Yapamazsın’ diyenlere kızdı, hayatı roman oldu

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
ASTALIKLA 39 YIL
Küçük yaşta ortaya çıkan kemik iltihabı hastalığıyla 39 yıl mücadele eden İzmirli iş adamı Mustafa Akkaşlı, ‘sen yapamazsın’ diyenlere inat hayata tutundu, ayakkabıcılık sektöründe çıraklıktan patronluğa yükseldi.

ENGELİMLE BAŞARDIM
Engeline rağmen sıfırdan İzmir’in hatırı sayılır isimleri arasına giren Akkaşlı’nın hayatı bir romana konu oldu. Hastalığının tedavisi de tıp literatürüne girdi. Akkaşlı, “Başarımı engelli olmama borçluyum” diyor.

70 KİŞİ ÇALIŞTIRIYOR
Mütevazı bir hayat süren İzmirli iş adamı Mustafa Akkaşlı şimdi Bornova Ayakkabıcılar sitesinde 1 milyon liraya kurduğu iş yerinde 70’in üzerinde kişiyi istihdam ediyor. 1991 yılında üretmeye başladığı Şirinbebe markalı ortopedik çocuk ayakkabıları yurt dışında ve yurdun değişik bölgelerinde satılıyor. Her yıl yüzbinlerce dolarlık üretim yapıyor. Mustafa Akkaşlı, başarısının tek sebebini ise engeli olmasına bağlıyor. “Ya dilenci olacaktım ya da mücadele edip ayakta kalacaktım. Ama ben hastalığımdan güç aldım, başardım” diyor.


Engelliler, bir yandan engel durumlarıyla mücadele ederken bir yandan da hayata tutunmanın çarelerini arıyor. Başarılı olmak için ise engeli olmayan insanların en az iki katı çalışması gerekiyor. İzmirli iş adamı Mustafa Akkaşlı onlardan biri. Küçük yaşta yakalandığı kemik iltihabı hastalığından 39 sene çeken Akkaşlı, engeline aldırmadan sıfırdan İzmir’in hatırı sayılır ayakkabı üreticileri arasına girdi.

GENÇLİĞİNİ ARAMAYAN ADAM
Mustafa Akkaşlı’nın hayat hikâyesi İzmirli yazar Ayhan Dayan tarafından romana konu edildi. Romanın ismi ise manidar: “Gençliğini Aramayan Adam”. Bir insan gençliğini neden aramaz ki? Çünkü Akkaşlı, yaşı ilerleyen pekçok insanın ağzından duymaya alıştığımız “Ah gençlik ah”lara değil “Öf gençlik öf”lerle tanımlıyor o yıllarını. Mustafa Akkaşlı, 1946 yılında İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Kayaköy’de fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Her köy çocuğu gibi hayatın ona sunduğu şeyler sınırlıdır. İlkokul yıllarında bacaklarında amansız bir kemik hastalığı başgösterir.

17 YERDEN YARA PATLADI
Babası bulup buluşturup onu İzmir Behçet Uz Hastanesi’ne götürür. 1950’li yılların hastanesinde tahmin edeceğiniz üzere teknik imkânlar yeterli değildir. Doktorlar ‘yatış’ kararı verir. Fakat bu yatışın 8 ay süreceği kimsenin aklına gelmez. Yani hastane köşeleri yuvası olur, üstelik de refakatçisiz. Babası iki haftaya, ayda bir ziyarete gelebilir ancak. Tedavi süreci bitip tükenmez bir ıztırap halini alır. Bir de hasta bakıcıların işkencelerine maruz kalır.
Tedavi çalışmalarından bir sonuç çıkmaz ve henüz 10 yaşında, 17 yerinden patlayan yaraları sebebiyle yürüyemez olur. Okulu bırakır. Mahalleden bir ayakkabı ustasının yanına çırak olur. Ancak usta bir süre sonra ‘sağlık durumun bu işlere yeterli değil’ diyerek kapıyı gösterir. Koltuk değnekleriyle gittiği her kapıdan aynı cevabı alır. Ama pes etmez. İyi bir ayakkabı ustası olacaktır. Yaraları kötü kokular yayar duymaz, ağrıları azar hissetmez. Sefalet derecesinde bir hayat sürerken işine sarılır. Bir süre sonra yaptığı ayakkabılar beğenilmeye başlar. Zamanla çıraklıktan kalfalığa, ardından ustalığa yükselir. Ve kendi dükkanını açmaya karar verir. Yanında çalıştığı üç beş çırağıyla “Şirinbebe” markasıyla ortopedik çocuk ayakkabısı üretmeye başlar.

TIP LİTERATÜRÜNE GİRDİ
İktisadı düzelince, çocukluğundan beri muzdarip olduğu rahatsızlığına çare bulmak için 1984 yılında Prof. Dr. Veli Lök’e başvurur. Tıp dilinde kronik “Sklerozan Osteomiyelit” olarak bilinen kemik iltihabı, dünyada iyilişmesi mümkün olmayan bir hastalıktır. Cerahat yapan mikroplar kana karışıyor ve kemikleri çürütüyordur. Akkaşlı, ameliyata alınır. Bacak kemiklerinin aralarında iltihabın etkisiyle zarar görmüş ve zamanla çürümeye yüz tutmuş ne kadar et ve doku varsa temizlenir. 14 yılda sağlığına kavuşan Akkaşlı’nın geçirdiği operasyon, tıp literatürüne girer ve tıbbiyelilere ders olarak okutulur.


Sanat üretip meslek öğreniyorlar
Yozgat’ta Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Rehabilitasyon ve Bakım Evi’nde barınan engelliler, kurum içerisindeki iş atölyelerinden mesleki eğitim alıp, yaptıkları el sanatlarıyla zihinsel ve bedensel gelişimlerini geliştirirken, el sanatı eserleriyle takdir topluyor. Merkezde bulunan üç ayrı atölyede becerilerini geliştiren engellilerden kimisi halı, kilim, battaniye dokurken, kimisi de örgü örüp, bez bebekler imal edip, yağlı boya ve kara kalem resimler yapıyor. Rehabilitasyon ve Bakım Evi Müdürü Fikret Ceyhan, engellilerin vakitlerini en iyi şekilde değerlendirdiklerini belirterek, ''Engellilerimiz kendi becerileriyle, el emeği göz nuru eserler üretiyor. Eğitmenlerimi aracılığıyla becerilerini daha da geliştirebiliyorlar'' diye konuştu.

Avrupa sosyalleştiriyor Türkiye acıyor
Antalya Gönüllüleri Derneği tarafından geçtiğimiz hafta Antalya Kültür Merkezinde “AB’de ve Türkiye’de Engelli Olmak” başlıklı bir etkinlik düzenlendi. Toplantıda Avrupa Türk Engelliler Derneği Başkanı Cemil Çelik, Türklerin ve Avrupalıların engellilik meselesindeki farklı bakış açılarını anlattı. Avrupa’da 8 kişinin vergileriyle bir engelli bireyin bakımının gerçekleştiğini, engellilere sosyal pek çok hak tanındığını belirten Çelik, Türkiye’de ise “acındığını” anlattı. Hamburg’da “Mutlu Yuva” adlı bir proje uyguladıklarını belirten Çelik, şöyle konuştu: “3-5 yaş arası sağlıklı çocuklar engelli yaşıtlarıyla oyun oynadı. Akşam evlerine gidip, anne babalarına o arkadaşlarının neden öyle olduğunu sorduklarında, ‘Yaramazlık yaptığı için ayağını kesmişler’ veya ‘Dilini kesmişler’ cevabını aldılar. Bir Alman çocuğundan bunu duyamazsınız. Türkiye’deki engelliler sokağa çıkamıyor. Almanya’daki Türklerin çocukları da öyle. Avrupa’da engelliye devlet ücretsiz sinema bileti veriyor. Türk aileler o bileti sinema kapısında satıyor. Sinema kapılarında bekleyip bunu yapan aileleri belirleyerek kara listeye aldık.”

Döndür tekerleği maça doğru
Engelli gençleri spor ile sosyal hayata bağlamak isteyen Gaziantep Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, ‘’Döndür Tekerleği Yaşama Doğru’’ projesi kapsamında tekerlekli sandalye basketbol takımı kuracak. Bir yıl süreli proje kapsamında ilk etapta 20, daha sonra 70 gence ulaşılması hedefleniyor.


KAYNAK
 
Tekerlekli Sandalye
Üst