Özürlü Kim ? Kim Özürlü ? Kimler Özürlü ?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Okuyunca sizlerle paylaşmak istedim nede güzel anlatmış Sayın Şükrü BİLGİLİ Özürlü kim? Kim özürlü? özürlüler kim? Herbirimizin kendimize defalarca sorması gereken bu soruyu Şükrü bey hepimiz adına sormuş bakalım bizler bu sorulara yanıt verebiliyormuyuz? Kendimizi sorgulayabiliyormuyuz? Yapılan uygulamaların yanlışlıklarını görüp birey olarak kafa tutabiliyormuyuz? Yoksa bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek olup bitene eyvallahmı diyoruz. Birçok yanlışlığı ayrımcılığı eşitsizce yaşayanları görüp sessiz kalıyorsan ,İşte bunu yapıyorsak yazımızı kaleme alan Şükrü beyin sorusuna özürlü sen özürlüler sensin diyerek kayıtsız kalanlara cevap vermek istiyorum.



"Bedensel Engelli Bir Çocuğa Sahip Bir Babanın Feryadı"

"ÖZÜRLÜ KİM ? KİM ÖZÜRLÜ ? KİMLER ÖZÜRLÜ ?"


Sözlükte "özür" kelimesi, "bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme veya bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret" olarak tanımlanır. "Özrüm vardı, gelemedim.", "Özür dilerim." gibi cümlelerle " özür" kelimesini gündelik hayatta çok kullanırız. Bir başka anlamı da "sakatlık, bozukluk, eksiklik veya elverişsizlik " olarak da ifade edilir. "Özürlü" de, "özrü olan, eksikliği, sakatlığı veya kusuru " olana denir.

Acaba gündelik hayatımızda özürlü kim ? Kim özürlü ? Kimler özürlü ? Bu soruları hiç kendimize sorduk mu ? Ben bu soruları her zaman kendime sorarım. Cevabını da yaşadığım çevreye bakınca bulurum. Doğuştan veya herhangi bir kazadan özürlü, engelli olmuş olabilirsiniz. Bu insanlar benim şahsımda hiç bir zaman "özürlü-engelli insanlar" değildirler. Sağlıklı olan bizler engelli insanlarımızın yüzlerine "sakat, özürlü" dememeliyiz.

Çünkü bu insanlarımız kendi iradeleri dışında engelli olmuşlar; kimisi bedensel, kimisi zihinsel, kimisi görme, kimisi işitme, kimisi de psikolojik engellilerdir. Engelli insanlarımız da bu toplumun bir parçasıdır. Ayrı bir dünyadan gelmediler onlar; başka bir yaratıkta değiller, aynı havayı teneffüs ediyor, aynı mekanları kullanıyor, aynı duyguları, aynı düşünceleri birlikte paylaşıyorsak, bu kardeşlerimizi oldukları gibi kabul etmeliyiz ve hayata kazandırmak için ne gerekiyorsa onu yapmalıyız.

Gerçek hayatta acaba " Bizler" gereğini yapıyor muyuz ? Sözde "Sağlıklı İnsanlar" engelli insanlarımıza yardımcı mı oluyorlar yoksa engeller mi koyuyorlar. Görünen şu ki özürlülere engeller çıkarılıyor. O zaman, özürlü kim? Kim özürlü ? Kimler özürlü ? İşte bu soruları toplumun her kesimine sormalıyız. Bedensel özürlüsünüz.

Yanınıza tuhaf sözde bir acıma duygusuyla biri geliyor: -Vah!... Vah!.. Vah!...Yavrum vah!...Sakatsın değil mi ? Nasıl oldu ? Çok yazık...." deyip, kusurunuzu; bedensel engelinizi bir şamar gibi suratınıza vuran ve sizin ezik o kalbinizi bir kez daha kıran bu insan mı özürlü, yoksa siz mi? Babanızın veya annenizin kucağında kalabalıklar arasında belediye otobüsüne güçlükle binmişsiniz. Sizlere hiç bir "Sağlıklı İnsan" yer vermemiş, taa otobüsün arkasına kadar gitmişsiniz. Babanızın veya annenizin bir eli otobüsün tavanında asılı duran kayışta, bir eli de sizi kucağında tutmak için iyice kavramış, ayakta zor duruyor; ha düştü ha düşecek yere. Tepesinde bir oyana bir buyana sallandığınız hemen yanınızdaki koltukta oturan bir genç uyuma numarası yapıyor ya da camdan dışarı bakarak sizi görmezlikten geliyor. Bu genç miözürlü, yoksa sizi bin bir güçlükle kucağında tutmaya çalışan babanız veya anneniz mi?

Kaldırımlar yüksek yapılmış, yollar köstebek yuvasına dönmüş, bir türlü tekerlekli sandalyenizle gezemiyorsunuz. Bu kaldırımları sizin geleceğinizi hiç düşünmeden yüksek yapanlar ile açtıkları çukurları doldurmayarak insanların engelli olmasına sebep olanlar mı özürlü, yoksa siz mi?

Okumak istiyorsunuz. Önünüze bir çok engeller koyuyorlar. İlk engelinizde ilkokulda başlıyor. Okuldaki söz de eğitilmiş Yetkili "Bu çocuk SAKAT, bu okulda okuyamaz. Diğer sağlıklı çocukların PSİKOLOJİSİNİ bozar. Ayrıca bu çocuğu kucakta götürüp getiremezsiniz. Bu çocuğa göre uygun merdivenlerimiz, sınıflarımız ve tuvaletlerimiz yok." diye sizin "OKUMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ" engelliyor. Anneniz; o cefakar ve fedakar anneniz ise yetkiliye adeta yalvarıyor: -Ben yavrumu okutmak istiyorum. Karnımda nasıl dokuz ay taşıdımsa dokuz yıl bilemediniz doksan yılda olsa sırtımda taşıyacağım, yeter ki siz yavrumu okula yazın, diyor. Bin bir zorlukla okula nihayet kayıt oluyorsunuz. Sizin eğitiminizi engellemek isteyen, dört duvar odaya ömrünüzü mahkum etmek isteyen bu yetkili mi özürlü, yoksa doksan yılda olsa sırtımda taşırım diyen o çileli anneniz mi? Okula kayıt olmakla iş bitmiyor.

Hayatın acımasız çarklarında kırıla kırıla ama eğilmeden, yıkılmadan okulları birer birer;ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteyi bitiriyor sonra da bir işe girmek istiyorsunuz. Gerek devlet kapısında gerekse özel sektör sizin için hiç fark etmiyor; yeter ki midenize indirebileceğiniz bir sıcak çorbayı kazanacak bir iş olsun diyorsunuz. Hükümetlerce çıkarılan yasa gereği belli sayıda engelli (özürlü) insan çalıştırması gereken devlet ve özel sektörün hiç biri sizi engelli olduğunuz için işe almıyor. Alsa bile torpilliler girebiliyor. Sizler de sokaklarda dilenmeye mecbur kalıyorsunuz. Engelli insanlara iş ve aş vermeyen ve onları sokaklarda dilenmeye mecbur edenler mi özürlü, yoksa siz mi ?

Çocuğunuz bedensel özürlü.Bir devlet kurumunda çalışıyorsunuz. Devletin Hastahanesi'nin Sağlık Kurulu'ndan "Hastaya .........cihazın temini ve kullanması uygundur" raporu almanıza rağmen, çocuğunuza uygun görülen cihazın değil, "mevzuatın uygun gördüğü cihazın ücretini ödeyebiliriz." diyorlar. Belki de bu cihazla çocuğunuz yürüme imkanına kavuşacak. Söz konusu cihaz da çok pahalı olduğundan kendiniz de alamıyorsunuz ve çocuğunuz ömür boyu tekerlekli sandalyeye bağlı kalıyor. Mevzuat gereği uygun görülen cihaza mahkum edilençocuğunuz mu özürlü, yoksa mevzuatta bir eksiklik mi var?

Örnekler saymakla bitmez. Bu anlattıklarım devede kulak misali. Kısacası; sadece bu dünyada kendilerinin yaşadığına inanan ve engelli insanlarımızın varlığından hiç haberi olmayan, belki de bir gün kendilerinin engelli olabileceklerini düşünemeyen HERKES ÖZÜRLÜDÜR.

"Selam ve sevgilerimle.Nice sağlıklı günlere........"

Şükrü BİLGİLİ
 
B

Belgin

Guest
Şuan içim öyle bir sızladıki ben özel bi kızı olan anneyim.bence adı özel.ben hep kızımla ikimizi engelliyiz diye adlandırıyorum.yaşayan ben olduğum için bende engelliyim.kızımla aynı duyguları yaşıyorum.meleğimi tekerlekli sandalyesiyle sokaklardaki engellere bazen kahrederek çıkarıyorum.gün oluyor çıkartamıyorum.işte o zaman benim düşündüğüm kendi kendime söylediğim bu.benim kızım engelli değil.ben, ben miyim özürleri öne çıkararak kızımı engelleyen diye.ben anneyim kızıma ve kendime yapılanma için ne kadar engel koyabilirim diye.benden önce engel koymuşlar zaten.meraklı sorgulayanlara nasıl engel koyabilirim.ilk yıllar kalabalık ortamlardan hep kaçtım.soruya cevap verecek gücüm yoktu.ama şuan bakıyorum meraklı yüzlere sorsunlar bana sorsunlar neden diye.benim içim acıyor fakat. acımıycak bunların içi.arkalarını döndükleri anda hepimizin hepsinin kendisinin potansiyel bir engelli olabileceği ihtimalleri bile oluşmamış.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Canım Anneciğim,

Neden hep dalıp dalıp gidiyorsun, neden bana hep üzgün üzgün bakıyorsun, neden hep ayni soruları tekrarlıyorsun, neden kendini suçlamaktan vazgeçiyorsun, neden hep kızgınlık duyuyorsun…?

Halbuki ben meleklere: “beni bu halde dünyaya gönderirseniz ben orda ne yaparım diye sorduğumda: “Korkma dediler, orada senin annen olacak. Biz senin için en iyisini seçtik. O sana bizden daha iyi bakacaktır. Sana birçok şeyi o öğretecektir. Ama unutma ki senin de ona öğreteceğin birçok şey var. O sana öğretecek, sen ona öğreteceksin ve bir gün kendi kendine yasayabileceksin” dediler.

Hadi anneciğim başlayalım çalışmaya. Öncelikle ben sana ceza olarak değil, ödül olarak gönderildim. Ben senin ödülünüm. Bunun farkına varmalısın ve anneciğim bu ödülde suçlu aramana gerek yok. Bir an önce nedenler üzerinde durmaktan vazgeçip, sonuçlar üzerinde yoğunlaşmaya başlamalısın.

Benden utanma! İnsanların bakışlarına aldırma! Beni gittiğin her yere götür! Eğer kendi kendime yeterli hale gelmemi istiyorsan, sakın anlamadığımı düşünme. Beni konsere, tiyatroya, sinemaya götür anneciğim. Belli mi olur, bakarsın sen ve ben belki de toplumun özel çocuklara bakış açısını değiştiririz; ha ne dersin anneciğim? Hadi kalk anneciğim, denize gidelim bana yüzmeyi öğret. Hep evde oturmaktan SIKILDIM! Artik sadece okula giderken dışarı çıkıyorum. Tamam, sana söz veriyorum, akşam döndüğümüzde bütün ödevlerimi yapacağım anneciğim. Sana verilen görevin çok zor olduğunu biliyorum. Ama unutma, yalnız değiliz. Çok yavaşta olsa, ben öğreniyorum, gelişiyorum, büyüyorum. Yakında duygularımı sana sesli olarak söyleyeceğim. Şimdi güçlü olma zamanı anneciğim. Etrafımızdaki melekleri düşün anneciğim. Ne demişti melekler “senin annen var korkma. O seni korur ve sana her şeyi öğretir. Allah senin için en iyisini seçti”. Sen varken anneciğim, hiç korkmuyorum. Biliyor musun, çünkü Allah seni seçti anneciğim. Babama ve diğer akrabalarımıza bizi yalnız bıraktıklarını düşündüğün için kızma sakin. Çünkü onlar senin kadar güçlü değiller anneciğim. Bak göreceksin, biz ilerleme kaydettikçe onlarda şaşıracaktır ve bize katılacaklardır. Sen ve ben çok özeliz. Şimdiye kadar birbirimize öğrettiklerimizi bir düşünsene. Ne kadar da çok şey öğrendik. Yasadığımız toplumda bile daha önce farkında olmadığımız şeylerin farkına vardık. Ve anneciğim biz kazanacağız. Bir gün kendi başıma okula gidebileceğim, koşup oynayabileceğim, bağıra bağıra şarki söyleyebileceğim, yaramazlıklar yapıp şımaracağım. Hatta sen balkondan “hadi oğlum, geç oldu. Eve gel artik” diye arkamdan sesleneceksin anneciğim. Bende sana “ama anne biraz daha oynamak istiyorum” diyebileceğim. Bütün bunları seçilmiş olan senin sayende yapacağım. Çünkü sen çok özel biri olmasaydın Allah seni seçmezdi anneciğim. Her ne yaparsan yap, beni toplumdan uzak tutma anneciğim. Basta da söylediğim gibi insanların bakışlarına aldırış etme ve beni gittiğin her yere götür çünkü seninle her şey çok daha güzel anneciğim. Seni çok seven meleğin kocaman öpüyor ANNECİĞİM…
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Belgin Hanım,

Sizin çok özel bir anne olduğunuzu söyleyen olmuş muydu hiç ? Ne kadar özel ve bir o kadar da değerli bir evlada sahip olduğunuzu da eminim söyleyen pek olmamıştır...Bence siz çok üzgün olabilirsiniz çok da sıkıntılar da çekmiş olabilirsiniz ama bütün bunlar sizin mükemmel bir anneye sahip olmaya çalışan kocaman yüreğinizi örselememeli. Siz çok değerli ve özelsiniz aynı zamanda biricik kızınız da çok özel bir çocuk...

Toplumun tüm duyarsızlığına rağmen bu hayata tutunmak, yolunuza devam etmek, verdiğiniz mücadelelere rağmen yıkılmadan durabilmek ancak her şeye ve her türlü zorluğa rağmen BEN BİR ANNEYİM diyebilmek...işte sırf bu nedenle sizinle gurur duyuyorum. Size yalvarıyorum (ben de 2 sene boyunca eve kendimi hapsetmiş bir engelli olarak ) kızınızı dışarı çıkarmaktan kaçınmayın, duygusuz ve anlayışsız cahil insanların bakışlarına aldırış etmeyin, rahatsızlık da duymayın... Siz de varsınız bu dünyada her ne kadar onlar görmek istemese de bu dünya hepimizin...

Eğer ben de varım diyerek , kızınızla beraber kurduğunuz yaşamınızı toplumdan soyutlamazsanız işte o zaman gerçekten özel bir annesiniz demektir...Biricik evladınızın gözlerinde güneşi görmek istiyorsanız ne olur tıkayın kulaklarınızı tüm söylenenlere ve kendi içinizdeki sesi dinleyin sadece...O ses sizi hep doğru yerlere götürecektir...

Her evlat için annesi bir melek ise , her anneyi de koruyan bir melek olduğunu unutmayınız...
 
B

Belgin

Guest
Merhaba, öncelikle çok tşk etmek istiyorum.benim inanın yakın çevremden duymadığım bu güzel sözleri sizden duymak beni çok mutlu etti.yazdıklarınızı okurken göz yaşlarıma engel olamadım.onure ettiniz beni.kızımla her yaşadığımız paylaştığımız farklı günler de tavsiyeleriniz bana destek ve güven verecek.Meleğimin gözündeki o pırıltıyı her gördüğümde sizi hatırlıycam.tekrar çok tşk ederim.bu kadar samimi ve candan yaklaşımınız için.İyiki bu sitedeyim,sizleri tanıdım.İyiki varsınız.Saygı ve sevgilerimle......................
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Allah o değerli evladınızı size bağışlasın güzel yüzünü hep güldürsün inşallah
 

rucak88

Üye
Üye
Katılım
May 24, 2012
Mesajlar
60
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
cok güzel bir yazıı paylaşımınız için teşşekkürler benimde oglum var 3 buçuk yaşında bende toplumların sorulaından otobusteeee aaaaaaaa sakatmııı veyaa bakmalarındannn akrabalarımın 9 aylık cocuk yürürüyo seninki yürümüyormu diyenn insanlardan bi zman kaçtımmm.... artık pek duymuyorumm onlarıı paylaşımınız için tekrar tskler......
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Rica ederim asıl teşekkürü düşüncelerini ve yaşanan sorunları bu kadar net olarak anlatan şükrü bey hak ediyor
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Sevgili Belgin Hanım,

Aramıza katıldığınız ilk günden beri yüreği evlat sevgisiyle yanıp tutuşan bir annenin sessiz çığlıklarını duydum kulaklarımda ve bu siteye üye olduğunuz için tekrar hoşgeldiniz aramıza demek istiyorum. asla yalnız değilsiniz bundan sonra aynı benim gibi inanın burada bir sürü kardeş bulacağınızdan eminim... Sonuçta hepimiz özgürlük mücadelesi veriyoruz kendimizi bu topluma kabul ettirmek için...ortak fayda da sevgiyle , dostlukla buluşmak için toplanmadık mı? Teşekkür niye?

Hepimiz kardeşiz aynı biyolojik bağa sahip olmasak da aramızda kader bağı var...Hadi Belgin hanım kaldırın başınızı artık, bu arada ağlamak yok artık gözyaşlarınızı bundan sonra kızınızla yaşayacağınız mutlu, güzel günleriniz için saklayın lütfen ... Mutluluktan ağlamanın tadı bambaşkadır...o zaman paylaşın ki birlikte çoğalsın sevinçlerimiz :)
 
B

Belgin

Guest
Sevgili Gazoz Agacı.....Bende aranıza katıldığım için çok mutluyum.Yakınımda olupta tanımadığım kardeşlerimi buldum sayenizde.Tam özgüvenimi yitiriyorum derken sizler çıktınız karşıma.Eskiden olduğum gibi daha dik ve kararlıyım artık.Özellikle siz bana ışık tuttunuz.Hepinizi çok seviyorum.
 
M

mavibalina2012

Guest
Sevgili Belgin arkadaşım yazınızı okudum ama bu konuda özür dileyerek ve haddim olmadığını bile bile sizin nezdinizde bu görüşte olan insanları da eleştireceğim. Engelli bir kızınız olduğunu belirterek size sokaktaki insanların sorduğu sorulardan çekinerek sokağa çıkamadığınızdan bahsetmişsiniz bu işin mimari kısmını anlıyorum ama yargı kısmını anlamıyorum neden insanların sorduğu sorulara cevap vermeniz zor? Onların bizlere acıma yargılama hakkı var mı? Yok. Diğer insanlar ancak bilgi, görgü yönünden fazlaysa ve bildiği bir konuya egemense saygım sonsuzdur ama saygı duymak bile karşılıklıdır. Eğer bir insan bana acıyorsa benden üstün meziyetleri olmalı beni meziyetleriyle yenmeli yargılamalarıyla değil.
 
M

mavibalina2012

Guest
Bu herkes için geçerlidir kimse kimseyi yargılama hakkına sahip değildir en güzeli ve modernliğin en büyük belirtisi bence sokakların tekerlekli sandalyeler ile dolmasıdır bu da bizlerin elindedir aslında. Ben de engelliyim ve bir insanın bana acımasına asla müsade etmem bana acıyana da iki kat acıyarak cevap veririm. Sadece engelli insanlar değil tüm insanlar özel varmı sizin bir eşiniz benzeriniz?.. Size şöyle cevap vereyim bir arkadaşımla otobüse bindik ortaya doğru ilerliyoruz ön sıralardan birisi bağırıyor ama ne dediği pek anlaşılmıyor arkadaşım seslendi ne diyorsun diye şahsın cevabı şöyle, sana demedim sakat arkadaşına yer verecektim de birden şalterlerim attı. Siz daha sakat görünüyorsunuz buyurun siz oturun dedim kibar ama kırıcı üslupla. Gerçekten burada tarz çok önemli bazı insanlar seni kıracağını bilmeden cahilce durumunu sorar art niyetsizdir ve cevabını verirsiniz kimisi de soru sormak için soru sorurlar sizde ona gereken cevabı verirsiniz. Yoksa engelli demiş özürlü demiş sakat demiş benim için hiç önemi yok bunlar kavram kargaşası.
 
M

mavibalina2012

Guest
Bende engelimle ilgili çok sorunlar yaşadım sıkıntılarım oldu ama kişiliğime asla ve asla laf söyletmem arkadaşlarıma da... O yüzden evliere kapanmak yerine alabildiğince dışarı çıkmalıyız. Kendimizi hangi işi yapıyorsak veya yapacaksak o konuda eğitmeliyiz geldiğimiz nokta en iyi yerler olmalı. Kızınızı saklamak yerine öyle bir eğitim verin ki kendi cevabını kendisi versin bu arada aynen sizin kızınızın durumunda işyerinde bir arkadaşımız var, ülkemizin en saygın üniversitelerinden birisinden mezun ve biz arkadaşımıza saygı gösterip gurur duyuyoruz. Bu arada bir arkadaşımı daha yakından tanımak ve yardım etmek amacıyla felçli hastalar için günlük yaşamı kolaylaştıracak seminerlerden birisine katıldım ve anlatılan şeylere bayıldım. Eğer ilk başta kızınıza siz acırsanız diğer insanların da acımasını sağlarsınız. Acımayı bırakıp onu destekleyin eğitin eğitin bir kez daha eğitin ki bilgisiyle cevap versin insanlara insanlar da acımak yerine saygı duysun. Unutmayın, bir mumun ışığını tüm karanlıklar bir araya gelse bile söndüremezler...Yanlış anlaşılmamak umuduyla saygılar iyi geceler...
 
M

mavibalina2012

Guest
Sevgili arkadaşlarım bu arada söylemlerim bir engel grubunu kapsamıyor, bedensel engelli, zihinsel engelli vs... herkes için eğitim şart, eğitim derken öğretimle karıştırılmasın. Bazı okumuş cahiller de var ki, " tahsil cehaleti alır eşeklik baki kalır cinsinden" ama ne olursa ol sun ak koyun ak bacağından kara koyun kara bacağından asılırmış bizim rakibimiz yine biz olmalıyız ve atacağımız her adım bir önceki günden hızlı olmalı.
 

rucak88

Üye
Üye
Katılım
May 24, 2012
Mesajlar
60
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
arkadasım cok güzel yazmışsın tabikide engelliler acıncak kişi degilllerr hiç bi anne kendi evladına acımazz sewgiyle bakar ama annelelik duygusu cok farklı bişi hele cocugunuz size ihtiyacı varsa sizsiz hiç bişi yapamıyorsaaa o annenin korkularını anlatamam ben sizee gözün içine bakarsınız gülsün Bİ KERECİK anne desin diee toplumdan kaçmanın tek nedenide sen bu duygularıı yaşarkenn içindeki fırtınalrı kendine bile anlatamazken herseyin üstesinden gelmeye çalışırkene oo insanların senin canına yavruna acıyarak bakmalrı annlerii dahada cok yoruo bunu degiştiremiyosunuz en ufak bi örnek acile gittinizz doktor baktı muane ettii kapıdan cıkarkene allah sabır versinn dedii neden sabır versinki bana o benim yavrumm anlamasada konusamada yüreyemese o benimm insannlara anlatamıyorsunuzz her seferinde size cogunuzun engelini vuruyolarr tabiki egitim sart ble yapılar diee egitimden asla bırakmayız cocuklarımızı ama bize zarar verenn bizi yıpratan insanlardanda uzaklasırız...............
 
B

Belgin

Guest
Sevgili Mavibalina arkada??m.... Öncelikle ele?tirilerinizi okudum oldukça fazla zaman ay?rm??s?n?z.ilginize t?k.ler.Benim bir konuya duygusalla?arak verdi?im bir cevab?n bu kadar yanl?? anla??lmas? beni oldukça tedirgin etti.
Bende evet ilk yllar böyle bir ?okla kar???la?t???mda kabullenme süreci içersinde oldu?um ilk 2 y?l içinde hem çevreden hemde kendimden gelen neden ve nas?llara cevap veremiyordum.Fakat ?uan k?z?m 14 ya??nda ben k?z?m? eve kapatm?? özgürlü?ünü k?s?tlam?? bi anne asla de?ilim.Yapamam hakk?m yok.Ben de her engellinin ya?ad??? bütün a?amalar? ya?ad?m ve ya??yorum.Gurur duyuyorum kendimlede siz mücadeleci arkada?lar?mlada.Ben bi anda k?z?m? etraf?n söylemlerine kar?? eve kapatm?? bi kad?n ilan edilmi? durumuna geldim taraf?n?zdan.Duymak çevreden duymak tabiki çok sarsm??t? beni ve hala k?z?mla tekerlekli sandalyesini ben gururla iterken baz? ki?ilerin çocuklar?n? kollar?ndan tutup bizim yan?m?zdan çekmeleri içimi ac?tm?yormu demem gerekiyor.ac?t?yor ruhum
 
B

Belgin

Guest
Acıtıyor ruhumu acıtıyor bu durum.fakat asla çevre için yaşayan birisi olmadım.olamamda.Sorumluluklarımdan dolayı bazen karamsar olmuyor değilim
bunu hepimizin zaman zaman yaşaması normal diye düşünüyorum .
Şuan lütfen zannetmeyinki karşınızda kendimi savunuyorum.Öyle bir çaba içersinde değilim.Yanlış anlaşılan bi takım şeyleri düzeltmek niyeti içersindeyim.Bir süre evet sarsıldım fakat dik duruyorum.kararlıyım.Bu durumumdan da memnunum.
EĞİTİM evet tabiki eğitim şart bende eğitimli bir anneyim.İTÜ mezunuyum.Fakat verdiğiniz örnekteki gibi baki kalan bişey yok.doktorlarımızın kızınızıda kendinizide yormayın demelerine rağmen bir yılöncesine kadar özel eğitim ve fizyoterapi eğitimimizi aldık ve hatta umut la bekledim hep.Eğer vaktinizi almazsa REET SENDROMU araştırırsanız ne demek istediğimi daha net görmüş olursunuz.......
 
B

Belgin

Guest
ACIMAK bu kelime benim dağarcığımda yok.asla kızıma acımıyorum.ve kimseye acıyarak bakmam.kimseninde kızıma acıyarak bakmasına izin vermem.
KENDİSİ etrafa karşı cevaplarını verebilecek durumda değil benim evladım.eğitimden bahsedince aslında bunu devam edecektim.yürüyemiyor konuşamıyor ellerini kullanamıyor.bir huzursuzluk yaşadığında anlatamadığı için deneyerek bulduğum günler yaşıyoruz.Bunu da ben kendime bir bulmaca oyunu gibi düşünerek bundan bile mutlu olmaya çalışıyorum ki kızımada mutluluk yansısın.Birkez 14 yıl içinde anne dediğini duymadığım bir evlat etrafa karşı kendisi nasıl verebilecek cevapları.
Arkadaşım ben yazılarınızı okurken asla yanlış anlamadım.Sizde bu yazdıklarımı okurken yanlış anlamamanızı temenni ediyorum.SEVGİYLE KALIN.
 
M

mavibalina2012

Guest
Sevgili arkadaşım hepimiz aynı amaçlar için çalışıyor gördüğümüz yanlışlıkları düzeltmeye çalışıyoruz o yüzden eğer ki yanlış bir söylemde bulunmuşsam ben eleştireye açığım istediğiniz kadar eleştirme hakkına sahipsiniz inanın ki gücenmem bunu yürekten söylüyorum. Eleştirmek insanın kendisini geliştirmesinde fırsattır ama yargılama kısmına gelince ben şu ana kadar hiçbir insanı ne düşüncesinden ne inancından ne de hayata bakış açısının farklılığından dolayı yargılamadım yargılama hakkım da yok hele ki bir engelli annesini asla ve asla yargılamak maksadımı aşar. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim ben de hiç aklınıza gelmeyecek kadar sıkıntılar yaşadım ama umudumu ve mücadelemi kaybetmedim. İlkokul üçüncü sınıftayken doktorlarım sağlık durumu elverişsiz olduğundan dolayı eğitimine devam etmesi uygun değildir şeklinde rapor verdiler ama ben buna rağmen okudum. Bugün hem fakülte hem de yüksekokul mezunuyum.
 
M

mavibalina2012

Guest
Sağlıklı insanların girdiği iş sınavına girerek işe girmeyi hak kazandım hem de ailemden uzak il dışında çünki onların beni kollamasını istemedim. 25 saat süren amansız ve neticesi belirsiz bir ameliyata girdim çıkışta yakınlarımı bile tanıyamayacağım kadar bellek sorunum oluştu ve doktorlar bunun kalıcı olduğunu söylediler. O günlerde çevremde olan arkadaşlarım bir kitabı en az kırk kere okuduğumu söylerler ve kitap bittikten sonra hiçbir şey hatırlamıyordum. İlaçlarım öylesine hayati değer taşıyordu ki bir tane fazla kaçırsam mazallah ama ben ailemin müdahale etmesine müsade etmedim yanımda kağıt kalem taşıyor içtiğim her ilacın karşısına çentik atarak kontrol ediyordum. Sadece 5 ay yoğun bakımda kaldım hastaneden çıktığımda ilk yaptığım iş daha önce fakülte bitirmeme rağmen sınavlara girmek oldu üstelik doktorların kalıcı dedikleri bellek sorunuma rağmen.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst