İnsanlık engelliliği yaşam alanlarında bir engel olarak görme eğilimini kıramadı henüz. Eğitim olanakları, hayat algılayış biçimleri değişse bile bu olumsuz durum hep sürdü. Üstün başarıları olan insanları ayrı bir sınıfmış gibi görmek ne kadar yanlışsa, engelli insanlarıda ayrı bir gurup olarak görmek odenli yanlış.
Bu duruma dikkat etmediğimiz takdirde ortaya çıkan büyük bir ayrımcılık. Toplumun engelli bireylere hitap şekilleri bile rencide edici olabilmektedir. Özürlü, sakat gibi kelimeler kullanılmakta oysaki Özür, bir kabahati telafi için kullanılır. Bir organı diğer organlarıyla tam uyumlu çalışmayan bir insan hiç kimseye toplumsal mazeret sunmak zorunda değildir. Özürlü, sakat gibi kelimelerin çağrıştırdığı acıma duygusu çok fazla incitmektedir.
Toplumun önyargılı bakış açısında engellileri muhtaç ve zavallı görmek ilk sırayı alıyor. İnsanlar engellilerin bir şeyleri başarabileceğine inanmıyorlar. Kadın erkek ilişkileri açısından önyargılı davranıyorlar. Hor görüyorlar, dalga geçiyorlar, küçümsenme, rencide edici sözler sarfediyorlar.
Toplumumuzun bir çok kesimi engelli bir bireye nasıl davranacağını, hayatı nasıl onun için kolaylaştırabileceğini düşünmeden hareket ediyor. Bunun sonucundada engelli olan insanların bir takım zorlukları aşması bekleniyor. Aşamadığı takdirdede vah..vah özürlü işte ne yapsın ancak bu kadar becerebiliyor diye düşünebiliyoruz.
Bu acımacı tutumdan kurtulmadığımız sürece bir arpa boyu yol alamayız. Acıyarak değilde görev gibi, sorumluluk gibi, insanlık gibi algılarsak daha verimli olunabileceğine inanmaktayım.
Zaten engellilerin yaşamış olduğu bir takım sorunlar mevcutken birde toplumun ön yargılı bakış açısı yıllardır değişmiyor. Bu da demek oluyorki (sorun üstüne sorun).
Bu duruma dikkat etmediğimiz takdirde ortaya çıkan büyük bir ayrımcılık. Toplumun engelli bireylere hitap şekilleri bile rencide edici olabilmektedir. Özürlü, sakat gibi kelimeler kullanılmakta oysaki Özür, bir kabahati telafi için kullanılır. Bir organı diğer organlarıyla tam uyumlu çalışmayan bir insan hiç kimseye toplumsal mazeret sunmak zorunda değildir. Özürlü, sakat gibi kelimelerin çağrıştırdığı acıma duygusu çok fazla incitmektedir.
Toplumun önyargılı bakış açısında engellileri muhtaç ve zavallı görmek ilk sırayı alıyor. İnsanlar engellilerin bir şeyleri başarabileceğine inanmıyorlar. Kadın erkek ilişkileri açısından önyargılı davranıyorlar. Hor görüyorlar, dalga geçiyorlar, küçümsenme, rencide edici sözler sarfediyorlar.
Toplumumuzun bir çok kesimi engelli bir bireye nasıl davranacağını, hayatı nasıl onun için kolaylaştırabileceğini düşünmeden hareket ediyor. Bunun sonucundada engelli olan insanların bir takım zorlukları aşması bekleniyor. Aşamadığı takdirdede vah..vah özürlü işte ne yapsın ancak bu kadar becerebiliyor diye düşünebiliyoruz.
Bu acımacı tutumdan kurtulmadığımız sürece bir arpa boyu yol alamayız. Acıyarak değilde görev gibi, sorumluluk gibi, insanlık gibi algılarsak daha verimli olunabileceğine inanmaktayım.
Zaten engellilerin yaşamış olduğu bir takım sorunlar mevcutken birde toplumun ön yargılı bakış açısı yıllardır değişmiyor. Bu da demek oluyorki (sorun üstüne sorun).