Sahibinden Satılık

Halil Yılmaz

Yönetici
Yönetici
Nefes nefeseydi. Yağmur damlaları yüzünü deliyordu. Kara lastik çizmeleriyle yere basmadan koşuyordu. Çamura bulanmış gelin bebeğini düşürmemek için sımsıkı sarılmıştı ona. Şaşkındı, çocuk ürkekliğindeydi , içini acı kaplamıştı. Çok korkuyordu! Yağmur, rüzgârı da önüne katmış, kendisine boyun eğen yeryüzüne aman vermiyordu. Ağaçlar hışımla sallanıyor, kuşlar başlarının üstünde bir bulut gibi, ötüşerek uçuşuyordu. Gözleri yanıyor, burnu sızlıyordu. Önündeki gölgenin peşini bırakmadan koşuyor, koşuyordu. Sırılsıklam olmuş gelinliği ayaklarına dolanıyor, gücü giderek azalıyordu. Yağmur soluk aldırmıyordu, buna karşın o daha da hızlanıyordu. Çamur çamurdu her yer! Yaklaştı,yaklaştı…Uzandı, kavradı onun kolunu. Gölge döndü, upuzun saçları bembeyazdı.. Hiç böyle görmemişti o yüzü! Kırış kırıştı... İfadesi garipti, acı içindeydi bakışları. İyice yaklaştı yanına, dudakları titriyordu, bir soluk gibi söyledi:”Tutmadın beni! Tutmadın!”

Kadın kocaman açılmış gözlerle baktı baktı, ıstırap fışkırıyordu her yanından…Sonra taş kesildi. Karşısındaki annesiydi!
Sabah, yeryüzünün kapısını çalmamıştı henüz! Birden açtı gözlerini birisi dürtmüş ya da seslenmişçesine...Yine ıslak ıslaktı yanakları. Dişleri kenetlenmiş, çenesi kasılıp kalmıştı. Sağ elinin tersiyle sildi gözyaşlarını. Evi dinledi; çıt, pat, pıt… Buzdolabı, televizyon,soba sessizliğin boşluğunu doldururcasına, aralıklarla büyütüyordu bu sesleri. Döndü, sırtüstü yattı.
ÖYKÜNÜN DEVAMINI PDF FORMATINDA OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
 
Şubat ayının dudak çatlanan soğuğunda keşfetmiştim onu zulamda böyle bir ihtimale karşı kaybetmek için göze aldığım tek bir şey vardı oda benliğim.Ona ürkekçe yaklaştım ilkin hayallerime sığdırabilmek vardı kaygılar şubat yağmurlarını fazladan yer ettiği göz çukurlarında kendini ifade edebilme özgürlüğü bulabiliyordu beni var eden herşey beni bende susuzluğa mahkum ediyordu dilime dolanan cümlelerimin dünya ansiklopedisinde yer edinememside ayağımı kanatan taş parçasının sorumsuzluğundan ibaretti.
 
Merhaba HacıEmre,

“Ömürler Sitesi’nde sahibinden acil satılık bir yaşam! Çocukluk, gençlik ve orta yaşlılıktan oluşan üç karanlık odalı, acılarla, yalnızlıklarla, sıkıntılarla dayalı döşeli ve kelepir…

Yaşanmamışlıklarla dolu geniş bahçesiyle sizin olabilir! Kaçırmayın! Balkonu anılara uzak, sıfır
bir ömür! Üstelik asansörlü,üstelik defolu, süper!”


Öykünüzü çok beğenerek ve hayranlık duyarak iki defa okudum. Yazan ellerinize, güzel yüreğinize ve emeğinize sağlık. Bu öykü yarışması aslında bana edebiyatla yakından ilgilenmese dahi aramızda ne kadar çok yetenek sahibi gizli yazarlar olabileceğini gösterdi. Yorum yapmamak elimde değil çünkü ben okumayı çok seven bir okur olarak bu kadar güzel yazma yeteneği olan arkadaşlarımın edebiyattan hiç kopmamasını ve sadece bu öykü yarışmasıyla sınırlı kalmamalarını diliyorum...

Herkes iyi bir okur olabilir ama herkes iyi bir yazar olamaz. Hacıemre arkadaşım siz de bu yetenek varken hele kurduğunuz cümleler bu kadar derin anlamlar taşırken ufak bir ricamı gözardı etmezseniz çok memnun olurum. Seneye engelliler.gen.tr yani bizim biricik sitemiz tarafından inşallah 3. sü düzenlenecek olan öykü yarışmasına katılmanızı can-ı yürekten diliyor ve sizin çok başarılı olacağınıza inanıyorum.

Her şey gönlünüzce olsun dileklerimle,
 
Merhabalar! Okumayı çok seven biri tarafından öykümün beğenilmesi beni çook mutlu etti, çok teşekkür ediyrum… Uzun uzun düşünüp kurguladığım, üzerinde epeyce çalıştığım bu öyküm geçen yıl basılan ortak bir kitapta da yer aldı.Sizin de beğendiğiniz bölüm, “Ömürler Sitesi’nde sahibinden acil satılık bir yaşam! Çocukluk, gençlik ve orta yaşlılıktan oluşan üç karanlık odalı, acılarla, yalnızlıklarla, sıkıntılarla dayalı döşeli ve kelepir…
Yaşanmamışlıklarla dolu geniş bahçesiyle sizin olabilir! Kaçırmayın! Balkonu anılara uzak, sıfır bir ömür! Üstelik asansörlü, üstelik defolu, süper!” gerçekten benim için de çok değerli! Kendimi mutlu edecek kadar yazmaya çalışan emekli bir öğretmenim. Yarışma ile ilgili ricanız,öneriniz için de teşekkürler,çook mutlu oldum…Kendi çapında yazan kişiler için, çok teşvik edici cümleler bunlar. Sağolun… Bu yıl da “Yarın Gel Ama E mi?” adlı öyküyle katılmıştım yarışmaya,dereceye girememesi hiç sorun değil bizler için. Bu heyecanı duymak; yazmak ve beklemek çok güzel bir süreç…Evet seneye de bu anlamlı,güzel yarışmaya katılmak arzusundayım kısmetse.
Sizin için de her şey gönlünüzce olsun hep!Saygılarımla…Ersin KÖSEOĞLU
 
çok teşekkür ederim arkadaşım bu öykümü yazzdığım ajanda kayboldu hatırladıklarım bunlar ama kısmet olursa yarışmaya katılırım
 
Gazoz Agacı, benim öykümle ilgili güzel değerlendirmelerini iyi ki bu alıntıyı belirterek yapmış: "Ömürler Sitesi’nde sahibinden acil satılık bir yaşam! Çocukluk, gençlik ve orta yaşlılıktan oluşan üç karanlık odalı, acılarla, yalnızlıklarla, sıkıntılarla dayalı döşeli ve kelepir…" Öykünün altında adım yazıyor neden Hacı Emre diye seslenilmiş hiç anlayamadım. Herhalde bir dikkatsizlikle isimler karıştı sanırım...
HacıEmre'nin öyküsü başka olmalı! Bu sayfada benim "Sahibinden Satılık "öyküm var. Geçen yıl ortak bir kitapta da yer aldı zaten!
Bilgilendirmek istedim.
Saygılarımla...Ersin KÖSEOĞLU
 
Merhaba Birsu,

Aslında ben de tam olarak anlayamamıştım birsu kim Hacıemre kim diye ? Açıklaman için çok teşekkür ederim. Doğrusunu istersen öyküleri okurken sahibine değil öykünün adına odaklanıyorum ve bu konuyu aydınlatman çok yerinde oldu.

'' Sahibinden Satılık '' adlı öyküye olan tüm beğenim öykünün gerçek yazarına aittir ve yeni öykülerini beklemekteyim :)

Saygı ve Sevgilerimle,
 
Geri
Üst