- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Türk insanı namus deyince ne anlıyor ? Namus kavramının altında yatan nedir? Namus kelimesi geçtiği an neden ilk akla gelen kadın , kadın bedeni ve kadın cinselliği olmaktadır? Namus neden sadece kadınla özdeşleşmiş namussuzluğu yapan bir erkek olamaz mı? Bu durum sadece kadına has bir olgumudur?
İşte bunların yanıtlarını Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteğiyle başlatılan bir araştırma gözler önüne sermiştir. Anlaşılmıştırki namus denince akla kadın ve kadın bedeni kadın cinselliği gelmektedir.
Türk insanının, "namus" kavramını "kadın, kadın bedeni, kadının cinselliği ve kontrol edilmesi" olarak algıladığı bildirildi. Nüfusbilim Derneği’nce, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteğiyle, "namus cinayetleri ve toplumun namus anlayışını daha geniş bir çerçeveye oturtabilmek" amacıyla İstanbul, Adana, Şanlıurfa ve Batman’ın farklı mahallelerini kapsayan bir araştırma yapıldı. Araştırmada öncelikle, kentlerin "sosyo-ekonomik" yapılarındaki farklılıkların "namusa aykırı davranışların" niteliği ve sonuçlarını belli ölçülerde etkilediği görüldü.
Görüşme yapılan kentlerin hepsinde namus kavramının "kadın, kadın bedeni, kadının cinselliği ve kontrol edilmesi" ile bağdaştırıldığı gözlendi. Kadının namusu ise "kadının bekareti, evlilik dışı cinsel ilişki olmaması, düzgün giyinmesi, bir kadından beklenen şekilde davranması, geleneklere uygun görevlerini yerine getirmesi" olarak vurgulandı. Bu konuda çoğunlukla genç erkekler ifadelerinde daha katı düşünceler sergilerken, orta yaşlı erkeklerin ise nispeten daha hoşgörülü olduğu görüldü.
Kadınların kontrol edilmesi noktasında, kırsal bölgelerden kente göç etmiş olan genç erkeklerin, kadınların giyiniş biçimleri, okula gönderilip gönderilmeyecekleri, çalışıp çalışmayacakları gibi konuları daha çok vurguladıkları dikkat çekti. Özellikle de 18-25 yaş arasındaki erkeklerin "boşanma" ve "bekaret" konusundaki fikirlerinin oldukça sert ve hoşgörüsüz olduğu gözlendi.
İşte bunların yanıtlarını Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteğiyle başlatılan bir araştırma gözler önüne sermiştir. Anlaşılmıştırki namus denince akla kadın ve kadın bedeni kadın cinselliği gelmektedir.
Türk insanının, "namus" kavramını "kadın, kadın bedeni, kadının cinselliği ve kontrol edilmesi" olarak algıladığı bildirildi. Nüfusbilim Derneği’nce, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteğiyle, "namus cinayetleri ve toplumun namus anlayışını daha geniş bir çerçeveye oturtabilmek" amacıyla İstanbul, Adana, Şanlıurfa ve Batman’ın farklı mahallelerini kapsayan bir araştırma yapıldı. Araştırmada öncelikle, kentlerin "sosyo-ekonomik" yapılarındaki farklılıkların "namusa aykırı davranışların" niteliği ve sonuçlarını belli ölçülerde etkilediği görüldü.
Görüşme yapılan kentlerin hepsinde namus kavramının "kadın, kadın bedeni, kadının cinselliği ve kontrol edilmesi" ile bağdaştırıldığı gözlendi. Kadının namusu ise "kadının bekareti, evlilik dışı cinsel ilişki olmaması, düzgün giyinmesi, bir kadından beklenen şekilde davranması, geleneklere uygun görevlerini yerine getirmesi" olarak vurgulandı. Bu konuda çoğunlukla genç erkekler ifadelerinde daha katı düşünceler sergilerken, orta yaşlı erkeklerin ise nispeten daha hoşgörülü olduğu görüldü.
Kadınların kontrol edilmesi noktasında, kırsal bölgelerden kente göç etmiş olan genç erkeklerin, kadınların giyiniş biçimleri, okula gönderilip gönderilmeyecekleri, çalışıp çalışmayacakları gibi konuları daha çok vurguladıkları dikkat çekti. Özellikle de 18-25 yaş arasındaki erkeklerin "boşanma" ve "bekaret" konusundaki fikirlerinin oldukça sert ve hoşgörüsüz olduğu gözlendi.