Utanma oğlum

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,500
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Ben Kayseri doğumlu 98 yılında babasını kaybetmiş işçi emeklisi bir baba ile ev hanımı olan bir annenin dört çocuğundan ikincisiyim. Adım Levent şu an %96 ortopedik engelliyim. İki yaşında çocuk felci geçirmişim. Her iki ayağımda güç kaybı var. Halen tekerlekli sandalyede hayatımı devam ettiriyorum.

İki yaşında çocuk felci geçirmemle beraber, aklımın yettiği anlardan itibaren hissetmiştim eksikliğini. Yürüyemiyor diğer kardeşlerim gibi koşup oynayamıyordum, en çok sevdiğim top oynamaktı ve ben sadece top oynayan kardeşlerimi ve arkadaşlarımı toprak üzerine annemin serdiği minder üzerinde oturarak izliyordum ne çok isterdim ayağa kalkıp onlarla top oynamayı. Yapamazdım yapamadım da bazen içlendim bazen ağladım.lakin izlemekte güzeldi onların minik kalplerindeki heyecanı, alın terlerini, birbirlerine bağırmalarını kızmalarını, gol attıkları sevinci birbirlerine sarılarak tebrik etmelerini izledikçe mutlu oluyordum.

Daha çocuk yaşlarda bir dizi ameliyatlar geçirdim Ailemin beni kurtarmak, ayağa kaldırmak için çırpınışlarını gördüm. Onların da elinden de bir şeyler gelmiyordu,kim ne dese onu yapmaya çalışıyorlar, nerede iyi doktor varmış araştırıyorlar oralara götürüyorlardı. Kıt kanaat bütçelerini benim için harcıyorlardı. Bu yüzden çoğu bayramlarda kardeşlerime de banada kıyafet bile alamazdı rahmetli babacığım. Bunun üzüntüsünü yaşadı hep içten içe

Yedi yaşında yine ayağımdan ameliyat olmuş ilkokula o sene başlayamamıştım. Bir yaş küçük erkek kardeşim okula başlamıştı. Geceleri mum ışığında kardeşim ders yaparken ona imrenirdim. Derslerinde çok başarılı olmasına rağmen babam öğretmeniyle konuştu ve o sene onun sınıfta kalmasını istedi, buna sebep olarak ta seneye benimle beraber aynı sınıfa gitsin, çantamı götürsün teneffüsler de tuvalete götürsün, kısaca sıkıntılarımı gidersin diye öğretmeni o sene kardeşimi sınıfta bıraktı. Artık sekiz yaşındaydım ve okula yazılmıştım çok mutluydum, kardeşimle aynı sınıfa yazıldık, okulla evimizin arası ortalama üç kilometreydi. Annem beni sırtına alır, kardeşimin de elinden tutar, sınıfıma kadar götürür masama oturturdu. Sene sonunda sınıfın en başarılı öğrencisi olarak karnemi aldım, taaki lise bitene kadar o kardeşimle hep aynı sınıflarda okuduk. Kardeşim aklınıza gelebilecek bütün ihtiyaçlarımı karşıladı. Liseyi bitirmiştik

Evde üniversite sınavına hazırlanıyordum babamın dershaneye gönderecek durumu yoktu. Mahalleden üniversite sınavına hazırlanan bir abla bana hazırlık kitaplarını verdi, çok çalışmalıydım, kendimi derslere vermiştim, bazı geceler oluyordu ki kitap okurken uyuya kalıyordum. Babama, anneme özelikle benimle beraber her şeyime yardım eden kardeşime borçluydum, kendimi ispat etmeliydim. Bunları düşünerek çalıştım, çalıştım, çalıştım ve o sene Fırat Üniversitesi Bilgisayar D.T. kazandım. İlk kez şehir dışına çıkacaktım. Hem mutluydum hem de ailem olmadan nasıl yapacaktım. Bu yüzden de düşünceliydim. Üniversiteye kayıt olmaya üç gün kala babacığım vefat etti. Erkek kardeşim de babamın vefatından iki gün sonra askere gitti. Çok acılı ve sancılı bir süreç olmuştu benim için. Ağabeyim evli olduğu için annem yedi yaşında yetim kalmış kız kardeşimle yalnız kalacaktı. Onlar yalnız kalmasın diye okumayacağımı söyledim. Ağabeyim kızdı, okuyacaksın babamın kemiklerini sızlatmayacaksın, senin üniversiteyi kazandığın gün babam nasıl sevinmiş, sevinçten göz yaşı dökmüştü, rahmetli sana ne demişti, ‘’oğlum sen yeter ki oku, ceketimi satar yine okuturum seni’’ sözünü hatırlattı.Annemleri de merak etme ben her şeylerine koşarım dedi.Elazığ’a okula kayda ağabeyimle gittik artık üniversiteli olmuştum.Babam için okuyacaktım Beni her yere sırtında kucağında götüren annem için ve özellikle askere giden kardeşim için okuyacaktım. Kar, kış, soğuk, sıcak, araçlara binmek, inmek. Bütün engeller artık engel değildi benim için.

Bunlar yaşanacaktı ve yaşandı. Okulumu bitirip memleketime döndüm. Bir boşluktaydım, okumak çok güzeldi ve ben okumadan yapamayacağımı anladım. Tekrar üniversite sınavına girdim Anadolu üniversitesi işletme fakültesini kazandım ve dört yılın sonunda bu okulu da bitirdim. Artık iki üniversite mezunuydum. Önümde sadece bir basamak kalmıştı. Kamu Personeli Seçme sınavı, bu benim son basamağımdı, iş hayatına atılmak için. Bu sınavı da başarıyla kazandım ve güzide bir bakanlık olan Milli Eğitim Bakanlığında artık memur olmuştum, artık elim ekmek tutuyordu. İlk maaşımla anneciğime herkeste görüp te benimde olur mu ! acaba dediği çamaşır ve bulaşık makinasını almıştım. Anneciğim ne çok sevinmişti o sevinç bana dünyalara değerdi. Canım annem her şeye layıktı.

Bir kız sevdim ailesi özürlüsün dedi, biz seni nasıl damat diye eşe dosta tanıştırırız. Sen sakat birisin, biz böyle bir şey olursa utancımızdan dışarı çıkamayız dediler. Ona rağmen şuan eşim olan kişi benden yana tavrını koydu, eğer vermezseniz kaçarım dedi ve kaçtı iki yıllık evliyiz bir de dünyalar tatlısı meyvemiz var. ’Oğlumuz’ ; ‘’Şemsettin Görkem’’ daha sekiz aylık görseniz ne kadar tatlı, sanki dünyam onun etrafında dönüyor. Gülüşü hareketleri hepsi ayrı ayrı güzel, ilk kez anne bile demeden baba dedi canım oğlum.
Evet oğlum, ben bin bir zorlukla yaşadığım bu hayatta, kısıtlı dünyamda belki senle el ele tutuşup yürüyemeyeceğiz, beraber koşup oynayamayacağız, kucağıma alıp seni bir yerlere götüremeyeceğim. Ellerin babası gibi havaya atıp tutamayacağım, beraber bisiklet süremeyeceğiz ve bunun gibi bir çok şeyi yapamayacağız. Top bile oynayamayacağız. Biliyorum bunları yapamam, fakat sen istersen canımı bile veririm. Canım oğlum, bende isterdim seninle çocukluğunu doya doya yaşamayı, elinden tutup kırlarda koşmayı… Hiçbir zaman unutma babanın küçücük yüreğinde kocaman sen varsın...
Bu saydığım nedenlerden dolayı hiçbir zaman babandan UTANMA emi oğlum
Seni her şeyden çok seven baban.

Yazarın kısa özgeçmişi
: Levent EKER 1976 Kayseri doğumluyum evliyim bir çocuk babasıyım. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Şht. P. Asb. Serkan Ciddioğlu İlköğretim Okulu Melikgazi Kayseri adresinde memur olarak görev yapmaktayım %96 ortopedik engelliyim
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Merhaba Levent Eker,

Kendi yaşamınızı öykülendirdiğinizi düşünerek okuduğum eseriniz, gerçekten hayatta başarılı olmak için aslında en büyük engellerin bile azimle aşınabileceğinin en büyük göstergesi. Oğlunuz, eminim sizinle gurur duyacaktır büyüdüğünde, bu öykünüzü okuduğunda utanmak ne kelime sizin kadar yüreği sevgi dolu bir babası olduğu için mutluluk duyacaktır inanın.

Yaşamınızın bundan sonrasında da eşiniz, oğlunuz ve sevdiklerinizle birlikte bir ömür boyu mutlulukla geçmesini temenni ederim...
 

maraz

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
çok güzel ve duygulu bir yazı okudum
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Hiçbir zaman unutma babanın küçücük yüreğinde kocaman sen varsın...
Bu saydığım nedenlerden dolayı hiçbir zaman babandan UTANMA emi oğlum
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
:mad: biz seni nasıl damat diye eşe dosta tanıştırırız. Sen sakat birisin, biz böyle bir şey olursa utancımızdan dışarı çıkamayız
 

brk_19891907

Üye
Üye
Katılım
Nis 12, 2013
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Hiçbir zaman utanmadik utanmiyoruz utanmayacağiz. Bu sitenin hazirlanmasinda emeği geçen herkese yürekten ve sonsuz teşekkürler
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
güzel yorumlarından dplayı sayın GAZOZ AĞACI ve diğer yorum yapan arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler ederim :)
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
sayın GAZOZ AĞACI yazdığım öykü benim yaşam hikayemden ibarettir. ve gerçektir. ''Müthiş etkilendim'' diye sizin yorumunuza cevap yazmıştım, tekrar teşekkür ederim o güzel düşüncelerinizden dolayı
 

svm1986

Üye
Üye
Katılım
Nis 17, 2013
Mesajlar
8
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
eğitim her engeli aşar

levent bey : engelliler ve yaşam konulu bu öykü çok etkileyici ve engellilerin eğitimi için bir örnek, hayata tutunmak için bir örnek, baba sevgisinin gücünü göstermek için bir örnek başarılı yapıtınızdan dolayı teşekkür ediyorum hisli ve duygulu bir kalem örneği sergilemişsiniz onun için ayrıca tebrik ederim.:)
 

halisx

Üye
Üye
Katılım
Nis 18, 2013
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Sevgili Levent ,
Şu an içimden geçenleri olduğu gibi eğmeden bükmeden ve katkısız anlatıyorum
hikaye meyhanede sohbet havasında olmuş inan sabaha kadar okunsa insanı içine çeken sıkmayan bir sıcaklığı var.
’Şemsettin Görkem’’ çok şanslı....
Böyle muhteşem bir engelli babası olduğu için... Benim engelsiz babamdan daha iyi bir babası olduğu için...
 

ahmet1453

Üye
Üye
Katılım
Nis 18, 2013
Mesajlar
13
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
kalbinizin bütün güzelliklerini adeta görmüş gibiyim
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
bütün yorumlar çok güzel ayrıca sayın gazoz ağacı çok geçmiş olsun
 

svm1986

Üye
Üye
Katılım
Nis 17, 2013
Mesajlar
8
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
seninle her zaman gurur duyuyoruz oğlumda bende mükemmel bir baba mükemmel bir eşsin senin seçtiğim için çok mutluyum.
 

svm1986

Üye
Üye
Katılım
Nis 17, 2013
Mesajlar
8
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
çok insan tanıdım ama senin gibi yüreği ve kalbi temiz bir sen varsın bu dünyada
 

ahmet1453

Üye
Üye
Katılım
Nis 18, 2013
Mesajlar
13
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
buldum nedenini bir gün inşallah bende baba olacağım ve o büyük duyguları tadacağım:eek:
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Arkadaşlar,

Çok fazla öykü var ve ben okumaya başladığımda evdeydim şimdi ise hastanedeyim bu yüzden karıştırmış olabilirim ama bir öyküyü okuduğumda beğendiysem anında yorum yapmayı tercih ediyorum bu yüzden yani sonra tekrar başa dönerken de hatırlaması kolay oluyor.

Sizlere asıl söylemek istediğim şu ;

Edebiyata gönül veren sevgili kardeşlerim bu öykülerin hepsi birbirinden ayrı güzellikte ama anne baba olabilmek adına sizlere söylemek istediğim ; engelli baba yada engelsiz anne diye bir kavramın olamayacağı görüşündeyim. Anne annedir baba da babadır yani bir şekilde doğuştan ya da sonrasında çeşitli nedenlerle örselenmiş bedenlerin yaşamdan engelleniyor olması yani engellilik kavramı çok farklıdır. Anneyse o kutsal mertebeyi taşıyorsa bir ana anneliğini icra edebiliyorsa yani annedir engellilik, annelik duygusuna engel olamaz ki...

Aynı şekilde baba gerçekten babalık duygusuna ve baba sıfatına sahipse bu babanın görme engelli yada ortopedik engeli olması eksik, daha az, daha zayıf bir baba olmasına kesinlikle sebep olamaz ! Babalık kavramı engelsizdir zaten...baba koruyan kollayandır ve tüm çocuklar annelerini sever babalarıyla gurur duyarlar...

Anne, baba, kardeş, evlat olma yolunda engeller engel değildir hiç bir zaman yeter ki yüreklerde engel olmasın...
 

erciyes

Üye
Üye
Katılım
Nis 11, 2013
Mesajlar
28
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
:)Babalık kavramı engelsizdir zaten sayın gazos ağacı iki yorumunuzda çok güzel teşekkür ediyorum. öykümde sadece gelecekle ilgili kaygı teması söz konusudur. İnşallah evlatlarımız için bizler, gurur duyacağı insanlar oluruz.
 

ayşe08

Üye
Üye
Katılım
Mar 31, 2013
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
ne mutlu sizeki öyle fedakar bir anneye babaya kardeşe ve en önemliside fedakar bir eşe sahipsiniz.ben inanıyorumki sizin evladınız çok şanslı bir evlat.çünkü fedakar bir anneye ve haytın bütün zorluklarına ve acımasızlığına karşı başı daima dik çalışkan gayretli ve yüreği sevgi dolu sizin gibi bir babaya sahip,emin olun evladınız sizinle daima gurur duyacaktır.RABBİM ailenizin mutluluğunu daim etsin.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst