Miyom İle İlgili Belirtiler ve Şikayetler

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Miyom (myoma uteri, halk arasında rahimde ur olması) çeşitli belirti ve şikayetlerle ortaya çıkabilir ancak myom saptanan hastaların çoğunda hiçbir şikayet veya belirti yokken muayene sırasında tesadüfen myom saptanır. Küçük yani bir kaç cm çağındaki myomlar genellikle hiçbir zaman şikayete neden olmazlar ve büyümedikleri sürece bir problem oluşturmazlar bu nedenle küçük haldeyken tedavi edilmezler.

Myomlarla ilgili en sık rastlanan belirtiler aşırı ve uzun süren adet kanamalarıdır (menometroraji). Myomlara bağlı seyrek adet görme olmaz ancak sık adet görme, kanamanın uzun sürmesi, kanama miktarının aşırı olması ve buna bağlı kansızlık (anemi) gelişmesi gibi belirtiler olabilir. Adet sancılarında artış (dismenore) meydana gelebilir. Myomlara bağlı cinsel ilişki sırasında veya sonrasında kanama nadiren olsa da özellikle adet dönemi ortalarında kanama, lekelenme gibi belirtiler olabilir.

Myomlara bağlı diğer sık görülen şikayetler arasında kasık ağrısı, bel ağrısı, sık idrara çıkma gibi şikayetler vardır. Bu şikayetler büyük (en az 5-10 cm) myomlara bağlı gelişebilir. Küçük 2-3 cm boyutunda myomalara bağlı kasık ağrısı, bel ağrısı, sık idrara çıkma meydana gelmez, bu hastalarda bu şikayetlerin başka bir nedeni araştırılmalıdır. Sık idrara çıkma büyük ve rahim ön tarafında bulunan bir myomun idrar torbasına baskı yapması sonucu meydana gelir. Yine bu tür büyük myomlara kalın barsağa (rektum) baskı yaparak kabızlık, zor tuvalete çıkma gibi şikayetlere neden olması mümkündür.

Myomlara bağlı kısırlık (infertilite) veya düşük ancak myom rahmin iç tarafındaki boşluğa komşu şekilde bulunuyorsa ve rahim iç boşluğundan çıkıntı yaratacak şekilde büyümüşse beklenir. Bunlara summüköz myomlar denir. Rahim dış duvarından dışarıya oğru büyümüş (subseröz) myomların düşük veya kısırlık gibi durumlara neden olması beklenmez.

Çok büyük myomlar (en az 8-10 cm) karında şişlik şeklinde belirti verebilir, bunu hasta kendisi de farkedebilir bazen.

Bunların dışıda eğer hamile bir bayanda büyük bir myom varsa buna bağlı doğum sırasında aşırı kanama (atoni) meydana gelebilir.Gebelik sırasında dejenerasyon denilen durum nedeniyle ağrıya neden olabilir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Miyomlar kimlerde daha sık görülür:

Miyom (myoma uteri) kimlerde daha sık görülür? risk faktörleri nelerdir? sorularına cevap vermeden önce şunu belirtmek gerekir ki myom zaten kadın popülasyonda çok sık görülen bir patolojidir, bazı yaş gruplarındaki kadınların neredeyse yarısında ufak da olsa myom izlenmektedir. Ancak bazı durumlarda myom gelişiminin arttığı, bazı durumlarda azaldığı görülmektedir.

Myomlar genç ve çocuk yaşlarda pek görülmezler daha çok doğurganlık çağları dediğimiz 25-40 yaş arasında görülürler. Bir kadında 40-45 yaşlarına kadar myom oluşmamışsa bu yaştan sonra veya menopozdan sonra oluşması çok nadirdir. Menopozdan önce oluşan myomların menopoza girdikten sonra büyümesi durur hatta küçülme izlenir.

Myom patogenezinde başlıca genetik faktörler ve hormonal faktörler rol alır. Myomların yumurtalıklardan salınan östrojen hormonundan etkilendiği bilinmektedir. Son yıllarda bazı araştırmalar progesteron hormonunun da etkileyebileceğini göstermiştir. Östrojen ve progesteron myometriumda ve myom dokusunda bazı büyüme faktörlerini (TGF, EGF, FGF, IGF gibi) etkiler. Menopzodan sonra yumurtalıklardan salınan östrojen hormonu azaldığı için myomlar küçülür.

Miyomlar kimlerde daha sık görülür:
- Doğum yapmayan veya az doğum yapanlarda sık görülür.
- Siyah ırkta myom daha sıktır.
- Adet görmeye erken yaşta başlayanlarda (erken menarş) daha sık görülür.
- Bazı araştırmalara göre obezite yani şişmanlık da bir risk faktörüdür.
- Ailesinde anne ve kız kardeşlerinde myom olanlarda daha sık görülür.

Miyom kimlerde daha az görülür:
- Çok doğum yapanlarda myom daha az görülür.
- Sigara kullananlarda daha az görülür.
- Düzenli egzersiz ve spor yapanlarda daha az görülür.
- Doğum kontrol hapları (oral kontraseptif) kullanımı myom gelişimini azaltır. (13-16 gibi çok genç yaşlarda başlayanlar hariç.)
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Miyomlarda Tanı ve Teşhis Yöntemleri

Miyom (myoma uteri, halk arasında rahimde ur) kadın hastalıkları arasında en sık görülenlerden birisidir. Genel olarak teşhisi kolay hastalıklar arasında yer alır. Myomlar belirli bir büyüklüğe ulaştığında elle vajinal muayenede anlaşılabilir ancak günümüzde küçük dahi olsalar gelişmiş ultrasonografi cihazları sayesinde kolayca tanı konulabilmektedir. Myomların teşhis ve ayırıcı tanısında kullanılan yöntemler tek tek aşağıda anlatılmıştır. En yaygın kullanılan yöntem ultrasonografidir.

Ultrason:
Karından yapılan (abdominal) veya transvajinal yolla yapılan ultrasonografi ile myomlar kolaylıkla izlenebilmektedir. Transvajinal ultrasonografi myomun boyutu ve yerleşiminin tam olarak belirlenmesi ve diğer patolojilerden ayırt edilmesi açısından daha hassastır. Ultrason ile myomun boyu, çapı, tipi (subreröz, intramural, submüköz) belirlenebilir. Belli aralıklarla yapılan ultrason ölçünleri ile myomların büyümesi takip edilir. Ultrason ile 1 cm'den küçük myomlar bile görülebilmektedir. Muayene ve ultrason sayesinde myomların çok büyük kısmında tanı konulabilmektedir, aşağıdaki diğer yöntemler nadiren gereken yöntemlerdir.

Histeroskopi:
Hsteroskopi hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Histeroskopi kısaca vajinal yolla kamera yöntemi ile rahim içerisine bakılmasıdır. Myomların tanısında nadiren gerekebilen bir yöntemdir. Özellikle rahim içerisine yakın yerleşimli (submüköz) myomlar endometrial polipler ile karşabilir, bunların ayrımında salin infüzyon sonografi (rahim içerisine su verilerek ultrason yapılması) veya histeroskopi kullanılır. Histeroskopi ile aynı zamanda submüköz myomların tedavisi de yapılabilmektedir. Çok büyük olmayan submüköz myomlar histeroskopi sırasında elektrokoter aracılığıyla kesilerek alınabilmektedir.

Salin İnfüzyon Sonografi (Rahim içerisine su verilerek ultrason yapılması):
Halk arasında sulu ultrason diye adlandırılan salin infüzyon sonografi (sis) vajina yoluyla rahim içerisine ufak bir kanül (ince boru) yardımıyla rahim içerisine serum verilmesi sırasında ultrason yapılmasıdır. Bu işlemin faydası rahim içerisine verilen suyun rahim içerisini doldurup genişletmesi ve bu sayede rahim içerisindeki myom, polip gibi patolojilerin daha rahat görülebilmesidir.

Laparoskopi:
Laparoskopi hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Laparoskopi kısaca karın içerisine göbek altından açılan ufak bir delikten kamera yöntemi ile bakılmasıdır. Laparoskopi nadiren myomların over (yumurtalık) kisti gibi bazı pelvik parolojilerden ayırt edilmesi ve kesin teşhis konulması için uygulanmaktadır. Laparoskopik olarak myomların alınması (myomektomi) bazı myomlarda mümkündür.

Histerosalpingografi (HSG - Rahim filmi veya rahim röntgeni):
Hissterosalpingografi daha çok infertilite (kısırlık) tedavisinde rahim içerisini ve tüplerin açıklığını değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. HSG hakkında detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. HSG'de rahim içerisine doğru büyümüş olan myomlar görülebilir. Rahim iç duvarında (intramural) veya dışarı doğru büyümüş (subseröz) myomlar HSG'de görülemezler.

Tomografi ve MR
Bilgisyarlı tomografi (BT, CT) veya magnetik rezonans (MR) gibi yöntemler nadiren myomların karın içerisindeki, yumurtalıklardaki diğer patolojilerden ayırt edilmesi için kullanılabilmektedir. Özellikle MR myomların yerleşiminin belirlenmesinde ve adenomyozis gibi diğer patolojilerin saptanmasında çok başarılıdır.

Miyom teşhisinde kan tahlili kullanılır mı?
Bu hastalar tarafından merak edilen bir konudur ancak myomların tanı ve takiplerinde kullanılan bir kan tahlili yöntemi yoktur. Yumurtalık (over) kistleri ile ilgili kanda bazı belirteçler tahlil ile görülebilmesine rağmen myomlar ile ilgili bu tür belirteçler yoktur. Kan tahlili ancak şüphelenilen nadir bazı durumlarda myomların bazı patolojilerden ayırt edilmesi için gerekebilir, normalde kan tahlili yapılmaz.

Smear testi myomlar hakkında bilgi verir mi?
Hayır Smear testi sadece rahim ağzı ile ilgili patolojiler hakkında bilgi verir. Myom veya polip gibi rahim içerisinde bulunan patolojiler hakkında bilgi vermez. Smear testi hakkında ayrıntılı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Miyom Tedavisi

Miyom (myoma uteri) konusunda tedavi yöntemleri başlıca üçe ayrılabilir. Bunlar 1. gözlem, 2. ameliyat ve 3. diğer (ilaç, embolizasyon v.b) tedavilerdir. Bu tedavilerden hangisinin uygulanacağı myomun boyutuna, moyonların sayısına, hastanın yaşına, çocuk sayısına ve diğer bazı özelliklerine göre belirlenir.

Miyomlarda gözlem:
Özellikle küçük olan (1 - 5 cm arası) ve herhangi bir şikayete neden olmayan myomlar hiçbir tedavi verilmeden gözlenebilir. Gözlem için ortalama 6 ay aralıklarla ultrasonografi yapılır ve myom büyüklüğündeki değişiklik karşılaştırılır eğer myom boyutlarında artma yoksa gözleme devam edilir, myom boyutlarında fazla artma varsa genellikle ameliyata karar verilir. 5 cm'den küçük myomlar için nadir haller dışında ameliyat kararı verilmez bunun yerine izlem yapılır, özellikle yaşı menopoza yakın olan hastalarda zaten menopoza girdikten sonra myom boyutlarında küçülme olacağı için bir süre izlenerek beklenmesinde fayda olabilir. Rahim iç duvarında (endometrium) olan summüköz myomlar ve aşırı kanama gibi şikayetlere neden olan myomlar küçük dahi olsalar ameliyat ile tedavi gerektirebilirler.

Ameliyat tedavisi:
Myomlarda en sık uygulanan tedavi şeklidir. Myomlarda iki türlü ameliyat planlanabilir. Birincisi sadece myomların (myom nüvelerinin) alındığı myomektomi ameliyatıdır. İkincisi myomların rahimle birlikte alındığı histerektomi ameliyatıdır. Bu ameliyatlardan hangisinin yapılacağı myomların sayısına, büyüklüğüne, hastanın diğer hastalıklarına ve durumuna, yaşına, çocuk sayısına göre seçilir. Bu ameliyatların laparoskopik veya açık ameliyat şeklinde yapılabilmektedir. Myomlar çok büyükse ve sayıca fazlaysa, hastanın yaşı ortalama 40'dan fazlaysa ve yeterince çocuğu varsa histerektomi ile rahmin tümden alınması planlanabilir. Histerektomi ile rahmin alınmasının avantajı bir dha myomun tekrarlaması gibi bir durumun söz konusu olmamasıdır. Myomektomi ameliyatı yapılan hastalarda rahim durduğu için ileleride tekrar myom oluşma riski vardır ancak bu ameliyatın avantajı hastanın hala hamile kalabilmesi, çocuk sahibi olabilmesidir.

İlaç tedavisi:
Myomların tedavisinde günümüzde çok nadir haller dışında ilaç tedavisi uygulanmamaktadır. Myom boyutlarında küçülme sağlayabilen ilaçlar arasında başlıca GNRH analogları gelir. Bu ve diğer bazı ilaçlar teorik olarak myom boyutunda küçülme sağlayabilse de bu etki geçici olabilmektedir bu nedenle pratikte pek uygulanan yöntemler değillerdir.

Uterin arter embolizasyonu:
Rahim (uterus) içerisine kan veren damarların tıkanmasıdır. Bu sayede myoma giden kan azalacağı için myom boyutları küçülür. Embolizasyon işlemi ameliyatsız sadece damartan katater ile uygulanır. Bu konuda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Hangi durumlarda miyom ameliyat tedavisi gerektirir?
- Myom boyutları fazla büyükse (genellikle 8-10 cm'den büyükler)
- Aşırı kanamaya ve kansızlığa (anemi) neden oluyorsa
- Ağrı, sık idrara çıkma, kabızlık gibi bası semptomları yaratıyorsa
- Dejenere olmuş ve ağrılı ise
- Vajene doğmuş myomlar
- Menopoz sonrasında büyümeye devam eden myomlar
- Torsiyone olmuş subseröz myom
- İnfertilite (kısırlık) sebebi olarak düşünülen myomlar

Miyomlarda bitkisel tedavi yöntemi var mıdır?
Myom tedavisinde bitkisel tedavi yöntemi yoktur. Bitkisel çaylar, içecekler, yiyecekler hiç bir fayda sağlamaz, myomları küçültmez. (Zaten myom tedavisinde ilaçlar da pek fayda sağlamamaktadır.) Bitkisel ürünler ile ilgilenerek vakit kaybetmek yerine myomların doktor takibinde uygun tedavisi yapılmalıdır.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Gebelikte Miyom

HAMİLELİK VE MİYOM (MYOMA UTERİ)
Gebeliklerin %5’inde rahimde miyom vardır. Büyük bir çoğunluğu gebeliği etkilemez. Ancak büyük olduklarında sorunlar başlar. Düşüğe, erken gebelik kanamalarına, erken doğum eylemine, plasenta yerleşim anomalilerine, erken membran rüptürüne, plasenta dekolman ve retansiyona neden olabilirler. Miyomların %30’u gebelik esnasında büyür ve bu büyüme ilk 10 haftada en sıktır.

Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde myomlar bazılarında büyüyebilir, vasküler yetmezlik ve sonucunda dejeneratif değişikliklere gidebilir. (Kırmızı dejenerasyon) Klinik olarak bu sıklıkla ağrı ve lokalize hassasiyete neden olur, ancak erken (preterm) doğumu da başlatabilir. Yatak istirahati ve ağrı kesiciler hemen daima ağrıyı durdurmada başarılıdır, fakat tokolitikler sancıları durdurmak için gerekebilir.

Doğum sırasında leiomyomlar uterin tembelliğe, fetüsün pozisyon bozukluklarına, doğum kanalının obstrükte olmasına neden olabilir. Büyük servikal veya istmik myomların varlığında sezaryen gerekebilir. Leiomyomlar doğum sonrasındaki etkin uterus kontraksiyonlarını bozarak, kanamaya neden olabilirler.

Sezaryen sırasında myomun yeri ve büyüklüğü uygunsa alınabilir. Fakat bazı myomlar gebelikte rahim fazla kanlandığı için aşırı kanamaya sebep olabilir o yüzden sezaryen sırasında her zaman myomların alınması (myomektomi) tercih edilmez.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Myomlar

Myoma Uteri ve Fibromyoma yada Fibroid rahimin kendisinin veya damarlarının düz kaslarından veya içindeki bağdokusundan, gelişen iyi huylu bir tümördür. Doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık 2/5’inde ve ençok 40 ve 50’li yaş gruplarındaki kadınlarda izlenmektedir. Çocuk istemi olan kadınlarda myom bulunması daha özel ve dikkatli takibi gerektiren bir durumdur.


dysjs.jpg
Risk faktörleri nelerdir ?
Myomların oluşması için çeşitli risk faktörleri araştırılmıştır. En önemli risk faktörleri; hiç doğum yapmamış olmak, yumurtlamanın olmamasına bağlı olarak gelişen karşılanmamış östrojen yapımı, şişmanlık ve ırktır. İdeal vücut ağırlığının üzerindeki her 10 kilogram için risk %10 artmaktadır. Beyaz kadınlarda siyah ırka göre yaklaşık 4 kat daha sık görülmektedir. Myomu olan hastalarda genellikle ailenin diğer kadınlarında da miyom vardır.Bu da myomların gelişiminde bazı kalıtsal faktörlerin rol oynamasına bağlıdır. Bazı çalışmalarda myomu olan kadınlarda bazı kromozomlardaki kırılmaların daha sık görüldüğü belirlenmiştir. Rahimde myom gelişimi riskini azaltan en önemli faktör ise doğum kontrol hapı kullanımıdır.

Myom nedenleri nelerdir ?
Myom gelişimini başlatan faktörler henüz kesin olarak bilinmemektedir. Myom gelişimi ile hormonların bağlantısı olduğunu gösteren kanıtlar vardır :

Ergenlik öncesi myom gelişimi çok nadirdir.
En sık rastlandığı dönem yumurtlamanın bozulduğu, östrojen üretiminin karşılanmadığı menopoz öncesi 40’lı yaşlardır.
Menopozdan sonra myomların büyümeleri durur veya geriler.
Myomlara östrojen fazlalığına bağlı olarak gelişen diğer hastalıklar yani yumurtlama bozuklukları, hiperplazi (rahim iç duvarının kalınlaşması) ve polipler eşlik eder.
Myomlar kadınlık hormonlarından progesteronun yüksek olduğu gebelik döneminde hızlı büyürler.
Kadınlık hormonlarını baskılayan ve adeta menopoza benzer durum yaratan ilaçlar myomları küçültür.

Myom çeşitleri nelerdir ?
Myomlar rahimin değişik bölgelerinde bulunabilir. Rahimi tamamen büyüten myomlar olduğu gibi, rahim boşluğuna uzanan myomlar (submüköz myom), rahim duvarı dışına uzanan myomlar (subseröz myom) ve hem rahim duvarını kalınlaştıran hem de rahim boşluğuna doğru uzanan myomlar (intramural myom) gelişebilir. Bazı hastalarda tek bir myom mevcutken bazılarında çok sayıda myom görülebilir. Myomlar çok büyük çaplara ulaşabilir ve bazı durumlarda göbeğe kadar uzanan büyüklükte bir ur oluşturacak kadar büyürler.

Rahim boşluğuna doğru gelişen myomlar rahim yüzeyini arttırdıkları ve düzensiz rahim duvarı dökülmelerine yol açtıkları için adet (regl) kanamalarının artması, uzaması veya düzensiz kanamalar olması şeklinde belirti verebilirler. Myomların hızlı büyümesi durumunda myomların damarları ile beslenmesi bozulur ve myomlarda dejeneratif değişiklikler ortaya çıkar. Bu dejeneratif değişiklikler kendini özellikle ağrı ile ortaya çıkarır. Bazı myomlar rahim duvarına ince bir sap ile bağlıdırlar ve bu sapın kendi etrafında dönmesi (torsiyon) nedeniyle beslenmeleri bozulur ve ağrı şikayeti ve hatta daha ileri hallerde acil hastaneye başvurmayı gerektirecek belirtiler verebilirler.

Rahim boşluğundan gelişen bazı myomlar ise rahim ağzını geçerek hazneye (vajene) doğru uzanırlar (vajene doğmuş myom).

Myomlarda görülen belirti ve şikayetler nelerdir ?

Normal kadın doğum muayenesinde myom tesbit edilen hastaların hemen endişelenmeleri ve korkulara kapılmaları gereksizdir. Kadınlarda oldukça sık görülen myomlar her zaman bir belirti vermeyebilir. Myomu olan kadınların sadece %20-30’unda myoma bağlı şikayetler ortaya çıkar. Bu nedenle tüm myomların tedavi edilmesi gerekmemektedir, myomların çoğunda düzenli aralıklarla 6-12 ayda bir kadın doğum kontrollerinin yapılması yeterlidir.

Myom tedavisi nasıl yapılır ?
Myomların klasik tedavisi cerrahi olarak çıkarılmalarıdır. Ancak bu klasik tanım son zamanlarda (myoma bağlanan ve tıbbi yolla ilaç ve diğer ameliyat dışında kalan yöntemlerle düzeltilemeyen) yakınması olmayan hastaların ameliyat edilmemesi şeklinde özetlenmektedir.

Klasik olarak aşağıdaki durumlarda myomların tedavisi gerekmektedir:

Myoma bağlı olarak kanama, ağrı veya mesane (idrar torbası) veya makata baskı olması
Menopoza girilmesine rağmen myomda büyüme
İdrar yollarına baskı ve idrar akışında güçlük ortaya çıkması
Myomun kendi sapı etrafında dönmesi (torsiyon)
Myoma bağlı olarak karın boşluğunda sıvı toplanması
Myomda bozulmaya bağlı (dejeneratif)değişiklikler ile ortaya çıkan akut karın tablosu (bulantı, kusma, karında hassasiyet, gaz çıkarmada güçlük)
Rahim ağzından hazneye uzanan myom (vajene doğmuş myom)
Myomun rahimi üç aylık gebelik büyüklüğünden daha fazla büyütmesi
Çocuk olmasına myomun engel olduğu durumlar



Gebelik ve Myom
Gebeliklerin %3’ünde gebelikle birlikte myom da tesbit edildiği bildirilmektedir. Gebelikle birlikte myom bulunduğu hallerde myomun büyüklüğü ve rahimde yerleşmiş olduğu yere bağlı olarak düşükler, erken doğum, eşin (plasenta) erken ayrılması, doğum sonu kanama gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Myoma bağlı kanamalar uzun sürerse kansızlığa yol açabilir.

Bir çok myomlu kadının hastaneye geliş nedeni uzamış, artmış veya düzensizleşmiş adet kanamaları ve kansızlıktır. Çocuğu olmayan hastalarda da myomlar büyüklüğü ve yerleşim yerine göre (bazı araştırma sonuçlarına göre rahimin herhangi bir yerindeki herhangi büyüklükteki tüm miyomlar) çocuk olmasını güçleştiren bir neden olarak karşımıza çıkabilir.

Myom Tedavisi
Myomların tedavisi cerrahidir. Myom cerrahi tedavisi öncesinde kadınlık hormonların baskılayıp adeta bir menopoz yaratarak myom çapında küçülmeye neden olan bazı hormonal ilaçlar kullanılabir. Bu ilaçların myomları küçültücü etkisi geçicidir, bu ilaçlar bırakıldıktan bir kaç ay sonra myomlar eski çaplarına dönerler.

Bu nedenle bu ilaçlar ancak cerrahi girişim öncesi bu cerrahi girişimi kolaylaştıracaksa verilebilir. Bu ilaçların menopoza ve menopozun getirdiği sorunlara (ateş basması, uykusuzluk, haznede kuruluk, kemiklerde zayıflama ve benzeri etkiler) yol açmaları nedeni ile sürekli kullanımı mümkün değildir.

Doğurganlığın korunmak istendiği hastalarda büyük bir çoğunlukla rahim korunarak sadece myom çıkarılabilir (myomektomi). Bu işlem myomun yeri, büyüklüğü ve hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak açık ameliyat veya endoskopik yöntemler (laparoskopi) kullanılarak gerçekleştirilebilir. Çocuk olmaması nedeni ile myomlara cerrahi işlem uygulanılacak kişilerde cerrahinin getireceği yarar ile oluşturacağı yan etkiler iyice tartışılmalı ve ameliyata ona göre karar verilmelidir. Myomektomi ameliyatının istenmeyen etkileri rahim boşluğunda bozulma, yapışıklık veya karın içi yapışıklarla tüplerin etkilenmesidir.

Bu nedenle myomu olan ve çocuk isteyen hastalarda ameliyat öncesi tetkikler titizlikle yapılmalı (ultrasonografi, ilaçlı rahim filmi-HSG) ve ameliyatın yarar getireceği durumlarda cerrahi girişime karar verilmelidir.

Doğurganlık çağını geçmiş veya daha fazla çocuk istemeyen hastalarda ve rahimin korunmasının mümkün olamayacağı ileri derecede büyük myomlarda rahimin tümüyle alınması gerekebilir. Bu işlem de sıklıkla açık ameliyat şeklinde yapılır, uygun vakalar kapalı ameliyat (laparoskopi- endoskopi) ile gerçekleştirilir. Ameliyat öncesi hastaya myomların yerleri, rahimin büyüklüğü, ameliyat şekli, ameliyat sonrası görülebilecek durumlar ve ameliyat sonucu gelişebilecek olası durumlar gayet ayrıntılı bir şekilde açıklanmalıdır.

Rahimi alınan kadınlar eğer doğurganlık yaşlarında ise ve yumurtalıklarında herhangi bir anormallik yoksa yumurtalıklar ameliyat sırasında alınmaz ve bu hastalarda ameliyat sonrası menopoz belirtileri ortaya çıkmaz. Hastalara ameliyat sonrasında da yapılan ameliyat ve ameliyat sonrası nasıl bir takip planlandığı ayrıntılı olarak açıklanmalıdır. Rahimin alınması ameliyatı (histerektomi) sadece doğurganlığı sonlandıran bir işlemdir, hastanın cinsel yaşamını sürdürmesine engel olmaz.

Myomu kadın doğum muayenesi sırasında tesbit edilen herhangi bir şikayeti olmayan ve doktorları tarafından herhangi bir tedavi önerilmeyen hastaların endişelenmesine gerek yoktur. Bu hastaların aslında tüm kadınların da uygulaması gerektiği gibi 6-12 ay aralıklarla düzenli bir şekilde kadın doğum muayenelerini yaptırmaları gerekmektedir.

Hastaların çoğunda myomların zaman içerisinde kötü bir hastalığa dönüşeceğine dair korkular vardır. Myomlarda kanser gelişimi (leomyosarkom) oldukça düşük (1000’de 1-3 cıvarında) bir ihtimaldir, bu nedenle tüm myomların ameliyatla alınmasına gerek yoktur. Kadınlarda oldukça sık görülen bir hastalık olması nedeni ile kadınların myomlarla ilgili belirtilere dikkat etmeleri ve düzenli kontrolleri gereklidir.

Özet olarak ;
Myom belirtileri:


Düzensiz veya aşırı kanama ve buna bağlı kansızlık
Karında kitle
Ağrı ve komşu organ rahatsızlıkları ( Mesane ve kalın bağırsak alışkanlıklarının değişmesi, sık idrar ,kabızlık vb)
Kısırlık, gebelik kaybı gibi doğurganlığın etkilendiği durumlar
Myomun bozulmasına (dejenere olmasına) bağlı ani ağrı vb yakınmalarıdır.

Myomun Tedavi Seçenekleri;
Myomda tedavi mutlaka kişiselleştirilmelidir. Menapoza girecek bir kadın bile rahminin korunmasını (risklerini bilerek) isteyebilir veya henüz doğurganlık çağındaki bir kadın tekrar ameliyat olabilme riskini göze almayıp tüm rahmin çıkarılmasını isteyebilir.

Cerrahi tedavi açık yada endoskopik (Laparoskopi ve Histeroskopi) yöntemler kullanılırç Bu metodla tüm rahim çıkarılabilir (TAH veya LAVH) yada sadece myom çıkarılabilir (Myomektomi)
İlaçla Tedavi geçici küçülme ve düzelme sağlamasına rağmen özel durumlarda kullanılabilir. Bu metodla GnRH analogları (geçici menapoz, progesteron türevleri ve levonorgesterol içeren rahim içi aletler ile kanamanın azaltılarak operasyon ihtiyacının azaltılması sağlanır.
Diğer: Bu yöntemlerden bir kısmı araştırma aşmasında olup gelecekte daha sık ve kolay uygulanabilecekleri düşünülmektedir;

Myom damarlarının tıkanarak veya yakılarak myomun küçültülmesi veya şikayetlerin düzeltilmesi (selektif uteri arter embolizasyonu)
Endoskopik yöntemlerle myom içine girilerek elektrik akımı ile yakarak (elektromyolizis) veya dondurularak (kriomyolizis) myomun yok edilmesi.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst