Özürlülerin Karşılaştıkları Zorluklar Nelerdir

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Engellilerin önündeki engeller Olması gerekenden çok dar yüksek ve rampasız kaldırımlar.
» Bozuk yüzeyli yaya yolları.
» Uygun geçiş genişliğini kapatacak biçimde yerleştirilmiş şehir mobilyaları(banklar aydınlatma direkleri posta ve çöp kutuları telefon kulübeleri gibi)
»Taşıtların yaya kaldırımına park etmelerini önleyebilmek adına yapılan koruyucu engeller (mantarlar zincirli demirler gibi)
»Yaya yollarına gelişigüzel yerleştirilerek bu yolları kullanılamaz duruma getiren kaldırım işgalcileri(satış büfeleribilet gişeleri reklam panoları ve taksi durakları gibi)
» Standarda uygun ölçü ve nitelikte yapılmayan rampalar.
»Yanlış yere dikilen ağaçlar.
» Yaya geçitlerinde rampa işaretleme sesli sinyalizasyon ? uygun düzenlemelerin bulunmaması.
» Güvenlik önlemleri alınmayan altyapı çalışmaları.
» Yetersiz genişlik ve yükseklikteki toplutaşıma araçları.
» Taşıtlarda basamak bulunması.
» Okunamayacak kadar küçük harflerle yazılmış otobüs-dolmuş isimleri.
» Dar kapılar.
» Toplutaşıma araçlarında koltukların uygun düzende yerleştirilmemesi.
» Bulunulan yerle ilgili bilginin görülmemesi ya da duyulmaması.
» Durak tasarımının ve yerinin uygun olmaması.

maxihayat
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Engellilerin konutlarda yaşadıkları sorunları çözme yolları

Merdivenlerin üzerine konacak bir rampa, bebeğinin ağladığını duyamayan ebeveynler için titreşimli uyarı sistemi, asansör tuşlarının üzerinde Braille alfabeli açıklamalar… bu tip basit çözümlerle engellilerin evlerindeki hayatlarını kolaylaştırmak mümkün.

3 Aralık, 1992 yılından beri Birleşmiş Milletler tarafından “International Day of Persons with Disabilities”, yani Uluslar Arası Engelleri Olan İnsanlar Günü olarak kutlanıyor. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın 2002’de yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’de yaklaşık olarak 8 milyon engelli var. Kabaca bir tahminde bulunursak; her engelli vatandaşın bir annesi, bir babası ve bir de kardeşi olsa, bu sayıyı 3’le çarptığımızda, aslında engelliler konusunun ne kadar fazla kişiyi doğrudan ilgilendirdiğini daha iyi anlayabiliriz.

“İş müteahhitlerde bitiyor”
Adem Kuyumcu, Engelsiz Hayat Merkezi’nin başkanlığını yapıyor. Konut alımı yapmak isteyen engelliler ve aileleri ile, mütahitlere danışmanlık hizmeti veren merkez, engellilerin konutlarında yaşadıkları sorunların giderilebilmesi için, konutlar inşaat halindeyken müteahhitlerle görüşüyor. Kat mülkiyeti yönetim planına “bu binada fiziksel ve zihinsel yetersiz kişiler, engelliler ve yaşlılar da yaşayacaktır” cümlesinin konması isteniyor. Böylece konutlarda yaşayan engellilerin hakları güvence altına alınmış oluyor.

Kuyumcu, engelsiz konut yaratılmasında “işin müteahhitlerde bittiğini” düşünüyor. “Müteahhitler bina yaparken şunu düşünmeli; bu binada yaşayan kişiler, ilerde bir kaza sonucu engelli hale gelebilir. Bu yüzden binaların girişi, basamaksız bir düz zemin üzerinde, asansöre ulaşabilecek şekilde yapılmalı. Ayrıca birkaç tane tuvalet yerine, bir tane geniş tuvalet yapılması da bir çözüm olacaktır.”

Ortopedik engelliler için 90 cm yeterli

Engelliler deyince, akla gelen en büyük grup ortopedik engelliler. Onların konutlarında rahat yaşamaları için en önemli şartları, Türkiye Sakatlar Derneği ikinci başkanı Başak Soner, şöyle anlatıyor: “Bina girişleri basamaksız ve eşiksiz olmalı. Şayet basamak ve eşik var ise, rampalar yapılırken uluslararası standartlara uyulmalı ve rastgele eğim verilmemeli.

Yer döşemeleri kaygan olmayan ve çabuk kuruyabilecek malzemelerden seçilmeli. Dar ve yüksek merdivenlerden kaçınılmalı, merdiven yanları mutlaka küpeşteli olmalı ve her iki taraftan da elle kavranabilmeli. Bu sayede bazı engel grubundakiler için hem kılavuz hem de dayanak vazifesi görür.

Kapı açıklıkları tekerlekli sandalyenin rahatlıkla geçebileceği gibi 85-90 cm genişliğinde olmalı. Bölümler arasına eşik konmamalı, konacaksa da düşük ve eğimli olmalı. Asansörlerin iç genişlikleri, tekerlekli sandalyenin rahatça girebileceği genişlikte olmalı. Asansör düğmelerine sandalye üzerinden rahatlıkla ulaşılabilmeli ve düğmeler üzerinde görme engelliler için Braille alfabesiyle yazılar bulunmalı.”

İşitme engelliler için ışıklı ve titreşimli uyarılar

Bir diğer engelli gurubu olan işitme engelliler, genellikle evlerinde ışıklı ya da titreşimli uyarılar kullanıyorlar. İşitme Engelliler Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Ünal Önel, kapı ve telefon zilini duymadıklarından, bunlara bağlanan basit bir ışıklı sistem onlara bu konuda yardımcı olduğunu söylüyor.

Evin her yerinde kullanılabilen bu göstergeler, yatak odalarında daha güçlü bir ışık kullanılarak alarm şeklinde de kullanılabiliyor. Yine alarm görevi gören, yatak titreşim sistemleri de yapılabiliyor. İşitme engelli anneler ve babalar, bebeğin ağlaması halinde titreşim veren bir uyarı sistemi de kullanıyor.

Söz konusu cihazın verici ünitesi, bebek yatağının yakınlarına konuluyor. Bebek ağladığında cihaz sesi tespit ediyor ve kablosuz bir sinyal ile alıcı ünitenin titremesini sağlıyor. Şehirlerdeki İşitme Engelliler Derneği şubelerine başvurularak, bu konuda bilgi alınabiliyor.

emlakhaberleri
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Toplumsal yaşamda maruz kalınan ayrımcılıklarla gelen sorunlar

1- İnsanların bakışları
a)Acıma bakışları, tuhaf/garip bakışlar


2-Toplumun ön yargısı
a)Özürlüleri muhtaç ve zavallı görmeleri, insanlar özürlülerin bir şeyleri başarabileceğine inanmamaları ve kadın ve erkek ilişkilerinde önyargılı davranmaları.


3) toplumsal duyarsızlık ve toplumdan dışlanma;
a) duyarsızlık, dikkate almama ve yok sayma.
b)aşağılanıyor, hor görülüyorlar, dalga geçiyorlar, küçümsenme ve rencide edici sözler.


4)ikinci sınıf vatandaş olarak bakılıyor;
a)fazla korumacı davranılıyor, özürlülere yönelik fiziksel düzenlemeler yok,
b)özür sürekli gündeme getiriliyor.
c)insanların tutumu ve davranışları farklı oluyor
ç)insanlar ya umursamazlar yada üzerlerine çok düşüyorlar yani iletişim sorunu ve güçlüğü diyebiliriz.


Engellilerin Toplumla Bütünleşmelerinin Önündeki Engeller Nelerdir?

YOKSULLUK

Engellilerin genel olarak toplumla bütünleşmesinin önündeki engellerden birisi ve belki de en önemlisi yoksulluktur. Yapılan araştırmalar, dünyanın her yerinde engellilerin çok büyük çoğunluğunun toplumun yoksul kesimlerinden geldiğini ve yoksulluk içinde yaşadıklarını göstermektedir.

Bu belirleme gelişmiş/endüstrileşmiş ülkeler için de geçerlidir. Kuşkusuz bu gerçek bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde çok daha çarpıcı ve dramatik yönleriyle yaşanmaktadır.

Yukarda sayılan engellilik nedenleri çoğunlukla yoksul kesimler arasında geçerlilik kazanmaktadır. Ayrıca engellilik işsizliğin de başlıca nedenleri arasında sayıldığı için bu iki olgu arasında bir neden sonuç bağlantısı bulunduğu söylenebilir.

Demek ki engellilerin topluma kazandırılmalarının önündeki en ciddi sorunlardan birisi, içinden geldikleri sosyo-ekonomik kesimin bir bütün olarak yaşadığı yoksulluk sorunu/gelir dağılımı sorunudur.

Doğaldır ki yoksul kesimler arasından gelen engelliler, yoksulluğu üreten başka sebeplerle de bir arada yaşadıkları için, onlar için yoksulluk adeta bir kısır döngüye dönüşmektedir.

Bu, onların toplumla bütünleşmelerinin önündeki en ciddi engeldir. Standart Kurallar (Kural 8) engellilerin sosyal güvenlik kapsamında korunmalarını ve onlara yeterli düzeyde gelir desteği sağlanmasını öngörmektedir. Bu konuda engellilere yönelik ayrımcı uygulamalar önlenecektir.

Engellilerin koruyucu aile uygulaması içinde bakılması için bakıcı ailelerin sosyal güvenlik kapsamına alınarak desteklenmesi ön görülmektedir. Engellilerin kendi kendilerine yeterli olabilmesi için meslek edindirilmeleri ve işe yerleştirilmeleri önemle vurgulanmaktadır. Asıl olan engelli de olsa her bireyin topluma çalışarak üretken bir birey olarak katılmasıdır.

EĞİTİM

Engellilerin toplumla bütünleşmesinin önündeki bir diğer engel de eğitim konusunda karşılaştıkları sorunlardır. Tüm ülkelerde eğitim sistemi, öncelikle, nüfusun engelli olmayan kesimi için planlanıp uygulanmaktadır.

Böylece daha en baştan eğitim sistemi, engellileri dışlayan bir anlayışa sahip olmakta; daha sonra da engellileri eğitim sistemiyle bütünleştirecek çeşitli programlar geliştirilmeye çalışılmaktadır. Aslında bilinçli ya da bilinçsiz gelişen bu dışlayıcı tavır, diğer konular için de söylenebilir.

Bir yandan çeşitli konularda engellileri dışlayan süreç devam ederken, bir yandan da onları toplumla bütünleştirme çabası, ne yazık ki birbiriyle çelişen iki süreç olduğu için, çok da başarılı olamamaktadır.

Engellilerin eğitimi ile ilgili programların farklı oluşu bu ayrımın nedeni olarak gösterilebilmektedir. Oysa bu yalnızca engelliler için değil her insanın eğitiminde geçerli bir durumdur. Çağdaş eğitim anlayışında, eğitimin odağında, engelli olsun olmasın, insan, insanın özellikleri ve gereksinimleri yer alır.

Engelliler de diğer bireyler gibi ilk, orta ve yükseköğrenim olanaklarından yararlanacaklardır. Zorunlu eğitim herkes gibi engellileri de kapsayacaktır. En çok ihmal edilen konulardan biri de engelli çocukların okul öncesi eğitimidir.

Ayrıca yetişkin engelliler için örgün ve yaygın eğitim olanakları da son derece sınırlıdır. Bu nedenle öncelikle eğitim alt yapısının nitelik ve nicelik olarak geliştirilmesi ve engellilerin gereksinimlerini karşılayacak bir düzeye eriştirilmesi gerekir.

kamudan.com
 
Tekerlekli Sandalye
Üst