Unutmak, Unutkanlık ve Demans’a Uzanan Yolda Unutkanlık İşaretler

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Gün içinde pek çok insan çeşitli şeyleri unutmaktan ya da hatırlayamamaktan yakınır. Kimi zaman birini aramayı unuturuz kimi zaman da ateşte yemeği unutup unutmadığımız konusunda endişeleniriz. Günlük koşuşturma içinde bazı ufak çaplı unutkanlıklar normal karşılansa da unutkanlık serüveni hayatımızın bir parçası olmaya başladı ise dikkatli olmakta yarar var…


Unutmak ya da Hatırlayamamak İşte Bütün Mesele Bu!

Bireylerin sosyal yeteneklerinin veya entelektüel yapılarının, gündelik yaşantısını etkiler boyutta kayba uğramasına “demans” denir. Demans bir hastalıktır ve en kötüsü de kontrol altına alınmadığı durumlarda ilerleme gösterir. Demans hastalığına yakalanmış bireyler günlük hayatın bir parçası olan, konuşma, anlama, düşünme, yeri ve zamanı tayin etme, mantık yürütmede zorlanma ve hatırlama diğer bir deyişle hafıza gibi fonksiyonları yerine getirmede zorlanmalar görülür. Demans özellikle ilerleyen yaş ile birlikte ortaya çıkan bir problem olsa da her yaşlıda da görülecek diye bir genelleme söz konusu değil. Demans’ın 65 yaş üzeri kişilerde görülme olasılığı yüzde 15.



Oldukça basit gibi görünen unutkanlığın zamanla demans adı verilen bir hastalığa dönüşmesi akıllara pek çok soru işareti getiriyor. Acaba küçük ölçekli unutkanlıklarım zamanla demans’a dönüşür mü?



Demans, masum bir eylem olan unutkanlığın ileri safhada ulaşılan boyutu… Yani birkaç unutkanlık öyküsü sizin demans olabileceğiniz anlamını taşımıyor. Ancak evrelere göre belirtileri takip ederek gelinen noktada sizi neyin beklediğini algılamanız mümkün… Gelin hep beraber hafif, orta ve ileri derece evrelerine göz atalım…



Demans hastalığının ilk evresi kabul edilen hafif derecede birey: Unutkanlık; konuşma sırasında doğru kelimeleri bulmada güçlük; okuduklarını kavramada zorlanma; zaman kavramında bozukluk; mantık yürütme ve karar vermede zorlanma; yaşamsal faaliyetlerde düzensizlik (iş, sosyal hayat, aile…); aktivite yapamama durumu gibi belirtiler gösterir.



Demans hastalığının ikinci evresi kabul edilen orta derecede birey: Unutkanlık daha artmıştır; bağımsız bir yaşam sürmede zorlanmaya başlamıştır; kişisel bakımlarını gerçekleştiremeyecek duruma gelmiştir (banyo, temizlik, giyinme…); yaşamsal faaliyetleri iş, sosyal çevre gibi ihmal etmeye başlamıştır. Bu evrede kimi kişilerde anormal davranışlar da gözlemlenebilir.



Demans hastalığının ileri evresi kabul edilen şiddetli derecede birey: evin içinde dahi yolunu bulamaz haldedir; çevresindeki kişileri en yakınlarını dahi tanımayacak haldedir; en basit gündelik işleri dahi yapamaz; konuşmaları anlaşılmazdır; tuvaletini tutmakta zorlanır (hatta tutamaz); bir bakıcı gözetiminde hayatını sürdürmek zorundadır; yatağa bağımlıdır. Bu evrenin sonucunda genellikle gözlemlenen enfeksiyona bağlı hasta ölümüdür.


Demans Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Demans hastalığı da tıpkı diğer hastalıklar gibi bir takım testler ve muayenelerle tespit hatta erken teşhis edilebiliyor. Tiroid fonksiyon testleri, frengi ve B12 vitamin düzeyi gibi değerler bu muayeneler sırasında test ediliyor. Ayrıca tomografi, MR ve BT ile hastanın beyin fonksiyonları inceleniyor. Eğer bulgulanan demans birtakım hastalıklara bağlı gelişme göstermiş ise o zaman tedavi edilebiliyor. Bu nedenle erken teşhis edilmesi önemli. Eğer hastada; hipotiroidi, hidrosefali, depresyon ya da vitamin eksiliğine bağlı olarak demans gelişmiş ise o zaman tedavide bir ışık söz konusu oluyor ancak bu bulguların dışında bir takım nedenler varsa o zaman tedavi neredeyse imkansız hale geliyor.

Yazar: Gönül Dost
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Demanslı Hastanın Psikolojisi

Demanslı Hastanın Yakınının Psikolojisi ve Hastaya Yaklaşım

Demans entellektüel fonksiyonlardaki deteriorasyon (bozukluk) ya da kayıptır. Entellektüel fonksiyonlar tek, basit bir fonksiyon değil, integre mozaik tarzında birbiri içine geçmiş özellikleri içerir. Bunlar ezberleme, yeni materyal öğrenme, problem çözme, sözel kapasite, aritmetik beceri ve görsel uzaysal ilişkilerin bileşimidir. Demans birçok hastalıkta görülebilir. Demanslı hastaların bir bölümünde demansın yanısıra entellektüel fonksiyonlar üzerine direkt etkisi olmayan başka hastalıklar da bulunur. Ayrıca demanslı hastaların beyinlerinde görülen bazı patolojik değişiklikler ileri yaşta olup demans özellikleri göstermeyen bireylerde de mevcuttur.


Demans 65 yaş üstündeki tüm insanların % 5 - % 11’inde gelişmekte ve 85 yaş üstündekilerin % 50 kadarını etkilemektedir. Kalp hastalığı, kanser ve inmeden sonra ölüme sebep olan hastalıklar sıralamasında dördüncü olan Alzheimer hastalığı yılda 100.000’den fazla ölümden sorumludur.

Demansın Belirtileri Nelerdir ?

Hemen herkesin bildiği gibi demansın baş belirtisi bellek kusuru yani unutkanlıktır. Buna uygun olarak yeni bilgileri öğrenme yetileri bozulmuştur. Zaten eski bilgiler iyi biçimde anımsanırken yeni bilgilerde daha fazla anımsama güçlüğü vardır. Dil kullanımı giderek bozulur, yineleme, yanlış söyleme, hiç konuşmama bunlardan bazılarıdır. Motor becerilerin de bozulmasıyla birlikte eskiden kullanmakta olduğu aletleri kullanamaz olur. Örneğin erkek hastalar traş olamaz, kadın hastalar mutfak aletlerini kullanmayı beceremez. Tüm bunlar kişinin günlük yaşantısında, toplumsal ilişkilerinde ve mesleki işlevselliğinde bozulmaya yol açar.

Aslında demansın belirtilerini böyle kabaca listelemekten çok demansın gelişim evrelerine göre ele almak daha açıklayıcı olabilir. Demansın erken evresinde ılımlı bir unutkanlık dışında çarpıcı belirtiler bulunmayabilir. Çoğu kişinin önemseyebileceği isimleri, bazı olayları unutma gibi duruma özgü olmayan belirti ön plandadır. Hemen her zaman bu unutkanlık bir yakınma nedeni olmadığı gibi, üstüne üstlük hasta tarafından ustaca gizlenmeye çalışılır. Hasta unutkanlığın yolaçtığı sorunları kendi yöntemleriyle ve çoğunlukla da kaçınma ile halleder. Örneğin arkadaşlarıyla emekli klübünde bezik oynayan hasta, unutkanlık nedeniyle başarısız olmaya başlayınca, yorgunluk, ortamı beğenmeme gibi gerekçelerle o gruptan uzaklaşmaya başlar. Başbakanın adını anımsamamayı gazete okumamaya, torununun adını anımsamamayı ise hiç ziyaretine gelmemelerine bağlar. Ancak bu yitimler hastayı mutsuz etmekte, endişeye sevketmektedir. Neşesizlik, huzursuzluk, uyku düzensizliği, içe kapanma gelişir. Hasta yitimlerin büyük oranda farkındadır. Hastanın çevresindekiler ise bu değişimin farkına varmakta güçlük çekerler ya da olağanlaştırırlar.

Orta evrede ise unutkanlık artık iyice belirginleşmiştir. Bu evre genellikle hastanın çevresindekilerin uyandığı evredir. Bellek bozukluğu ile hasta nerede olduğunu, ne yapacağını, evi dahil bildiği yerlere nasıl ulaşacağını bilmez hale gelir. Aynı soruları tekrar tekrar sorar. Burada üzüntü, sıkıntı gibi ruhsal belirtilerin yerini öfke, kızgınlık gibi ruhsal sorunlar alır. Çevresindekileri tanımakta güçlük çeker. Önceden yüklendiği hiçbir sorumluluğu yerine getiremez. Küçük kazalara neden olur. Artık hemen hiçbir aleti kullanamaz olur. Anlama güçlüğü nedeniyle, onu ikna çabalarını değerlendiremez; bu durum dışarıdan hastalık gibi görünür. Kuşkuculuk, alınganlık, cimrilik belirginleşir. Bu dönemde hastanın bu belirtilere karşı farkındalığı pek yoktur. Hastanın yakınları ise onu tedavisi konusunda ikna etmeye uğraşırlar, harekete geçerler.

İleri evrede tüm işlevlerde şiddetli kusurlar gelişir. Hasta konuşmakta, yürümekte, yemek yemekte güçlük çeker, inkontinans oluşabilir. Bellek tamamen bozulmuştur. Saldırganlık, uyumsuzluk, aşırı hareketlilik olabileceği gibi, sürekli yatma, hiç hareket etmeme gibi belirtiler de bulunabilir. Sonuçta hasta giderek yatağa bağlı bir hale gelir. Bu durumda da pekçok hastalığa yatkın hale gelir ve bu şekilde kaybedilir.

Demanslı Hastanın Psikolojisi ( Ruhsal Problemler )

Hafıza problemi olan kişiler aynı zamanda üzgün, keyifsiz veya kederli olabilirler. Hafızası bozulmuş bir kişinin böyle kederli olduğu hallerde dikkatli bir teşhis konularak, eğer varsa depresyonun tedavisi yoluna gidilmesi önemlidir. Hafıza problemi Alzheimer hastalığına bağlı olmayabilir veya hastada hem Alzheimer hem de tedaviye cevap verebilecek bir depresyon bulunabilir.

Eğer tedavi edilemez bir hastalığı olan kişinin morali bozuksa, bunun sebebi mantıksal olarak kronik hastalığa bağlı depresyon gibi görünmektedir. Ancak bütün Alzheimer veya başka kronik hastalıkları olan kişiler depresyon hali göstermezler. Bazı hastalar problemlerinin farkında değil gibi görünmektedirler. Kişinin durumuyla ilgili olarak anlayış gösterilebilir, ancak derin keder veya sürekli depresyon ne normaldir ne de gereklidir. Bu tip depresyonlar tedaviye iyi cevap verir, böylece kişi değişmez bir demans hastalığına sahip olsun ya da olmasın kendini daha iyi hissetmesi sağlanabilir.

Araştırmacılar, depresyona girme sebebini anlamaya çalışmakla birlikte bunun tam bir yanıtını henüz bulabilmiş değillerdir. Bize kötü birşey olduğu zaman şüphesiz kendimizi üzgün ve kederli hissederiz. Ama bu, depresyon olayını tam olarak açıklayamamaktadır.

Depresyona giren bir kimsenin, bu durumdan kendi başına kurtulması imkansızdır. Kendisine sözle yapılan uyarılar da onun duygularını ve içinden çıkılmaz durumunu olumsuz yönde etkileyecektir. Bazı kişiler için onları neşelendirmeye çalışmak, onlar için anlaşılmadıkları duygusunu oluşturur.

Sağlık Şikayetleri

Sık sık sağlık problemlerinden yakınmaları olabilir. Kronik bir şikayeti olsa bile bu şikayetlerin ciddiye alınması ve böyle şikayetler için fiziksel bir sebep olup olmadığının değerlendirilmesi önemlidir. Sağlık problemleri üzerinde yoğunlaşan insanlar gerçekten mutsuzdurlar ve uygun bakıma gereksinim duyarlar.

İntihar

Kişi kederli, morali bozuk veya isteksiz olduğunda her zaman kendine zarar verme ihtimali vardır. Bir Alzheimer hastası için intihar planı yapmak zor olabilir, ancak kendine zarar verme ihtimaline karşı her zaman uyanık olunmalı ve intihar konusunda yapılan yorumlar her zaman ciddiye alınmalıdır.

Alkol veya İlaçların Kötüye Kullanımı

Depresyona giren kişiler içlerindeki kederden kurtulmak için alkol veya ilaç (traklizan) kullanabilirler. Bu bir demans hastasının fonksiyon yeteneğini iyice düşürür. Yalnız yaşayan ve daha önce alkol veya ilaç kullanımı olan kişilerde bu ihtimale karşı dikkatli olunmalıdır.

Çok alkol kullanan ve demans hastalığına yakalanan kişiler, ailelerinin kontrolü bakımından çok güç durumlar yaratabilirler. Böyle kişiler normal insanlara göre çok az alkolden etkilenebilir ve bir kadeh içki bile onların fonksiyonlarını kötü yönde etkileyebilir. Böyle kişiler genel olarak beslenme bozukluğuna sebep olacak kadar kötü beslenirler. Kaba inatçı ve saldırgan davranışlarda bulunabilirler.

Cansızlık ve Kayıtsızlık

Bazen bu hastalar cansız ve kayıtsız bir hale gelirler. Sadece oturur ve hiçbir şey yapmak istemezler. Böyle kişilerin sinirli kişilere göre bakımları daha kolay olabilir, ancak böyle bir davranış yine de görmezden gelinmemelidir. Aynı depresyonda olduğu gibi, demans hastalarının neden cansız ve kayıtsız hale geldikleri tam olarak bilinmemektedir.

Duyguları Hatırlama

Demans hastaları duygulara sebep olan olayı hatırlamayabildikleri halde, bu olay sonunda yaşadıkları duyguları hatırlayabilirler. Günlerce kızına kızgınlığını sürdüren bir hasta kızmasına yolaçan nedeni unutabilir.

Öfke ve Alınganlık

Bazen demans hastaları öfkelenirler. Eşyaları bir yerlere vurup, verilen bakıma reaksiyon gösterir, yemekleri fırlatır, bağırır ve ithamlarda bulunabilir. Bu ciddi bir durum olmakla beraber sık meydana gelmemekte ve kontrol edilebilmektedir.

Endişelenme, Sinirlilik ve Huzursuzluk

Demans hastaları endişeli, sinirli, huzursuz ve kızgın hale gelebilirler. Gezinebilir veya kıpırdanabilirler. Kişi neden sinirli olduğunu açıklamıyor olabilir veya makul olmayan bir şekilde açıklıyor olabilir.

Bazı endişe ve sinirlilik halleri beyindeki değişikliklerden kaynaklanabildiği gibi bazıları da kaybolma veya gerilme ile ilgili gerçek duygulardan meydana gelebilir. Nerede olduğunu bilmemek, ne yapması gerektiğini bilmemek veya kişinin tanıdığı şeylerin nerede olduğunu bilmemek gibi gerçek duygular kişiyi endişelenmeye sevkedebilir. Tanıdık bir çevre isteği (Eve gitmek istiyorum.) veya geçmişteki tanıdık kişiler için kaygı duymak (Çocuklarım nerede?) endişe yaratmaya sebep olabilir.

Kol saati gibi sevdiği özel bir şeyi kaybetmek de onu üzebilir. Hasta yine doğru bir duygu yaşamaktadır (birşey kaybolmuştur, hafızası kaybolmuştur, zaman kaybolmuştur, birçok şey kaybolmuştur), ancak açıklaması yanlıştır.

Yanlış Fikirler, Şüphecilik, Paranoya ve Halüsinasyonlar

Unutkan kişiler, dayanılmaz boyutta şüpheci olabilirler. Başkalarının paralarını, eşyalarını ve hatta kimsenin almayacağı eski diş fırçası gibi eşyalarını çaldıklarından şüphelenir veya onları itham edebilirler. Eşyalarını saklayabilirler, yardım için bağırabilir veya polis çağırabilirler.

Demans hastası gerçekte olmayan şeyleri görebilir, duyabilir, hissedebilir veya koklayabilir. Böyle bir halüsinasyon onu korkutabilir veya hoşuna gidebilir.Demans Hastasının Yakınlarının (Bakımı Üstlenen Kişilerin) Psikolojisi Kronik bir hafıza kaybı olan demans hastasının bakımını sürdüren kişilerde çeşitli duygular oluşabilir. Kronik bir hastalık gerçeği ile yüzleşebildiğinde duygusal çöküntü normaldir ve anlayışla karşılanabilir. Hastanın bakımını sürdüren kişilerin yaşadıkları duygular şöyle sıralanabilir :

Kızgınlık

Hasta yakını bunun kendi başına gelmesine, bakımı yüklenen kişi olmasına, ona yardım etmeyenlere ve çaresiz kalmasına kızabilir. Bazı demans hastaları dayanması imkansız görünen davranışlar sergileyebilirler. Bu durumda kızmamak imkansız gibi görünmektedir. Yaşanan bu öfke zaman zaman aile bireylerine, doktora, Allah’a karşı olabilmektedir. Demans hastasının hasta yakınını hayatına getirdikleri ve götürdüklerine kızgınlık duymasının insani bir duygu olduğu anlatılmalıdır. Ancak bu duygunun hastaya yansıtılmasının onun davranışlarını daha da kötüleştireceği, onun hastalığının yaşanan bu öfkeyi makul şekilde karşılamasını imkansız hale getirebileceği belirtilmelidir.

Öfkeyle başetmenin ilk adımı hastanın davranış şeklinin nasıl olabileceğinin kavranması ve davranışlarının sebebi olarak beyinde olup bitenlerin anlaşılmasıdır. Hastanın rahatsız edici davranışlarını değiştirebilmek için, ortamın ya da günlük düzenin değiştirilmesi denenebilir. Ayrıca sadece hoş olmayan hareket tarzının hastalıktan kaynaklandığını ve kişinin kontrolünde olmadığını bilmek rahatlatıcı olabilir. O hastadır ve çoğu kez davranışlarını kontrol edememektedir.

Utanma


Bazen demans hastasının davranışları utanç verici olabilir ve çoğu zaman yabancılar ne olduğunu anlayamazlar. Bu duyguyu azaltmak mümkündür. Komşulara açıklama yapmak ve hastalığı anlatmak onların daha anlayışlı olmalarını sağlayacaktır. Komşuların ve yakın aile bireylerinin problemi bilmeleri hasta yakınına daha fazla yardım ve destek vermelerini temin edecektir. Ayrıca bu hastalığa sahip kişilere bakan ve aynı sorunları yaşayan kişilerle tecrübeleri paylaşmak ve hatta destek grupları oluşturmak da çok önemlidir.

Çaresizlik

Aile bireylerinin, kronik bir demans hastalığı sebebiyle kendilerini çaresiz, zayıf ve demoralize hissetmeleri normaldir. Bu duygu ile başetme yolları da diğerleri ile benzerlik arzetmektedir.

Suçluluk

Aile bireylerinin, hasta kişiye karşı geçmişte davranışları, hastanın tuhaf davranışları nedeniyle utanç duymaları, kişiye karşı sakinliklerini koruyama- maları, bakım sorumluluğunun kendi üzerlerinde olmasını istememeleri, hastayı bakımevine yerleştirmeyi düşünmeleri veya kimi yersiz kimi kritik diğer birçok nedenden ötürü kendilerini suçlu hissetmeleri oldukça normaldir. Dikkat edilmezse ve önlem alınmazsa bu suçluluk duygusu kişinin sağlıklı kararlar vermesini engelleyerek problem haline dönüşebilir. Yapılması gereken suçluluk duygusunun farkında olup bunun için çözüm üretmektir. Suçluluk duygusunun etkisi altında olduğunu farkeden kişinin bu çember içinde dönüp durmak ya da kaldığı yerden hayatına devam etmek yönünde iki seçeneği vardır. Mantıklı olanı demans hastasıyla olan yaşamının dışında da bir hayatı olduğunu bilmesi ve bu hayatı sürdürmesidir. Bu davranışı demans hastasına da faydalı olacaktır.

Gülmek, Sevgi ve Mutluluk

Gülmek problemler karşısında aklımızı koruyan bir lütuf gibidir. Demans hastasının yaptığı hatalara gülmek, insanın kendisini kötü hissetmesine neden olacak birşey değildir. Komik olan şeyin ne olduğunu anlamasa bile demans hastası da gülmeye katılabilir. Çevredeki kişilerin hasta ile paylaşabildiği sevgi göstergeleri üzerinde yoğunlaşmak faydalı olabilir.

Keder

Keder genellikle ölümü takip eden bir duygu olarak düşünülür. Ancak keder, kayba karşı gösterilen bir duygu olup, sevdiği insan demans hastası olan kişi de aynı durumdadır. Ölümü takip eden bir keder, ilk başta bunaltıcı olmakla beraber zamanla azalır. Kronik bir hastalıkla ilgili olan keder ise devam eder. Duygular hastanın daha iyi olacağı umuduyla, düzelmeyen bir durumun yaratacağı hüzün ve öfke arasında gidip gelir. Ölümün ya da demanslı biriyle birlikte olmanın getirdiği keder, hayatınızda önemli olan bir kişinin niteliklerini kaybetmesiyle ilişkilidir. Kederlilik çoğu zaman depresyon ya da yorgunluk duygularıyla karışıktır. Böyle duygular kederin normal bir parçasıdır. Keder için basit bir panzehir mevcut değildir. Ama diğerlerinde olduğu gibi aynı sorunu yaşayan kişilerle paylaşımda bulunmak rahatlatıcı olabilir.

Depresyon

Çoğu kez keder ile depresyonu veya öfke, depresyon ve endişeyi birbirinden ayırmak güç olabilir. Demans hastası bulunan aileler çoğu kez günden güne, haftadan haftaya, kandilerini üzgün, depresif, cesaretleri kırık hissederler.

Demans hastalığı kendimizi iyi hissetmememiz için gerçek bir neden yaratır. Bazen danışmanlık hizmetleri bu depresif hali azaltabilir. Bu hizmetler depresif hali oluşturan nedenleri ortadan kaldırmaz. Sadece bu sorunla başetmeye yardımcı olur.

Yalnızlık Duygusu

Bir demans hastasıyla birlikte yaşarken yalnızlık hissine kapılmak çok sık karşılaşılan bir durumdur. Hepimiz yalnızız ve neler yaşadığımızı tam olarak kimse anlayamaz. Ama bir zamanlar kendisiyle birşeyler paylaşılan bir kişide meydana gelen değişiklikler nedeniyle hasta yakınının kendisini yalnız hissetmesi daha da katlanılması zor bir yalnızlıktır. Aile bireyleri, arkadaşlar ve hastanın yakınları olan diğer kişilerle paylaşımlarda bulunmak, bu yalnızlık duygusunu biraz olsun hafifletebilir.

Umutlu ve Gerçekçi Olma


Hasta yakınları hastalıkla savaşırken, hastalığın tedavisi için birçok olası yöntemleri denemekle birlikte çok sayıda farklı doktorlara götürerek farklı tedavilerle hastalarının iyileşmesini umut edebilirler. Yolunda gitmeyen şeyleri kabullenmekten kaçındıkları gibi bazen sebepsiz yere gülme ve anlamsız davranışlarda bulunma gibi tavırlar sergileyebilirler. Bunlar doğal olup, tepkisel davranışlardır.Hem umutlu, hem de cesareti kırılmış olma duygularının biraraya gelmesiyle oluşan bu tecrübe, birçok ailede yaşanmıştır.

Demans hastasının bakımını üstlenen kişilerin sayılan bu sıkıntı verici duygulardan kurtulmalarında yardımcı olabilecek birçok seçenek sıralandı. Fakat bunların ortak bir noktası vardı : Dayanışma

Ülkemizde de bu hastalık artık eskisine oranla daha fazla tanınmakta ve bu hastalığın sorunlarıyla yüzleşen insanlar biraraya gelerek güçlerini birleştirmenin ne kadar önemli olduğunu kavramaktadır. Bunun için yapılabilecekler şöyle sıralanabilir :

- Araştırma projelerinde görev almak.

- Telefonlara cevap vermek veya ofis işlerinde yardımcı olmak.

- Kişisel becerileri kullanmak. Gönüllülerin yönettiği bir gündüz bakım programına katkıda bulunmak.

- Bir destek grubuna liderlik etmek.

- Desteğe ihtiyacı olan diğer hasta yakınlarını saptayarak, onlarla bağlantı kurmak.

- Yardım toplama çalışmalarına katılmak. ( Küçük miktar paralar bile büyük değişiklikler yaratabilir.)

- Yerel bakım veya evde bakım programının başlatılmasına öncülük etmek.

- Uzun dönemde bakım hizmetlerini destekleyen resmi kuruluşlarla birlikte çalışmak.

Yapılacak pek çok şey vardır ve bu konuda yapılacaklar kişisel becerilere ve zamana bağlıdır,. Bunlar çoğaltılabilir.



Kaynaklar:1-36 Saatlik Gün, Nancy L.Mace-Peter V. Rabins

2- Türk Nöroloji Dergisi süreli yayınları
Celal Bayar Ün. Has.Sos.Hiz.Uzmanı / Tülin ASLANER
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Unutkanlık ciddi hastalık belirtisi!

Nöroloji Uzmanı Dr. Recep Toprak, bilgisayar ve cep telefonunun yoğun kullanımının unutkanlığı erken yaşlara çeken etkenlerin başında geldiğini belirterek, unutkanlığın çok ciddi hastalıkların belirtisi olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.

Memorial Dicle Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Recep Toprak, vatandaşlara unutkanlık konusunda uyarılarda bulundu. Unutkanlığın, hafızada depolanan bilgi ve tecrübelerin geri çağırılmasında yaşanan güçlükler olarak tanımlanabileceğini belirten Toprak,


Beyinde yaklaşık elli milyar kadar hücre bulunmaktadır ve bu hücreler birbirleriyle hep iletişim halindedir. İnsan yaşlandıkça beyin de yaşlanır ve hücre kaybına uğrar. Bu da bilişsel fonksiyonlarımızın eskisi gibi güçlü olmasını engeller. Ancak bilgi ve beceriler sürekli yenilendiğinde ve tekrarlandığında hafızada kalması ve hatırlanması daha kolay olur. Aksi takdirde kullanılmayan bilgiler bellekten zamanla silinir.

Bilgisayar kullanırken mola verin!

Unutkanlıkların kişinin günlük yaşam aktivitelerini, performansını ve sosyal düzenini bozmadığı sürece büyük bir sorun oluşturmadığına dikkat çeken Toprak, Bunlardan birisinde aksama olduğunda sorunlar başlar ve mutlak tedavi edilmesi gerekir. Unutkanlık genelde ileri yaşın sorunları olarak görülse de günümüzde artık genç yaşlarda da rastlanmaktadır. Bunun en büyük sebebi geçenlerin akıllı telefon ve bilgisayar başında fazla vakit geçirmeleri olduğu söylenebilir. Bilgisayar ve akıllı telefonların yoğun kullanımı depresyon, anksiyete, yoğunluk, stres, kaygı, gereksiz birçok bilgi, uyku bozuklukları B12-D3 vitamin ve folik asit eksiklikleri, tiroid hormon bozuklukları, kafa travmaları, düzensiz yaşam tarzı, yanlış beslenme alışkanlıkları ve çevresel toksik maddelere maruz kalma gibi konulara neden olabilir.

Mutlaka doktora başvurun!

Her unutkanlığın bunama anlamına gelmemekle birlikte, bunamadan şüphelenilmesi için unutkanlığın yanında öğrenme, oryantasyon, dil fonksiyonları, kişilik değişiklikleri gibi diğer bilişsel fonksiyonlardan en az bir tanesinde daha bozukluk olmalı ve bu bozukluklar hastanın sosyal ve iş hayatını etkileyebilecek kadar şiddetli olmalıdır. Bu durumda uzman doktora başvurmak gerekir.

Sinsi başlıyor ve hızlıca ilerliyor!

Unutkanlığın sinsi başladığına ve erken dönemlerde hasta ve yakınları tarafından kolayca fark edilmeyebileceğini anlatan Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hastalar erken dönemde önce basit şeyler unutmaya başlar, ancak bu durum pek dikkate alınmaz. İlerleyen zamanlarda kişinin bilişsel fonksiyonlardaki bozulma günlük yaşam aktivitelerini bozmaya ya da performansını düşürmeye başladığında önem kazanır ve o dönemlerde doktora başvurulur. Unutkanlığın erken fark edilmesi önemlidir, çünkü bazı unutkanlıkların erken dönemde tespit edilmesiyle tamamen tedavi edilebilir. Hatta basit şeylerin unutulduğu fark edildiğinde check-up yaptırılmasında büyük yarar olacaktır. Check-up yaptırıldığında normal bellek performans ölçümü yapılmış olur ve bu da ileride oluşabilecek bellek bozuklukları için referans olup erken tanıyı sağlayacaktır”. dedi.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst