varlık nedeni “engelli birey” olan RAM’ların ve bazı Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının tutumlarıdır. Engellilerimizin her türlü hizmete ihtiyacı olduğunu görmezden gelip, sürekli olarak engellilere sağlanan yasal hakları tırpanlamaya çalışan bir zihniyetin varlığı bizleri derin endişelere sürüklemektedir.

Engelli çocuklarımızın eğitimini yönlendirmede neredeyse tek yetkili konuma gelen RAM’lardan sorumlu Genel Müdürlük; engelliye binbir güçlükle sağlanan hakları kullandırtmamak yönünde elinden geleni yapacaktır. Özel özel eğitim merkezlerinde devam etmekte olan çocuğa “iyi gelişmeler göstermiyor” bu çocuğa rapor vermeyiz, “ağır gelişiyor” bu çocuğa rapor veremeyiz düşüncesinde olan kimselerle gelişme sağlamak imkansızdır.


Fatih Ekinci
 
Tekerlekli Sandalye
Üst