Sınav Dediğin

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Bu girdiğim ne ilk ne de son sınav olacaktı. Girdiğim her sınavda yaşadıklarım sıradan, olağan, alışılmış ve olmazsa olmazlarım olmuşdu artık. Kendimi bildim bileli müracaat formlarında herşeyden ve hepsinden önce, özellikle ve itina ile o kutucuğu işaretlememe rağmen bugüne kadar bir defa bile rahat bir sınava girmeyi başaramadım.
İlk zamanlar kolaydı. Evet, en azından benimle yaşayanlar için kolaydı. Aradan yıllar geçti. Büyüdüm ve ağırlığım arttı. Vaktiyle zor gelmeyen, rahatsız etmeyen birçok şey artık beni bunaltıyor.
Gene de birçok yere kendim gidebildiğim gibi, yapmam gerekenlerin birçoğunu da tek başıma yapabilmekteyim.
Evden bir caddeyi, üç sokağı geçip okula gelmek ve sınıfa girmek o kadar kolaydı ki benim için... Okulun girişi düzayak ve sınıfım giriş katının sağındaki ilk sınıftı. Öncelikle bir emek harcamıyor, yorulmuyor ve kendimi rahat hissettiğim içinde daha bir özenerek daha bir sıkı çalışıyordum derslerime. Ev, okul ve dershane üçgenindeki yolları teknolojinin imkânı ile öyle kolay öyle rahat aşıyordum ki…
Yaşadığım olumsuzlukların çoğunu -kötü şeyleri hafıza çabuk siliyor- ben de unutmuştum. Yaşanmış bile saymıyordum. O olaylar olmasaydı bugün bu lisede değil hatta şehrin bile değil ülkenin en iyi lisesinde okuyabilecek bir puanı almam işten bile değildi. Tüm deneme sınavlarında aldığım puanlardan sonra! Ama… Kendime gelmem ile soru kitapçığını açıp ilk soruyu okumaya başlamam sınavın başlamasından en az yarım saat sonra olmuştu.
Kaybettiğim moral, zaman ve sakinleştirmeye çalıştığım sinirlerim ile soruları çözmeye başladığımda… Okuduklarımı anlamam ile soruları çözmeye başlayabildiğim an arasında ki zaman…
Sınav sonrasında gördüğüm ne kadar acıydı! Zamanımın yetmediği son beş soru ile hepsi yanlış çıkan ilk sayfadaki beş soru yüzünden belki de asla tercih etmeyeceğim bu lise de -gerçi hayırlısı olmuş, oldukça rahat bir dört yıl okumuştum. Okuluma ulaşımım rahattı. Sınıfa girmem kolaydı. Arkadaşlarım ve öğretmenlerim bir günden bir güne bana hiçbir şey hissettirmediler. Ama daha iyi bir lisede çok daha iyi bir eğitim alıyor olabilirdim…
Ne diyebilirim ki! Bugünkü hayatım, mesleğim ve yaşam şeklim çok farklı olabilirdi!...
Oysa ilköğretimim öylemiydi ya… Okulun girişi üç basamak yukarı, sınıfların olduğu koridor bir basamak aşağı… Allahın günü kar, yağmur, çamur, sıcak, soğuk demeden babam beni getirip götürmüştü. Bir günden bir güne ağzından bir yakınma sözcüğü duymadan geçen bir sekiz yıl! Söylemesi kolay, yaşanması çok zor bir sekiz yıl. Bu arada ne dilekçeleri nerelere ve kimlere yazmadı ki babam! Olumlu veya olumsuz bir cevap alamadan, almayı başaramadan ilköğretimden babam ile annem ile hep beraber mezun olduk. Abartmıyorum, hem derslerim de yanımdaydılar hem de hayat mücadelemde. DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst