Öteki

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,531
Tepkime Puanı
199
Puanları
63
Yaş
50
Bu Öykü II. Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ almıştır.

ÖYKÜNÜN KISA ÖZETİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ


Öyküdeki karakterimiz, tekerlekli sandalye kullanan başarılı bir piyanisttir. O gün kalabalık bir seyirciye konser verecektir. Konser öncesi bir gazeteciyle söyleşisi üzerinden toplumun engelliye bakışı irdelenir.

Öyküde, engellilerin nasıl ve nelerle çevrelendiğini görürüz. Genel olarak kabul görmüş dayatmalarla, kanıksanmış düşüncelerle sistemin kuşatması altındaki engelliler tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilir. Engellilere geleneksel bakışı anlatan öykü, özgürlüklerin çalındığı bir ortamda onların mutlu olamayacağını ileri sürer.
Yazar, sistemin çarpıklığını, göz ardı edilenlerin gözünden aktarır okura. Öyküyü okudukça toplumun ikiyüzlülüğünün ayrımına varırız. Toplum farklı olandan tiksinirken öte yandan onu yüceltir. Bir yandan engellileri hiçleştirir. Çok doğal olan yaşam hakkını bile onlara bir armağan olarak görür. Diğer yandan, kendi vicdanını susturmak için bağış kampanyaları, eğlence ve törenler düzenlerler. Bunu da insanlık maskesi altında yaparlar.

Piyanist karakterimiz, sistemle, toplumla ve insanla derin bir hesaplaşma içine girer. Sistem engellilerin hiçleştirilmesine çanak tutar. Farklılıklarımız zenginliğimiz değil, afyonumuzdur. Tersi söz konusu olsaydı, azınlıklar asimile edilmeye çalışılmaz, engelliler tutsak bir yaşam sürmezdi. Sistem aynileşen insan ister. Çünkü, çoğunluk bölündükçe ötekilerin sayısı artacaktır. Mevcut sistem bunu tehdit olarak algılar. Böylece, tüm ötekiler yaşamın dışına itilir.

Öyküyü okudukça, sürekli bir düşünme ve sorgulama içinde buluruz kendimizi… Öteki, yüzyıllarca baskı altında tutulan, horlanan engellilerin bireysel-toplumsal bir çözümlemesidir. Yazar, görüneni değil, görünenin ardındakine ayna tutar.

Engelli karakterimiz, kimliksiz, silikleşmiş, kaybolmuş engelli tipiği değildir. Bilakis, engellilere yüklenen rollere karşı çıkan, insanı tüketen sisteme tavır alan bir karakterdir. Bu düzeni sorgulayan, olup biteni gözlemleyen, ayrıntıları çözen biridir. Ona göre, engellilere önce söz hakkı verilmelidir. Hiçbir güç, özgür düşünceye prangalar vuramaz. Bu anlamda insani varoluşu kıramaz.
Öykü, sistemin/toplumun insanla çelişkisini gösterdiği, bu çelişkide engellinin konumunu sarsıcı ifadelerle anlattığı ve engellileri nesneleştiren bir toplumda insanca yaşamanın mümkün olmadığını gösterdiği için üçüncülüğe layık görülmüştür.


Öyküyü PDF formatında okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız

ÖTEKİ

Yazarın Adı Soyadı:
Baran Pınar

Kısa Özgeçmişim:
İlkokul, ortaöğretim ve liseyi Antalya’da okudum. 2008 Kasım’da İstanbul’da konservatuar eğitimi almak için yola çıktım, fakat işler istediğim gibi gitmediği için Antalya’ya dönüp, bazı projelerde yer aldım. Liseden bu yana çeşitli tiyatro gruplarında metin yazarlığı yaptım. Hâlihazırda birkaç internet sitesi için gündemle alakalı içerikler üretiyorum.
 
Son düzenleme:
Merhaba Baran Pınar,

Öykünüzü soluksuzca ve bir o kadar keyifle okudum. Gerçekten çok başarılısınız. Kurduğunuz cümleler, oluşturduğunuz paragraflar anlam bütünlüğü içinde , yazınızı yutarcasına okumama sebep olacak kadar akıcı, düzenli ve roman tadında. Kısa geldi :( evet tam olarak bana kısa geldi. Okumaktan aldığım hazza doyamadım. Hani bazen çok lezzetli bir yiyecek yersiniz ve tadı damağınızda kalır ya aynen öyle şu an hissettiğim duygu.

Aslında çok tebrik etmek istedim sizi. Benim naçizane önerimi dikkate alırsanız da çok memnun olurum. Öykü yazmada da başarılı olabilirsiniz ama gönlüm sizin çok başarılı bir roman yazarı olacağınızdan yana. Kurduğunuz cümleler öyküden çok roman tarzında dizilmiş ve ben biliyorum ki aynı akıcılıkta bir romanınız yayınlandığında şu anki yarım kalan buruk tebessümüm tamamlanacak. :) Yani tadı damağımda kalma durumunu yenmek için öykünüzü bir kere daha okumak istiyorum ama yine kısa gelecek biliyorum...

Başarılarınızın devamı dileğimle,
 
Merhaba Baran Pınar,

Öykünüzü soluksuzca ve bir o kadar keyifle okudum. Gerçekten çok başarılısınız. Kurduğunuz cümleler, oluşturduğunuz paragraflar anlam bütünlüğü içinde , yazınızı yutarcasına okumama sebep olacak kadar akıcı, düzenli ve roman tadında. Kısa geldi :( evet tam olarak bana kısa geldi. Okumaktan aldığım hazza doyamadım. Hani bazen çok lezzetli bir yiyecek yersiniz ve tadı damağınızda kalır ya aynen öyle şu an hissettiğim duygu.

Aslında çok tebrik etmek istedim sizi. Benim naçizane önerimi dikkate alırsanız da çok memnun olurum. Öykü yazmada da başarılı olabilirsiniz ama gönlüm sizin çok başarılı bir roman yazarı olacağınızdan yana. Kurduğunuz cümleler öyküden çok roman tarzında dizilmiş ve ben biliyorum ki aynı akıcılıkta bir romanınız yayınlandığında şu anki yarım kalan buruk tebessümüm tamamlanacak. :) Yani tadı damağımda kalma durumunu yenmek için öykünüzü bir kere daha okumak istiyorum ama yine kısa gelecek biliyorum...

Başarılarınızın devamı dileğimle,

Teşekkürler.
 
Gerçekten çok etkileyici bir eser. Tebrikler. Kaleminize sağlık.
 
Dereceye giren eserler ilan olduğuna göre artık rahat rahat yorum yazabilirim. :)
Öteki adlı öykü yarışmaya gelen öyküler içerisinde beni en çok etkileyen öykülerden biri oldu. Öyküde kurulan her cümle üzerine saatlerce düşünülebilir. Sayın Baran Pınar'ı bu denli mükemmel bir öykü yazdığı için tebrik eder başarılarının devamını dilerim...
 
Harikulade. Ödüle dereceye pek inanmam, ama öykünüzün ve kaleminizin yoluna cikacak çok ödüller kazanacagi kesin.
Yolunuz açik olsun. Sevgiyle, iyilikle, tebrikle. Lerzan
 
Baran seni çokkkk çokkkk tebrik ediyorum. Hatta seni alnından öpmek istiyorum:) Öyküler içinde en çok etkilendiğim öykülerden biriydi... Öyküyü okurken hep kendimi bir beyin fırtınası içinde buldum. Toplumda ötekileştirilen bir insanın gözünden bir öykü ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi. Bir toplumun/sistemin çürümüşlüğüne, hantallığına, ikiyüzlülüğüne eleştirel bir gerçekçilikle yaklaşmakta çok başarılısın. Saptamaların insanın yüzüne tokat gibi iniyor... Zaman zaman bu yüzden kendime gelemedim:) Başarılarının devamını diliyorum.
 
Başarılarınızın devamını dilerim yüreğinize sağlık tebrikler.
 
ötekileştirme sorununu içsel bir yolculuk olarak anlattığınız öykü aslında tümümüzün yaşamı. Hepimizin aynası , hepimizin içindeki yara ve hepimizin aslında yüksek sesle söyleyemeğimiz ,içimizde sürekli yaşattığımız bir baskı.

Yazınıza düşüncelerinize kattıklarınıza çok saygı duydum. hepsi gerçek hepsi doğru hepsi yalın...

Sizi yürekten tebrik ediyorum ve Chopin in şiirsel seslerini yürekli bir piyanistin dramatik gerçekleri çıplak elleriyle büyüleyici çalacağı eserleri hiç susuturmasısı dileğiyle...
 
" Faklılıkların zenginlik olduğu inancı bir varoluştan öte, sizin; yani normal olarak addedilenin öteki olanı sınıflandırma çabasından öteye geçmiyor. Fakat evrensel bir olgu olarak kabul gören bu ihtiyaç, ülkemizde elzem bir alternatif olmaktan öte, bir bağımlılık hâline geldi. Toplumsal göçlerde ilk başvurulan şeyin neden asimilasyon olduğunu hiç düşündünüz mü? Çünkü siyasi olgunun kendi izanınca azınlık olarak atadığı topluluğun kendisini “öteki” olarak hissetmesi gerekir. Ve aradan geçen yıllar, asırlar, bu farklı olanı “öteki” hâline getirir. İşlenen insanlık suçu da bu noktada gün yüzüne çıkar: Yaşam hakkı. Her bireyin doğuştan sahip olduğu yaşam hakkı, öteki söz konusu olduğu zaman bir armağanmış gibi sunuluyor."

bu paragraf her şeyin yaşamımızın,bakış açılarının ,çekilenlerin,ÖTEKİ leştirmenin özeti..bunun üstününe daha neler neler söylenir anlatılır.... bu başarılı öykünüz için sizi yürekten tebrik ediyorum.
başarılarınızın devamını dilerim. yüreğinize sağlık :D
 
Sevgili Baran PINAR,

Ötekileştirmek, ötekine duyulan saygıyı da yok ettiğinden son derece olumsuz bakış açısıdır. Ötekileştirmek, bir insanı toplumdan koparmak, yok etmek adına yapılan en büyük saldırıdır, ister düşünsel olsun isterse reel. Ötekileştirmek, ötelediğimiz insanların da bizlere farklı bakış açılarıyla bakmalarını sağlayan karşı tepkidir ki, anlamsız olduğu kadar da kırıcıdır.

Toplumun bakış açıları, topluma yüklenen misyonları da irdeler bir nevi. Sahteliklerle yol almış gruplarda gerçeklerden söz etmek de imkansızdır. Bakış açılarımızla yerdiğimiz söylemeyip de içimizde sakladığımız zehirli sözler yerinde dururken, egolarımızı tatmin için rol oynamak tamamen riyakarlıktır. Ne yazık ki, engellilerin başarıları bu nedenle gün ışığına çıkmaz çünkü ötekiler vardır. Başarılar engelliyi sarmalamış ise başarılarının engeliyle bağdaştırılması gibi devleşmiş ön yargılardır . "Siz engelinizi aşmışsınız", cümlesindeki olumlu cümleye olumsuzluk katılması kadar tehlikeli söylemdir. Başarılar kişiye aittir, engelliler yaşamın içindedir, her sıkıntı nasıl bireyi etkiliyorsa başarıda engeliyle pekiştirilmemelidir. Bu sahteliktir, riyakarca bakıştır.

Öykünüzde ötekileştirmek konusunda yazdığınız söylemleriniz son derece önemli ve değerlidir. Defalarca kez okuduğum anlamlı yazınız ve başarınız için tebrik ederim.
 
Harikulade. Ödüle dereceye pek inanmam, ama öykünüzün ve kaleminizin yoluna cikacak çok ödüller kazanacagi kesin.
Yolunuz açik olsun. Sevgiyle, iyilikle, tebrikle. Lerzan

Teşekkürler.

Baran seni çokkkk çokkkk tebrik ediyorum. Hatta seni alnından öpmek istiyorum:) Öyküler içinde en çok etkilendiğim öykülerden biriydi... Öyküyü okurken hep kendimi bir beyin fırtınası içinde buldum. Toplumda ötekileştirilen bir insanın gözünden bir öykü ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi. Bir toplumun/sistemin çürümüşlüğüne, hantallığına, ikiyüzlülüğüne eleştirel bir gerçekçilikle yaklaşmakta çok başarılısın. Saptamaların insanın yüzüne tokat gibi iniyor... Zaman zaman bu yüzden kendime gelemedim:) Başarılarının devamını diliyorum.

Utandırdınız beni, çok teşekkürler.

Başarılarınızın devamını dilerim yüreğinize sağlık tebrikler.

Teşekkürler.

ötekileştirme sorununu içsel bir yolculuk olarak anlattığınız öykü aslında tümümüzün yaşamı. Hepimizin aynası , hepimizin içindeki yara ve hepimizin aslında yüksek sesle söyleyemeğimiz ,içimizde sürekli yaşattığımız bir baskı.

Yazınıza düşüncelerinize kattıklarınıza çok saygı duydum. hepsi gerçek hepsi doğru hepsi yalın...

Sizi yürekten tebrik ediyorum ve Chopin in şiirsel seslerini yürekli bir piyanistin dramatik gerçekleri çıplak elleriyle büyüleyici çalacağı eserleri hiç susuturmasısı dileğiyle...

Teşekkürler.

" Faklılıkların zenginlik olduğu inancı bir varoluştan öte, sizin; yani normal olarak addedilenin öteki olanı sınıflandırma çabasından öteye geçmiyor. Fakat evrensel bir olgu olarak kabul gören bu ihtiyaç, ülkemizde elzem bir alternatif olmaktan öte, bir bağımlılık hâline geldi. Toplumsal göçlerde ilk başvurulan şeyin neden asimilasyon olduğunu hiç düşündünüz mü? Çünkü siyasi olgunun kendi izanınca azınlık olarak atadığı topluluğun kendisini “öteki” olarak hissetmesi gerekir. Ve aradan geçen yıllar, asırlar, bu farklı olanı “öteki” hâline getirir. İşlenen insanlık suçu da bu noktada gün yüzüne çıkar: Yaşam hakkı. Her bireyin doğuştan sahip olduğu yaşam hakkı, öteki söz konusu olduğu zaman bir armağanmış gibi sunuluyor."

bu paragraf her şeyin yaşamımızın,bakış açılarının ,çekilenlerin,ÖTEKİ leştirmenin özeti..bunun üstününe daha neler neler söylenir anlatılır.... bu başarılı öykünüz için sizi yürekten tebrik ediyorum.
başarılarınızın devamını dilerim. yüreğinize sağlık :D

Teşekkürler.

Sevgili Baran PINAR,

Ötekileştirmek, ötekine duyulan saygıyı da yok ettiğinden son derece olumsuz bakış açısıdır. Ötekileştirmek, bir insanı toplumdan koparmak, yok etmek adına yapılan en büyük saldırıdır, ister düşünsel olsun isterse reel. Ötekileştirmek, ötelediğimiz insanların da bizlere farklı bakış açılarıyla bakmalarını sağlayan karşı tepkidir ki, anlamsız olduğu kadar da kırıcıdır.

Toplumun bakış açıları, topluma yüklenen misyonları da irdeler bir nevi. Sahteliklerle yol almış gruplarda gerçeklerden söz etmek de imkansızdır. Bakış açılarımızla yerdiğimiz söylemeyip de içimizde sakladığımız zehirli sözler yerinde dururken, egolarımızı tatmin için rol oynamak tamamen riyakarlıktır. Ne yazık ki, engellilerin başarıları bu nedenle gün ışığına çıkmaz çünkü ötekiler vardır. Başarılar engelliyi sarmalamış ise başarılarının engeliyle bağdaştırılması gibi devleşmiş ön yargılardır . "Siz engelinizi aşmışsınız", cümlesindeki olumlu cümleye olumsuzluk katılması kadar tehlikeli söylemdir. Başarılar kişiye aittir, engelliler yaşamın içindedir, her sıkıntı nasıl bireyi etkiliyorsa başarıda engeliyle pekiştirilmemelidir. Bu sahteliktir, riyakarca bakıştır.

Öykünüzde ötekileştirmek konusunda yazdığınız söylemleriniz son derece önemli ve değerlidir. Defalarca kez okuduğum anlamlı yazınız ve başarınız için tebrik ederim.

Teşekkürler.
 
Tekerlekli Sandalye
Geri
Üst