Türk Dili Tarihi

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk dili tarihi, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimeler bilinen ilk örneklerine rastlanan, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.

Türk dilinin tarihî dönemleri, alt dönemleri dünya çapında çeşitli çalışmalarda anlatılmıştır. Altay dönemi, Türk dilinin kaynağı olarak belirtilir. Dilin ailesi de zaten bu sebeple aynı adla (Altay) anılır. Günümüz yazı dilleri ve onların ağızlarına gelinceye kadar birçok dönem yaşanmıştır.

Türk yazı dilleri ve ağızları hakkında ilk bilgileri söz varlığı verileriyle ve sözlü edebiyat ürünleriyle sunan, Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Divânu Lügati't-Türk’te, Kutadgu Bilig adlı ünlü eserde, Ali Şir Nevai’nin Muhakemetü'l-Lugateyn’inde, Harezm-Kıpçak, Anadolu ve Çağatay sahasında XIX. yüzyıla kadar bu dilin adı Türk tili, Türkî, Türkçe şekillerinde kaydedilmiştir.

Kayna:Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Ana Altay dili

Dilbilgisi edebiyatında bir ‘dil ailesi’ veya ‘topluluğu’ için kullanılan Altay dilleri adıyla, dar olarak üç (Türk, Moğol, Mançu dahil Tunguz), geniş olarak bunlarla birlikte Kore ve kısa bir süreden beri Japon dilinin de yeniden katılması ile, beş dil kastedilir. Bu teori; Türk, Moğol, Tunguz, Kore ve Japon dillerinin ortak bir kökten çıktığını ve bunların akraba olduğunu kabul eden teorinin adıdır. Teoriye göre bu diller ortak bir ata dilden iniyordu. Ortak ata dil, farazi bir dildi ve tabiatıyla bir adı yoktu. Akrabalık teorisine inananlar bu farazi dile Altay dili (Altayca) adını verdiler. Teorik olarak kurgulanan bu Altay dilinden ayrılmalar sonucunda ortaya çıkan Türk dili ile Türkiye Türkçesinin tarihi başlar.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Ana Türk dili

Ana Altay dilinden zamanla çıkan kollardan birisi Ana Türk dilidir. Bu dil, Altay özelliklerinin yanında artık kendisine has yapılar kazanmış bir hâlde düşünülmektedir. Türk dilinin bu ilk dönemine dair yazılı belgeler yoktur, görüşler ve belli dil ilkeleriyle dönem tarifi yapılmıştır.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Sümerce-Türkçe ilişkisi

Aşağı yukarı MÖ 3500-MÖ 1700 yılları döneminde bugünkü Mezopotamya bölgesinde konuşulmuş olan Sümerce, döneminde büyük bir medeniyetin temsilcisi, yazının kullanıldığı dil olmuştur. 1947-1948 akademik yılı sırasında İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümünde öğrenci iken, eline geçen tercüme Eti Dili Sözlüğü’nde rastladığı gud “sığır, öküz” kelimesi Türkolog Osman Nedim Tuna’nın Sümerce ile derin ilgisini başlatmıştır. Bu kelime ile Eski Türkçe ud “öküz” kelimesi arasındaki benzerlik dikkatini çekmiştir. Bunun üzerine, Sümerce hakkında çok çeşitli okumalar yapan Tuna, “Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi” adlı eserinde, yaklaşık olarak son kırk yılda tespit ettiği 32 ses denkliğinin, karakteristik olan ve maksada yeter 16’sını sunmuştur. Türkoloji, Sümeroloji ve daha birçok bilim dalında büyük çığır açan bu çalışmadan çıkarılan sonuçlar şu şekilde verilmiştir:

“Sonuç

1- Sümerce ve Türkçe çok daha eski bir devirde birbiri ile akraba olmuş olabilir veya olmayabilir. Bu konu bizi burada ilgilendirmiyor. Fakat, Sümerlerle Türkler arasında dil bakımından tarihî bir ilgi bulunduğu hususu bu 168 kelime ve gerekli açıklamalarla ispatlanmıştır.

2- Türklerin en az MÖ 3500’lerde Türkiye’nin Doğu bölgesinde bulunduğu tespit edilmiştir. Bunun Kuzey, Doğu ve Batı sınırlarının ne olduğunu başka bir çalışmamda açıklayacağım.

3- Türk dilinin zamanımızdan 5500 yıl önce müstakil ve iki kollu bir dil olarak varlığı ispatlanmıştır. Eğer doğuştan, Sümerlerle temasa geldikleri zamana kadarki çözülme hızı sabit ise, İlk Türkçe veya Ana Türkçenin muazzam bir zaman önce yaşamış olması gerekir. Bu sonuç, benim 1978 yılı sonunda tamamlayıp 1983 Ağustosunda yayımladığım Altay Dilleri Teorisi adlı çalışmamda, Türk dilinin, archeology ve glottochronology araştırmalarından hareketle ileri sürdüğüm ‘yaşı, en pinti hesaplara göre 8500’dür’ (s. 52-55) ifademle karşılaştırılabilir. Şimdi, bu rakam doğrulanmaktadır. Çünkü Ana Türkçeden Ana Doğu ve Batı Türkçesine kadar geçen zamanı da hesaba katarsak, bu devreden zamanımıza kadar geçen 5500 yılın ikiye katlanması mümkündür.

4- Bugün, yaşayan Dünya dilleri arasında, en eski yazılı belgelere sahip olan dil, Türk dilidir. Bunlar, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimelerdir.

5- Altay dili teorisindeki en önemli meselelerden biri olan l2/ş, r2/z’ye ait misallerdeki anachronism, bu konuda aksi istikamette bir düzeltme yapılmasını gerektirir.”

1.jpg
Sümer zamanı Lagaş kralı Eannatum’a ait bir stel ve buradaki çivi yazısı örneği

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Hun dönemi

Huncanın Lir Türkçesi veya Şaz Türkçesi aidiyeti konusunda çeşitli çalışmalar vardır. Tabii, bu çalışmalar, tarihî vesikalardaki verilerin yorumlamalarındaki farklar ve verilerin çeşitliliğiyle alakalıdır.

Hunlara ait birçok kelime Çincede, bu dile özgü biçimleriyle tespit edilmiş ve bu kelime biçimleri farklı araştırmacılar tarafından Türkçe olarak açıklanmıştır. Türkolog Talat Tekin, sözü edilen kelimelerde 17’sini görüşleriyle beraber belirtmiştir:

Yukarıdaki sözlerden son dokuzu Tabgaç dönemine (MS 338-557) aittir. Çincede /r/ sesi bulunmadığı için Türkçe sözlerdeki /r/, ya /l/ ile gösterilir veya hiç gösterilmez: çeng-li / tengri, king-lu / kıngrak, wo-lu-to / ordu vb. Çin sülalesi tarihinde, MS 329’da geçen bir olay vesilesiyle, Çin karakterleriyle tespit edilmiş iki cümle vardır. Çin sülalesi tarihi- Çin-şu, 10 karakterden oluşan bu cümlelerin (beytin) Hunca olduğunu belirttiği gibi her karakterin Çince anlamını da vermiştir. Olay Çin-şu’da şöyle anlatılmıştır: “Hükümdar Şi Lo, Hsiung-nu’lara mensup Ho kabilesinden geliyordu. Başka bir Hsiung-nu lideri Liu Yao da Şi Lo’nun rakibi idi. Liu Yao, Kuangçu’nunu on birinci yılında (329) ordusu ile geldi ve Lo-yang’ı kuşattı. Şi Lo, hemen Liu Yao ile savaşmak istiyordu. Fakat buyruğu altındaki kumandanların hiçbiri bu fikri uygun bulmadı. Şi Lo, bunun üzerine çok sevdiği ve saydığı Hintli rahip Fo-t’u-teng’e danıştı. Fo-t’u-teng daire biçimindeki bir çanı salladı ve çıkan sese göre Ho dilince şu kehanette bulundu:

siu-k’i t’i-li-kang puh-koh kü-t’u-tang

Siu-k’i Ho dilinde “ordu”, t’i-li-kang da “çıkmak” anlamındadır; puh-koh Liu Yao’nun unvanıdır, kü-t’u-tang da “tutmak, yakalamak” demektir. Bu sözcükler toplu olarak ‘Ordu savaşmak için çıkacak ve Liu Yao’yu tutacak’ anlamına gelir.” Bu Çince karakterler, iki ünlü Sinolog tarafından aşağıdaki şekilde seslendirilmiştir:

siog tieg t’iei lied kang b’uok kuk g’iu t’uk-tang (B. Karlgren)
sux-keh the-let-kang buk-kok goh-thok-tang (E. G. Pulleyblank)[8]

Şiratori (1902), Ramstedt (1922), Bazin (1948), Gabain (1950), Tekin (1993) gibi Türkologlar, 10 karakterlik bu ibarenin Hun Türkçesindeki biçim ve anlamını bulmaya çalışmışlardır. Tamstedt’in bulduğu biçim ve anlam şöyledir:

Süke talıkıng (talıkang) bügüg (ügeg) tutang = Savaşa çıkın, bügüyü (düşman hükümdarını) tutun!

Talat Tekin’in bulduğu biçim ve anlam şöyledir:

Sü:ke tılıkang bugukgı tuktang = Savaşa çıkın, Buguk’u (küçük geyiği veya liderciği) tutun!

Gerek Ramstedt, gerek Tekin, Doğu Huncaya ait bu ibarenin l-r (Bulgar-Çuvaş) Türkçesine ait olduğu görüşündedirler; çünkü Köktürkçedeki taşıkmak (çıkmak) kelimesi burada talıkmak / tılıkmak biçiminde, yani ş yerine l ile geçmektedir. Türkler ve Türk dili için bu ibarenin önemi şöyle belirtilmiştir:

Çinceleşmiş bir söylenişle de kaydedilmiş olsa, bu iki cümle Türkçe olarak tespit edilmiş bulunan en eski (MS 329) cümlelerdir; üstelik kelimelerin anlamları da Çince olarak verilmiştir.
Hükümdar Şi-lo’nun Hyung-nu’ların Ho boyundan olduğu ve cümlelerinde de Ho dilinde söylendiği Çin kaynağında açıkça ifade edilmiştir. Dört kelimelik iki cümle Türkçe olarak okunup açıklanabildiğine göre Hyung-nu’ların Türklüğünden de şüphe etmeye gerek yoktur.
Hükümdar Şi-lo, büyük Hun hanedanı 216’da yıkıldıktan sonra Kuzey Çin’de kurulan küçük ve kısa ömürlü Hun devletlerinden biri olan 2. Cao devletinin hükümdarıdır. Şi-lo, doğu Hunlarından idi. Demek ki büyük Hun hanedanından sonraki küçük Hun devletlerinde de Hun Türkçesi kullanılmaya hiç olmazsa bir süre devam etmiştir.
Bütün Hunların olmasa bile en azından Doğu Hunlarının Türkçesi bir l-r Türkçesi idi. Ş yerine l, z yerine r kullanılması daha sonraki Bulgar ve Çuvaş Türklerinin özelliğidir. Moğolca da bir l-r dilidir. Bulgar ve Çuvaşlar dışındaki bütün Türklerin dili ş-z Türkçesidir.

2.jpg
Hun toprakları ve çevresi.

3.jpg
Ana dili Hunca olan en meşhur tarihî şahsiyetlerden Attila’nın bir Orta Çağ madalyonunda şekli ve “Atila, Flagelum Dei” (Tanrı’nın kırbacı) yazısı.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Lir Türkçesi

Lir Türkçesi veya Batı Türkçesi, Macar Türkologları, lehçeler tasnifi için z > r (=rhotacisme) ve ş > l (=lambdaisme) değişimlerini daha esaslı saydıklarından, Türk lehçelerini bu esasa göre ikiye ayırmışlar ve z-ş esaslı lehçeler grubuna “Doğu Türkçesi” (A. Zeki Velidi Togan’a göre: Şaz Türkçesi), r-l esaslı lehçelere de “Batı Türkçesi” (aynı müellife göre: Lir Türkçesi) demişlerdir. L-r paralelliğini çok basitçe anlatmak gerekirse Şaz Türkçesindeki kız kelimesi Lir Türkçesinde kır şeklindedir.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Tuna Bulgarcası

Altayistik ve karşılaştırmalı Türk dili araştırmalarına göre bugünkü Türk dili ve lehçeleri, Çuvaşça dışında, bir z- ve ş- dili olan Proto-Türkçeye gider. Bir Türk dili olan, fakat z yerine r, ş yerine l bulunduran Çuvaşça ise Proto-Türkçeye değil, yine bir r ve l dili olan Proto-Çuvaşçaya veya Proto-Bulgarcaya gider. Kuban, İdil (Volga) ve Tuna Bulgarlarına ait dil malzemesi faza değildir. Kuban Bulgarcası hakkındaki bilgilerimizi daha çok VIII. yüzyıldan önce bu dilden Macarcaya geçmiş 300 küsur ödünç kelimeye borçluyuz. Tuna Bulgarcası hakkındaki bilgilerimiz de bize kadar gelen fakat çok sınırlı olan dil malzemesine dayanmaktadır. Bununla birlikte, bu dil malzemesi Tuna Bulgarcasının mahiyeti ve onun Kuban ve İdil (Volga) Bulgarcasına olan yakınlığı konusunda bizi yeterince aydınlatacak niteliktedir.

4.jpg

MS 710 civarına tarihlenen Tuna Bulgarlarına ait kaya kabartmalarından Madara Atlısı (Şumnu yakınları, Bulgaristan)


Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- İdil Bulgarcası

İdil (Volga) Bulgarcasını XIII. ve XIV. yüzyıldan kalma Arap harfli 90 kadar mezar kitabesindeki sınırlı dil malzemesi aracılığı ile bir dereceye kadar biliyoruz.

13. ve 14. yüzyıllarda Yukarı İdil (bugünkü Tataristan) sahasında bulunan mezar kitabelerinin dili İdil Bulgarcası idi. İkincisi Mısır ve kısmen Suriye idi. Buradaki yazı dili Harezm Türkçesine çok yakındı ve Kıpçak Türkçesi adını taşıyordu. Üçüncü saha Azerbaycan ve Anadolu sahasıydı. 13. yüzyılda bu alanda Oğuz ağzına dayanan yeni bir yazı dili doğmuştu. Bu yazı dili Balkanlar’a doğru sahasını genişleterek kesintisiz şekilde bugüne dek sürmüştür. Sadece mezar kitabelerinde gördüğümüz İdil Bulgarcası 14. asırdan sonra yerini Kıpçakçaya bırakır.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Çuvaşça

Çuvaşça, çağdaş dönem Türk yazı dillerinden biridir. Rusya Federasyonu’nun orta kesiminde, Ural Dağları’nın batısında konuşulan Çuvaşça, Lir Türkçesinin günümüzdeki tek temsilcisidir. Çuvaşça, Çuvaşların anadili ve Çuvaşistan’ın resmi dilidir. Yaklaşık iki milyon kişi tarafından konuşulur. 2002 verilerine göre Çuvaşistan’da bu dili konuşan nüfusun % 92 etnik olarak Çuvaş, % 8’i ise başka etnik kökenlidir.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Şaz Türkçesi

Şaz Türkçesi veya Doğu Türkçesi, Macar Türkologları, lehçeler tasnifi için z > r (=rhotacisme) ve ş > l (=lambdaisme) değişimlerini daha esaslı saydıklarından, Türk lehçelerini bu esasa göre ikiye ayırmışlar ve z-ş esaslı lehçeler grubuna “Doğu Türkçesi” (A. Zeki Velidi Togan’a göre: Şaz Türkçesi), r-l esaslı lehçelere de “Batı Türkçesi” (aynı müellife göre: Lir Türkçesi) demişlerdir. Şaz Türkçesi, günümüzde Türk yazı dillerinin Çuvaşça dışında kalan bütün kollarının çıktığı ana koldur. Nüfus ve yayılma alanı açılarından büyük kesimi oluşturur.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Hazar dönemi

Hazarca, Ortaçağda konuşulmuş olan bu tarihî dönemin, Türk dili tarihinde hangi kola ait olduğu kesinleştirilmemiştir. Türkçenin Eski Türkçe dönemi (6-10. yy) içinde değerlendirilen Hazarcanın eldeki en belirgin örneği 1912 yılında bilim dünyasına tanıtılan ve Cambridge Belgesi (ya da daha önceki adıyla Schlechter Mektubu) olarak bilinen mektubun kenarına Göktürk Alfabesinin Hazar versiyonuyla yazılmış tek kelimelik cümledir. İbranice mektubun sol alt köşesine yazılmış olan bu runik yazının sağdan sola transliterasyonu HWQWRWM olup transkripsiyonu hukurim anlamı da "ben onu okudum" demektir. Bu tek kelimelik cümle dışında Hazar Türkçesiyle elde kabile, kale, 12 Hayvanlı Takvimin ay adları kalmıştır. Bunların dışında Hazar şahıs adları da tespit edilmiştir.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Kuman dönemi

Kumanca, Kumanlar tarafından konuşulmuş olan tarihî bir Türk yazı dilidir. Kumanlar, 11. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında, Doğu Avrupa’da yaşamış bir Türk boyudur. Tarihte Kıpçaklar ile aynı birlik içinde bulunmuş, bu yüzden de zamanla Kıpçaklar ile aynı sayılabilmişlerdir. Kuman Türkçesi, Doğu Avrupa’da Karadeniz’in kuzeyinde, kısmen Balkanlar’da konuşulmuştur.

11.jpg

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Peçenek dönemi

Peçenekçe, 12. yüzyılda yok olana kadar Peçenekler tarafından konuşulmuş Oğuz grubuna ait ölü bir Türk dilidir. Karadeniz’in kuzeyi ve Balkanlar’da konuşulmuştur.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Göktürkçe

Göktürkçe, Türk dilinin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır. MS 7. yüzyılda Moğolistan'da yaşayan Göktürklerin konuşup yazdığı dildir. Göktürkçe yazılı belgeler 2. Göktürk Devleti döneminden kaldığından Göktürkçe kağanlığın resmî dili hâlinde olmuştur. Kısacası, bu dönem, Göktürk Kağanlığı’nın hüküm sürdüğü dönemin sonuna kadar süren evreyi kapsar.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Eski Uygur Türkçesi

Türk dilinin eski dönemlerinde konuşulmuş ve yazılmış olan Türk dilinin tarihî dönemlerinden biridir. Eski Türkçe adlı dil döneminin Göktürkçeden sonraki ikinci kısmını oluşturmuştur.

Eski Uygur Türkçesi dönemi için asıl fark, Göktürk metinlerinde bozkır yaşayışı, savaşçılık ve devlet düzeniyle ilgili kelimeler ağırlıktadır. Uygur metinlerinde ise Maniheizm ve Burkancılıkla ilgili kelimeler hâkimdir. Bunlar da Sanskritçe, Çince ve Soğdakçadan alınmıştır. Çok defa da kavramlara Türkçe karşılıklar bulunmuştur. Temel söz varlığı ise her iki dönem metinlerinde aynıdır.



Sevgili
a.jpg


Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Karahanlı Türkçesi

Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olan tarihî dönemlerinden biridir. Türk dilini, eski, orta, yeni olarak üç döneme ayıran Türkologlara göre Karahanlı Türkçesi, Orta Türkçenin ilk dönemini oluşturur. Böyle düşünen Türkologlara göre 10-15. yüzyıllar arası, Orta Türkçe dönemidir. 13. yüzyıldan itibaren Türk yazı dilinin (Kuzey-) Doğu ve (Güney-) Batı olarak iki ayrı kol hâlinde geliştiğini göz önünde bulunduran diğer bir kısım Türkolog, Karahanlı Türkçesini Eski Türkçe içine alır. Bugüne ulaşan metinleri 11. ve 12. yüzyıllara ait olan Karahanlı Türkçesi, Eski Uygur Türkçesiyle çağdaştır.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Harezm Türkçesi

Türk dilinin tarihinde konuşulmuş ve yazılmış olup Karahanlı Türkçesi sonrasında gelen tarihî dönemlerinden biridir. Ceyhun’un Aral Gölü’ne döküldüğü bölgede yer alan ve 12. yüzyılda bir kültür merkezi olarak sivrilen Harezm’in, Çengizliler ve Altın Ordu çağında da bu durumu devam etti. Altın Ordu çağında (1241-1502) Harezm, Aşağı Seyhun boyları, İdil’in Hazar’a döküldüğü yerde bulunan başkent Saray başlıca kültür merkezleriydi. Harezm Türkçesine ait eserler işte bu kültür muhitinde yazıldı.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Çağatay Türkçesi

Kuzey-Doğu Türkçesinin ikinci döneminin adıdır. 15. yüzyıl başlarında başlar, 20. yüzyıl başlarına kadar devam eder. Çağatayca yalnızca Orta Asya Türk devletlerinde yazı ve diploması dili olarak kullanılmakla kalmamış, Avrupa Rusya'sında Oğuzlar-Kayılar dışındaki Müslüman Türkler arasında da 19. yüzyıla değin kullanılmıştır. Harezm Türkçesinin devamı olarak Timurlular devrinde oluşmuştur.

Çağatayca yazılmış eserlerin hemen hemen tümü Arap kaynaklı alfabeyle olmuştur. Bununla birlikte Eski Uygur alfabesiyle yazılmış bazı metinlere de rastlanmıştır.


Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Özbekçe

Tarihî Çağatay Türkçesinin çağdaş devamı olan Türk yazı dillerinden birisi olan Özbekçe, Türk lehçelerinin Karluk grubunun içinde yer alır. Özbekistan'ın resmî dili konumundadır. Orta Asya genelinde en çok konuşulan Türk lehçesi olan Özbekçe; Kıpçak, Karluk ve Oğuz lehçelerine ait unsurları bünyesinde birleştiren tek Türk lehçesidir. Özbekistan'ın Fergana vadisi, Taşkent ve etrafı ile Semerkant, Buhara, Karşı, Şehrisebz ve Termez şehirlerinde Karluk lehçesi, Surhanderya, Kaşkaderya, Semerkant vilayetlerinde Kıpçak lehçesi, Harezm vilayetinde ise Oğuz lehçesinde konuşulmasına rağmen, Özbek edebi dilinde ağırlıklı olarak Fergana ve Taşkent ağızlarının ağırlık kazandığı Karluk lehçesi hâkimdir. Orta Çağ'da Orta Asya'nın en önemli kültür ve bilim dili olmuştur.

Özbek Türkçesi Türkistan coğrafyasında Özbekistan dışına yayılmış olan Özbek Türkleri arasında; Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan, Afganistan, Türkmenistan cumhuriyetlerinde de kullanılır. Söz konusu bazı bölgelerde, bölgenin resmi dilinden de çok kullanılır.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türk Dili Tarihi- Yeni Uygurca

Uygurca veya Yeni Uygurca, Uygurlar tarafından konuşulan Türk yazı dillerinden biridir. Uygur grubunda yer alır. Türkçe literatürde “Uygurca” veya “Uygur Türkçesi” kullanımı, aynı zamanda tarihî Eski Uygur Türkçesini de kapsayabildiği için, ayırmak için bu çağdaş yazı dil yayınlarda Yeni Uygur Türkçesi olarak da kullanılır. Türk dili tarihi içerisinde önemli bir yeri olan Uygur Türkçesi, kendi içinde iki döneme ayrılır. Birincisi, ‘Eski Uygurca’ denilen ve Göktürk yazı dilinden sonra eser vermeye başlayan tarihî dönemdir. İkincisi ise, XX. yüzyılda yeniden yazı dili olarak kullanılan ve ‘Yeni Uygurca’ dediğimiz dönemdir. Uygurca Çin'de 8.5 milyon kişi tarafından çoğunlukla uzak batı otonom bölgesi Sincan Uygur Özerk Bölgesinde konuşulur. Uygurca ayrıca 300,000 kişi tarafından Kazakistan'da konuşulur ve Afganistan, Arnavutluk, Avustralya, Belçika, Kanada, Almanya, Endonezya, Kırgızistan, Moğolistan, Pakistan, Suudi Arabistan, İsveç, Tayvan, Tajikistan, Türkiye, Birleşik Krallık, Birleşik Devletler ve Özbekistan'da da Uygurca konuşan topluluklar vardır.

Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
 
Tekerlekli Sandalye
Üst