KAZA YAPAN ARAÇLARINIZA SAKIN ÖTV ÖDEMEYİN.!!!
Değerli engelli kardeşlerim, bu forumda gördüğüm kadarıyla ÖTV istisnası ile alınmış olan araçların kaza yapması halinde bir çok kişinin ya canı yanmış, ya da ne yapacaklarını bilemeyenler var. Sizlere burada her şeyi kanuni maddeleriyle ve örnekleriyle açıklayacağım. İstiyorum ki hiç kimse mağdur olmasın. Bu arada forum moderatörlerine de buradan bir mesajım var. Bu yazdıklarımı sabit yaparsanız eminim ki arada kaybolup gitmez. Ayrıca çok sık siteye giriş yapamıyorum. O nedenle bu konuda soru soranlara bu yazdıklarımdan alıntı yaparak yanıt verirlerse onlara iyilik etmiş olacaklardır. Bilgi paylaştıkça güzeldir.
Burada yazacaklarımı 3 bölüm halinde yazacağım.
Birinci bölümde pert olan araçların satışlarında neden ÖTV verilmemesi hakkında bir giriş ve ön bilgi;
ikinci bölümde bunun yasal düzenlemelerini;
üçüncü bölümde de hurdaya çıkarılarak trafikten çekilen araçlarda ÖTV ödenirmi, veya sigorta şirketi bir kesinti yapar mı bunlar paylaşacağım.
BİRİNCİ BÖLÜM
ÖTV istisnası ile alınmış olan araçlar kaza yaptığında çoğu kez sigorta şirketleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Burada ilk bilinmesi gereken şey şudur. Kasko sigortası tamamen isteğe bağlı bir sigorta şeklidir. Buna göre her aracın kasko değeri belirlenmekte ve bu değer üzerinden de kasko sigortası yapılmaktadır. Bu kasko şirketi açısından şu demektir. Ben senin aracını ….. tl üzerinden sigorta yapıyorum, herhangi bir kaza deprem yangın sel vs halinde öncelikle aracını tamir yapma yönüne gideceğim, şayet tamir olmayacak kadar masrafı çok ise sana bunun bedeli ödeyeceğim. Sana bu bedeli ödersem aracın eskisi de bana kalır ve ben onu istediğim gibi değerlendiririm. Buraya kadar hiçbir sıkıntı yok, itirazımız da yok. (Dikkatiniz çekerim ÖTV hiç gündemde yok)
Sonraki aşama için önce biraz genel bir bilgi vereyim. Sigorta şirketlerinin genelde uygulaması şu şekilde oluyor. Bir örnekle açıklamak istiyorum. Örneğin rayiç değeri 50.000 tl olan bir aracınız ve kaza yaptınız. Tamir masrafı da 20.000 tl tutuyor olsun. Sigorta şirketinin zararı burada 20.000 tl.dir. Aynı zamanda bu aracın kazalı halinin değerinin de 50.000-20.000=30.000 tl olduğunu gösterir. Bu noktada sigorta şirketleri şöyle bir hesap yapar. Bu araca 20.000 tl tamir parası vermektense, şayet aracı kazalı haliyle 30.000 tl den yüksek bir fiyata satabilirse aracı tamir ettirmek yerine aracın rayiç değeri olan 50.000 tl yi öder ve araç kendisinin olur. Daha sonra bu aracı kazalı haliyle satar ve zararını minimize etmiş olur. (mesela 32.000 tl ye satıyor olsun, bu durumda aracın rayiç değeri olan 50.000-32.000=28.000 kalır ki tamir masrafı 30.000 vereceği için 2.000 tl daha az zarar etmiş olur) Bu normal şartlarda hem sigortacının hem de sigortalının işine gelir. Zira kazalı bir aracın değeri daha düşeceğinden en azından sağlam olarak elden çıkarmış olacaktır.
Buraya kadar her şey güzel. Ancak engelli araçlarda ÖTV istisnası olduğundan ve 5 yıl dolmadan satılacaksa satış esnasında aracı ilk alırken ödemediğimiz ÖTV’nin ödenmesi gerekmektedir. İşte bu aşamada sigorta şirketleri araç sahiplerine ya gidin ÖTV’yi ödeyin, ya da size ÖTV tutarı kadar eksik ödeme yaparız demektedirler.
Arkadaşlar şayet böyle bir durumla karşılaşırsanız kesinlikle ve kesinlikle teklifi kabul etmeyin ve ÖTV ödemeyin. Zira 4760 Sayılı ÖTV kanununa göre ÖTV’yi malı satan değil malı alan öder. Aşağıda bunlar tek tek kanun maddeleriyle birlikte anlatacağım.
Bu durumda sizin sigorta şirketine diyeceğiniz şey şu olmalı. “4760 sayılı kanuna göre ÖTV yi ödemek malı alana aittir, beni ilgilendirmez. Eğer işinize gelmiyorsa aracımı satmazsınız, ya tamir ettirin, tamir olmuyorsa hurdaya çıkarın ve parçalayarak satın, nasıl işinize geliyorsa öyle yapın. Aracı hurdaya çıkarırsanız ben belirlenen rayiç değerin tamamını talep ederim. Aksi halde mahkemede görüşürüz” deyin. Bunları mail yoluyla falan yaparsanız sizin için daha iyi olur ve hepsi mahkemede lehinize delil olarak kabul edilir. İnanıyorum ki hakkınızı söke söke alacaksınız. Olmadı mı ikametgahınızın olduğu yerde ticaret mahkemesine dava açın yüzde yüz kazanırsınız. Zaten mahkemede görüşürüz deyince geri adım atacaklardır hiç merak etmeyin.
İKİNCİ BÖLÜM:
Bu bölümde ÖTV’nin malı alan tarafından ödeneceğini düzenleyen ilgili yasal düzenlemeleri madde madde yazacağım.
4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu
“Madde 15-2. a) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanların, veraset yoluyla intikaller hariç ilk iktisabında istisna uygulanan malların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır.(Ek hüküm: 4/6/2008-5766/19 md.) Kanunun 7 nci maddesinin (2) numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından bu istisnadan yararlanılarak iktisap ettikleri kayıt ve tescile tabi malları 5 yıldan fazla kullanarak elden çıkarmaları durumunda bu hüküm uygulanmaz.”
Açıklamak gerekirse; aracın 5 yıl dolmadan veraset yoluyla intikaller hariç üçüncü şahıslarca iktisabında adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, yani aracı alacak olandan kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim vergisi alınır Bu da şu demek. Aracı iki yıl önce aldığımız varsayalım. O tarihte ÖTV oranı %37 olarak uygulanmakta idi. Ama sonra bu oran % 40’a yükseltildi. Demek ki şimdi güncel olan olan % 40 üzerinden ÖTV ödenecektir.
08 Temmuz 2008 Tarihli Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği
“Madde 15.2. İlk İktisabında İstisna Uygulanan Taşıtlarda Vergileme
ÖTV Kanununun 15 inci maddesinin 2 numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü gereğince, (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabında ÖTV istisnasından yararlananların, bu taşıtı istisnadan yararlanmayan bir kişi veya kuruma devretmesi halinde, bu devir dolayısıyla istisnadan yararlanmayan ve adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, ilk iktisaptaki matrah üzerinden, kayıt ve tescil tarihindeki orana göre, bu tarihte tarh ve tahakkuku yapılacak olan ÖTV tahsil edilecektir.
Anılan maddenin 3 numaralı fıkrasının Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden, bu işlemde vergileme, alıcının beyanname vermesi suretiyle yapılacaktır. Buna göre ilk iktisabında istisna uygulanan motorlu taşıtların, istisnadan yararlanmayan kişi veya kurumlarca iktisabından önce, alıcılar tarafından (2A) numaralı ÖTV beyannamesi düzenlenerek, bu işlemin yapıldığı yerde tek vergi dairesi varsa bu vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi varsa motorlu taşıtlar vergisi ile görevli vergi dairesine verilecek ve vergi ödenecektir. Beyannamede matrah olarak, aracın istisnadan yararlanılarak ilk iktisabındaki matrah; oran olarak ise istisnadan yararlanmayan alıcının iktisabı tarihinde geçerli olan oran yazılarak vergi hesaplanacaktır.
Ancak ilk iktisabında istisna uygulanan söz konusu taşıt araçlarının, veraset yoluyla intikallerinde ve 5766 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin (f) bendi ile eklenen hüküm uyarınca Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar adına kayıt ve tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıl tescilli kaldıktan sonra elden çıkarılmasında bu hüküm uygulanmayacaktır. Aynı şekilde Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı fıkrası kapsamında istisnadan yararlanılarak iktisap edilen araçların veraset yoluyla ÖTV uygulanmaksızın varislere intikal etmesi ve murisin istisnadan yararlandığı tarihten itibaren 5 yıllık sürenin bitimine kadar varisler adına kayıt ve tescilli kalmak koşuluyla üçüncü kişilere satışında da ÖTV uygulanmayacağı tabiidir."
Bu tebliğde de ilgili kanun maddesine atıfta bulunarak biraz daha detaylı açıklama yapılmıştır. Özetle 5 yıl dolmadan aracın engelli olmayan bir başkasına satılması halinde aracı alan tarafından beyanname verilerek ÖTV’nin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
30 Nisan 2010 Tarihli ÖTV-2/2010-3 Sayılı Sirkü
“Madde 3-d) İstisnadan Yararlanılan Araçların Satışı
Kanunun 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendine göre ilk iktisabında ÖTV istisnası uygulanan araçların istisnadan yararlananlar dışındaki üçüncü şahıslar tarafından (bağış, hibe veya satış şeklinde) iktisabında, adına kayıt ve tescil işlemi yapılan alıcı tarafından, araçların istisnadan yararlandığı ilk iktisabındaki matrah esas alınmak suretiyle, söz konusu aracı iktisap edenin kayıt ve tescil ettireceği tarihteki oran üzerinden ÖTV beyan edilmesi gerekmektedir. İstisnadan yararlanılarak ilk iktisabı yapılan aracın ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden satılması sırasında Kanunun 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasının (a) bendi uyarınca ÖTV ödenmiş olması, bu süre içinde ilk iktisabı yapılacak diğer bir araç için istisnadan yararlanmayı sağlamamaktadır. Ayrıca, istisnadan yararlanılarak iktisap edilen aracın ilk iktisabından itibaren 5 yıl geçtikten sonra, istisnadan yararlanan kişinin, Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendi kapsamında iktisap edeceği bir başka araç için de ÖTV istisnası uygulanması mümkün olup, bu şekilde istisnadan yararlanılabilmesi için eldeki aracın satılmasına gerek bulunmamaktadır.”
Ve son olarak çok daha açık, çok daha net bir örnek vereceğim. Ankara’da yaşanmış bir olay. Engelli bir kardeşimiz kaza yapmış ve neticesinde kasko şirketi ile anlaşmazlığa düşmüş. Bunu üzerine engelli kardeşimiz Ankara Vergi Dairesi Başkanlığına bir dilekçe ile başvuruda bulunarak ÖTV’nin kimin tarafından ödenmesi gerektiğine dair görüş istemiş. Aldığı cevap metni aşağıya çıkarılmıştır. (Not: Bu özelgeyi
GEL adresinden buldum. Merak edenler siteye girip önce “Mevzuat” oradan da “Özelgeler” seçerlerse daha nice merak edilen sorulara cevap veren özelgeler bulabilirler
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.17.01-ÖTV-2010:7-19-344 02/06/2011
Konu : İlk iktisabında istisna uygulanan araçların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında ÖTV’nin durumu.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendinde yer alan istisnadan yararlanarak satın aldığınız araçla 26.6.2010 tarihinde trafik kazası geçirdiğiniz, sigorta şirketi tarafından kullanılamaz duruma gelen aracın tamir edilip satılacağı ve söz konusu aracın alımı esnasında ödenmeyen ÖTV'nin tarafınızca ödenmesi gerektiğinin ifade edildiği belirtilerek, aracın sigorta şirketi tarafından satılması halinde ÖTV'nin kimin tarafından ödeneceği konusunda görüş talep edilmektedir.
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin 2/a bendinde, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tâbi mallardan, veraset yoluyla intikaller hariç ilk iktisabında istisna uygulananların istisnadan yararlananlar dışındakilerce iktisabında, ilk iktisabındaki matrah esas alınarak adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, kayıt ve tescili tarihinde geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte ÖTV alınacağı hükme bağlanmıştır. Kanunun 7 nci maddesinin (2) numaralı bendi çerçevesinde istisnadan yararlananlar tarafından bu istisnadan yararlanılarak iktisap ettikleri kayıt ve tescile tabi malları 5 yıldan fazla kullanarak elden çıkarmaları durumunda bu hüküm uygulanmayacaktır.
Buna göre; Kanunun 7 nci maddesinin 2 numaralı bendinde yer alan istisnadan yararlanarak satın aldığınız aracın ilk iktisap tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden, istisnadan yararlanmayan bir kişi veya kuruluşa satışında, Kanunun 15 inci maddesinin 2/a bendi uyarınca ilk iktisapta alınmayan ÖTV'nin alıcı konumunda bulunan kişi veya kuruluş tarafından 2A numaralı ÖTV beyannamesi verilmek suretiyle beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.
Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü V.
Arkadaşlar gördüğünüz gibi yasal düzenlemelerin hepsi burada. Bundan sonrası size kalmış. Forumda o kadar yalan yanlış bilgi ve belgeler var ki insanın kafası karışıyor. Tabi doğruyu söyleyenler da var onların hakkını yiyemeyiz. Ama kimse kaynak göstermediği veya gösteremediği için neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırdedebilmek mümkün değil. Sanırım bundan sonra kafalarda soru işareti kalmamıştır. Tüm engelli kardeşlerimize ve yakınlarına Allah yardımcı olsun.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Aracın tamamen hurdaya ayrılması ve Hurda belgesinin verilmesi halinde ÖTV kesilir mi?
Arkadaşlar bu da çok sık karşılaşılan bir durum olup yine sigortacılar tarafından engelli kardeşlerimiz kandırılmaktadırlar. Sigorta şirketleri hasarın çok olması, aracın tamir edilmesinin mümkün olmaması halinde aracı hurdaya çıkarmaktadırlar. Bu durumda tekrar satış işlemi yapılamayacağı için bir ÖTV ödemesi de söz konusu değildir. Ancak forumda yazılanlardan anladığım kadarıyla sigorta şirketleri yine ÖTV tutarını keserek ödeme yapmak istemektedirler.Hatta forumda yazan bazı arkadaşlarımız bunun gayet normal ve haklı bir uygulama olduğunu savunuyorlar. Açıkçası ilk zamanlarda ben de bu uygulamaya hak veriyor ve bunu iddia edildiği şekilde haksız kazanç sağlama olarak değerlendiriyordum. Çünkü sigorta şirketleri en çok bu haksız kazanç üzerinden vuruyorlar.
Ancak ne zaman “Haksız Kazanç” ifadesinin hukukta nasıl yorumlandığını öğrendim, fikrim değişti. Bunu avukat arkadaşlarla da paylaştım ve bana hak verdiler. İsterseniz önce “Haksız kazanç” ifadesinin hukukta nasıl yorumlandığına bakalım. (isteyen GOOGLE’de çok rahat bulabilir)
Haksız Kazanç:
Modern hukuk literatüründe, haksız iktisap, sebepsiz zenginleşme, sebepsiz iktisap tabirleriyle de ifade edilen haksız kazanç, hukukî bir sebebe dayanmaksızın bir şahsın mal varlığının, başka bir mal varlığı aleyhine çoğalması demektir. Haksız iktisabın meydana gelmesi için, meydana gelen çoğalmanın meşru herhangi bir nedene dayanmaması ve bu artış ile diğer mal varlığındaki azalma arasında sebep sonuç ilişkisi bulunması gerekir.
Bu konuyu biraz açalım. Haksız kazancın oluşması için birinci şart bir kere hukuki bir sebebe dayanmayacak, yani gayrimeşru olacak, yani yasa dışı elde edilmiş olması gerekecek. İkinci şart, şayet birisi haksız kazanç sağlıyorsa bir diğeri haksız kayıp yaşayacak. Peki var mı böyle bir şey? Yok! Ortada yasal bir belge var, o da sigorta poliçesi. Kaldı ki orada sigortacı kendisi taahhüt etmiş, senin aracın yanarsa kül olursa vs ben sana bedelini ödeyeceğim diye. O halde iş ödemeye geldiğinde neden benden ÖTV tutarını kesmek istiyorsun. Buna ne hakkın var. Benim aracı hangi şartlarda aldığım ÖTV ödeyip ödemediğim seni ne aladar eder? Peki ben o aracı bir çekilişten kazandım, hiç para vermedim, ne yapacaksın, o zaman da hiç mi ödeme yapmayacaksın. Böyle saçma bir şey olabilir mi?
Peki buna rağmen sigorta şirketi ısrarla ÖTV tutarını kesmek isterse ne yapmalıyız. Arkadaşlar çok basit. Yazılı olarak veya mail ile sigorta şirketine bu kesintinin hangi yasal dayanağa istinaden yapıldığını sorun ve yazılı olarak cevap isteyin. (Yazılı olarak cevap isteyin ki elinizde delil olsun.) Kem küm edeceklerdir. Ben o kadar araştırdım böyle bir yasal dayanak bulamadım. Belki onlar biliyorlardır. Size o maddeyi söylerlerse bir avukatla görüşüp durum değerlendirmesi yapın. (Bu forumda da paylaşın ki biz de öğrenelim) Haklılarsa mesele yok, kanun karşısında boynumuz kıldan incedir. Ama öyle bir madde bildirmezler veya bildiremezlerse ödemenin tam olarak yapılmasını, aksi halde hukuki işlem başlatacağınızı ve yasal faizleriyle birlikte tahsilatı için mahkemeye vereceğinizi söyleyin ve verin de. İş o raddeye geldiğinde işinizi daha sağlama almak için bu soruları noter aracılığıyla yenileyin ve öyle cevap isteyin. Merak etmeyin bu masraflarınızı mahkeme yoluyla karşıdan alırsınız. Cevap veremezlerse de kesinlikle davayı kazanır, tüm mahkeme masraflarını da karşıya yüklersiniz.
NOT: Arkadaşlar bu bölümde yazdıklarım tamamen benim yorumumdur. Ama dediğim gibi bu konuyla alakalı avukat arkadaşlarda istişarede bulundum. Yorumumda haklı olduğumuzu düşünüyoruz. Burada sigorta şirketi iki taraf arasında sözleşme niteliği taşıyan poliçe gereği yükümlülüğünü yerine getirmek ve aracın tam bedelini ödemek zorunda. Şayet böyle bir şey başınıza gelirse mutlaka bir iyi bir avukata danışın ve gerekirse hakkınızı mahkemelerde arayın. Sonra gidin ÖTV muafiyeti ile yeni bir araç daha satın alın. Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olun.
Amma sakın ha bir taşla iki kuş vurmak için aracınızı bilerek ve isteyerek hasara uğratmayın, bu hem ahlak, hem de hukuk olarak suçtur. Bunu da bir dip not olarak düşeyim ki yanlış anlaşılmasın. Saygı ve sevgilerimle.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Not: Başka bir siteden alıntıdır,bana çok makul ve mantıklı geldiği için paylaşmak istedim.