Böbreklerim iflas edip diyalize bağlı yaşamak zorunda kalınca bu durumu uzunca bir süre kabullenemedim. Aslında hiç kabullenemedim desem yeridir. hele diyalize ilk girdiğim yıllarda çok etkileniyordum ve diyaliz sırası ve sonrasında ölüp ölüp diriliyordum. önce böbrek nakli için ailemden birinin böbreği uyarmı diye araştırma yaptık hiç biri uymadı. Benimle beraber diyalize giren arkadaşlar 5-7-10 yıldır böbrek nakli olmak için sıraya yazıldıklarını ama hala kendilerine sıranın gelmediğini söylüyorlardı.
Türkiyede organ bağışının çok az olduğunu biliyordum. Binlerce insan nakil bekliyor ama organ bağışı yapan insan sayısı çok azdı. o nedenle tam 6 yıl boyunca nakil için yazılmamıştım. ailem dahil etrafımdaki herkes beni geri zekalılıkla suçlamalarına rağmen bir türlü nakil için yazılmayı kabul etmiyordum.
Nakil için sıraya yazılsam ölünceye kadar bana sıranın gelmeyeceğine inanıyordum. Taki 2007 nin yaz aylarında benimle birlikte diyalize giren ve nakil için sıraya yazılmış bir arkadaıma nakil çıkıp böbrek nakli olana kadar. Çok büyük bir umuda kapılmıştım. Belki banada çıkar diye 2007 yılının son bahar aylarında bende yazıldım. Aslında hiç umudum yoktu. derken sabahın köründe beni aradılar ve hastaneye çağırdılar. Organ bağışı yapan ve trafik kazası ölen biri gelmiş hastaneye. apar topar hastaneye gittik benle birlikte 10 böbrek hastası daha gelmişti. kaza sonucu ölen kişinin iki böbreğide nakledilecekti. 10 kişi bekleşiyoruz.
Karşı tarafta 19-20 yaşlarında genç bir kız daha var belliki oda oda benim gibi böbrek nakli bekliyor. Kız çok genç ve güzel. ben 37 yaşındayım kendi kendime bu kız bendende genç keşke böbreğin nakil yapılacağı iki kişiden biri bu kız olsa dedim.
Lafı fazla uzatmayayım. inanılmaz olan gerçekleşti ve böbreklerden biri benim için uygun bulundu. akşam saat 4-5 gibi ameliyata aldılar beni. 6-7 saat süren bir ameliyat sonrası nakil gerçekleşmişti. Tüm hayallerim gerçekleşmiş ve inanılmaz derecede mutluydum. Ameliyattan 1 hafta sonra idi birden aklıma ikinci böbreğin kime takıldığını sormak geldi aklıma. hemşire genç bir kıza takıldı deyince acaba bu genç kız benim "keşke ikinci böbrek bu kıza çıksa" dediğim kızmıydı? diye düşündüm. aradan bir kaç ggün daha geçti.
Hemşirelerinde yardımıyla ikinci böbreğin takıldığı kızı tanıma şansım oldu. evet benim "keşke ikinci böbrek bu kıza çıksa" dediğim kızdı. Hatanede başlayan tanışıklığımız hastaneden taburcu olduktan sonra da devam etti.
2010 yılının temmuz ayında o kızla evlendim. şimdi çok mutluyuz. Eşimle sürekli organ naklinin kişilerin yaşamlarını nasıl değiştireceğini konuşuyoruz. İki ayrı dünyadan iki insan böbrek hastası oluyor. yaşamları kararıyor. sonra bir adam organlarını bağışlıyor. bağışlanan bu organlar o iki insana yeniden yaşam veriyor. hayat gerçektende çok garip.
Bu yazıyı yazmöamın asıl nedeni organ bağışı yapmanın ne kadar önemli olduğunu belirtmektir. Bizler organ nakli olarak yaşama yeniden tutunan ve evlenen iki insan olarak bizlere yaşam veren kaza sonucu ölen o kişiye nefes aldığımız müddetce dua edeceğiz.
Ben cevremde gördüğüm herkese organ bağışının ne kadar kutsal bir şey olduğunu anlatıyor ve organm bağışını teşvik ediyorum. lütfen sizde bunu yapın. Organların toprak olup çürümesindense birilerine yaşam vermesi çok daha mantıklı.
Türkiyede organ bağışının çok az olduğunu biliyordum. Binlerce insan nakil bekliyor ama organ bağışı yapan insan sayısı çok azdı. o nedenle tam 6 yıl boyunca nakil için yazılmamıştım. ailem dahil etrafımdaki herkes beni geri zekalılıkla suçlamalarına rağmen bir türlü nakil için yazılmayı kabul etmiyordum.
Nakil için sıraya yazılsam ölünceye kadar bana sıranın gelmeyeceğine inanıyordum. Taki 2007 nin yaz aylarında benimle birlikte diyalize giren ve nakil için sıraya yazılmış bir arkadaıma nakil çıkıp böbrek nakli olana kadar. Çok büyük bir umuda kapılmıştım. Belki banada çıkar diye 2007 yılının son bahar aylarında bende yazıldım. Aslında hiç umudum yoktu. derken sabahın köründe beni aradılar ve hastaneye çağırdılar. Organ bağışı yapan ve trafik kazası ölen biri gelmiş hastaneye. apar topar hastaneye gittik benle birlikte 10 böbrek hastası daha gelmişti. kaza sonucu ölen kişinin iki böbreğide nakledilecekti. 10 kişi bekleşiyoruz.
Karşı tarafta 19-20 yaşlarında genç bir kız daha var belliki oda oda benim gibi böbrek nakli bekliyor. Kız çok genç ve güzel. ben 37 yaşındayım kendi kendime bu kız bendende genç keşke böbreğin nakil yapılacağı iki kişiden biri bu kız olsa dedim.
Lafı fazla uzatmayayım. inanılmaz olan gerçekleşti ve böbreklerden biri benim için uygun bulundu. akşam saat 4-5 gibi ameliyata aldılar beni. 6-7 saat süren bir ameliyat sonrası nakil gerçekleşmişti. Tüm hayallerim gerçekleşmiş ve inanılmaz derecede mutluydum. Ameliyattan 1 hafta sonra idi birden aklıma ikinci böbreğin kime takıldığını sormak geldi aklıma. hemşire genç bir kıza takıldı deyince acaba bu genç kız benim "keşke ikinci böbrek bu kıza çıksa" dediğim kızmıydı? diye düşündüm. aradan bir kaç ggün daha geçti.
Hemşirelerinde yardımıyla ikinci böbreğin takıldığı kızı tanıma şansım oldu. evet benim "keşke ikinci böbrek bu kıza çıksa" dediğim kızdı. Hatanede başlayan tanışıklığımız hastaneden taburcu olduktan sonra da devam etti.
2010 yılının temmuz ayında o kızla evlendim. şimdi çok mutluyuz. Eşimle sürekli organ naklinin kişilerin yaşamlarını nasıl değiştireceğini konuşuyoruz. İki ayrı dünyadan iki insan böbrek hastası oluyor. yaşamları kararıyor. sonra bir adam organlarını bağışlıyor. bağışlanan bu organlar o iki insana yeniden yaşam veriyor. hayat gerçektende çok garip.
Bu yazıyı yazmöamın asıl nedeni organ bağışı yapmanın ne kadar önemli olduğunu belirtmektir. Bizler organ nakli olarak yaşama yeniden tutunan ve evlenen iki insan olarak bizlere yaşam veren kaza sonucu ölen o kişiye nefes aldığımız müddetce dua edeceğiz.
Ben cevremde gördüğüm herkese organ bağışının ne kadar kutsal bir şey olduğunu anlatıyor ve organm bağışını teşvik ediyorum. lütfen sizde bunu yapın. Organların toprak olup çürümesindense birilerine yaşam vermesi çok daha mantıklı.