Nefes nefeseydi. Yağmur damlaları yüzünü deliyordu. Kara lastik çizmeleriyle yere basmadan koşuyordu. Çamura bulanmış gelin bebeğini düşürmemek için sımsıkı sarılmıştı ona. Şaşkındı, çocuk ürkekliğindeydi , içini acı kaplamıştı. Çok korkuyordu! Yağmur, rüzgârı da önüne katmış, kendisine boyun eğen yeryüzüne aman vermiyordu. Ağaçlar hışımla sallanıyor, kuşlar başlarının üstünde bir bulut gibi, ötüşerek uçuşuyordu. Gözleri yanıyor, burnu sızlıyordu. Önündeki gölgenin peşini bırakmadan koşuyor, koşuyordu. Sırılsıklam olmuş gelinliği ayaklarına dolanıyor, gücü giderek azalıyordu. Yağmur soluk aldırmıyordu, buna karşın o daha da hızlanıyordu. Çamur çamurdu her yer! Yaklaştı,yaklaştı…Uzandı, kavradı onun kolunu. Gölge döndü, upuzun saçları bembeyazdı.. Hiç böyle görmemişti o yüzü! Kırış kırıştı... İfadesi garipti, acı içindeydi bakışları. İyice yaklaştı yanına, dudakları titriyordu, bir soluk gibi söyledi:”Tutmadın beni! Tutmadın!”
Kadın kocaman açılmış gözlerle baktı baktı, ıstırap fışkırıyordu her yanından…Sonra taş kesildi. Karşısındaki annesiydi!
Sabah, yeryüzünün kapısını çalmamıştı henüz! Birden açtı gözlerini birisi dürtmüş ya da seslenmişçesine...Yine ıslak ıslaktı yanakları. Dişleri kenetlenmiş, çenesi kasılıp kalmıştı. Sağ elinin tersiyle sildi gözyaşlarını. Evi dinledi; çıt, pat, pıt… Buzdolabı, televizyon,soba sessizliğin boşluğunu doldururcasına, aralıklarla büyütüyordu bu sesleri. Döndü, sırtüstü yattı.
ÖYKÜNÜN DEVAMINI PDF FORMATINDA OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Kadın kocaman açılmış gözlerle baktı baktı, ıstırap fışkırıyordu her yanından…Sonra taş kesildi. Karşısındaki annesiydi!
Sabah, yeryüzünün kapısını çalmamıştı henüz! Birden açtı gözlerini birisi dürtmüş ya da seslenmişçesine...Yine ıslak ıslaktı yanakları. Dişleri kenetlenmiş, çenesi kasılıp kalmıştı. Sağ elinin tersiyle sildi gözyaşlarını. Evi dinledi; çıt, pat, pıt… Buzdolabı, televizyon,soba sessizliğin boşluğunu doldururcasına, aralıklarla büyütüyordu bu sesleri. Döndü, sırtüstü yattı.
ÖYKÜNÜN DEVAMINI PDF FORMATINDA OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ