Otistik Çocuklar İletişimde Tek Dille Büyümeli

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Birçok otistik teşhisi konulan çocuk, çevresiyle iletişim sorunu yaşıyor. Otistik çocukların evde ve eğitim hayatında farklı dillerle karşılaşması, hastalığı daha da tetikliyor. Bu problemle en çok gurbette yaşayan aileler karşılaşıyor. Uzmanlar, tek dil ve erken başlanan özel eğitimle tedavinin hızlanacağını belirtiyor.



New Jersey'de yaşayan Hatice Korkmaz, ilk bebeğini kucağına aldığında annelik duygusunun heyecanını yaşıyordu. Oğluna Cevdet ismini verdiler. Küçük Cevdet, sağlıklı bir bebekti. Üç yaşına geldiğinde yaşıtları konuşuyordu ama Cevdet hiçbir kelime söyleyemiyordu. Annesi nesneleri, kelimeleri öğretmeye çalışıyordu fakat Cevdet onu dinlemiyor, başka şeylerle oynuyordu. Hatice Hanım, oğlunun işitme problemi olduğunu düşünerek hastaneye götürdü. Muayeneden sonra doktorun söylediklerine inanamadı. Oğlu otistikti ama ileri düzeyde değildi. Doktorun söylediğine göre hiç konuşamama sebebi, çift dille büyümesiydi. Çünkü evde Türkçe ve İngilizce konuşuluyordu.



Birçok çocuk Cevdet'le aynı kaderi paylaşıyor. Doğuştan algı problemi olan çocuklar, evde ve dışarıda farklı dillerin konuşulması yüzünden hiç konuşamayabiliyor. Otizmin, sosyal gelişim ve dil gelişim bozukluğu temelli bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Algı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Sorumlu Müdürü Selim Parlak, otizmli çocukla iletişim kurulup özel eğitimin verilmesi gereken yaşta iki dil kullanılmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Merkeze bu problemle başvuran aileler olduğunu aktaran Parlak, “Azerbaycan'dan 9 yaşında bir ilkokul öğrencisi geldi. Öğrenme zorluğu, içe kapanıklık ve takıntılı davranışlar sebebiyle bize yönlendirilmiş. Test ve değerlendirme sürecinde gördük ki çocuk Rusça bir okula gidiyor ve eğitim öğretimini Rusça yapıyor. Ama evde Azerice konuşuluyor. Öğrenme zorluğu ya da asperger sınırlarında dolaşan bu öğrencinin dil konusunda ikilem yaşaması ona ulaşılmasında sorun yaşatır. Bu bağlamda bu öğrenci, hayatında iki dilli bir iletişime kapanık olur. Ya okulunu evde konuşulan dilde bir yere taşımak gerekir ya da evde okuldaki gibi Rusça konuşmak gerekir.” diyor. Bir başka Ermeni kökenli bir ailenin de kendi aralarında Ermenice, dışarıda Türkçe konuştuğunu dile getiren Parlak, ailenin ikiz çocuklarından birinde 3 yaşında otizm belirtileri ortaya çıktığını anlatıyor. Bu durumdan sonra ailenin çocuğun yaşam sürdüğü her alanda tek dil kullanması gerektiğini kaydeden Selim Parlak, “Çünkü bu durum, otizmle ilgili durumunu tetikler. Bu aile de sadece Türkçe konuşmaya başladı ve özel eğitim süreci daha başarılı ilerledi. Bu öğrencim şu anda 13 yaşında ve iyi düzeyde bir otizmli.” ifadelerini kullanıyor.



Otizmlilerin Anadili Yaşadığı Ülkedeki Yaygın Dildir



Ergin Güngör (Otizm Platformu Dönem Koordinatörü): Otizmli çocuklar için kullandığınız dil, yalın ve net olmalıdır. Zira otizmli çocuklar, imaları, konuşurken ses tonunda meydana gelen farklılıkları ve duygu durumlarını algılayamayabilirler. Bu nedenle otizmli çocuğun özel eğitim sürecinde kullanılacak dilde imalardan kaçınmalı, dil gelişimine uygun sözcükler seçilmeli, evde ve eğitim sürecinde en azından iletişimi yeterli seviyeye gelene kadar aynı dil kullanılmalı. İdeal olanı önce anadilin aktif olarak kullanılması ancak otizm tanısı konulmuş bir birey için anadil kesinlikle yaşadığı ülkede yaygın konuşulan dildir. Çünkü otizmli bireyin hayatın her aşamasını görerek ve deneyimlerle öğreniyor olması zorunludur. Bu da yaygın dili anlayabiliyor olmasını gerektirir. Otizm tanılı bireyin yaşadığı ortamda, toplumsal hayatta konuşulan bir dile hakim olarak o dilde kendini ifade edebilmesi, yaşadığı topluma uyum sürecini de kolaylaştırır. Erken yaşta başlanan eğitimin kalitesi için aynı dil evde de anadil olarak konuşulmalı. İkinci bir dilin öğretimine başlanmadan önce otizmli çocuğun kullandığı dilde pratikleşmiş ve aktif olarak kullanıyor olması önemli. Aksi halde çocuk ikinci dili anlayamaz ve her iki dili de işlevsiz olarak kullanabilir. Zira çocuk iyice içe kapanabilir ve dış dünyadan uzaklaşabilir. Sorun otizmli bireyin farklı bir ülkede dünyaya gelmesi ya da farklı bir dilde eğitim alması değil, duruma uygun süreç izlenmemesidir. Türkiye'de doğan ve yeterince eğitim alamayan çocuklar da aynı sorunla karşı karşıya. Hafif düzeyde otizmli doğan çocuklar uygun koşullarla neredeyse tamamen sıyrılabilecekken, yoğun ve doğru eğitim süreci izlenemediği için yetişkinliklerinde daha ağır otizmli oluyor.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Zayıf bağlantı otizm belirtisi

Otistik çocuklar üzerinde yapılan araştırma, otizmde, beynin sese karşılık verme işlevini yerine getiren bölümleriyle, ödüllendirmeye ilişkin beyin devreleri arasındaki bağlantının zayıf olduğunu gösterdi.

Otizm ve otizm spektrum bozukluğu terimi, beyin gelişimindeki bir grup karmaşık bozukluğu tanımlamak amacıyla kullanılıyor. Otizm rahatsızlığı bulunan kişilerde bozukluk, "sosyal etkileşimler ve anlayışta noksanlıklar", "tekrarlanan davranışlar, aşırı kısıtlanmış ilgiler" ve "lisan ve iletişim gelişiminde bozukluklar" olmak üzere üç alanda kendini gösteriyor.

ABD'deki Stanford Üniversitesi Tıp Okulu'ndan bilim adamlarının, 20 otistik çocuk ile 19 normal gelişim gösteren çocuğun, işlevsel manyetik rezonans görüntüleme taramalarının kıyaslanması yoluyla yaptığı bilimsel çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences adlı bilimsel dergide yayımlandı.

İNSAN SESİNE DUYARSIZLIK İLK BELİRTİ

Araştırmayı kaleme alan yazı heyetinin başı Profesör Daniel Abrams, insan sesinin, anlamları iletmesinin yanı sıra çocuklara önemli duygusal bilgileri sağlaması açısından da önem taşıdığını vurguladı. İnsan seslerine duyarsızlığın otizmin ilk belirleyici işareti olduğunu belirten Abrams, "Bu duyarsızlığın beynin ödüllendirme ile ilgili devre sisteminden kaynaklanabileceğini ilk biz gösterdik" dedi.

Yapılan araştırma, normal zeka katsayısına sahip, okuma yazma bilen, buna karşılık, konuşmalarda duraklama ve sürdürme zamanlarını belirleyemeyen ve seslerdeki duygusal işaretleri algılayamayan, yüksek işlevli otizm hastası çocuklar üzerinde yapıldı.

FARKLILIK NEREDE

Bilimsel çalışma, bu çocukların beynin sol tarafındaki ses seçici korteks adlı bölgeyle, "nükleus akumbens" ve "ön tavan bölgesi" adlı yapılar arasındaki bağlantıların zayıf olduğunu gösterdi.

Nükleus akumbens ve ön tavan bölgesi beyindeki ödüllendirmeye, dopamin adı verilen bir kimyasal madde salgılayarak cevap veren yapıları oluşturuyor.

Bilimsel çalışma ayrıca, beynin sağ tarafındaki, seslerdeki tonlama veya yükselme gibi farklılıklara dayalı işaretleri saptamakta uzmanlaşmış olan ses seçici korteks adı verilen bölgenin, duygusal işaretleri yönlendiren, amigdal adlı yapı ile bağlantısının zayıf olduğunu gösterdi. Araştırma söz konusu bağlantıların daha zayıf olduğu çocuklarda daha büyük iletişim noksanlığı bulunduğunu ortaya koydu.

Araştırmanın sonuçlarını kullanan bilim adamları, beynin söz konusu bölümlerindeki bağlantı bozukluklarının derecesine bakarak, standart otizm tanı testinin sözlü bölümüne katılan otistik çocukların elde ettikleri skorları doğru tahmin etmeyi başardı.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst