Tıbbi Tetkikler Nelerdir? Hangi Durumlarda Yapılır?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Emar (MR)
Manyetik rezonans ağrısız ve hasta vücuduna zarar vermeden uygulanan bir görüntüleme tekniğidir. Özel bir makina ile organların, kemiklerin ve bazı dokuların görüntüleri alınır.
Bu inceleme tekniğinde manyetik bir alan içerisinde incelenmek istenilen bölgeye radyo dalgaları gönderilir. Radyo dalgalarının uyardığı hücrelerdeki hidrojen atomlarının ürettiği enerji sayılara dönüştürüldükten ve bir bilgisayarca işlendikten sonra bir görüntüye dönüştürülür.Radasyon kullanılmadığı için işlem esnasında hastalar ve uygulayan sağlık personelinin radyasyon alma tehlikesi yoktur. Makina çok yönlü hareket edebildiği için elde edilen görüntü sadece yatay kesitlerle sınırlı değildir. Üç boyutlu görüntüleme sağlanabilir.

Hangi Durumlarda Yapılır:
MR değişik amaçlarla uygulanabilir. Cranial MR olarak adlandırılan Beyin MR'ı beyin tümöründen kuşkulanılan hastalarda, sebebi bilinmeyen başağrılarında, birtakı nörolojik hastalıklarda doktor tarafından istenebilir. Omurga MR'ı disk kaymalarında yararlı olabilir. Omuz, diz gibi eklemlerin ve bağların değerlendirilmesinde kullanılabilir. Kalp, göğüs, karın ve leğen kemiğine ait bazı hastalıklar da MR ile değerlendirilebilir.

Nasıl Yapılır:
İnceleme uygulanmadan önce doktorunuz sağlık geçmişiniz konusunda sizden ayrıntılı bir bilgi talep edecektir. Vücudunuzda herhangi bir metal protez varsa, hamile iseniz doktorunuza bildirmelisiniz. Ayrıca kapalı yer korkunuz varsa mutlaka iletin. Bazen böyle durumlarda inceleme yapılmadan önce hafif bir sakinleştirici yapılması gerekebilir.
Hasta düz bir platforma yatırılır.Platform manyetik alanın yaratıldığı dairesel alana doğru kayar.İşlem ortalama 30-40 dakika sürebilir. Görüntüdeki bozuklukların önlenebilmesi için hastanın mümkün olduğunca hareketsiz yatması gerekmektedir. Tarama işlemi acısızdır. Ancak taramanın yapıldığı bölgede hafif bir sıcaklık hissi algılanabilir. Hasta tarama esnasında gürültü duyabilir.

Nasıl Hazırlanmalı?

İncelemeye girmeden önce üzerinizde taşıdığınız tüm metal eşyaları çıkartmalısınız. Eğer metal protezleriniz veya kalp piliniz varsa mutlaka hatırlatmalısınız. Genellikle yiyecek ve içecek açısından bir kısıtlama yapmanız gerekmez.

Nasıl Yorumlanır?

MR sonucunda oluşan görüntü radyoloji uzmanı tarafından yorumlanır.

Bilgisayarlı Tomografi (BT) Nedir?
Bilgisayarlı tomografi x-ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir. İnceleme sırasında hasta bilgisayarlı tomografi cihazının masasında hareket etmeksizin yatar.Masa manuel ya da uzaktan kumanda ile cihazın ''gantry'' adı verilen açıklığına sokulur. Cihaz bir bilgisayara bağlıdır. X-ışını kaynağı incelenecek hasta etrafında 360 derecelik bir dönüş hareketi gerçekleştirirken oyuk ya da ''gantry'' boyunca dizilmiş dedektörler tarafından x-ışını demetinin vücudu geçen kısmı saptanarak elde edilen veriler bir bilgisayar tarafından işlenir. Sonuçta dokuların birbiri ardısıra kesitsel görüntüleri oluşturulur. Oluşturulan görüntüler bilgisayar ekranından izlenebilir. Ayrıca görüntüler filme aktarılabileceği gibi gerektiğinde tekrar bilgisayar ekranına getirmek üzere optik diskte depolanabilir. Bilgisayarlı tomografi diğer x-ışın incelemelerine göre bazı avantajlara sahiptir. Özellikle organların, yumuşak doku ve kemiklerin şekil ve yerleşimini oldukça net gösterir.Ayrıca BT incelemeleri doktorlara basit bir kist (İçinde sıvı veya yarı sıvı madde bulunan etrafı çevrili kese şeklinde oluşum) ve solid tümör (bir kısım hücrelerin süratle çoğalması nedeniyle oluşan doku kitlesi, ur.) ayırıcı tanısında yardımcı olarak hastalıkların daha iyi değerlendirilmesini sağlar. Daha önemlisi, BT direkt grafilerden çok daha ayrıntılı görüntüler oluşturarak kanserlerin yayılımının değerlendirilmesinde yardımcı olur. Kanser yayılımı hakkında elde edilecek bilgiler doktorları kansere yönelik uygulanacak tedavi konusunda yönlendirerek kemoterapi, radyoterapi, cerrahi tedavi veya bunların belirli kombinasyonlarının kullanılıp kullanılmayacağıyla ilgili karar vermelerinde yardımcı olur. Böylece sağlam dokular, bir çok faydaları olmakla birlikte ciddi yan etkileri olabilecek tedavi yöntemlerinin gereksiz müdahalelerinden korunmuş olur. BT, direkt grafilerle gösterilemeyen vücudun beyin gibi birçok kesiminin değerlendirilebilmesini mümkün kılmıştır. Ayrıca diğer görüntüleme yöntemlerinden daha erken ve doğru şekilde birçok hastalığın teşhisini sağlamıştır. Hastalıklar erken teşhis edildiğinde daha iyi tedavi edildiklerinden, BT bu üstün özellikleriyle doktorların birçok hayat kurtarmasına yardımcı olmuştur.

2. İnceleme rahatsızlık verici mi? Herhangi bir tehlikesi var mı?
İncelemenin kendisi tamamen ağrısızdır. İnceleme sırasında hastadan BT cihazının masasında hiç hareket etmeksizin yatması istenir. Yapılacak incelemenin türüne bağlı olarak hastaya kol damarlarından kontrast madde enjekte edilebileceği gibi kontrast madde içmesi de istenebilir. İncelemenin bu kısmı hasta için biraz rahatsızlık verici olabilir. Kontrast maddeler iyot içerdiği için bazı kişilerde allerjik reaksiyonlara neden olabilir. Hastanın inceleme öncesinde teknisyen ya da radyoloğa bu tür maddelere karşı daha önce allerjik bir reaksiyon gösterip göstermediğini ve eğer varsa başka maddelere karşı allerjisini bildirmesi gerekir. Hastaya daha önceden yapılmış bir BT incelemesinde, İVP olarak adlandırılan böbrek incelemesinde veya kalp ve damarların anjiografi olarak da adlandırılan kateterizasyonunda kontrast madde verilmiş olabilir. BT cihazları X ışınlarını kullanır.Hastanın güvenliği için en iyi şekilde dizayn edilmiş olup inceleme sırasında maruz kalınan radyasyon miktarı gerekli en az düzeyde olacak şekilde imal edilmiştir. X ışınları anne karnında gelişmekte olan fetusa zarar verebileceğinden inceleme hazırlığına başlamadan evvel hasta hamilelik şüphesi varsa bu konuda doktora veya teknisyene bilgi vermelidir.

3. İncelemeye hazırlık için yapılması gerekenler nelerdir?
İncelemenin Yapılacağı Gün:
İnceleme gününde randevu saatinden 4 saat önce başlamak üzere katı gıda yenmemelidir. Bununla birlikte kahve, çay, fazla katı olmayan çorbalar ve meyve suyu çok fazla olmamak kaydıyla içilebilir. Katı gıda alımının sınırlanması birçok tıbbi işlem öncesinde hastanın güvenliği için alınan bir önlemdir.

İncelemenin Yapılacağı Oda:
Hastaneye randevu saatinden en az 15 dakika önce gelmelidir. Bu hastanedeki kayıt işlemlerinin yapılabilmesi için gerekli zamanı sağlayacaktır. Eğer abdomen (karın) ya da pelvis bölgesinin (leğen kemiği bölgesi) BT incelemesi yapılacaksa randevu saatinden 1 saat 15 dakika önce hastaneye gelinmelidir. Hastadan, bağırsakları daha net göstererek radyoloğun filmleri daha iyi değerlendirmesini sağlıyacak bir sıvı olan oral kontrast madde içmesi istenir. Hastada düşünülen ön tanılara ve yapılması istenen incelemeye bağlı olarak randevu saatinden çok daha önce de kontrast madde içmesi istenebilir. BT teknisyeni hastaya kendini tanıtarak işlem hakkında bilgi verir ve hastanın muhtemel sorularını yanıtlayarak rahatlamasına yardımcı olur. İncelenecek beden bölgesine bağlı olarak vücuttaki metal objelerin çıkarılması istenebilir. Daha sonra hastaya önlük giydirilir.

4.İnceleme sırasında neler olur?
Teknisyen hastayı incelemenin yapılacağı odaya götürerek yapılacak incelemeye göre hastanın sırt üstü veya yüz üstü masaya yatmasını sağlar.Hastanın rahat etmesi önemlidir, çünkü inceleme süresince hastanın hareket etmemesi gerekir. BT incelemeleri hastaların tıbbi problemlerine ve incelenecek vücut kısmına göre farklılıklar gösterir. Hastalığın teşhisi için incelemenin nasıl yapılması gerektiğine radyolog karar verir. Örneğin eğer batın bölgesi incelenecekse göğüs alt kısmından pelvis üst kısmına kadar kadar olan kesim taranacaktır. Böyle bir inceleme süresince sizden görüntülerin bulanık çıkmaması için belli aralıklarla nefesinizi tutmanız istenecektir . Makina işlem süresince bazı sesler çıkarır. Hastanın üstünde yattığı masa her bir görüntü oluştuktan sonra bir miktar hareket edecektir. Ayrıca teknisyen ya da makina tarafından nefes tutup vermeyle ilgili hastaya sinyal verilecektir. Kimi incelemelerde işlem öncesinde veya sırasında doktor veya teknisyen tarafından kontrast madde enjeksiyonu yapılabilir. Bu radyoloğun görüntüleri daha iyi değerlendirmesini sağlıyacaktır. Eğer işlem sırasında veya enjeksiyon sonrasında hasta bir rahatsızlık hissederse bunu teknisyene veya doktora bildirmelidir. Tüm BT personeli hastalara en iyi hizmeti verecek şekilde eğitilmiş olup bu konuda gerekli sertifikalara sahiptirler.

5. Bir bilgisayarlı tomografi incelemesi ne kadar sürer?
İncelemeler hastalarının klinik bulguları göz önüne alınarak her bir hasta için ayrı ayrı planlanır. Bundan dolayı yapılan BT incelemesi daha önce yaptırmış olduğunuz bir BT incelemesinden farklıysa ya da inceleme sonunda ek görüntüler alma ihtiyacı duyulmuşsa endişelenmemek gerekir. Başlangıcından bitimine kadar çekim süresi ortalama 15 dakikadır.

6. İnceleme bitiminde yapılması gerekenler nelerdir?
Radyolog incelemesi yapılan kişinin hastalığıyla ilgili bir sonuca varmasını sağlayacak yeterli bilgiyi elde ettikten sonra inceleme sona erdirilir ve hasta evine gidebilir. İncelemeden sonra herhangi bir kısıtlama olmaksızın normal günlük aktivitelerine devam edebilir.

7. İncelemeler nasıl değerlendirilir?
İncelemeler vücudun hangi kısmıyla ilgiliyse o konuda uzmanlaşmış radyolog doktorlar tarafından değerlendirilir ve daha sonra yazılı bir rapora dönüştürülerek hastaya teslim edilir.

Anjiyografi

Anjiyografi vücut damarlarının görüntülenmesi demektir. Damar içine röntgen ışınlarını diğer dokulara göre daha fazla emen ve kontrast madde olarak tanımlanan ilaç verilerek, DSA denilen röntgen cihazları yardımıyla gerçekleştirilir. Anjiyografi sayesinde organları besleyen damarlar görüntülenerek damar hastalıkları veya bu damarlardan beslenen organlara ait tanı koydurucu bilgiler edinilir.
Teşhis amaçlarının yanında tedavi amaçlı da kullanılabilir. Anjiyoplasti bunun klasik bir örneğidir. Bu sayede cerrahi tedavi gerektiren birçok hastalık, cerrahi ve genel anestezinin riskleri olmaksızın tedavi imkanı bulmaktadır.

Hazırlık:
Anjiyografi işlemi öncesi gece yarısından sonra sabah alınması zorunlu ilaçlar dışında birşey yenilip içilmemelidir. Eğer kanı sulandırıcı ilaç kullanıyorsa (aspirin, warfarin gibi) işlem öncesi ilgili hekime danışılmalıdır. İşlem öncesi hastanın böbrek fonksyonlarının bilinmesi de önemlidir. Ayrıca kasık tüy temizliği işlem öncesi yapılmış olmalıdır.
İşlem:
Anjiyografi öncesi hastaya özel önlük giydirilir ve hasta anjiyografi masasına yatırılır.Tercihan sağ kasıktan cilt temizliğini takiben lokal anestezi sonrası özel kateter yardımıyla damar içine girilerek kontrast madde verilip damarlar görüntülenir. Bu sırada lokal anestezi yapıldığı için hasta işlemi hissetmez.

Anjiyografik işlemler:
Tanıya yönelik:
Kol ve bacak damarlarının görüntülenmesi
Karın içi organ damarlarının görüntülenmesi
Beyin damarlarının görüntülenmesi
Akciğer damarlarının görüntülenmesi
Kalp damarlarının görüntülenmesi

Tedaviye yönelik :
Anjiyoplasti: Dar veya tam tıkalı damarların tekrar açılması için yapılır. Bacak damarlarındaki tıkanmalar, tansiyon yükselmesine neden olan böbrek damarı tıkanıklıkları bu yolla radyologlar tarafından tedavi edilebilirler. İşlemlerde genel anestezi uygulanmaması önemli bir avantajdır.
Anjiyo embolizasyonlar: Anormal damar yumaklarının, damarlarda oluşan baloncukların ya da anormal kanlanma gösteren kanser dokularının damarlarının tıkanması işlemidir. Radyologlar tarafından yapılan bu işlemlerle de, ancak cerrahi tedavisi olan hastalıklar lokal anestezi ve anjiografi yöntemiyle tedavi edilebilmektedir.
TIPS(Transjuguler intrahepatik porto-kaval şant)on dönem karaciğer hastalığında mide varis kanamasının tedavisinde kullanılan boyun damarından yanlızca bir kateter ile girilerek damarlar arası kan geçişini sağlayan ameliyata alternatif bir yöntem..
İnferior vena kava filtresi yerleştirilmesi: Bacak damarlarından ana toplar damar (inferior vena kava) yoluyla akciğerlerinde sık sık pıhtı tıkanması olan hastalarda, ana toplar damar içine kasıktan kateter yardımıyla girilerek pıhtı geçişini engelleyici filtre yerleştirilmesi işlemidir.

İşlem sonrası:
İşlem sonrası kateter takılan bölgenin temizliği ve pansumanını takiben hastalar ortalama 2-4 saat yatarak takibe alınırlar ve eve gönderilmeden önce bilgilendirilerek kontrollere çağırılırlar.

Komplikasyonlar:
Başlıcaları kontrast madde allerjisi, lokal anestezik madde allerjisi ve kanamadır. Kullanılan kontrast madde miktarı modern anjiografi cihazlarıyla en aza indirgenmiştir. Allerji olup olmadığı önceden hastayla konuşularak belirlenebilir. Ancak bazı durumlarda ilk kez allerji oluşabilir. Oran oldukça düşüktür. Böyle bir durumda gerekli ekipmanlar anjiografi bölümünde hazır bulundurulur.
Kanama için önceden kan testleri yapılır. Anormallik varsa işlem yapılmaz. Mutlaka yapılması gerekliyse gerekli tedbirler alınarak işleme başlanır. işlem sonrasında kanama ihtimaline karşı hastalar belirli süre gözlem altında tutulur.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
ABDOMİNAL UTRASONOGRAFİ

Batın ( karın ) ultrasonu anlamına gelir.
Karın içi organların ve karındaki diğer yapıların ULTRASON aleti aracılığıyla incelenmesidir.

ULTRASONOGRAFİ NEDİR ?
Ultrasonografi yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak vücut içindeki organların ve diğer yapıların görüntülenmesidir.
Beş duyumuzdan biri olan işitme ''ses'' ile sağlanır.İnsan her sesi duyamaz; ancak 20-20000 Hertz arasındaki belli sesleri duyabilir.İnsanın duyamayacağı ses sınırı olan 20000 Hertz'in çok üstündeki seslerden tıpta yararlanılır.Bu yönteme ''Ultra Sono Grafi'' (USG) adı verilir.Frekansları çok yüksek olsa da bildiğimiz ses kullanıldığı için,tetkikin vücuda herhangi bir zararı yoktur.X-ışınları vb zararlı radyasyon kullanılmaz.
Ultrason aletinin iki ana parçası vardır : Ana ünite ve prob. Tetkik esnasında incelenen vücut alanına konulan ultrason parçasına ''prob'' denir.Yüksek frekanslı sesler, prob içinde bulunan transdüser (çevirici) aracılığıyla elektrik enerjisine dönüştürülür. Vücuttan gelen ses dalgalarının oluşturduğu enerji de yine aynı şekilde transdüser aracılığıyla elektrik enerjisine çevrilir.Bu değişimler prob içindeki piazoelektrik kristallerde gerçekleşir.Böylece vücuttan gelen ses dalgaları görüntüye çevrilerek TV ekranında görünür hale getirilir. Oluşturulan görüntüye ''sonogram'' denir. Bu görüntüler printer (fotoğraf baskı aracı) ile anında kaydedilebilir.
Ultrasonografi en çok , sıvı içeren organların ve yapıların incelenmesinde yararlıdır.Kemik gibi katı yapılar ve akciğer gibi hava dolu organlar (çok fazla sıvı içermediklerinden) ultrasonda iyi görünmezler.Fakat sıvı içeren organlardaki kitle ve katı oluşumlar izlenebilir. Ultrasonografi çeşitli alanlarda kullanılır: Batın (karın) içi organları incelemede (abdominal USG),kadın hastalıklarında (jinekolojik USG),gebelik ve doğum takibinde (obstetrik USG), kalp işlevlerinin ve yapısının incelenmesinde (ekokardiografi), meme dokusunu incelemede (mamografi), damarların-tiroid-testis-göz vb organ ve yapıların incelenmesinde...İncelenen organın yerine ve özelliğine göre, değişik ultrason cihazları ve problar kullanılır.Ultrasonografide prob, genelde (abdominal USG'de olduğu gibi) vücut üzerinde gezdirilir.Probun vücut içine sokulması yoluyla yapılan USG çeşitleri de vardır: Transvaginal, transrektal gibi..

TETKİKTEN ÖNCE YAPILACAK HAZIRLIKLAR :
Acil durumlar dışında hastanın 12 saat önceden aç olması, bir gece önceden ilaç vs. kullanarak barsakların boşaltılması , (üst batın USG için) testten bir gün önceden yağsız diyet uygulanılması, (böbrek,mesane ve jinekolojik USG için) tetkikten önce 1,5-2,5 litre sıvı (su) içilerek mesanenin tamamen doldurulmuş olması gerekir. Tetkik genelde sabah yapılır. Bu şartların sağlanması durumunda, günün herhangi bir saatinde de yapılabilir.

UYGULAMA (TETKİKİN YAPILIŞI) :
Karın veya vücudun herhangi bir bölgesinin ultrason görüntüsü, o bölgenin çeşitli kesitleri alınarak elde edilir. Hasta önce sırtüstü,sonra (gerekirse) yüzüstü ve yan yatar; ultrason probu vücuda değişik açılarla temas ettirilir. Ses ötesi dalgaların vücut ile prob arasında kayba uğramaması için vücut yüzeyine jel sürülür. Jel, prob ile vücut arasında bir köprü oluşturur.

İNCELENEN ORGANLAR :
Karın içi organların ultrasonla incelenmesine ''abdominal ultrasonografi'' denir.Tıpta karın yerine genellikle batın kelimesi kullanılır. Latincesi de abdomen'dir.

Abdominal Ultrasonografi, yapıldığı karın bölgesine göre ikiye ayrılır :
- Üst Batın Ultrasonografi,
- Alt Batın Ultrasonografi.

İkisi birlikte yapılırsa ''Tüm Batın Ultrasonografi'' adını alır.

Üst batın ultrasonografi'de şu organ ve yapılar incelenir :

Karaciğer,safra kesesi ve safra yolları,böbrekler ve böbrek üstü bezleri,dalak,pankreas, abdominal aorta ve VCI gibi ana damarlar,özofagus alt-uç.

Alt batın ultrasonografide ise :

Erkek ve kadında mesane; erkekte prostat; kadında uterus (rahim),overler (yumurtalıklar), tubalar, Douglas boşluğu incelenir.
Tüm batın ultrasonografide ayrıca lenfadenopati, kitle (tümör vb), kist, sıvı toplanması gibi anormallikler de tesbit edilebilir.

ULTRASON GEREKEN DURUMLAR :

''Tüm Batın Ultrasonografi'' tetkikinin gerektiği durumlar şunlardır :

*Karın ağrısı (birkaç saat önce başlamış veya sürekli olabilir)
*Ağrılı ve/veya kanlı işeme (bulantı ve kusma da eşlik edebilir),idrarın kesik kesik gelmesi
*Gözlerin ve vücudun sararması,karnın sağ-üst tarafında ağrı olması
*Aiede böbrek hastalığı,böbrek taşı,şeker hastalığı vb hastalık olması
*Hazımsızlık,bulantı gibi hazım şikayetlerinin devamlı olması
*Karnın devamlı şiş olması
*Trafik kazası veya karına sert darbe alma gibi batın travmalarında (iç organ yırtılması veya kanaması riski varsa)
*Karında tümör(kitle), kist veya aorta genişlemesi düşünülen hastalarda
*Karın içi organların doğuştan anormalliği veya yokluğu düşünülüyorsa
*Organların boyutlarının ve yapısının tesbiti için
*Genel sağlık taramasının bir parçası olarak (check-up amacıyla)

EN SIK ULTRASON YAPILAN HASTALIKLAR :

Ultrason ile en çok;böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonu, safra kesesi ve safra yollarındaki taş ve enfeksiyon, dalak ve araciğer büyümesi, (50 yaş üzeri erkeklerde) prostat büyümesi, kadın hastalıkları araştırılır. Gebelik takibinde de ultrason sıklıkla kullanılır.

TETKİKİ ETKİLEYEN UNSURLAR :

- Barsaklardaki gaz, gaita veya son iki gün içinde yapılmış bir tetkikten barsakta kalmış olan baryum gibi kontrast maddeler
- Hastanın tetkik esnasında hareket etmesi (özellikle çocuklar)
- Şişman kişilerde aşırı yağ dokusu
- Ultrason yapılacak vücut bölgesinde açık yara bulunması

İLERİ TETKİKLER :

Ultrasonografi sonrası gerekli olabilecek ileri tetkikler şunlardır :

- Kan tahlilleri
- Biyopsi
- İVP, ERCP, PTK vs
- Bilgisayarlı Tomografi
- Manyetik Rezonans

Mammografi

Mammografi memedeki olağandışı gelişmeleri saptamaya ve kötü huylu tümörler erken tanı koymaya yarayan bir yöntemdir.
Dünyadaki 14 kadından birinin meme kanseri olduğunu ve bunların da üçte birinin bu hastalıktan öldüğünü düşünürsek erken tanının önemini daha iyi anlarız. Kendikendine meme muayenesi, klinik meme muayenesi gibi mammografide erken tanıda önemli bir rol oynamaktadır.
Mammografi Nedir?Mammografi memenin doğrudan X ışınları ile incelenmesidir. İnceleme için hasta mammograf denilen röntgen aletinin önüne oturtulur.Meme X ışınına duyarlı bir levha üzerine yerleştirilerek sıkıştırılır.
Her iki göğüstende ayrı ayrı açılar değiştirilerek filmler alınır.Mammografi cihazları diğer röntgen cihazlarından daha farklı şekilde tasarlanmışlardır ve X ışınlarının zararlı etkileri en aza indirgenmiştir.Mammografi yağ içeriği fazla olan memelerde daha iyi sonuç verir.Emzirmemiş genç bayanlarda, emzirme döneminde ve gebelikte mammo3.gif (13342 bytes)
yağ oranı azaldığı için küçük kitlelerin ayırt edilmesi güçleşmektedir.

Mammografi Ne zaman Uygulanmalıdır?
Hiç bir belirtisi olmayan kadınlarda :
* 40 yaşındailk mammogram.(ailesinde kanser hikayesi olanlarda daha erken uygulanabilir.)
* 40-50 yaş arasında bir-iki yılda bir kez (doktor önerisiyle)
* 50 yaşın üstünde yılda bir kez uygulanmalıdır.

(Amerikan Kanser Derneği'nin önerdiği takvimdir)

Ayrıca memede kitle, göğüs ucunda çekilme, memede biçim bozukluğu, meme derisinde kalınlaşma ve kızarıklık, meme başında yamukluk gibi belirtiler oluştuğunda mammografi uygulanmalıdır. Bazen mammogramdan sonra ultrasonografi de gerekebilir.

Kolonoskopi

Kolonoskopi İşlemi Nedir?

Kalın bağırsak, anüsten başlayarak ince bağırsağa kadar devam eden yaklaşık 1.5-2 metre olan bağırsak kısmıdır. Kolonoskopi işlemi ise kalın bağırsağın içinin videoendoskop denilen kıvrılabilen hortum şeklindeki bir cihazla gözle görülerek incelenmesidir. Cihazla makatdan girilerek kalın barsağın başlangıcına doğru ilerlenir.

Kolonoskopi Ne Zaman Gereklidir?

Kalın bağırsak kanserinin erken tanısı ve önlenmesi için; eğer yaşınız 40-50’nin üzerindeyse her 5 senede bir kolonoskopi yaptırmalısınız.
Kolonoskopiyle poliplerin bulunup çıkarılması ile kalın bağırsak kanser gelişimi önlenebilmektedir.
Son zamanlarda çıkan kabızlık sorunu
Büyük abdestte, dışkıda kan görülmesi
Uzun süreli kanlı veya kansız ishal
Gaitada gizli kan pozitifiliği ve gastroskopide bu durumu açıklayan bir durum olmaması.
Menapoz sonrası kadınlarda veya erkeklerde her yaşta demir eksikliği kansızlığı tesbit edilmesi.
Diğer hastalıkların tanısı için; doktorunuzun izah etmekte zorluk çektiği hastalık bulguları veya laboratuar anormallikleri varsa (izah edilemeyen karın ağrısı veya anormal kan testleri varsa) kolonoskopi istenilmektedir.
Güvenilirlik:Mammografi meme kanseri tanısında en güvenilir inceleme yöntemidir.Güvenilirlik oranı tek başına uygulanırsa % 90, klinik muayene ile birlikte uygulanırsa % 95 kadardır. Mammografi ile emin olunamayan durumlarda daha ileri tanı tetkikleri kullanılır.
Unutmayın kanserde erken tanı hayat kurtarır.Mammografi de meme kanserlerinde erken tanı yöntemlerinden biri olabilir.

Kolonoskopi İncelemeye Nasıl Hazırlanılır?

İncelemenin yapılabilmesi için barsakların içinin boş ve temiz olması gereklidir bunun için 24 saat önceden bağırsaklar temizlenmeye başlanılır. İçi dışkılarla kirli bağırsakta inceleme ve değerlendirme yapılamaz. Temizlik işlemi bol miktarda saydam sıvılarla bağırsağın yıkanması ayrıca bağırsağı boşaltıcı ilaçların kullanımıyla olur. Kolonoskopi işleminden 24 saat önceden katı gıdaların alınması tamamen kesilmeli ve randevu zamanına kadar (eğer tıbbi sakıncası yoksa; kronik böbrek, ağır kalp ve karaciğer yetersizliği hastalıklarının varlığı gibi) minimum 8-10 litre kadar saydam sıvılar (et suyu, tavuk suyu, tanesiz çorbalar, kompostolar, gazozlar, saydam tortusuz meyve suları) tüketilmelidir (aşağıya bakınız). İncelemeye gelmeden bir gün önce akşam ve geleceğiniz günün sabahı bağırsakları boşaltıcı ilaç kullanmanız gereklidir. Randevuya geldiğinizde beraberinizde sizi eve bırakacak bir yakınınızın yanınızda olması iyi olur. Eğer daha önceden kolonoskopi yapılmış ve polip çıkarılmışsa veya polip olduğu biliniyorsa; polipektomi işlemi gerekebileceğinden, kolonoskopi randevu tarihinden 5-7 gün kadar önceden aspirin, dispril, coraspin, heparin, coumadine gibi polipektomi işlemi sonrasında kanama nedeni olabilecek tüm ilaçlar tıbbi sakıncası yoksa alınmamalıdır. Önceden olan kalp kağak hastalığınız veya hastalığı nedeniyle size eğer kalp pili takıldıysa (peacemaker) bu durumunuzu kolonoskopi işleminden önce doktorunuza bildirmelisiniz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Endoskopi

Endoskopi İnsan vücudunda bulunan boşluklardan yararlanarak organları incelemektir.

Bunu yaparken steril ve uygun ışık kaynakları kullanılarak vücut içindeki hareketler incelenir. Bu işlem sırasında ışık yayan kaynakla gözlem halinde olmak aynı zamanda biyopsi yapılabilmesine imkan tanır.

Devamlı ışık kaynağı olarak adlandırdığımız bu cihaz aslında bir tanı aracı‘dır. Düşünün ki yemek borusu, onikiparmak barsağı yada mide görüntülenmek isteniyor, bu amaçla endoskopi yapıyorsak adına tıpta yer aldığı gibi seslenmek doğru olacaktır, yani gastroskopi. Kalınbarsak için yapılıyorsa bunun adı da kolonoskopi ‘dir. Yaptığımız işlemin amacına göre farklı isimler verilmektedir.

ENDOSKOPİ NASIL YAPILIR:

Sadece 8-10 mm kalınlığa sahip bükülerek yön verilebilen bir çubuk, işlemin yapılabilmesi için müdahale edilecek noktaya ulaşarak örn; mideye yada onikiparmak barsağı’nın görüntülenerek yönlendirme yardımıyla ulaşılan hedef organa tanı koyabilmesi ile başlayan işlemdir.

Uzunluğu yaklaşık 110-120 santim arasında değişen bu cihazın ucunda, kamera bulunur ve geçtiği bölgeleri görüntü verebilen monitöre yansıtır. Uzman kişi de bu görüntülerden faydalanarak hastanın incelenen bölgesinin iç yüzeyini görsel iletişim vasıtasıyla ilişki kurduğu organı ve organdaki tıbbi hastalığa tanı koyabiliyor. Bu işlem sırasında hastanın nabız durumu ve oksijen düzeyi dikkatle izlendir. Uzman kişi gerek duyarsa tanı için parça alabilir (biyopsi) yöntemiyle yada kanama durdurma, polip çıkarma gibi tedavi edici işlemler de yapılabilir. Tüm bu işlemler 3-5 dakikada tamamlanıyor. En önemliside bu tedavide önceden yaklaşık 6 saate varan bir açlık sınırı istenmektedir.

SMEAR TESTİ

Smear testi rahim ağzını (serviks) değerlendirmek ve hem enfeksiyonlar hem de kanser- kanser öncüsü durumlar açısından kontrol etmek için kadınlara yapılan özel bir rahim ağzı tarama testidir.

Smear testi ('Smir' olarak okunur) ; (rahim ağzından) cam üstüne ince yayma, rahim ağzından sürüntü alma, CVS (Cervico- vaginal smear testi), PAP testi veya PAP smear testi gibi isimlerle de anılmaktadır.

Smear testi (PAP testi) hangi amaçla yapılır?
Bu testteki en önemli amaç, özellikle rahim ağzı kanserlerinin ve kanser öncesi (prekanseröz) lezyonların erken tanınmasıdır. Son yıllarda jinekolojik muayene ve jinekolojik kontrollerin rutin bir parçası haline gelmiştir.

Smear testi (CVS, Cervicovajinal Smear Testi) nasıl yapılır?
Vücut dokularının sürekli yenilenmesi nedeniyle kaçınılmaz olarak yüzeylerden hücreler dökülmektedir. Bu dökülen hücrelerin toplanıp özel işlemlerden geçirildikten sonra mikroskop altında incelenmesine "sitolojik inceleme (hücresel inceleme)" denir.

Sitolojik inceleme işlemin en etkili uygulandığı alan rahim ağzından (serviksten) alınan örneklerdir. Servikal hücrelerin bu şekilde toplanması işlemine "smear" (yayma, sürüntü) adı verilir.

Smear testi ilk kez 1930'lu yıllarda Yunanlı bilim adamı "George Papanicolaou" tarafından uygulandığı için onun ismine ithafen "PAP Smear" olarak da adlandırılmaktadır.

PAP Smear testi (CVS) alınması ağrılı bir işlem midir?
Hayır. Smear testi normal jinekolojik muayenelerin bir parçasıdır ve jinekolojik muayeneniz sırasında smear alınırken asla ağrı hissetmezsiniz.

Smaer testinin önemi nedir?
Smaer testi hayat kurtarıcıdır. Evet, günümüzde tıpta kadınlarda hayat kurtarıcı ve yaşam süresini uzatıcı olarak görülen ve yararlılığı kanıtlanmış iki çok önemli test vardır; Smear testi ve Mammografi.

Kadın üreme sistemine ait kanserler arasında meme kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülen serviks (rahim ağzı) kanseri erken dönemde yakalandığında tam şifa ile sonuçlanan bir durumdur.

Tüm kanserlerde olduğu gibi serviks kanseri de uzun yıllar süren gizli hastalık döneminden sonra ortaya çıkar.

Serviks kanserinde şikayetler ortaya çıktıktan sonra da ne yazık ki hastalık yayılmıştır. İşte bu nedenle kanserleri erken dönemde tanımlamak için çeşitli testler geliştirilmiştir.

Serviks kanseri'nin erken tanısındaki en önemli test smear testidir.

Smear ile alınan örnekler patolojik olarak incelenerek kanser veya kanser öncüsü hücrelerin olup olmadığı araştırılır.

Sürüntü (Smir) nasıl alınır?
Smear (smir) alınması son derece basit ve ağrısız bir yöntemdir. Jinekolojik muayene esnasında vajinaya "spekulum" denilen bir alet takıldıktan sonra serviks görülür hale getirilir.

Jinekolog muayenesi, jinekolojik mauyene, jinekoloji, kadın hastalıkları

Jinekolojik muayenelerde sıklıkla kullanılan "spekulm aleti"

Herhangi bir kanama olmadığından emin olunduktan sonra plastik bir "spatul" ya da "smear fırçası" vasıtası ile serviksten vajinaya dökülen hücreler toplanır. Ayrıca yine bu fırça vasıtası ile rahim ağzından bir sürüntü alınır.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Beyin omurilik sıvısı (BOS, bel suyu) alımı

Beyin kafatasının içinde, omurilik ise omurlar arasındaki kemik bir kanal içinde, bir sıvının içinde bulunmaktadır. Bu sıvıya beyin omurilik sıvısı (bel suyu, BOS) denmektedir. Ayrıca beyin içerisinde ventrikül adı verilen boşlukların içinde de bulunan bu sıvı, omurilik içerisindeki bir kanal ile beyin etrafından dolaşarak beyin zarında bulunan kanallardan geri emilmektedir. Bu sıvıdan günde yaklaşık yarım litre üretilip geri emilmektedir.
Beyin omurilik sıvısı testi hangi hastalıklar için yapılmaktadır?

Bu test beyin ve omuriliğin özellikle iltihabi ve mikrobik hastalıklarının teşhisi için yapılmaktadır. Beyinde bulunan mikrobik enfeksiyonlar bel suyuna da geçtiğinden dolayı, menenjit ve ensefalit gibi enfeksiyonların teşhisinde beyin omurilik sıvısının mikroskop altında analiz edilmesi hayati önem taşır. Ayrıca multipl skleroz, ADEM gibi iltihapla giden nörolojik hastalıkların tanısında da bu sıvının analizi teşhisin kesinleşmesi ya da başka benzer bir hastalığın olmadığının ortaya konması açısından önemlidir. Kafa içinde BOS basıncının arttığı durumlarda, normal basınçlı hidrosefalide ve psödotümör serebri hastalığının tanısında da bel suyu incelemesinin yapılması gerekebilir. Beyin ve beyin zarı tümörlerinin sitolojik analizinde de BOS alınması tanı açısından önemli olabilir. Ayrıca ani gelişen başağrısı ile ortaya çıkan subaraknoid kanama ismi verilen beyin kanamalarında da BOS'da kanın gösterilmesi, özellikle beyin görüntüleme bulguları normal olan hastalarda gereklidir.
Bel suyu alınmasıBel suyunda oligoklonal bandın pozitif olması ne demektir?

Bel suyunda oligoklonal bandın pozitif olması beyin ve omurilikte immünglobülinin sentezlendiğinin bir göstergesidir. Özellikle MS hastalığının teşhisi amacıyla istenen bu test, başka iltihabi veya enfeksiyon hastalıklarında da pozitif olabilir. Bu nedenle pozitif çıkması MS'in kesin göstergesi olmadığı gibi, negatif çıkması da MS'in olmadığını göstermez. MS hastalarının yaklaşık %80-90'ında oligloklonal band incelemesi pozitiftir. Oligoklonal band testinin tüm dünyada kabul edilen yöntemi immünofiksasyon elektroforezidir. Bu yöntemle bakılmayan testlerin güvenirliği düşük olmaktadır.
Bel suyu alınmasının riskleri nedir?

Bel suyu sırtta bel bölgesinden uzun bir iğne yardımı ile alınmaktadır. İşlem sonrasında izlenen en sık problem başağrısıdır. Bu, kafa içindeki basıncın azalmasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Başağrısı özellikle oturur pozisyonda veya ayağa kalkma sonrasında ortaya çıkar ve yatar pozisyonda ortadan kalkar. Bazen bu başağrısına bulantı ve kusma da eşlik edebilmektedir. Kafa içi basıncın azalmasına bağlı başağrısı %5-10 sıklığında ortaya çıkmaktadır. Tedavisinde ağrı kesiciler, yatak istirahati ve bol sıvı alımı uygulanmalıdır. Bunun dışında bel suyu alınmasına bağlı ortaya çıkabilecek riskler işlemin özellikle tecrübeli kişilerce yapılması halinde son derece nadirdir. BOS alınmasının teorik riskleri enfeksiyon, lokal kanama, sinir yaralanması ve beyin herniasyonu olarak sayılabilir. Pratikte ise bunlar çok nadiren izlenmektedir. Yazarın kişisel tecrübesi bu risklerin son derece düşük olduğu yönündedir. Gerçekte, çoğu zaman bel suyu alınmaması nedeni ile göze alınan risk, alınmasının getirdiği riskten çok daha yüksektir.
BOS nasıl alınır?

bos_alinmasi.jpg


Hastadan BOS alınmadan önce bu işlemin yapılmasına engel olabilecek bir sorun olup olmadığının araştırılması gereklidir. Bunun için kafa içinde bir tümörün, beyin ödeminin veya kanamaya yatkınlık olmadığının ortaya konması şarttır. Bel suyu alınmasına engel bir durum olmayan hastalarda deriye sprey tarzında bir anestetik ya da igne ile lokal anestetik uygulandıktan sonra, steril şartlarda bir iğne yardımı ile 2-4 tüp BOS alınır. Bazı durumlarda bu işlem sırasında kan analizi de gerekebilir. Hasta 1 saat hastanede istirahat ettikten sonra evine gönderilebilir. Bu işlem hasta yatağında, sedyede veya acilde yapılabilir. Ameliyathaneye ihtiyaç yoktur. Hasta işlem sonrasında araç kullanmamalıdır. 24 saatlik yatak istirahatinden ve bol sıvı (günde 3-4 litre) tüketiminden sonra hasta normal hayatına dönebilir. Başağrısının ortaya çıkması halinde yatak istirahatinin ve sıvı alımının uzatılması gereklidir.
Bel suyu alındıktan sonra çocuk sahibi olma konusunda sorun olur mu?

Kesinlikle böyle bir sorun olmaz. Bel suyu alınması ile ilgili rivayetlerin çoğu gerçeğe dayanmamaktadır. Çoğu zaman bel suyu alınmasını gerekli kılan nörolojik hastalıkların kendisinden kaynaklanan sorunlar, yanlış anlayışla bel suyu alınmasına ithaf edilmektedir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Sintigrafi - Sintigrafi Neden Çekilir

Sintigrafi insan vücudundaki hücrelerin metabolizmaları ve biyolojik aktivitelerine giren radyoaktif maddelerin kullanılmasına dayanır.Sintigrafi bir çeşit görüntüleme ve film çekimidir.

Sintigrafi gizli enfeksiyonların tespit edilmesi için oldukça yararlı bir yöntemdir.

Transplantasyonun ardından organın atılması tetkiki için yarar sağlar. böbreğinSintigrafi - Sintigrafi Neden Çekilir karaciğerinSintigrafi - Sintigrafi Neden Çekilir pankreasın ve de akciğerlerin transplantasyonlarının ardından organlardaki fonksiyon sintigrafi ile tespit edilmektedir. Azalan fonksiyonlarSintigrafi - Sintigrafi Neden Çekilir organın reddinin göstergesidir.
Sintigrafinin uygulanabilmesi için özel kurulan oldukça gelişmiş olan laboratuarlara gerek olduğundan ve de uzman elemanların az olmasından ülkemizde sadece büyük merkezler ile sınırlıdır. Hastaya zararı olmayanSintigrafi - Sintigrafi Neden Çekilir basitçe uygulanmakta olan ve de hızlı sonuca ulaşılan bu yöntem zaman geçtikçe daha da yayılmaktadır.



Bronkoskopi Nedir
Akciğer kanserinin erken tanısında ve cisimlerin yakalanmasında bronkoskopi büyük bir önem taşıyor. 104 yıl öncesinde geliştirilmiş olan bu yöntem hem teşhis hemde tedavi amacıyla kullanılabiliyor.

Bronkoskopi, göğüs hastalıklarının teşhis ve tedavisinde vazgeçilmez bir yöntem olarak tanımlanıyor. Özellikle akciğer kanserinin erken teşhisinde ve tedavinin planlamasında önemli rol oynuyor.

Bronkoskopi yönteminde hastaya zarar vermeden optik bir kabloyla burundan ve ağızdan girilerek ana hava yolu ve akciğer içindeki küçük hava yollarındaki problemler görüntüleniyor ve sorunun kaynağı saptanarak tedavi planlanıyor. Bronkoskopi yaş sınırlaması olmadan herkese uygulanabiliyor. Normal akciğer filiminden bilgisayarlı tomografiden çok daha ayrıntılı ve net görüntü sağlıyor.

Nasıl yapılıyor

Bronkoskopi yapılacak hastaya lokal ya da genel anestezi uygulanıyor. Hastanın burnu ve ağzı uyuşturuluyor. Ve fiberoptik kablo akciğerlere sokularak görüntüleniyor. Lokal anestezi yapılsa bile hasta bu işlem sırasında rahatsızlık hissetmiyor. Çok uç noktalara gittiğinde öksürme hissi duyuyor. İşlem toplam 10 dakika sürüyor. Bronkoskopinin tedavi yöntemi olarak kullanılmasında değişik uygulamalar var.

Bronkoskopide lazer de kullanılıyor. Akciğer kanserinde akciğere girilerek tümörler lazerle yok ediliyr. Ya da tümörü yok etmek için tümörün içine bronkoskopi ile radyoaktif madde konuyor. Akciğer apselerinde de bronkoskopi tedavi amaçlı kullanılıyor. Akciğere girilerek apselerin içini boşaltılıyor. Tüberkülozu olan hastalarda yeni bir lezyon gelişip gelişmediğini de bronkoskopi ile belirleniyor. Bronkoskopiyi muhakkak endoskopi odasında monitarizasyonun olduğu yerde yapılıyor. Hasta yatağında yapılması uygun değildir.



Mediyastinoskopi Nedir

Mediastinoskopi torakotomi yapmadan paratrakeal ve karinal lenf nodlarından direkt biyopsi alınmasına imkan verir. Akciğer kanserli vakaların %40′ında bu teknikle tümör yakalanır. Negatif biyopsili hastaların nispeten uygun cerrahi tedavi imkanı vardır. Mediastinoskopi sarkodosis teşhisinde hemen hemen kesin netice verir. TüberkülozMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir histoplazmozMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir silikosisMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir metastatik karsinomMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir lenfomaMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir özefagus karsinomlarında da teşhis için faydalıdır. Mediastinal tümörlerde kesin eksizyon için kullanılmamalıdır. Mediastinoskopi supra sternal veya subxiphoidal insizyonlarla yapılır. Ölüm oranı %0.09 ve komplikasyon oranı %1Mediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir5 dir. Başlıca komplikasyonları hemorajiMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir pnömotoraksMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir rekürrentlaringeal sinir travması ve enfeksiyondur.

Uygulama türleri

* Standart servikal mediastinoskopi
* Anterior mediastinoskopi
* Ekstended servikal mediastinoskopi
* Subksifoidal mediastinoskopi

Uygulama

En sık uygulandığı yer akciğer kanserinin ameliyat öncesindeki evrelemesidir Eğer buradan alınan lenf bezi biyopsisinde kanser hücresi görülürse hastaya ameliyat önerilmez Büyük riskler taşımamasına karşınMediastinoskopi Uygulama Alanları ve Yan Etkileri Nelerdir damardan zengin ve hayatsal bölgeye yapılan işlemde bazı sorunlarla karşılaşmak olasıdır Bu işlem sırasında ölüm yok denecek kadar azdır (%008)

Yan etkiler

* Kanama
* Nefes borusu yaralanmaları
* İnme
* Yemek borusu yaralanmaları
* Ses kısıklığı
* Yara yeri iltihabı
* Hematom
* Kardiak aritmi
 
M

mavibalina2012

Guest
Anlattıkların o kadar önemli ki, insanlar birşeyler yaptırdıklarını biliyorlar ama ne yaptırdıklarını hele ki sonuçlarını bilmiyorlar...Kullanılan yöntemlerin yan etkilerini bilmek aslında hastalığın tedavisi kadar önemli...En azından neden olumsuzluk yaşandığı anlaşılabiliyor...Aydınlatıcı yazın için teşekkür ederim arkadaşım...
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Çok haklısın yapılan tetkiği bilmemiz başımıza iyi veya kötü ne gelecek hakkında bilgi sahibimi olmamız çok önemli mesela ben beyin omurilik sıvısı yani bos sıvısı alımını hiç bilmiyordum taki başıma gelipte yaşayasıya kadar. Şimdi herkes yapılacak işlemi bilsin diye böyle bir konu açmak istedim aradığı her tetkiki bu başlık altında bulabilsin.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
HİSTEROSKOPİ

Histeroskopi bir teleskopla rahim içerisine girilerek tanısal ve cerrahi işlemlerin gerçekleştirilmesine yarayan endoskopik bir cerrahi girişimdir. Histeroskopi muayene ortamında anestezi uygulanmadan veya ameliyathane ortamında uygulanabilir. Muayenehanede uygulanan ve ofis hiteroskopi adı verilen sistemde sadece kullanılan cihaz çok ince olduğu için rahim ağzının genişletilmesine gerek yoktur ve bu nedenle de anestezisiz yapılabilir.



Histeroskopinin Uygulama Alanları

Tanısal: Tanısal işlemler için ofis histeroskopisi yeterlidir. Anormal kanaması olan hastalarda alınan biyopsi sonucunda kanser olmamasına karşın tedaviye yanıt alınamıyorsa ve hekim klinik olarak şüpheleniyorsa histeroskopi yapılabilir. Klasik biyopsi yöntemlerinde rahim iç tabakasının hepsi örneklenmediği için lokalize patolojilerin tanısı konulmayabilir. Histeroskopide rahim içi direk olarak görüldüğü için her yerden biyopsi alınabilir. Ayrıca özellikle meme kanseri nedeniyle Tamoxifen kullanan hastalarda şüpheli durumlarda histeroskopi yapılabilir. Tüp bebek uygulanacak hastalarda uygulama öncesi bütün hastalara histeroskopi yapılması tartışmalı olmakla birlikte şu an için rutin olarak önerilmemektedir.
Cerrahi Girişimler
Polipler: Polip rahim içerisine yerleşen ve adet kanamasının fazla olmasına neden olabilen “et parçası” olarak tanımlanabilecek bir yapıdır. Küçük polipler genellikle daha çok kanamaya neden olmakla birlikte büyük polipler daha çok afonksiyonel olup, kanamaya neden olmazlar. Çocuk sahibi olmak isteyen hastalarda ise rahim içerisindeki alanı azalttığı için normal yollarla veya tüp bebek uygulanacak hastalarda gebelik oranını düşürürler. Polip çapı 3 cm’den küçükse ofis histeroskopisiyle alınabilir, daha büyük poliplerde klasik histeroskopi yapmak gerekir. Hastanın kanama veya çocuk isteği olsun olmasın, poliplerin %1’inde kanser olasılığı olduğu için cerrahi olarak alınması önerilir.
Myom: Myomlar rahimin dış yüzeyi, ortadaki kas tabakası veya iç tabakasına yerleşebilir. İç tabakaya yerleşen veya orta tabakasında olmakla birlikte iç tabakaya bası yapan myomlar adet kanamasının fazla olmasına, kansızlığa ve çocuk isteyen hastalarda gebelik olmamasına veya düşük ve erken doğum risklerinde artmaya yol açabilirler. Eğer myom tamamen rahimin iç tabakasına yerleşmişse veya %50’sinden fazlası iç tabaksının içindeyse histeroskopik olarak alınabilir. Boyutu 3 cm’den küçükse ofiste, 3-5 cm ise klasik histeroskopi ile alınabilir. Daha büyük myomlarda histeroskopi oldukça zordur. Bir kısmı rahim içinde ve bir kısmı kas tabakasının içerisinde olan hastalarda bazen iki girişim gerekebilir.
Rahim içi yapışıklıklar: Geçirilmiş myom ameliyatı, kürtaj veya sezaryen gibi ameliyatlardan sonra ve rahim tüberkülozundan sonra rahim iç tabakasında yapışıklıklar oluşabilir. Bu hastalarda adet hiç olmayabilir, adet kanaması normalden az olabilir veya yapışıklık az ise adetler normal olabilir. Yapışıklık çok az olsa bile hastalar gebe kalmayabilir veya düşük olabilir. Çocuk sahibi olmak isteyen hasta grubunda en iyi tedavi histeroskopi ile yapışıklıkların açılmasıdır. Bu ofis veya klasik histeroskopi ile yapılabilir. Hastalarda yapışıklıklar tekrar oluşabilir ve tekrar cerrahi girişim gerektirebilir.
Uterin septum: Rahim içi perde olarak da adlandırılan doğuştan bir rahim bozukluğudur. Rahimin iç tabakasını bölen septum adı verilen bir doku ile karakterizedir. Bu perde kısa olabildiği gibi bütün rahim iç tabakasını ikiye bölebilir ve hatta vajenide ikiye bölen septum da görülebilir. Rahimdeki bu bölme iç tabakanın hacmini azalttığı için gebelik oluşumunu engelleyebilir. Gebe kalabilen hastalarda ise düşük ve erken doğum olasılığı yüksektir. Ancak geniş veya derin bir septumu olan hastalarda zamanında doğum da olabilir. Bu nedenle daha önce kısırlık öyküsü olmayan veya düşük yapmamış hastalarda septumun alınıp alınmaması konusu tartışmalıdır. Ancak düşük veya erken doğum öyküsü olan, gebe kalamayan ve tüp bebek uygulanacak hastalarda histeroskopi ile alınması önerilir. Ayrıca adet dışı kanama veya adet sırasında ağrısı olan hastalarda da alınması önerilir. İşlem ofis veya klasik histeroskopi ile yapılabilir.
Endometrial ablasyon: Anormal kanaması olan ve rahimin alınmasının uygun olmadığı hastalarda rahim iç tabakasının yakılmasıdır. Hastada başka bir hastalık nedeniyle rahimin alınması gibi zor bir işleme alternatif olarak veya hastanın genç olması ve rahmini aldırmak istememesi durumunda ablasyon yapılabilir. Eğer hasta çocuk istiyorsa ablasyon yapılamaz. Bu işlemden sonra hastanın adet kanaması ileri derecede azalır veya hasta hiç adet görmeyebilir. İşlemin en önemli riski daha sonra kanser olan hastalarda tanının gecikebilmesidir. Rahim kanseri olan hastalarda en önemli belirti anormal kanamadır. Bu hastalarda kanama çok az olduğu için hastalığın farkına varılması daha zordur.
Spiral alınması: Bazı hastalarda spiral normal yöntemlerle alınmayabilir. Bu hastalarda rahim içerisi direk olarak görülerek spiral rahime zarar vermeden alınabilir.
Tekrarlayan gebelik kaybı: Bu hastaların önemli bir bölümünde rahim anomalilerine rastlanabilir ve bunların bir bölümü rahim filminde görülmeyebilir. Bu nedenle histeroskopi rutin olmamakla birlikte, bazı hastalara uygulanabilir.
Tüp bebekte tekrarlayan başarısızlık: Embryo kalitesi iyi olmasına karşı tekrarlayan başarısız denemesi olan hastalarda rahim içerisinde myom, polip, yapışıklık veya doğuştan bir bozukluk olup olmadığının araştırılması için histeroskopi yapılabilir.
Rahim içerisindeki damarsal bozuklukların tedavisi
Rahim içerisine direk olarak kemoterapi verilmesi

Histeroskopinin Riskleri

Histeroskopi işlemi sırasında işlemin tanısal veya cerrahi amaçla yapılıp yapılmamasına göre veya koter gibi elektrik akımı gerektirecek bir alet kullanılıp kullanılmamasına bağlı olarak rahim içerisini genişletecek bir sıvı verilmektedir. Bu sıvının fazla verilmesi durumunda vücut tarafından emilen sıvı hiponatremi adı verilen kanda sodyum düzeyinin düşmesi veya kan volümünün yükselmesine neden olabilir. Sonuç olarak hastada akciğerlede su toplanması, kalp yetmezliği veya ritim bozuklukları ve beyin ödemi görülebilir. Bu nedenle işlemin uzatılmaması, verilen-alınan sıvının hesaplanması ve hastanın kalp-akciğer fonksiyonlarının iyi takip edilmesi gerekir.
Rahimin Delinmesi
Enfeksiyon
Barsak ve idrar yolları yaralanmaları: Bunlar rahimin delinmesi sonucu zedelenebilir veya rahim delinmemesine karşın, rahim içerisinde elektrik akımı ile uygulanan cerrahi işlemlerde ısı etkisiyle görülebilir.
Rahim içerisinin genişletilmesi için sıvı yerine karbondioksit verilen hastalarda bu gaz damar içerisine geçip akciğer zedelenmesi ve kalp yetmezliğine yol açabilir.
 
M

mavibalina2012

Guest
Arkadaşım bende 10 yıl önce BOS sıvısı aldırdım yazıda da en çok bu dikkatimi çekti resmen felaket yaşadım...Alırken doktorum baş ağrın olur dedi ben o sıralarda hastanede yatıyordum arada hemşire hanım geliyor ama tam da ameliyat günleri bir de o gün çok acil bir vaka gelmiş onunla ilgilenirken bizim işler biraz yavaşladı ve sıvı gerekenden damla mahiyetinde bile olsa fazla geldiğinden şok nöbet geçirmişim hemen müdahaleye koşmuşlar yaklaşık 2-3 saat sürmüş müdahale ben bunları hiç hatırlamıyorum sabaha kadar doktorlar başımda nöbet tutmuşlar...Kendime geldiğimde her tarafım mosmordu onlarda rahat soluk aldılar sonuçlar 1-2 gün sonra olumlu çıktı ama eğer eve gönderselerdi veya hastanede aniden müdahele olmasaydı o zaman işler oldukça kötüydü...Bunların bilinmesi her zaman faydalıdır o yüzden...
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bende bu yaz hastahanede yattım ve 4 kere bu işleme maruz kaldım ama ömrümden ömür gitti şükür şimdi atlattım bakalım sonrası ne olur.
 
M

mavibalina2012

Guest
Psikolojisi bile o kadar kötü ki, sonuçlar iyi çıktı ama uzun süre hastanede yattım bu sürede 2 kez daha bu işlemi tekrarladılar...Birincisi o kadar korkutmuş ki beni ikincisini yapmaları için doktorlar zor ikna ettiler ilkinde sorun olduğu için fazla da üstüme gelmediler ikincisinde yoğun bakım ünitesinde doktor gözetimine aldılar...İnsanlar nasıl düşünürlerse neyi düşünürlerse onu yaşarlarmış ben inan senin yazını okuyana kadar yaşadıklarımı unutmuştum aklına kötü şeyler getirme 10 yıldır ben bir daha da bu sorunu yaşamadım umarım sen veya hiç kimse bunları yaşamaz yaşarlarsa da bizim kadar kötü atlatmazlar...
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Dediğiniz gibi insanın başına herşey geliyor umarım kimse kötü tecrübeler yaşamaz. Bizde görmüş geçirmiş oluruz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Laparoskopi nedir ? Ne zaman uygulanır ?

karın içini, optik bir cihaz kullanarak gözlemlemektir. Bu cihaz 1 cm.lik göbek altı küçük bir kesiden karın içine yerleştirilir. Karın içini aydınlatarak, rahim, yumurtalık ve tüpleri ilgilendiren hastalık veya problemleri doğrudan gözlemleme ve de gerekirse aynı anda karın alt bölgesinde açılan 3 - 5 mm'lik deliklerden içeri sokulan yardımcı aletler ile tedavi olanağı da verir. Halk arasında kansız ya da bıçaksız ameliyat olarak da bilinir.

Laparoskopi Ne Zaman Yapılır?
Aslında Laparoskopi genel cerrahide ve diğer bazı cerrahi branşlarda da kullanılmasına karşın burada verilecek olan bilgiler Kadın Hastalıklarını ilgilendirmektedir.

Laparoskopi, jinekolojide, pek çok farklı amaçla yapılabilir. Hatta denilebilir ki kanser ameliyatları da dahil olmak üzere her türlü jinekolojik cerrahi girişimi yapma olanağı vardır. En sık olarak, jinekologlar tarafından gebe kalmada güçlük çeken infertil hastaların takip ve tedavileri esnasında gebe kalmalarına engel olacak bir problemin var olup olmadığını araştırmak amacıyla yapılır.

Örneğin, karın içersinde oluşan ve kadının tüplerinin fonksiyon görmesine engel olan yapışıklıklar, önceki bir ameliyattan, geçirilmiş bir iltihabi hastalıktan veya endometriozis hastalığından kaynaklanmış olabilir. Yapışıklıklar, tüp-yumurtalık ilişkisini, tüpün rahat hareket ederek atılan yumurtayı yakalamasını engeller. Bu nedenle de tedavi edilmelidir.

Bunun dışında karın içersinde yer aldığı düşünülen kist, myom, dış gebelik gibi değişik problemlerin kesin tanısında ve de tedavisinde rahatlıkla kullanılmaktadır. Yine ailesini tamamlamış ve başka gebelik arzulamayan bayanlarda tüplerin (kanalların) bağlanması amacıyla da sıklıkla uygulanmaktadır.

Laparoskopi, genel anestezi altında ve ameliyathanede yapılır. Kullanılan aletler ise bu amaç için özel olarak hazırlanmış cihazlardır.

Laparoskopik işlemlerin en büyük faydalarından birisi operasyon sonrası günlük yaşama kısa sürede dönebilmektir. Hasta genellikle aynı gün taburcu olur. Açık ameliyata kıyasla çok daha kısa sürede iyileşme, daha az ağrı ve daha az enfeksiyon (iltihaplanma) riski gibi avantajları vardır.

Laparoskopi işlemi ne kadar sürer?
Laparoskopi, tanısal amaçlı yapılmış ise oldukça kısa bir sürede yaklaşık olarak 20-25 dakikada sonuçlanır. Fakat hastanın operasyon için hazırlanması, uyutulup, uyandırılması ortalama 30-35 dakikalık bir süreyi gerektirecektir. eğer tedavi edici bir işlem uygulanacak ise tedavinin şekline göre, saatlerce süren laparoskopiler de olabilir.

Örneğin laparoskopi ile myom çıkarılması operasyonu ortalama 45 dakika sürmesine karşın, rahim alınması operasyonu, yapan kişinin tecrübesine göre 1-2,5 saat kadar sürebilir.

Eğer gerekirse, birçok kez laparoskopi olunabilir. Özellikle, laparoskopi sırasında tedavi uygulanmışsa tedavinin ne kadar etkili olduğunu görmek amacıyla, altı ay ara ile ikinci veya üçüncü kez laparoskopi de yapılabilir.

Gelecekte muhtemelen jinekolojik operasyonların çok büyük çoğunluğu laparoskopik olarak yapılacaktır.

Elbette her cerrahi girişim gibi laparoskopinin de kendine özgü komplikasyonları olabilir. Komşu organ zedelenmeleri, kanama ve enfeksiyon (iltihaplanma) riski söz konusudur. Ancak tecrübeli ve dikkatli ellerde, bu tür problemler % 1'den daha az oranda görülecektir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kemik İliği Biyopsisi

Birden fazla kan rahatsızlığının saptanması için mühim önemi olan inceleme için, özel iğnelerin sayesinde göğüs kemiğindeki ilikten örnek alınmaktadır.

Uzun olan kemiklerin dış kısımları settir ve de yoğundur ve de bunun içerisinde bulunan sünger görüntüsündeki iç kısmından meydana gelir.

Sünger gibi olan kemiğin büyük kısmında kemik iliği bulunur. Kemik iliği biyopsi esnasında sünger yapısındaki iç kısmına iğne ile ulaşılıp, bu kısımdaki kemik iliğinden parça alınmaktadır.

kemik-iligi-biyopsisi.jpg


Alyuvar, akyuvar ile trombosit şeklindeki kan hücrelerinin yapımı ve olgunlaşması kemik iliğindedir.Bundan dolayı, değişik kan rahatsızlıkların tanısı için kemik iliğinin incelenmesi mühimdir. Bu yolla kimi kansızlıkların sebebi, lösemi ile lenf sistemindeki rahatsızlıklar saptanır ve ya ayırt edilir.

Göğsümündeki iman tahtası ve ya kalçadaki kemiğe özel iğneyle girilip kemik iliği şırıngayla alınmasıdır.

kemik iliği biyopsisi

İşlemin uygulanacağı kısım temizlenir ve ardından bölgesel anesteziyle uyuşturulur. Hasta kişi aspirasyonun ardından evine dönebilir.

Kalça kemiği iliğine aspirasyon uygulanırken aspirasyona benzeyen, aspirasyon uygulanırken aynı bölgeden biyopsi yapılır. Fakat iri bir iğne kullanılıp kemiğin iliği kemik dokuyla birlikte çıkarılmaktadır. Kemik iliği aspirasyonuyla, kemik iliğindeki kan üretimi ile ilgili karar verilmektedir. Rahatsız kişi işlemin ardından evine gidebilir, hastanede kalmasına gerek olmaz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
PPD Nedir?

PPD Testi bireyin tüberküloz mikrobu taşıyıp taşımadığını belirlemek için yapılan bir sağlık testidir.

PPD testi kişinin sol ön kolunun 2/3 üst bölümünde iç veya dış yüzüne, cilt altına yapılır. 0,1 ml oranında PPD solüsyonu deri içine enjekte edilir. Yapılan enjeksiyonun ardından 6–10 mm çapında bir kabarcık meydana gelir. 48 ila 72 saat geçince, enjeksiyon yeri tekrar kontrol edilerek ölçüm yapılır. PPD testi yani diğer adıyla Tüberkülin deri testi, tüberkülin adı verilen maddenin ufak bir iğne yardımıyla derinin içine veya direk sağlam deri yüzeyine verilerek uygulanır. Ardından tüberkülinin dokuda yarattığı etkiler değerlendirilerek Mantoux testi diye bilinen deri içi tüberkülin testi yetişkin yaştaki kişilere yapılır. Çocuklara genelde daha az tüberkülin yapıldığı için, deri üzerine tüberkülin emdirilmiş bir yakı koyulması kafi gelmektedir. Deri içi yapılacak olan test 14 yaşından ufak çocuklarda “test-tine” adı verilen yöntemle yapılmaktadır. Bu metotta tek kullanımlık uygun bir cihazın ucuna yerleştirilmiş ve tüberkülin emdirilmiş çok ufak olan iğne deriye batırılmaktadır.

ppd testi

ppd-testi-300x196.jpg


Tüberkülin, verem etkeni olan Myco-bacîerium tuberculosis isimli bakteriden elde edilmektedir. Filtreden süzülmüş olan bakteriler, karmaşık saflaştırma aşamalarından geçirilir. Böylece ortaya PPD protein yapısında bir madde çıkar.

PPD, sanılanın aksine ne bir kan türevidir, ne de enfeksiyon başlatma gücüne sahip bir maddedir. Sadece vücutta bir antikor tepkisine sebep olur. Vücut tüberkülinle karşılaştığı esnada, vereme karşı olan bütün bağışıklık savunmalarını harekete geçirmeye başlar. PPD’nin deri içine verilmesi işlemi, bu maddeye karşı antikor olup olmadığını ortaya çıkarır ancak yeni antikor üretimine uyarıda bulunmaz. Tüberkülin testi, aşı değildir, sadece teşhis amacıyla yapılmaktadır. Verem hastalığının gelişimi aşamasında herhangi bir etkisi yoktur.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Brakiterapi Nedir?

Brakiterapi prostat kanserini iyileştirmede kullanılıyor. Bir radyasyon terapisi yolu.

Geçici brakiterapide radyoaktif kablolar prostat bezinize yerleştiriliyor ve birkaç dakika duruyor. Kalıcı olanda ise yavaşça radyasyon yayan radyoaktif çekirdekler prostat bezine yerleştiriliyor. Zaman içinde radyasyonu yayıyorlar.

Bu uygulamanın amacı size zarar vermeden kanser hücrelerini öldürmek.

Prostat kanserinin erken bir evresindeyseniz muhtemelen brakiterapi yöntemi uygulanacaktır. Ama kanser ilerlemişse brakiterapinin yanında başka yollar da kullanılacaktır. Kanserli hücreler başka bölgelere de sıçramışsa brakiterapi kullanılmaz.

Brakiterapinin riskleri

Brakiterapi bazı yan etkilere neden oluyor:

• İdrar yaparken zorlanma
• Acil idrara çıkma hissi
• İdrar yaparken yanma hissi
• Kanlı idrar
• Gece idrara çıkma hissi
• Mesaneyi hiçbir zaman tam olarak boşaltamamış hissetmek
• İdrarı dışarı taşıyan kanalın daralması
• Rektumdan kan gelmesi
• Ereksiyon sorunu
• Dışkıda kan
• İshal

Brakiterapi sırasında ne olur?

Kalıcı brakiterapi: Düşük dozlu brakiterapi ya da kalıcı implant olarak da biliniyor. İşlem sırasında anestezi altında olduğunuz için acı hissetmiyorsunuz. Bir çubukla rektumun içinden girilir. Bu alet ultrason çekmek için kullanılıyor. Bu ultrason resimleri doğrultusunda ince bir iğne yardımıyla tohumlar prostata yerleştiriliyor. Bu iğne skrotum ve anüs arasındaki bölgeden yerleştiriliyor. Pirinç tohumu büyüklüğündeki bu tohumlar birkaç ay boyunca kanserli hücrelere radyasyon yayıyor.

İşlem sonrasında bir süre dinlendikten sonra eve gidebilirsiniz. Radyasyon miktarı az olduğu için korkulacak bir durum yok. Ama siz yine de çocuklarla ve hamile kadınlarla uzun süre yakın durmayın. Doktorunuz cinsel ilişki sırasında kondom kullanmanızı söyleyebilir.

Geçici brakiterapi: Yüksek dozlu brakiterapi de deniyor. Anestezi altında olacağınız için acı hissetmezsiniz. Küçük tüpler yoluyla perineumdan içeri girilir. Bu tüplerin ucu radyasyon veren makineye bağlıdır. İşlem birkaç dakika boyunca sürer. Daha sonra tüpler çıkarılır. Ertesi gün de aynı işlem gerçekleşecekse o gece hastanede kalmanız istenebilir. Çünkü genellikle birkaç kez üst üste yapılıyor.

Sonrasında ne olacak?

Brakiterapi bitince biraz acı hissedebilirsiniz. Bölgeye buzlu torbalar koyarak acıyı yok edebilirsiniz.
Günlük aktivitelerinize devam edebilirsiniz. Ama koşmak, bisiklete binmek gibi perineumu zorlayacak aktiviteler yapmayın. İğnelerin girdiği nokta olduğu için ilk zamanlar hassas olacaktır.

Sonuçlar

Brakiterapi sonrasında PSA seviyenizin ölçülmesi için kan testleri yapılacaktır. PSA prostat spesifik antijen. Kanser olduğu zaman artıyor. Yani PSA seviyesini ölçmek doktorunuza tedavide ne kadar ilerlediğinizi gösterecektir. Siz de doktorunuza tedavinin ne durumda olduğunu sormaya çekinmeyin.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Leep işlemi - elektrokonizasyon

(Loop Electrosurgical Excision Procedure)

Smear testinde izlenen bazı tür anormallikler sonucunda rahim ağzındaki patolojinin tedavisi ve patolojik incelenmesi için rahim ağzından koni şeklinde bir parça çıkarılır. Bunun için ucunda halka şeklinde tel bulunan ve elektrikle çalışan bir alet kullanılır. İşlemin yapılma amacı ve mantığı konizasyon ile aynıdır, sadece kullanılan aletler farklıdır. LEEP işleminde bisturi yerine tel şeklinde elektrikli aletle kesme işlemi yapılır.


leep.jpg

LEEP lokal anestezi ile veya genel anestezi ile yaklaşık 5 dakikalık sürde yapılabilecek bir işlemdir. İşlemin adet dönemi dışında bir zamanda kanama yokken yapılması gerekir. Hasta normal jinekolojik muayene pozisyonunda iken spekulum takılır ve leep aleti le rahim ağzından koni şeklinde parça çıkarılarak incelenmek üzere patolojiye gönderilir. Hasta işlem sırasında ağrı hissetmez. Hasta işlemden sonra hemen günlük yaşantısına dönebilir, sadece genel anestezi alanlarda bir kaç saat gözlemek gerekir.

Rahim ağzının iyileşmesi ve eski haline dönmesi bir kaç hafta alacaktır. İşlemden sonra bir kaç hafta kahverengi akıntı olabilir. Akıntı için ped kullanılabilir, asla tampon kullanılmamalıdır. İşlemden sonra bir ay cinsel ilişkide bulunulmamalıdır ve vajinal duş yapılmamalıdır. Hafif kasık ağrıları olabilir.

leep2.jpg


İşlemden 20-30 gün sonra hasta tekrar kontrol edilir ve rahim ağzının iyleşme durumu değerlendirilir. Patoloji sonucu mutlaka takip edilmelidir. Patolojiye gönderilen parçanın sonucuna göre ya sadece smear takipleri ile hasta izlenir veya başka tedavi gerektiren bir sonuç gelmişse o tedaviler uygulanır.

LEEP oldukça basit ve güvenilir bir metod olmasına rağmen nadiren bazı komplikasyonlar izlenebilir. Bunlar:
- Aşırı kanama
- Enfeksiyon
- Mesane spazmı
- Barsak yaralanması

Aşağıdaki durumlarda tekrar doktorunuza başvurmalısınız:

- Aşırı vajinal kanama
- Aşırı karın ağrısı
- Ateş
- Kötü kokulu vajinal akıntı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Üreteroskopi nedir ?

Üreteroskopi nedir .Taş hastalığının tedavisi yanısıra üreter tümörlerinin tanı ve tedavisinde de üreteroskopi yöntemi kullanılmaktadır. Tıbbi teknolojinin ilerlemesine paralel olarak üreteroskopik aletlerin kullanım alanlarında da önemli gelişmeler olmuştur. İnce çaplı ve bükülebilir (flexible) üreteroskoplar sayesinde pekçok vakada kullanılabilme olanağı bulunmuştur.

Üreteroskop, idrar yolunun en uç kısmı olan üretranın dış ağzından (işeme deliği) içeri ilerletilerek böbreklerden gelen idrarı mesane bağlayan "üreter" adı verilen ince kanallara ulaşılır. Böylelikle üreter içerisindeki taşlar, damar anormallikleri, taşlar, tümörler, darlıklar ışıklı optik sistem sayesinde direkt olarak gözlemlenebilir. Tanı olanaklarının yanında gerek taş tedavisi gerekse üreter tümörlerinin kesilerek alınması, biyopsisi, koterizasyonu yapılabilmektedir. Üreteroskopi, üreter kanserlerinin tanı ve tedavisinde de kullanılan en önemli yöntemler arasında yer alıyor. Böylece eskiden açık bir ameliyatı gerektiren bir operasyon modern teknoloji yardımı ile daha kısa sürede, açık ameliyatlardaki gibi bir kesi izi olmadan, ve hastanede daha kısa yatış süresi ile tedavi sonuçlandırılabilmektedir.

ÜRETEROSKOPİ NE AMAÇLA YAPILMAKTADIR?
•Üreterde bulunan taş, darlık ve tümörlerin tanı ve tedavisi için kullanılmaktadır.
•Taş tedavisi için cihazın içinden taş kırma ve tutma aletleri, darlık için genişletme balon veya aletleri, tümör için biyopsi ve temizleme aletleri geçer. Bu yöntemler için farklı enerji yöntemleri mevcuttur.

KAÇ CİNS ÜRETEROSKOPİ CİHAZI VARDIR?
•Rigid (sert), semirigid (yarı bükülebilir) ve fleksibl (bükülebilir) cinsleri vardır. Her üçünün de farklı çap ve boyları mevcuttur.
•Merkezimizde 2.3 mm çapında yarı bükülebilir ve 3 mm çapında bükülebilir üreteroskop kullanılmaktadır. Dokuya en az zarar veren cihaz bu cinstir.

ÜRETEROSKOPİ ÖNCESİ HAZIRLIKLAR NELERDİR?
•Yöntem genel veya spinal anestezi ile uygulanmaktadır.
•Her iki anestezi türü için de 4 saat mutlak açlık (su, yemek, sigara vs.) gereklidir.
•Aspirin ve Kumadin gibi kan sulandırıcıların kullanılmamasında yarar vardır.
•Müdahale için hastaneye gelirken mutlaka tüm tetkiklerinizi yanınızda getiriniz.

ÜRETEROSKOPİ NASIL YAPILMAKTADIR?
•İdrarın vücut dışına atıldığı delikten milimetrik çapta bir üreteroskop ile, tamamen doğal yollar kullanılarak idrar torbasına ve oradan da üreter adlı tüp şeklindeki idrar kanalına girilmektedir.
•Üreteroskopun ucundaki optiklerle ekrana büyütmeli görüntü aktarılmaktadır.
•Net görüntü ve kolay giriş için daimi su sistemi kullanılmaktadır. İşlem “deniz gözlüğü ile sualtı izlenirmiş gibi” bir görünümle gerçekleştirilmektedir.
•Taş, darlık veya tümör tedavisi için gerekli cihazlar üreteroskopun içinden geçirilerek bölgeye ulaşılmakta, böylece tedavi yapılmaktadır.
•Müdahale ortalama 20 dakika (10-90 dakika arası) sürmektedir.
•Teknik aksaklık olmadığı müddetçe tüm hastalarımıza VCD görüntüleri verilebilmektedir.

ÜRETEROSKOPİ SONRASI SİZİ NELER BEKLEMEKTEDİR?
•Hastaların büyük bir kısmı işlemden 2-4 saat sonra taburcu olabilirler.
•Aynı gün araç kullanmamanız yararlı olacaktır.
•Nadiren girişim uzun sürer veya akşam saatlerinde gerçekleşirse o geceyi hastanede geçirebilirsiniz.
•Müdahale sonrası ağrı beklenmemekle birlikte, oldukça düşük bir kısım hastada taş düşürür benzeri ağrılar olabilir. Bu ağrılar birkaç gün sürebilir ve ağrı kesicilere yanıt verir. Daha uzun süren ve ağrı kesicilere yanıt vermeyen ağrılarınız için lütfen doktorunuzu arayınız.
•Nadiren müdahale sırasında böbrek ve idrar torbası arasına özel bir maddeden yapılı tüp kullanılabilir. Tüp, taşın yapışık olduğu veya böbreğin uzun süredir stres altında olduğu taşlarda gerekebilmektedir. Bu tüp, iyileşme aşamasında idrar pasajını daha rahat sağlamak içindir. Doktorunuz, tüpün süresi ve amacı için size bilgi verecektir.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kemik Greftleri

Kemik Greftleri
Kemik Greftleri Nelerdir?


Kemik grefti, iskelet sisteminin bir yerinden alınarak hastalıklı bölgenin iyileşmesi veya güçlenmesi için kullanılan kemik parçasına verilen isimdir. Kemik greft olarak kullanılan materyaller kişinin kendi kemiklerinden alınabileceği gibi, kadavra kaynaklı veya sentetik olarak üretilen materyaller olabilir. Bu materyallerin tümü,omurga patolojilerinden (enfeksiyon travma, tümör, dejenerasyon, deformite gibi) oluşan boşlukları doldurmak ve füzyon sağlamak için kullanılır.
Omurgaya füzyon amaçlı konulmak için hastanın kendi kemik sisteminden alınan kemik parçasına( otogreft ) denir. Greft kaynağı olarak en sık kullanılan bölge kalça kemiğidir. Alınması gereken greftin boyutuna veya patolojiye bağlı olarak, kaburga veya bacak kemikleri de kaynak olarak kullanılabilir. Doku uyumu problemi ve insandan insana hastalık taşıma riski olmadığı için en güvenilir greft türü otogreftir. Hastanın kendi kemik hücrelerini ve proteinlerini taşıdığı için doku reddi olasılığı düşüktür. Ayrıca kendi hücrelerini içerdiği için füzyon için mükemmel bir potansiyel taşır. Otogreftlerin en önemli dezavantajı, aynı hastada ikinci bir cerrahi açılıma ihtiyaç duyulmasıdır.

fuzyon-uygulama.jpg

Kemik alımı için ikinci kesi yapılması ameliyat süresini uzattığı gibi ameliyata bağlı enfeksiyon, kan kaybı riski gibi, komplikasyonların artmasına yol açabilir. Kemik greftin alındığı bölgede cerrahi sonrası uzun dönem oluşabilecek ağrı bir diğer dezavantajdır.
Başka bir insandan alınan grefte allogreft denir. Allogreftler genellikle kadavradan elde edilir. İnsandan insana hastalık geçişini engellemek için değişik yöntemler iyice temizlenir ve mikroorganizmalardan arındırılır.Buna rağmen çok düşük oranda olsa da insandan insana bulaşabilecek hastalıları taşıma olasılığı vardır.

Gelişen teknolojik olanaklarla, örneğin HIV taşıma olasılığı bir milyonda bir oranına inmiştir. Allogreftler, otogreftler gibi yeni kemik oluşumu için iyi bir kemik çatı oluşturmasına rağmen ,hastanın kendi hücrelerini ve proteinlerini allogreftlerde füzyon oluşma oranı, otogreftler kadar yüksektir. Allogreft kullanmanın en önemli avantajı, ikinci bir kesiye ihtiyaç duyulmaması ve buna bağlı gelişebilecek komplikasyonlardan korunma özelliğidir. Ancak allogreftlerin üretimi belli bir maliyet gerektirdiği için ameliyat maliyetini artırdığını unutmamak gerekir.

Kemik Benzeri Ürünler Nelerdir?

Hem otogreftin hem de allogreftin avantajları ve dezavantajları olduğu için bu gerftlerin yerine tutacak, onların olumlu özelliklerini taşıyacak yeni materyallerin arayışına girilmiştir. Henüz tam olarak istenilen özelliklere kavuşmasa da füzyon amacıyla omurga cerrahisinden kullanılan kemik greft alternatifleri şunlardır;


Demineralize kemik matriks

Özünde allogreften üretilen materyaldir. Bu matriks allogreftin ayrıştırarak, kemiğin sert yapısını sağlayan kalsiyum gibi minerallerden arındırılması ile üretilir. Bu füzyon materyali sadece kemik içerinden olan kollojen, proteinler ve büyüme faktörlerini içerir. Toz, granül, jel şeklinde olmak üzere çeşitli kullanım formlarında üretilir. Gerekli alanlarda bu ürünlerden biri kullanılır. Demineralize kemik matriks üretimi sırasında bir çok işlemden geçtiği için, allogreft kemiğe göre hastalık taşıma olasılığı daha düşüktür. Kemik çatı olarak kullanılmaması, en önemli dezavantajdır. Füzyonun yanı sıra yük taşıma özelliği gerekiyorsa mutlak çatı görevini yapacak materyaller ile kullanılması gereklidir.


Seramik ve benzeri ürünler
Kemik grefti yerine kullanılan çok çeşitli biçimlerde üretilen sentetik ürünlerdir. Hastalık taşıma olasılığı yoktur. Kemik oluşumu için bir çatı görevi görmesine rağmen, kemikleşmeyi sağlayacak proteinleri veya hücreleri içermez. Bu yüzden bu özellikleri içeren kemik greftleri ile kullanılması gerekir.


Füzyon Nedir?

Ayakta dik durma ve hareket yeteneğimizi sağlayan omurgamız çeşitli hareket segmentlerinden oluşmuştur. Füzyon; hareket segmentinde herhangi bir nedenle meydana gelen hastalığı ve hastalığın yol açtığı sonuçları ortadan kaldırmak için, omurgada iki veya daha fazla hareket segmentinde hareketi ortadan kaldırmak için yapılan, kemikleri birbirine kaynatma işlemidir.


Füzyon Oluşumunu Engelleyen veya Geciktiren Faktörler

Kemik iyileşmesini engelleyen çeşitli faktörler vardır. Bunların başında sigara kullanımı, şeker hastalığı veya bazı otoimmum hastalıkları gelir. Bu risk faktörlerinden birini veya birkaçını taşıyorsanız doktorunuz sizi uyaracak ve ameliyat sonrası füzyon oluşumunu sağlamak için size önerilerde bulunacaktır.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Solunum Fonksiyon Testleri (SFT)

Yakınmaları nedeniyle doktora başvuran hastalarımız tanı ve tedavi sürecinde grafilerinin çekileceğini, kan balgam muayenelerinin yapılacağını bilirler. Solunum fonksiyon testi kavramına aşina değildirler.
Solunum fonksiyon testleri laboratuarları hastalarımızca hakkında az bilgi sahibi olunan laboratuardır.
Bu küçük broşürün amacı siz hastalarımızı bu konuda bilgilendirmektir.
Solunum fonksiyon testleri laboratuarlarında direkt hastanın temas ettiği bazı elektronik ve elektronik olmayan aletler hastanın daha önce gördüğü aletler değildir.
Kan, balgam, idrar ve benzeri materyal laboratuara gönderilir, hasta testlerinin yapıldığı aleti, yapan teknisyeni görmez. Sonuçlar kendisine yazılı olarak iletilir.
Solunum fonksiyon laboratuarının önemli bir özelliği hasta, teknisyen ve alet ilişkisinin bire bir kurulmasıdır. Bu yöntemler siz hastalarımıza yabancıdır.

solunum1.JPG


SOLUNUM FONKSİYON TESTLERİ LABORATUARINDA NE ÖLÇÜLÜR?

Solunum fonksiyon testleri laboratuarında; Akciğerlere giren ve çıkan hava volümü (hacmini) istirahatte, zorlu nefes alıp verme esnasında ve egzersizde ölçülür ve testi yapılan kişiden elde edilen değerler ile aynı yaşta, cinste, boyda kişilerden elde edilen değerlerle karşılaştırılır.
Akciğerlere giren hava solunum yollarında belli bir hızla akciğerlere ulaşır. Trafikte yollar daraldığında burada akmakta olan trafikteki araçların hızları azalır. Solunum yollarında darlık olduğunda giren ve özellikle çıkan hava hızı azalır. Bunu göstermek için. akciğerlerimiz tam dolu iken, ilk 1 saniyede çıkarılan maksimum hava miktarı (FEV1) ölçülür

KİMLERE SOLUNUM FONKSİYON TESTİ YAPILIR?

-Nefes darlığı, hışırtılı solunum, öksürük, balgam çıkarma şikayeti olanlara,
-Akciğer grafisinde normal dışı bulguları olanlara,
-Şikayeti olsun olmasın uzun süreden beri sigara içenlere,
-Genel anestezi altında ameliyat alacaklara
-Akciğer, kalp ameliyatı olacaklara,
-Vücudunun başka bir organında var
olan hastalığın akciğeri etkilediği düşünülen hastalarımıza doktorunun önerisiyle,
-Akciğerleri etkileyecek işlerde çalışanlara (madenciler, deterjan, akü fabrikası işçileri, kuş besleyiciler….. vb),
-Sporculara,
-Akciğerler hastalığı nedeniyle nefes açıcı ve iltihab giderici, koruyucu ilaç verilenlerde, ilaçları etkisi araştırılmak istenenlere.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst