Sahte aşkın engeli

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
O gün her günden farklı değildi. Yazın gelmesi ile beraber genç olmanın damarlardaki dolaşan kanı vücutta durmuyor her zaman farklı yerlere gitme ihtiyacı hissettiriyordu. Orhan, Hakan ve ben iki hafta öncesinden planlamıştık bu pikniği. Yanlarımızda kız arkadaşlarımız ve daha 19-21 arasında değişen yaşlarımızla yazın verdiği enerjiyi mangal yapıp, okey oynayarak çıkarmak niyetindeydik. Aslında her şey çok güzel başlamıştı. Orhan bizleri arabası ile alıp piknik yapacağımız alana götürdü. Kız arkadaşlarımızın yaptığı aslında doğrusu annelerinin yaptığı onların yardım ettiği yiyeceklerden yerken bir yandan da Hakan’ın mangal başındaki marifetleri ile kendimize ziyafet çektik. Biraz top, okey, kâğıt oynadıktan sonra fazla geç olmadan evlere gitmek için piknik alanından ayrıldık. Orhan’ın kız arkadaşını eve bıraktıktan sonra Hakan’ın kız arkadaşı ile yanındaki arkadaşını bırakmak için oturdukları mahalleye gittik. Kızların mahallede herhangi yanlış anlaşılmaya uğramamaları için arabayı 2 sokak yukarı bıraktık ve kızlar önde biz arkada yürümeye başladık. Aramızda günün kritiğine kendimizi fazla kaptırmış olacağız ki kızlar biraz aradaki farkı açmış eve girmek üzereydiler. O sırada mahallede bulunan ve kendilerini “delikanlı” olarak nitelendiren 3 gencin kızlara laf attıklarını gördük. Bu yazıyı okuyan her aynı yaşta erkeğin kendisine yediremeyeceği gibi bizde bir anda sinirlerimizin tavan yaptığını hissettik. Sözde “delikanlılara” kızları bıraktıktan sonra burada olmalarını söyledik. O an istediğimiz kesinlikle hesap sormaktı. Belki konuşur belki kavga eder ama o hesabı onlara bırakmazdık. Kızlar evlerine girdikten sonra “delikanlıların” bulunduğu yere doğru yöneldik. Fakat biz 3 kişi bulmayı planlarken kavga çıkacağı söylentileri sayesinde bir anda 9-10 kişiyi karşımızda bulduk. Gençtik, arkadaşlarımıza laf atılmıştı ve bekleyin demiştik. Geri dönemezdik. Yanlarına gittiğimizde zaten kavga kararı onlar tarafından çoktan verilmişti. Prosedürde birkaç kez kızlara atılan lafın hesabını kelimelerle sormak istesek de her lafın sonu kavgaya bağlanıyordu. Yani kaçınılmazdı. Sonunda karşı gruptan bir “delikanlı” hamlesini yaparak asıl hikâyenin başlayacağı ateşi yaktı. Biz üç onlar dokuz kişiydiler. Kavganın tek taraflı geçeceği ve bizim hasar alacağımız çok net belli olsa da damarlarımızdaki kanı durduramıyor onlar vurdukça biz daha çok saldırıyorduk. Bir ara kavga arasında Hakan’ın acı dolu bağırmasını duydum. Fakat ona yardım etmek bir yana kendime yardım edecek durumda değildim. Yaklaşık 9-10 dakika süren tek taraflı kavgadan sonra Hakan’ın yanına gittim fakat ben en kötü kırık bir kemik beklerken bacaklarından akan kanı gördüğümde şok olmuştum. “Delikanlılardan” bir tanesinin siniri sadece vurmakla geçmemiş olacak ki bıçağın ucunu bir gencin hayallerine batırmıştı. Hakan profesyonelliğine kesin gözüyle bakılan bir basketbolcuydu. Yani hayatını ve hayallerini bacaklarına bağlamıştı. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst